17 Eylül 2024 Salı

Yaşlı Adam ve Deniz (İhtiyar Balıkçı)*


 

… ..

“Eyvallah yavrum” diye karşılık verdi balıkçı. Kürekleri ıskarmozlara geçirdikten sonra ileri abandı, keskin yanlarını suya daldırdı. Karanlıkta yavaş yavaş limandan uzaklaşmaya başlamıştı. Bütün kıyı  boyunca açık denize doğru yol alan başka kayıklar da vardı. Ay tepenin arkasında kaybolduğundan, yaşlı adam karanlıkta küreklerinin suya girip çıkarken çıkardığı tok sesleri duyuyordu.

Arada bir öteki kayıklardan belli belirsiz konuşmalar geliyordu. Koyun ağzından çıktıktan sonra dağılmaya başladılar, herkes okyanusun bereketli olduğunu umduğu bir köşesinin yolunu tuttu. Yaşlı adam çok uzaklara gitmeye karar vermişti. Toprağın kokusunu arkada bırakarak sabahın erken temizliğinde okyanusun kokusuna doğru daldı. Birdenbire yedi yüz kulaç derinliğine iniverdiği için balıkçılar arasında kuyu diye anılan yerden geçerken , küreklerin dalış çıkışında, Gulf’un parlak renkli yakamozları beliriyordu. Akıntının getirdiği balıklar, çukurluğun etkisiyle denizin altındaki sete çarptığından, epey bereketliydi burası. Karidesler, küçük yemlik balıklar, kayaların arasındaki daha derin çukurlarda mürekkep balıkları kaynaşırdı. Bunlar geceleri suyun üstüne çıkar ve daha büyük balıklar tarafından kapışılarak yutulurdu. Yaşlı adam karanlıkta şafağın sökmek üzere olduğun u sezinliyordu. Uçan balıkların suyu yararak  havaya fırlayışının çıkardığı ıslığı andırır tiz bir ses duyuldu. Okyanuslarda balıkçıların biricik arkadaşı olan bu hayvanları pek severdi. Kuşlara , hele durmadan arayan ve bir türlü aradığını bulamayan ufacık, narin deniz kırlangıçlarına da acırdı da, “Büyüklerinden ve arsızlarından başka bütün kuşlar çilekeş” diye düşünürdü. “Okyanus böylesine vahşi ve acımasız olurken zavallı kuşlar niye böyle narin ve güzel yaratılmıştı acaba? Deniz çok güzel, çok merhametlidir. Fakat birden öyle değişiverir, zalimleşirdi ki; başımızın üstünde fırıl fırıl dönem bu ufacık ve ötüşleri hüzünlü kuşlar için dayanılmaz olur.”

… ...




*Yaşlı Adam ve Deniz (İhtiyar Balıkçı) &  Ernest Hemingway


Kitabın Özgün Adı: Faith and Power: R eligion and Politics in The Middle East, Bernard Lewis


*https://eksisozluk.com/the-old-man-and-the-sea--989928?nr=true&rf=old%20man%20and%20the%20sea

*yaşlı adam öldü. hemingway'in kitabına konu olan kübalı denizci gregorio fuentes 104 yaşında balıkçı köyünde cojimar'da dün öldü. (radikal, 15.01.2002)


*ernest hemingway'in pulitzer ve oscar ödüllü romanı.


*"ihtiyar adam ve deniz" adı ile izlediğimi sanıyorum bu filmi. hatta çok yakın bir zamanda. evet evet geçen gün star 2 de gösterildi bu film. (yirmiüç veya yirmiiki nisan akşamı)

yaşlı adam günlerce ufak teknesiyle balık bekliyor. öyle bir büyük balık yemini yutuyor ki, ipi çekeceğim derken ellerini mahvediyor yaşlı adam. tabii beklerken hayatının çeşitli küçük ayrıntıları rüyasına hayaline aklına gelmiyor değil. sonra sonra (dört gün batımı sonunda galiba) iricene balığı teknesine bağlıyor kasabasına götürmek üzre yelkenini ayarlıyor. fakat köpek balığı denen hadise var deniz camiasında. hatta denizin camiası değil caniası onlar. köpek balığının teki yaşlı adamın balığının karın bölgesinden bir parça ısırıyor. ortalık kan ve revan. tabii kan kokusunu alan diğer it balıkları, su yüzünden görünen uzuvlarını gösteriyorlar yaşlı adama. yaşlı adamın zıpkını da azönceki parçayı alan köpek balığının üstünde kalıyor. kahretsin neden yedek zıpkın almamış ki yanına? bıçak ve kürekten yedek zıpkın yapıyor. bir köpek balığı sürüsü ile mücadele edecek aklısıra. ediyor da netekim. lakin bir miktar sürpriz var hikayede. valla. seyredin, merak edin..

böyle birşeydi işte.. fakat filmin daha önemli kıssaları hisseleri vesairleri var. tek bir adamın oynadığı filme ise ben kendimi nasıl kaptırmışım anlayamadıydım. eski bir film gibi de duruyordu. okyanus sahneleri (su altındakiler) farklı, tekneli sahneler farklı görünüyordu. ama bayağı bir düşündürüyor insanı canım, seyir esnasında..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder