31 Aralık 2015 Perşembe

evlilik raporu *

Kurban Özuğurlu kitabının sunuş bölümünde; ilk basımı 1985 yılında yapılan eserin şimdiye kadar dört defa daha basıldığını ve yılların kazandırdığı tecrübelerin aydınlattığı “etkili güdüleme” kavramı ile birlikte  “Genişletilmiş Yeni Baskı”nın hazırlandığına vurgu yapıyor. Eser 404 sayfa. ... .. "konuyla ilgili birçok eski kitapta vurgu yapıldığı üzere; Freud'un ortaya attığı bilgilerin bir bölümünün  (s.137) yeni araştırma verilerine göre "yanlış" olduğu ifade ediliyor. 
-Eşler arasındaki iletişimin önemi ve insan davranışlarının ruhsal yaşantıyla ne kadar yakından ilgili olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Günlük hayatımızda yüz yüze kaldığımız sorunlar ve problemlerin çözümü için ip uçları verilmeye çalışılıyor...
-Kitabın ilk basımı ile günümüz arasındaki bilimsel görüş farklılıklarına yer veriliyor.
-Benzer konuları ele alan birçok kitaptan farklı bir yaklaşım gösterilerek; ağırlıklı olarak kadınların şikâyetçi olduğu erkek davranışlarına örnekler veriliyor.
-İnsanlar  arası ilişki bozulduğunda, hata ve kusurların tek taraflı olmadığı, iki tarafın da yanlışlarının olabileceği hususları ikna edici bir dille anlatılıyor. Kitabın okunması için gerekçe oluşturabilecek alıntıları paylaşalım;
-... .. Evliliklerde ve aile yaşamında “iletişim-etkileşim-ilişki” üçgeni sağlanmadıkça, çağdaş insanlık düzeyine yükselme, bilim gözüyle zor ve “imkânsız” görünüyor. ... ..
-“Aslında hiçbirimiz yanlız ve çaresiz değiliz. Yeter ki birbirimize ulaşmanın yollarını bilelim! Bugün için size içinden çıkılmaz gibi görünen durumların, zamanla başa çıkılabilecek sorunlar olduğunu göreceksiniz.... Bunlar sizin sorunlarınız; sizi mutsuz eden dertlerinizdir! Yaşamınızın iyi olayları gibi bunlara da sahip çıkmalısınız. İlk aşamada, “Bu benim sorunum. Nedenlerini, hiç kimse benim kadar bilemez! Üstesinden ben gelmeliyim!” demelisiniz. ... ..
-Bizim evde hep kocamın sözü geçer, hep onun dediği olur. ... ..
-Benim kocam  son derece ilgisizdir. ... .. eve gelince televizyonun karşısına geçer, ne tek laf eder, ne de ettirir. ... ..
-Benim en ağırıma giden, kocamın beni başkalarının yanında küçük düşürmesi tenkit etmesidir. ... ..
-... ..Yatak işinde  bile, yanlızca kendi zevkini düşünür. Ben istemişim istememişim fark etmez. .. ..
-... .. Bana buzdolabı gibi kadınsın diyor. Oysa ben soğuk bir kadın değilim, beni kocamdan soğutan, onunla

29 Aralık 2015 Salı

Kitaplık & Kitaplar...



