
-“Ölüm
, şehirlerimizi kaybetmekle başlar.” Kim söylemişti bu cümleyi hatırlamıyorum,
ne yazık ki doğru... Doğru, lakin eksik. Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle
başlar, vatanımızı kaybetmekle neticelenir.
-Sahi
nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller,
yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha
köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece
toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç ssilsilesi... Annemizin şefkati, babamızın
saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır
vatan... Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz. Evet, bir vakitler zihnim,
kalbim bu fikirlerle doluydu. Şimdi bilmiyorum...
-Peşimdeler
Ester... Eski ittihatçıların hiçbirine hayat hakkı tanımayacaklar. İzmir
Suikastı bir bahane. Nihai hesaplaşma başladı. İzmir’de kurulan darağaçları
yetmedi. Ankara’da da astılar bizimkileri. Suçlu suçsuz ayırt etmiyorlar. Kara
Kemal ki, asla bulaşmamıştır bu suikasta, onu bile ortadan kaldırdılar. Güya
intihar etmiş, hem de bir kümeste. Olacak iş mi bu? Kendini öldürdüğü
yetmiyormuş giibi bir de kümeste yapıyor. Düpedüz
itibarsızlaştırma. ....
itibarsızlaştırma. ....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder