… ..
… .. Hem babadan hem de anneden gelen genetik materyali taşıyan ve neredeyse toplu iğne başı kadar büyüklükte olan bu hücre sürekli bölünerek ve çeşitli deneyimler yaşayarak sonunda insan dediğimiz kompleks canlıyı meydana getirmektedir. Zigot oluşumundann sadece 14 gün sonra yani sizin doğmanıza daha yaklaşık 9 ay varken merkezi sinir sisteminin temelini oluşturacak olan “nöral plak” adlı kısım, bu top benzeri yapının üzerinde oluşmaya başlamıştır bile. Sevgili okuyucu, aslında insanın anne karnında yaşadığı bu mucizevi ser,ven müthiş bir öyküdür. Örneğin Cowan adlı bir araştırmacının yaptığı çalışmaya göre anne karnındaki fetüste, dakikada 250.000 sinir hücresi üretilmektedir. Derin bir sessizliğin içinde bu rakamı tekrar bir düşünelim. Saniyede yaklaşık 4160 adet sinir hücresi!
İnsanın anne karnında yaşadığı inanılmaz öykünün gizemine kapılmadan tekrar konumuza dönelim. Beyin böylesine müthiş bir hızla oluşurken her türlü faktör bu gelişime etki edebilmektedir. Ama bu noktada kadınlar ve erkeklerin birbirlerinden farklı bir beyin yapısına sahip olmasındaki en önemli etkenin, anne karnındayken maruz kaldıkları cinsiyet hormonları olduğu gösterilmiştir. Özellikle testosteron ve östrojen, cinsiyet hormonları arasında en fazla öne çıkan hormonlardır. Bu hormonlar erkek ve kadınlarda farklı miktarlarda bulundukları için cinsiyet hormonları olarak adlandırılırlar. … … ..
Her iki cinsiyetin beyin yapıları arasında birçok anatomik, fizyolojik ve nörokimyasal farklılıklar bulunmaktadır. Aslında yüzyıllardır kadınlar ve erkekler arasında süregelen birçok anlaşmazlık ve tartışmanın nedenleri altında da bu farklılıklar yatmaktadır. Durum böyle olunca, her iki cinsiyetin birbirlerini, kendi bakış üzerinden değerlendirmeye, yargılamaya çalışması kaçınılmaz olmuştur.Eğer birbirimizi yeterince iyi tanıyabilirsek aslında ortada herhangi bir problem olmadığını göreceksiniz. O nedenle kitabın bundan sonraki kısmında günlük yaşantımızda karşılaştığımız sorunları tek tek ele alıp bunların altında yatan silinirbilimsel temeller tartışacağız Daha sonra da küçük ve uygulanabilir yöntemlerle, bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceğimizi göreceğiz.
… ..
… ..
… .. Deneyin sonuçlarına göre kadınlar gerçekten de kendilerini güldüren erkekleri çekici buluyorlardı. Deneyin ilginç tarafı, erkekler için böyle bir durum söz konusu değildi. Erkekler kendilerini güldüren kadınlara karşı herhangi pozitif veya negatif bir duygu hissetmiyorlardı. Yani söz konusu karşı tarafı etkilemek olduğunda espri yapma sadece erkeklerin işine yarıyordu. Fakat çalışmanın sonuçları daha da ilginç bir bulguyu görmemize neden olmuştu. Evet, erkekler kendilerini güldüren kadınları çekici bulmuyordu ama kendilerine gülen kadınlara bayılıyorlardı. Yani sevgili kadınlar, bir erkeği güldürmek işinize yaramasa da karşınızdakinin anlattıklarına gülmek, o erkeğin sizden hoşlanması için oldukça işe yarayan bir etken olabiliyordu. … ..
*Kadın Beyni Erkek Beyni & Dr Serkan Karaismailoğlu
Elma Yayınevi
1.Basım Nisam 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder