10 Ekim 2025 Cuma

Okuma Günlüğü & Alberto Manguel*


 

Kitaplar vardır,bir sayfadan öbürüne geçerken unutarak keyifle gözden geçiririz; bazılarını , hemfikir olmaya ya da karşı çıkmaya kalkışmadan saygı ile okuruz; bazıları yalnızca bilgi sunar bize, yorum beklemez bizden; yine bazılarını, nicedir, nasıl büyük büyük bir aşkla sevdiğimiz için, sözcüğüne sözcüğüne tekrarlayabiliriz., çünkü tam anlamıyla ezberim izdedirler.

Okumak sohbet etmektir. Deliler, zihinlerinin bir köşesinde yankılandığını hissettikleri hayali diyaloglarla uğraşırlar; okurlarsa, bir sayfa üzerindeki sözcüklerin sessizce harekete geçirdiği benzer bir diyalogla. Genellikle okurun yanıtı kaydedilmez.,, ama okur çoğu kez bir kalem alığı metnin kenarına cevaplar yazma gereksinimi duyar.. Bazen en sevdiğimiz kitaplara da eklenen bu yorum, bu açıklama, bu yankı genişler ve metni bir başka zamana, bir başka yaşantıya taşır; bir kitabın bizimle konuştuğu ve bizi (okurlarını) var olmaya zorladığı yanılsamasına gerçeklik katar.

… ..

… ..

 Okumak rahat, tek başına gerçekleştirilen, yavaş ve duygusal bir görevdir. Bir zamanlar yazmada da vardı bu niteliklerden bazıları. Fakat son zamanlarda yazarlık uğraşı, eski gezgin satıcıların, repertuar aktörlerinin uğraşlarına benzer nitelikler edindi; yazarlar, tuvalet fırçaları ya da ansiklopedi setleri yerine kendi kitaplarının özelliklerini övecek bir gecelik gösteriler yapmak üzere uzak yerlere çağrılıyor. Daha çok bu görevlerden dolayı, okuma yılım boyunca çok farklı kentlere yolculuk eder halde buldum kendimi, ama her defasında , yuvama dönmeyi, kitaplarımın bulunduğu ve işimi yaptığım, Fransa’nın ufak bir köyündeki evimde olmayı istedim.

… ..

Bir yıldan biraz fazla zamandır Fransa’daki evimizdeyiz ve şimdiden Buenos Aires’teki ailemi ziyaret etmek için buradan ayrılmam gerekiyor. Gitmek istemiyorum. Yazı köyde geçirmek, bahçenin, eski kalın duvarlarının serin tuttuğu evin tadını çıkarmak istiyorum. Kitapları yeni yaptırdığımız raflara

yerleştirmeye başlamak istiyorum. Odamda oturup çalışmak istiyorum.

Uçakta, Adolfo Bioy Cesares’in Morel’in Buluşu (The Invention of Morel) adlı kitabını çıkarıyorum; görünüşe göre hayaletlerin istila ettiği bir adaya düşen bir adamın öyküsü, ilk kez otuz otuz beş yıl önce okuduğum bir kitap.

… ..

… ..



*Okuma Günlüğü & Alberto Manguel

Özgün Adı: A reading Deray

Çeviren: Mehmet H. Doğan 

Yapı Kredi Yayınları

1.Baskı:İstanbul, Ocak 2007



*https://tr.wikipedia.org/wiki/Alberto_Manguel

*Alberto Manguel (d. 13 Mart 1948, Buenos Aires, Arjantin), Arjantinli yazar, editör, çevirmen ve Arjantin Ulusal Kütüphanesi'nin eski genel müdürü.

Yazarlığının yanı sıra, çok dilli bir çevirmen, antoloji yazarı ve editör olarak da uluslararası bir şöhret kazanan Alberto Manguel'in en çok tanınan eseri Hayalî Yerler Sözlüğü'dür.

Hayatı:

Alberto Manguel, Arjantin'in ilk İsrail büyükelçisi Pablo ve Rosa Manguel'in oğludur. Çocukluğunu babasının diplomatik görevi nedeniyle İsrail'de geçirdi ve Arjantin'e 7 yaşında geri döndü. Çek mürebbiyesinden İngilizce ve Almanca öğrendi. Anadili olan İspanyolcayı ise 1955'te Arjantin'e döndükten sonra öğrendi.

Manguel, Buenos Aires'te 1961'den 1966'ya kadar Colegio Nacional de Buenos Aires'te okudu Bu okuldaki öğretmenleri arasında tarihçi Alberto Salas, Cervantes uzmanı Duranas Lerner ve edebiyat eleştirmeni Enrique Pezzoni gibi dikkate değer Arjantinli entelektüeller de vardı.

Manguel, Buenos Aires'te 16 yaşındayken, okuldan sonra bir kitabevinde çalışıyordu. Kitapçının bir müşterisi olan Jorge Luis Borges ile burada tanıştı. Borges bu dönemde, hastalığı nedeniyle görme yetisini neredeyse yitirdiği için, başkalarından kendisine yüksek sesle okumalarını istiyordu. Manguel de, 1964'ten 1968'e kadar haftada birkaç kez Borges'in okuyucularından biri oldu.

Manguel, 1967 yılında Buenos Aires Üniversitesi'nin felsefe ve edebiyat bölümüne kaydoldu. Ancak eğitimini yarıda bıraktı ve Guillermo Schavelzon'un yeni kurduğu Editoryal Galerna yayınevinde çalışmaya başladı. Manguel 1969'da Avrupa'ya gitti ve Paris'te Denoël, Gallimard ve Les Lettres Nouvelles ve Londra'da Calder & Boyars gibi yayın işletmelerinde düzeltmen olarak çalıştı.

Manguel, Temmuz 2016'dan Ağustos 2018'e kadar Arjantin Ulusal Kütüphanesi'nin müdürlüğünü yaptı.[1] Fransa, İtalya ve İngiltere gibi değişik ülkelerde hayatını geçiren yazar, 1988'de Kanada vatandaşı oldu.

…..


5 yorum:

  1. Arka kapak tanıtımından:
    Yazar, editör ve “profesyonel okur” Alberto Manguel, güncelliğini yitirdiği düşünülen edebiyat eserlerinin bile yaşamımıza ışık tutabileceği düşüncesinden yola çıkarak, en sevdiği kitapları yeniden ziyaret ediyor. Bir yıl boyunca her ay başka bir kitabın rehberliğinde yaşıyor. Sonuçta ortaya çıkan “okuma günlüğü,” her kitap kurdunun keyifle okuyacağı edebi düşünceler, metin incelemeleri ve gezi yazılarının iç içe geçtiği zarif bir anlatı
    Manguel’işn seçtiği on iki kitaplık liste, Türkçede yayınlanmış, çok sevilen serlerden ve keşfedilmeyi bekleyen klasiklerden oluşuyor:

    *Morel’in Buluşu - Adolfo Bioy Casares
    *Dr.Moreau’nun Adası
    *Kim - Rudyards Kipling
    *Mezar Ötesinden Hatıralar - Francois-FRenr de Chatteaubriand
    *Dörtlerin simgesi -Arhur Conan Doyle
    *Gönül Yakınlıkları - Johann Wolfgang von Goethe
    *Söğütlükte FRüzgâr - Kenneth Grahame
    *Don Quijote de Cervantes
    *Tatar Çölü - Dino Buzzatti
    *Yastıkname Sei Şonagon
    *Yüzeye Çıkış - Margaret Atwood
    *Bras Cubas’ın Ölüm Sonrası Hatıraları - Joaquim Maria Machado de Assis

    YanıtlaSil
  2. https://www.eylulgormus.com/kitap/okuma-gunlugu/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuma Günlüğü’nü okumak için bu kitapları okumuş olmak şart mı, bence değil. Aralarında okuduklarım da vardı, okumadıklarım da; okuduğum kitaplara dair bölümlerden ayrıca bir haz aldığımı söyleyemem, dolayısıyla şart olmadığı kanaatindeyim. Manguel’in okumakla ilişkisini izlemek her zaman keyif verici ama zaman zaman kendini çok fazla tekrar ettiğini de söylemek lazım. Manguel’in mizahi üslubunu ve okurken kendisinden sürekli bir şeyler öğrenmeyi seviyorum ama bu kitap biraz fazlaca dağınık geldi, yazar oradan oraya fazlaca atlıyor ve bu da takibi güçleştiriyor.

      Neyse. Kitaptan öğrendiğim nefis bir bilgiyle bitireyim: “Ispanyolca’da ‘bekleme’ sözcüğü espera, ‘umut’ anlamına gelen esperanza ile aynı kökten geliyor. Gide, Günlük’ünde şunu söylüyor: ‘Sala de espera. Ne güzel bir dil bu, beklemeyi umutla karıştırıyor!’”

      Sil
  3. Alberto Manguel, başka bir yazarın okumalarında tavsiye edilmesi üzerine ilk elime geçen “Okuma Günlüğü” aslında başka yazarların yaptığı gibi on iki eseri okurken edindiği tecrübeleri de katarak kitap eleştirisi yapmakta….
    Yazarın gündemine aldığı eserleri daha önce siz de okuduysanız mukayese yaparak anlam çıkarmak daha kolay olabilir…. Ancak “Tatar Çölü - Dino Buzzati” dışındaki eserleri okumadığımdan Manguel’in anlattıklarını okumak çok da anlamlı gelmemekte…. Yazarın anlatımından kaynaklı merakımı gidermek üzere yorumladığı kitapların bir kısmını , okumaya karar verdim.

    YanıtlaSil