Hayat Filminden Kurtarıcı Kareler ıı *

Saliha Erdim “Hayat Filminden Kurtarıcı Kareler” eserinin bu ikinci cildinin önsözünde; “... .. sorunlara çözüm üretmenin yanında asıl olarak sorun üretecek davranışları fark etmeyi ve bunlara engel olmayı amaçlıyor.” vurgusu yapıyor. İkinci cilt 184 sayfa.
-Kitabı okumayı gerektirecek kısa alıntıları paylaşalım:
-... .. Bir insanı suçlamak isterseniz de takdir etmek isterseniz de hayatında bunlara karşılık gelecek meteryaller mutlaka vardır.Kişinin ne yaparsa doğru davranmış olacağı ve nasıl yaşasa Rabbimizin razı olacağı soruları hayata damgasını vurur. ... ..
-Önemli olan, bu hayatı doğru yaşamak ve karşımızdakinin de doğru davranmasına zemin hazırlayabilmek için hangi tutuma ve nasıl davranmaya ihtiyacımız var, bunu öğrenmektir. ... ..
Anne-Baba ve Aile Olma Sanatı
Ben Keşfedilmemiş Bir Ülkeyim ve Sınırları Çizilmemiş
Kimlik Şemsiyesi Altındaki Rollerimiz ve Kostümlerimiz
-... .. Özellikle duygusal ihtiyaçların giderilmemesi; o ailede fikri ve sosyal ihtiyaç zeemininin sağlam olmadığını düşündürür. Bilmeliyiz ki ihtiyacı giderilmemiş organizma sıkıntı üretir. Eğer duygusal ve fikri ihtiyaçlar ailede giderilemezse; kişi bunu giderecek başka kaynaklara yönelir. Sevgisiz kalan çocuk, kendine sevgi kaynağı arar ve bulduğunda ona bağlanır. İlgi görmek, onaylanmak ve desteklenmek ihtiyacını ailede gidermezse; ciddi sıkıntı yaşar. ... ..
Dine ve Hayata Bakış Farklılıklarının Ailede Ortaya Çıkardığı Sorunlar ve Bunlarla Baş Etme Yolları
-... .. İnsanlar Hayata, İlk Önce Ailesinin Baktığı Pencereden Bakmaya Başlar.
... ..
Çocuk zihninin önce görerek kaydettiği mesajlar, daha sonra hayata dair olmanın verdiği aktivasyonla denemeye ve eyleme yönlendirir insanı. O ilk kayıtlar, zihnin ilk malzemeleri ve gıdasıdır. Bir yaşama ve hayata bakış biçimini  ifade eden bu erken çocukluk döneminin yaşanmışlıklarının, “betona yazı yazmak gibidir” denilerek  etki gücü anlatılmaya

25 Aralık 2015 Cuma

POTUS & Beyefendi *

-Yakın geçmişimizde başlayan ve ülkemizde herkesi, her gelişmeyi etkileyen gelişmelerin Amerika Birleşik Devletleri’nden yansımalarını ... .. yazılı ve görsel basında sık sık karşılaştığımız büyük-küçük bazı isimlerin göze görünmeyen ve hatta pek de duyulmayan işlerini... .. ağırlıklı gündem oluşturmaya devam eden Suriye ve terör sorunu başta olmak üzere; önemli gelişmelerin  arka planına ışık tutan ilişkilerin ülkemizin ötesindeki boyutunu ... .. belki de ortaya sonradan çıkacak gelişmelerin ilk izlerini bulabileceğimiz bir çalışma... ..
-“Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğunu”  hatırlatırcasına... gelecekte de üzerinde konuşmaya devam edeceğimiz ayrıntılar olduğu izlenimi edinebilirsiniz.... ..
-Hürriyet gazetesinin Washington Temsilcisi görevini yürütmekte olan Tolga Tanış’ın kitabı 535 sayfa ... ..
-Polisiye roman gibi bir solukta okumaya çalışacağınız bir eser... ..
-Kitabın arka kapağında vurgulandığı üzere “Türkiye-Amerika ilişkilerinin 2002 günlük hikâyesini, perde arkasını , inişlerini-çıkışlarını, heyecenlerını, gerginliklerini, kısaca siyasi ve gündelik hayatımızı etkileyen, en “baba”  ilişkiyi her yönüyle mercek altına alıyor... ..
-Kitapta yer alan ve özellik arz eden başlıkların bir kısmı; Çuval, Onyedi Aralık, Mavi Marmara, İran nükleer programı, Suriye iç savaşı, 21 Ağustos kimyasal saldırısı, IŞİD ve Suriye’deki radikaller, Kürt petrolü: Kuzey Irak-İstanbul- Singapur- BVI hattında karanlık bir ticaretin öyküsü, 25 Mart 2011'de İstanbul Ticaret Odası'na kayıtlı olarak tescil edilen "Powertrans Petrol ve Enerji Ticaret Limited Şirketi"nin yapısı, ilgili değişikliği ile; "... .. .. hallerde, ham petrol ve jet yakıtının Türkiye gümrük bölgesinde karayolu veya demiryolu ile taransitinde uyulacak usul ve esaslar... ..,  kanun değişikliği kararı... ..  ,  İstanbul'da Ermeni tasarısı: Türk dış politikasının Washington’daki barometresi...
-Kitabın  belki de en dikkat çeken "Erbil, Singapur, British  Virgin Islands (BIV) arasında uzanan ticari ... ..  ilişkiler"  boyutu ... ...  Karayip Denizi'nin ortasında, küçük adalardan oluşan, 28 bin nüfuslu İngiltere'ye bağlı bir offshore ülkesi BIV... .. Milli gelirinin yüzde 60'ını finsal faaliyetlerden elde eden ve dünyanın en gizli offshore listesindeki ilk 10'da yer alan ada devleti... .. Vergi muafiyeti yanında gizlilik ve dünyada karaparayla anılan coğrafyalardan birisi ... ..  450'ni aktif toplam 850 bin şirketle dünyada kurulu tüm offshore şirketlerinin yaklaşık yüzde 40'ına ev sahipli yapan BVI ... ..  

20 Aralık 2015 Pazar

Sürgündeki Prenses Süreyya *

Yüksek seviyedeki ilişkilerin, uluslararası menfaatlerin, her seviyedeki çıkar ilişkilerinin ve  insani değerlerin yok sayıldığı hayatlar... ..
-Prenses Süreyya’nın (22 Haziran 1932, İsfahan - 25 Ekim 2001,Paris), İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin ikinci eşi.) hayatını anlattığı kitap 330 sayfa. Günümüz için de geçerliliğini koruyan ve herkezin yararlanabileceği dersler var... ..  Kitaptan kısa alıntıları paylaşalım:
-Şahtan 1958 yılında boşandım. ... .. Benim o günkü mevkiimde olan bir kadına kimse; yaldızsız, cilâsız doğruyu söyleyemezdi.
-Böylece, gitgide, gerçekle ilgimi kesmeye başladım. Bence, bütün hayatlarını hep bu sahte hava içinde geçiren prensler ve prensesler diğer insanların neler düşündüğünü, n eler yaptığını mümkün değil, tam manasıyla anlayamazdı. Çok kimseyle görüşebilir, sayısız heber alabilirler, ama gerçek hayata yabancı kalmaya mahkûmdurlar.
-Saray adamlarının yüzlerindeki maskeleri kaldırıp gerçek yüzlerini görmeye çalıştım; bu sefer de onlar beni göz hapsine almaya başladıler. Her davranışım ve her sözüm üzerinde önemle duruluyordu. Benim birine gizlice söylediğim bir sözü şehirdeki yakın arkadaşlarım bana anlatıveriyordu. Artık hizmetçilerin, uşakların karşısında konuşamaz olmuştum. Çok geçmeden, ağzımdan çıkacak her sözü tartmasını öğrendim. ... ..
Kendimi Boşlukta Hissediverdim
-İnsan benimki gibi, başkalarına hiç benzemeyen bir hayat yaşarsa değişmemesine, yatıldığı gibi kalmasına imkân yoktur. Zamanla, ben de hiç farkında olmadan değiştim, bir aktris olup çıkıverdim.
-Sabah yataktan kalkar kalkmaz başlayıp gece yarılarına kadar rol yapıyordum. Bu rol de hep aynı rol olduğundan dolayı, gitgide bende bir huy haline gelmişti. İşte, ayağımın altındaki kırmızı halı birden bire çekiliverince kendimi boşlukta hissetmem de bundandı. ... ..
Çocukluğum
-... .. Bütün İranlılar gibi ben de yurduma karşı  derin bir sevgi duyarım. Başka bir memlekette bile yaşasam, doğduğum yere bütün kalbimle bağlıyımdır. İranlılar gibi düşünür, mektuplarımı Farsça yazarım, alacağım şeylerin

Kraliçeyi Kurtarmak *

Vladimir Tumanov; Moskava 1961 doğumlu yazar, 1991’den beri Kanada’da yaşıyor. Romanı ile matematiği çocuklara sevdirecek bir eser ortaya çıkarmış. Romanın kendisi kadar ortaya konan problemler ve çözümleri ilgi çekici. Büyükler de okuyabilir. Romandan kısa alıntı paylaşalım;
-... .. Aleks odasına koştu. Ev ödevini henüz bitirmişti ki, kapı çalındı. Vanessa’yla Aleks birbirlerine sırdaş bakışlar atarak hızal merdivenleri çıkıp, doğruca Aleks’in kitaplığına yöneldiler. Vanessa kitabın kapağını görür görmez bağırdı: “İnanamıyorum! Gümüş şatonun senin kaleminin tepesindekinin aynısı olduğunu söylememiştin bana!”
-Aleks baktı. “Dün gece o kadar tanıdık gelmesinin nedeni buymuş demek!” dedi.
-Aleks, Vanessa’nın Jaylen’ın İdilya’daki yaşamını ve Rechner tarafından kaçırılışını okumasını bekledi. Sonra ona ilk bilmeceye  kendi yazdığı çözümü ve Jaylen’ın elindekinin bunun aynısı olduğunu gösterdi.
-İnanılmaz şeylerle karşılaştıkça, “Hayret verici...” diye mırıldanıp duruyordu Vanessa.
-Artık Rechner’in zindanındaki iikinci mahzene yönelmenin  zamanı gelmişti. Jayden’ın yolunu kuş ayaklı, ayıya benzeyen bir gardiyan kesmişti. Bir ayağı flamingolar gibi havaya kalmış duruyordu. Yaratığın boynunda, ucunda madalyon asılı, ağır bir altın zincir vardı. Bilmecesi şöyleydi:
Yumulurum kirazlara yumuşacık ve sulu
-en sevdiğim tıkınma bu.
Aklınızda olsun: Şu anda ağırlığım tam beş yüz kilo.
Yeni bitirdim akşam yemeğimi. Ne kiraz ziyafetiydi ama!
Ölçüyü kaçırdım galiba –biraz oburumdur da.
Yemekten önce daha ince ve zayıf bir ayıydım:
Yalnızca dört yüz elli kilo. Yemin ederim, doğru bu!
Her bir nefis kiraz on gram geliyor –ne fazla ne az.
Say bakalım yediğimi kirazları.
Tam söyle ama; tahmin sayılmaz.
-“Sen başlasan, Ness,” dedi Aleks, ona bir kalem uzatarak.

17 Aralık 2015 Perşembe

Sakıncalı Piyade *

İlk basım tarihi 1977 olan kitabın ön sözünde Aziz Nesin’in vurgu yaptıkları düşündürücü, sanki ülkemizde tarih hep tekrar ediyormuş hissine kapılıyorsunuz...; “Güler misin, ağlarmısın?” .... Yazdıklarını okurken, içimde, gülmekle ağlamak arası bir burukluk duydum. Üstelik , otuz yıl önceleri, askeri mahkemeler ve sıkıyönetim mahkemeleri önünde yargılanışlarımı da anımsadım. Hemen hemen aynı şeylerdi başımıza gelenler. ... .. Başımızdan öyle olaylar geçer ki, o durumlarda ‘Anlatsan, kimse inanmaz!’ deriz. ... .. Yaşamın katı gerçeği, bütün uydurmaların sınırını aşar. ... ..”
-Sanki bugünlere de vurgu yapılıyor önsözde. Uğur Mumcu’yu hatırlamak için, kitaptan kısa alıntıları paylaşalım ve bugün yaşananlar ve yakın tarihimizde olanlarla mukayese edelim. Bakalım aradaki yedi farkı bulabilecek misiniz... :
-“Sağı, solu belli olmaz.” Bu söz, ne yapacağı belli olmayan kimseler içindir. Türk siyasal yaşamında bu söz çok geçerlidir. Adama bakarsınız, solcu mu solcu, ilerici mi, ilerici, ama bir tehlike gördü mü, haydi, öbür tarafa. Hani nerede bu adamın sağı, nerede solu? Kıssadan hisse: Görünüşe aldırmayacaksınız ve aldanmayacaksınız! ... ..
-... .. “Soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne”
-İşte dehşetcengiz yazı bu! Savcı, uzun araştırmalardan sonra bu sözde komünizm propagandası olduğunu saptayıp, imzayı basmıştı. Evet yakalamıştı komünisti. Hem de kıskıvrak! ... .. Sıkıyönetimler, emirler, nöbetçiler, adli müşavirler, demek, hep bu tür suçlar içindi?. ... ..
Sokrat’tan da Kıymetli...
Madalya
12 Mart’ın Nedeni: General Necip!?!?
Uçak Kaçırma Suçu
Ambalaj Kâğıdı İle Komünizm Propagandası
Erim’in Kitapları
Nerelere Sızmışlar
Muhtara Küfretti Komutanım
“Molla Buzuntusu” Davası

12 Aralık 2015 Cumartesi

Harf Harf Kadınlar *

Nazife Şişman; editörlüğünü yaptığı kitabın giriş yazısında, “Harf Harf Kadınlar sempozyumunun (Bilim ve Sanat Vakfı, 26 Mayıs 2007) arka planında birkaç yıl süren bir okuma programı mevcut. Tebliğ sunan ve çeşitli sebeplerle sempozyuma katılamayan başka arkadaşlarla birlikjte, kadın üzerinden çağdaş kültür okumaları yaptık. Maksadımız, küresel dünyanın değişen niteliğini, kimlik politikaları ve cinsiyet dinamikleri çerçevesinde anlamaya çalışmaktı.” vurgusu yapıyor.
-Kadın politikalarının dünyada ve ülkemizdeki gelişimini sürükleyici bir dille okuyucuya sunan kitap 184 sayfa.  Kitaba katkı sağlayanlar;
Nazife Şişman (editör),
Modernleşmenin Veçheleri ve Kadın Sorunu”
Zahide Tuba Kor (Yahudi kadının Modernleşme Tecrübesi ve İsrail Örneği),
Sevinç Alkan Özcan (Rusya’da Cedidizim ve Müslüman Kadın Hareketi),
Hilal Turan (“Namuslu Anne”den “Cinsel Özgürlükçü Biray”e; Türk Sinemasında Değişen kadın İmgesi,
Osmanlı Toplumunda Modernleşme ve “Kadınlık”
Fatma Şensoy (Fatma şensoy (Osmanlı Toplumunda Kadınların Eğitimi),
Fatma Tunç Yaşar (İlk Kadın Dergilerinde “kadınlık”: İffetli ve Mektepli),
Fatma Samime İnceoğlu (İlk Muharriremiz Fatma Aliye’nin Gözünden Dönemi),
Varlık Tasavvuru, Kimlik ve Kadın 
Hümeyra Ağca (İrfani Öğretinin Varlık Tasavvurunda Cinsiyet: Müzekker ve Müennes),
Sevim Zehra Kaya (“Kadı İnsan” ve “İnsan kadın”: Halide Edip Adıvar ve Samiha Ayverdi’nin Romanlarında İdeal Kadın Karakterler),
Aslıhan Akman (Türkiye’de Dönüşen Tasavvuf Pratikleri: Bir grup Kadın Sufi Üzerine Bir Değerlendirme),
Kitabın okunmasına gerekçe oluşturabilecek kısa alıntıları paylaşalım:
-Modern dönemde... .. değişimin en fazla hissedildiği alanlardan biri oldu kadınların hayatı. ... .. Batı’daki kadının

Asr-ı Saadet’in Köprüsü *

Kitabın arka yüzünde vurgu yapıldığı üzere; “Bir kölenin oğlu olan iman önderinin, iyilik, hac ve savaşta ibret alınacak hikâyeleri...
-Maddeyi manâya çeviren, manâyı da harekete geçiren insan...
-Mezhep imamlarımız, İmâmı Azam ve İmâmı Mâlik’i tanıyıp takdir eden, Ahmet İbni Hanbel tarafından da takdir edilen, üzerinde ittifak edilip ihtilafedilmeyen, savaş dönüşü şehadetle ebedileşen, Horasanlı Türk Hadîs doktoru Abdullah İbnü’l Mübarek .... Radıyallahu anh.” ve düşünceleri anlatılıyor. Günümüzde daha çok ihtiyaç duyulan değerler sunuluyor...
Yazar M. Adil Teymur’un önsözü 1975 tarihli olan kitap 181 sayfa. Kitabın özellik arz eden bölümlerini paylaşalım:
-Önsözden: Bu kitapta bizim için bir hasret konusu olan “Asr-ı Saâdet”e ulaşmanın en güzel yolu olan Abdullah İbnü’l Mübârek’in hayatını takdim ediyoruz. o, bizim için böye bir vasıta olduğu gibi, bundan 1200 sene evvel, Buhârî için de böyle olmıuştu.
-Biz de hadîslerden Resûllah (s.s.s) efendimizin haytına ait açık bilgiye ulaşmak isterken, efendimizin yaşamış olduğu ortamı tanıma lüzümu duyuyor ve bu hususta onun kitaplarında aradığımız havayı buluyoruz. Çünkü, Efendimizin ashâbındaki, hatta tâbindeki anlayış ve fedekârlık bilinmediği takdirde  hadiselerin de anlaşılması mümkün olamamaktadır.
-A. İbnü’l Mübârek sahabe ve tâbînde bulunmayı düşünüp tasavvur ettiğimiz hayatın gerçek bir misali olmuştur. Hattâ her naklettiği hadîs, onun hayatındaki macera veya özelliğin bir kaynağı olduğunu bize göstermiştir. Hayatını tedkik ettikçe; bildiğimiz bazı hadîslerin , onun tarafından yaşandığını gördüğümüz gibi, ... ..
Kitaptan; A. İbnü’l Mübârek, hicrî 118 senesinde Merv şehrinde doğdu. ... ..
- A. İbnü’l Mübârek anlatır ... ..  “Sizlerden biriniz, Kur’ân’ı, namazını kılacak kadar öğrenince, ilimle meşgul olmalıdır. Çünkü, Kur’ân’ın manaları, ancak onunla bilinir.”  Yani, tefsir, hadîs ve fıkıhtan istifade edilerek, Kur’ânın manasıyla meşgul olmak, sırf onu okuma ve çok okumaktan daha üsütündür. ... .. “Alim için, birinci şart, dünya sevgisinin kalbine girmemesidir.” Dünya sevgisi deyince, bu yanlış anlaşılmamalı. Kendisi ve ailesi için

9 Aralık 2015 Çarşamba

Mutlu Evlilik Okulu *

Sema Maraşlı; okudukça kendimizi, hayatın akışını bulabileceğimiz kitapların birisi.... Günlük sıkıntılarımızın sadece bize ait olmadığını fark ediyorsunuz... .. çözümlerine hak veriyorsunuz.... 372 sayfayı bitirdiğinizde diğer kitaplarını da okumak isteyebilirsiniz. Kitabın okunmasına gerekçe oluşturabilecek alıntıları paylaşalım:
-... .. Kendine değil sadece eşe vaife yükleyen mutluluk hayalleri: “Hayalimdeki eşi bulacağım ve o beni mutlu edecek...”
-Herkes ideal eşini arıyor. Bulamayan evlenmişyor, bulduğunu zanneden hayal kırıklığına uğruyor. ... ..
-Kendimizi tanımazsak ömrümüz başkalarını suçlayarak geçer. Problemlerimizi çözemeyiz, tekâmül edemeyiz. İleri değil, hep geri gideriz. ... ..
-Hatalarımızı pek görmek istemeyiz, görsek de kendimize mazeret uydurmakta hiç zorluk çekmeyiz. ... ..
-En büyük yanlışımız, kendi kusurlarımızı görmeyip, eşleri değiştirmeye çalışmak. Oysa başkasını değiştirmeye kimsenin gücü yetmez, gücümüz kendimize zor yetiyor. ... ..
-Mutsuzluğumuzun sebebi olarak başkalarını suçladığımız zaman , onlara gücümüz yetmediği için hep kızgın ve gergin oluruz. Şimdi kendimize bakacağız: “Ben ne kadar iyi bir eş olabildim? Bundan sonra iyi bir eş olabilmek için ne yapmam lâzım?”
-Hataları görmenin sadece evlilik hayatımıza değil, manevi hayatımıza da çok katkıları olacaktır. ... .. Kibrimizi kıralım. ... ..
-... .. Affetmek geçmişi değiştirmez, fakat geleceğinizi değiştirir.
-Kızgınlık ve öfke uzun zaman içte tutulduğunda bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve kansere sebep olabiliyor.
-Sürekli kendimizi veya başkalarını kötülemek, yargılamak, romatizma hastalığına sebep oluyor. Affedememek “kanser” sebebi.
Evlilik öncesi
Temeli Sağlam Atın
-... .. Maddiyata karşı muhabbet feda ediliyor. Düğün alışveişleri kız ve erkek aileleri tarafından ego savaşlarına

3 Aralık 2015 Perşembe

Aliya İzzetbegoviç *

Tarihe tanıklığım
-Aliye İzzetbegoviç (1925-2003); Dünya tarihinde özel öneme sahip gelişmelerin canlı tanığı ...  yaşananları bizlerle paylaşıyor. Günümüzdeki gelişmeleri anlamamıza da yardımcı olacak derslerle dolu  olan kitap 590 sayfa. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’nın şahit olduğu en büyük katliamlara maruz bırakılan Boşanakların verdiği bağımsızlık mücadelesini duygulanarak, acısını hissederek okuyabileceğimiz belgesel niteliğinde bir eser. Kitabın okunması için gerekçe oluşturabilecek kısa alıntıları paylaşalım:
Bosna-Hersek’in Kısa Tarihi
-... .. 1580-1878 tarihleri arasında Osmanlı’nun  bir eyaletiydi; ... ..  1463’te Bosna Türk yönetimi altına girdi. ... .. Bir sadrazamlar kuşağı yetiştirmiş olan İstanbul’daki Sokollu ailesi, Bosna  kökenliydi. 16. ve 17. yüzyıllar boyunca, Bosna kökenli olan dıkuz sadrazam vardı.
-Türk yönetimi altındanüfusun büyük bir kısmının İslamlaşmış olması, modern Bosna tarihinin en ayırdedici ve önemli özelliği olmaya devam etmektedir. ... ..
Gençlik ve İlk Mahkumiyet
-... .. Rahmetli annem çok dindar bir kadındı ve dine olan bağlılığımı –en azından kısmen- ona borçluyum. ... ..
-... .. 15 yaşındayken, inancımda bazı tereddütler oluşmaya başladı. O zamanki yoldaşlarım ve arkadaşlarımla her şeyi konuşurdum. Kominist ve ataist yazıları okurduk. O tarihte Yugoslavya, ... .. illegal olarak yaygınlaşan çok güçlü bir kominist propagandanın etkisi altındaydı. Koministler bu konuda çok etkindi. Bu kısmen de Avrupa’da faşizmin ortaya çıkışına yönelik bir tepkiydi. Kominizm demokrasiyi anlamadı. O, Yugoslavya’da antifaşist bir hareketti, bir karşı ideolojiydi ve diğerinden daha az totaliter değildi. ... ..
-Kominist propagandada Tanrı adaletsizliğin tarafındaydı; çünkü koministler dini “halkın afyonu” olarak, yani halkın huzursuzluğunu yatıştırarak onları gerçekliğin dünyasında daha iyi bir hayat için mücadele etmekten alıkoyan bir araç olarak görüyorlardı. ... ..
-... .. inancım bir iki yıllık sallantıdan sonra geri döndü ama farklı bir biçimde.İnancımdaki –elbette var olduğu ölçüde-

2 Aralık 2015 Çarşamba

Küçük Kaptan *

Hollanda, 1925 doğumlu Paul Briger’in çocuklar için yazdığı roman sürükleyici bir dille kaleme alınmış.Hiçbatmaz adlı teknenin kaptanı Küçük Kaptan, arkadaşları Tombul Erik, Marinka ve Ürkek Thomas ile birlikte birlikte, bir an önce büyümek amacıyla Hiçbatmaz’a atlayıp “Uzunlar Adası’na gider. Hiç de kolay olmaz gidişlei. Annelerle babalar izin vermezler çocuklarının bu serüvenine atılmalarına. Zaten büyükler böyle bir adanın vatlığına da inanmıyorlardır. Yine de, bizim dört kafadar, tüm engellere göğüs gererek başlatırlar bu yolculuğu. Kendilerini hangi tehlikelerin beklediğini bilmeden....
Tekne
Büyük Dalga
Süslükent
Ejderhalar Geçidi
Uzunlar Adası
Dev
Kurtarma
Esrarengiz Ada
Korsanlar mı?
Ağaçta
Aslan Terbiyecisi
Denizciler Nerede?
Denizci
Ateş Dağı
Açık Denize Doğru
Sizli Şehir
Tutsaklar