19 Eylül 2016 Pazartesi

Pinokyo *

Büyüklere ve  küçüklere dersler veriliyor  bu ünlü “Dünya Çocuk Klasiğinde.
Büyükler de okuyabilir:)
Kısa alıntılara bir göz atalım:
Kiraz ustanın konuşan bir odun bulması
... ...Kiraz usta bu odun parçasını görür görmez , içini bir sevinçtir kaplamış; keyifli keyifli ellerini ovuturarak alçak sesle:
-Bu odun parçası tam zamanında elime geçti. Dur, şimdi ben ondan bi,r masa yapayım!
-Bu sözleri söylemesiyle işe koyulması bir olmuş. Hemen en keskin baltasını alıp kabuğunu çıkarmaya davranmış. Ama daha ilk darbeyi vuracağı sırada, adamcağızın eli havada kalmış: çünkü mini minnacık bir sesin, yalvaran bir eda ile kendisine:
-Ne olursun hızlı vurma, emi dediğini işitmiş. ... ..
Kiraz usta konuşan kütükten kurtuluyor
Pinokyo’nu  doğuşu
Pinokyo ile konuşan cırcır böceği
Pinokyo’nun yaptıklarının cezasını çekmesi
Jozefen’in eve dönüşü
Jozefen’in fedakarlıkları
Pinokyo’nun hatası
Pinokyo, kukula göstericisi ve kuklalar
Yolda iki hayvan: kedi ve tilki
“Kırmızı Yengeç” Oteli
Pinokyo ve katiller
Pinokyo ve peri kızı
-... ..Peri kızı sormuş:

8 Eylül 2016 Perşembe

Değirmenimden Mektuplar *

-Fransız yazar Alphonse Daudet’’in ilk baskısı 1869 yılında yapılan eseri; Fransız taşrasında bir değirmende yazılan, her biri ayrı bir yerleştilimiş anı-mektuplardan oluşmakta....  Fransa ve Fransızca’ya aşina olanlar için ilgi çekici olabilecek içine hayali sahnelerin yerleştirildiği öyküler sürükleyici bir dille kaleme alınmış. Paris'in yoğunluğundan kaçıp doğa ile baş başa kalan yazar; doğa ile iç içe kaldığı değirmeninde tabiatın insanoğlunu sunduğu zenginlikleri satırlarına yansıtmaya çalışmış. Bardağın dolu tarafını anlatırken günlük hayatımızda bizlerinde yaşadığı güxellikleri ifade etmeye çalışmış.
Kitabın ön kapağında “Dünya çocuk Klasikeri” vurgu yapılmış olmakla birlikte yetişkinlerin algılayabileceği  o dönemim hayat tarzını yansıtan seviyedeki/detaylar öyküleri oluşturuyor....  Kısa alıntıları paylaşalım:
-... .. Pariste ikamet eden ve orada hazır bulunan Şair Bay AlphonseDaudet’ye ve orada hazır bulunan Rhöne vadisinde , Provennce’in  göbeğinde, yemyeşil çam ve meşe  ağaçları ile örtülü bir yamaç üzerinde bulunan bir babun ve yel değirmeni , bütün huklukî ve fiilî güvence altında ve her türlü borç, imtiyaz ve ipotekten ayrı olarak sattığını ve teslim ettiğini... ...
-... .. İşte size oradan yazıyorum.Kapım ardına kadar açık, etraf güneşlik... Işık içinde, pırl pırıl, güzel bir çam korusu, karşımda, yamacın eteklerine uzanıyor... Ufukta küçük Alplerin zarif tepeleri beliriyor... Çıt yok... Ancak uzaktan azağa bir kaval sesi, lavanta çiçekleri arasında bir kurlinin ötüşü, yoldan da bir katırın çıngırağı... Bütün bu güzel Provence manzarası ancak ışıkla can buluyor. ... ..
-Ertafımda ne kadar güzeş şeyler var! ... ..
Beaucaire dilijansı
Cornille Ustanın esrarı
-... .. Eskiden burada değirmencilik öyle işlek bir zenaattı ki... .. Köyü saran cepheler yeldeğirmenleriyle kaplı idi. ... ..
-Değirmenciler, bizim memleketin şenliği ve zenginliğiydi. ... .. Nihayet bir gün, elediye bu harabeleriyıktırdı ve yerlerine asma ile zeytin ağacı dikildi. Ama bu bozgun havası içinde tek bir değirmen kafa tutuyor. ve tepenin üstünde, fabrikacılara inat sürekli dönüp duruyor. Bu Cornille Ustanın değirmeni idi, işte bu anda

3 Eylül 2016 Cumartesi

Define Adası *

-Kitabın arka kapağındaki tanıtımda; “18. yüzyılın ikinci yarısı okyanusların korsan kaynadığı, uzak adaların inanılmaz maceralara sahne olduğu bir dönemdi. Jim Hawkins, bu karışık günlerde ailesiyle birlikte İngiltere’nin güney kıyılarındaki Amiral Benbow Hanı’nda yaşamaktadır. Yolu Amiral Benbow’a düşen Billy Bones isimli eski bir korsan, hanı işleterek  kıt kanaat geçinen ailenin yaşamını değiştirecektir. Bones’in korsan Flint’in definesinin yerini gösteren bir haritası vardır ve bu harita bir bela mıknatısı gibi bütün korkunç korsanları hana çeker. Harita bir rastlantı sonucu Jim Hawkins’in eline geçer ve heyecanlı bir define avı başlar.” anlatımı ile sürükleyic bir dilla kaleme alınan çocuk romanı; aynı zamanda yetişkinlere de hitap ediyor.
-Kısa alıntıları paylaşarak define peinde koşan korsanların heyecanına ortak olalım.
Yaşlı Korsan
Yaşlı kurt Denizci Amiral Benbow’da
-Bir denizci (arada bir rast geldiği üzere, kıyı yolunu izleyerek Bristol’a giderken) Amiral Benbow’a misafir olduğunda, kaptanımız salona girmeden önce perdeli kapıdan ona bakardı; böyle birihandayken her zaman bir fare gibi sessiz kalmaya özen gösterirdi. En azından benim için, bu durumun sır olan bir tarafı  yoktu; çünkü bir bakıma onun endişesine ortak olmuş sayılırdım. Bir gün beni kenara çekmiş ve “tek bacaklı bir denizci adama karşı gözümü dört açmam” halinde, her ayın birinci günü elime dört gümüş peni  sıkıştırma sözünü vermişti. ... ..
-Bu kişinin rüyalarıma nasıl girdiğini anlatmama pek gerek yok herhalde. Fırtınalı gecelerde rügâr evin dört bir yanında uğuldarken ve dalgalar koy boyunca kayalıklara çarpıp kükrerken, onu bin bir kılığa ve bin bir şeytansı çehreye bürünmüş halde görürdüm. Bacağı bazen dizden, bazen kalçadan kopmuş gibiydi; bazen de tek bacağı gövdenin ortasından çıkan azman bir ytarığa dönüşürdü. Çitlerin ve hendeklerin üzerinden atlayıp koşarak beni kovaladığını görmek karasabanların en kötüsüydü. .. ..
Kara benek
-... .. şunu unutma ki, peşinde oldukları şey benim eski sandığım. ... ..