Kadın-Erkekl & Karı-Koca*

 … ..

Hangi konuda olursa olsun sağlam bir temel üzerine yükselmek yahut yükseltmek mühimdir. Bir annenin kadın olduğunun unutulması ile bir babanın erkek olduğunun unutulması ile görmezden gelinen bir başka temel arasında fark yoktur. Karı-koca birlikteliğinin uzun  ve sağlıklı devamlılığının, gücünü her şeyden evvel cinsiyetlerinin köklerinden alması gerekmektedir. İkilikten tekliğe geçişte tekliğin oluşumuna katkı sağlayan esaslar yani cinsiyetler unutulmamalıdır. Bu esaslar eski mimaride kullanılan kilit taşlarına benzediklerinden doğru yerleştirildiklerinde yerinden oynatılmaları hiç de kolay olmayacaktır. 

… ..

… ..

Ahmed Midhat Efendi, Karı-Koca Masalı adını verdiği bu eserini, Rodos’a sürgün edi

linden iki sene sonra kaleme almıştır (1875). Eser karı-koca kavramlarını ve ilişkilerini kalme almak üzere hazırlanmış görünmekte ise de dünya edebiyatında örneğine ender rastlanır üst düzey bir anlatıdır. Esas olarak ne roman ne de bir masaldır. … …

Eserin, arka planında daimî olarak karı-koca konusu işlenmiş ise de Ahmed Mithat Efendi asla doğrudan konunun anlatımını yapmayarak, okuyucularının zihinlerinde tesadüf edilemeyecek şekilde bir yer edinmeye çalışmış v e bunda da başarılı olmuştur. Okuyucularıyla konuşarak, danışarak ve zaman zaman da karşı karşıya gelerek sürdürdüğü anlatımına kendisini de dâhil etmeyi unutmamıştır. Yazarın titizlikle inşa ettiği giriş kısmı okuyucunun zihnini alt üst etmekte, insan olmanın ve bu yolda kabul edildiğinde karı-koca olma yolundaki zorlukların aşılması gereken engebeleri gibidir. … ..

,... ..

Evlilikte güzelliğin önemsiz olduğunu kesin bir dille savunan Midhat Efendi’nin bugün bile pek çok toplumda kadının görevi olarak görülen yemek pişirmek, çamaşır yıkamak ve dikiş dikmek gibi konuların, evliliğin dışında bir yerde olduğunu söylemesi mühimdir. Evliliği ancak birbirini seven iki insanın

birleşmesi olarak gören Midhat Efendi’nin en büyük nasihati ise evlilikte aceleci olunmaması gerekliliğidir. Buna göre sohbet, alışma, nikâh kıyma aşamalarının aceleye getirilmeden, keyif içinde sürdürülmesi, imzaların atılmadan önce müstakbel karı-koca adaylarının arkadaşlık etmelerini  sağlıklı bir ilişki için en uygun şey olacağını, bu yolda uyulması gereken bir doğruluk olarak söylemektedir.

…. ..

…. .. Bağımsızlık, erkek cinsiyetinin, dayanışma ise kadın cinsiyetinin en önemli özelliği ve unsurudur.

… .. 

Erkeklerde aktivitenin bir diğer özelliğini de, gördüğümüz gibi paylayıcı ve sabırsız karakteridir…. ..     Aksine, dişiler sakin ve sabırlıdır. Azimleri cesaretlerini kırmaz. … ..

… .. Erkeklerin sabırsızlığı ve kadınların sabrı her iki cinsiyetin de işlevlerinin doğasında kandandır. Uzun süreler boyunca yumurtalarını kuluçkaya yatıran dişi kuştan, çocuğunu rahminde taşıyan ve bu kadar uzun aylar emziren kadına, sa, sabır ve annelik daima birdir. … ..

… ..

… ..  erkekler … .. Sonuç olarak her şeyi bir araya getirmek ve daha fazla beyin harcaması ve kas harcaması yaptıkları için genellikle hacmen daha büyük hâle geldi.  Öte yandan dişiler daha fazla inceliğe, daha fazla görüşe ve kolay kanmayışa sahip oldular. Onların rolü ilerlemek ve engeli aşmak değil, beklemek, gözlemlemek ve tahmin etmek için kuruldu ve beyinleri içsel olarak iyileştirildi.  … ..

… ..

… .. kadın … .. Sevmek, kadın duyarlılığının baskın özelliğidir. Birçok kez söylenmiştir ki erkekler için aşk, yaşamın neşesi kadınlar için yaşamın tâ kendisidir. … ..

…. ..    

…. ..    Her şeyden önce kadının fiziksel zayıflığı, onu mücadelede  kendisine uygun araçları kullanmaya mecbur eder. Aramaz, aranır ve aranmak için beğenilmesi gerekir. Ayrıca her canlının doğal avantajlarını korumasına ve artırmasına neden olan  bir içgüdüsü vardır ve kadın paylaştığı bu güzellik armağanını hisseder. … .. …..

…..

…. ..   Erkek daha tümdengelimli bir zihne sahipken kadın daha sezgiseldir. Sezgi, bir bütünü hemen ve çaba harcamadan gören açık gözdür.   … ..

… ..

Hafızaya bağlandıktan sonra, görüntüler ve fikirler genellikle kadınlarda kalıcıdır. … ..

… ..

Kadının hayal gücü erkekten daha heyecanlıdır. Dışarıdan harcanan kuvvet miktarı ne kadar azsa, görüntülerin iç üretimi o kadar fazla olur. Duyarlı ve yaratıcı olan kadınların soyut ve genel fikirlerden ziyade genellikle duyguları tarafından yönlendirilmesi kaçınılmazdır. … ..

… ..

… ..  Kadın dînî konularda bilimsel ya da politik sorularda olduğu kadar neyin alındığı ve yerleştiği konusunda şüphe uyandırmaktan hoşlanmayacaktır. Eleştirmek yok etmektir ve içgüdüsünün ne kadar az yıkıcı olduğunu pekâlâ gördük. Bu durumun güce saygı duymakla bir alâkası yoktur. Büyük bir hassasiyetle Tanrı’ya yönelmiş olan kadınların kalplerini çekici kılan şey Tanrı’ya atfedilen güç değildir. O’nun iyiliğidir. … ..   Böyle bir ruh da doğal olarak Taanrı’ya yönelmiştir. 

… .. 

Daha yumuşak, daha çekingen, daha şefkatli, her şeyden önce agresif eylemlere daha az meyilli, iç yaşamda daha fazla içine kapanık ve nihayet daha dindar bir karakter , nasıl olur da suç ve kabahatlerde daha az verimli olmaz? … ..

… ..

… .. Güzellik, kadınlar için doğal bir armağan bir işlev ve neredeyse bir görevdir. İnsanı caezbetmeli ve türdeki güzellik geleneğini sürüdrmelidirler. Aynı zamanda güzellik kadınların diğer kadınlara üstün gelmesinin de na yoludur. Kadınların mücadele ettiği güç, güçle değil, zarafet ve zarafet için direnen bir güçtür.  … ..    … … Dolayısıyla kadın, her zaman içgüdüsel bir sanatla kendisini bu görünür niteliklerle süslemeye çalışmıştır. 

… ..

*Kadın-Erkek & Karı-Koca  &  A.Çağrı Başkurt

Cinius Yayınları

1.Baskı, Mart 2021

*A. Çağrı Başkurt Kimdir? - A. Çağrı Başkurt Hayatı ve Biyografisi (haberler.com)

*Kadın - Erkek ve Karı - Koca A. Çağrı Başkurt (fidankitap.com)

*Yeditepe Üniversitesi “ Psikoloji” ve İlişki KOçluğu”  eğitim prorramlarını tamamlamıştır.