19 Eylül 2018 Çarşamba

Harry Potter ve Ateş Kadehi *



-... ..
-... ..... .. Dumblodore boğazını temizledi.
-“Az önce söylediğim gibi.” