26 Kasım 2019 Salı

Enerjinin İktidarı*


Özelde petrol ve genelde enerji konusunda olduğu gibi, hemen her alanda “ilk”lerin ya da teknolojideki devrimsel dönüşümlerin, yalnız  ve ancak Batı” tarafından yapıldığını, belleklerimiyer aldığı ze kazımaya çalışan  bir uluslararası yayın tekeli var, Rönesans ve Reform gibi açılımlarla, özgür düşünceyi dinin baskısından kurtaran  ve bilimi öne çıkarıp, insani gelişimin önünü açan süreçlerin yaşamsal önemini asla yadsımıyorum. Ancak yukarıda somut verilerle ortaya konan “döner matkaplagerçekleştirilen ilkj sondaj” örneğinin de tek taraflı ve biraz da kompleksli algılarımıza dair ezber bozucu niteeliğini kabul etmekte yarar var diye düşünüyorum.
... .. Geçen zaman bana şunu öğrett: Petrolün insan ve ülkelerin yaşamındaki yaşamsal rolünü gereğince kavrayabilmek için diğer enerji kaynaklarının da içinde yer aldığı büyük resmi görebilmek ve petrolün o büyük resim içindeki yerini ona göre değerlendirmeye çalışmak gerekiyordu.  ... ...
“Dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schumann’ın, Dünya barışı onu tehdit eden tehlikelere koşut ve yaratıcı çabalar ortaya konulmaksızın korunamaz” cümlesi ile başlayan 9 Mayıs tarihli deklerasyonu, bugün Avrupa Birliği adını alan siyasi ve ekonomik yapılanmanın ilk adımı sayılan Avrupa Kömür ve Çelik Birliği’nin kurulması ve bir “Yüksek Otorite” tarafından yönetilmesi için, tarihi bir çağrı niteliği taşıyordu.
Dnya barışını sağlamak için Fransa tarafından yapılan ve ilk addım olarak, yıllarca savaşılan ‘Almanya ile kömür ve çelik üretimlerinin ortak bir havuzda toplanmasını, ortak bir Pazar yaratılmasını ve daha sonra da, bu birliğe katılmak isteyen yeni ülkelerre de eşit koşullarda kullanım hakkını vermeyi ve rekabet yerine dayanışmayı öneren bu çağrının odağında, kömür ve çeliğin yer alması rastlantı değildi.
Genel anlamı ile sanayinin olduğu kadar, özelde savaş sanayisininde temel gereksinimi olan kaynağın ve ürünlerinin ortaklaşa kullanımı ile savaşlardan kaçınılabileceği önce bu iki ülke arasında, daha sonra da üye olmayı arzulayacağı varsayılan diğer üye ülkeler arasında , ekonomik birliğin gelişeceği, yaşam standartlarının yükseleceği düşüncesi yankı bulmakta gecikmedi. Deklerasyonun yayınlanmasında yaklaşık bir yıl sonra, 18 Nisan 1951 tarihinde Paris’te; Fransa ve Almanya’nın yanı sıra Belçika, İtalya, Lüksenburg ve Hollanda, 50 yıl süreli olmasını kararlaştırdıkları Avrupa Kömür ve Çelik Birliği Anlaşması’nı imzaladılar. ... ..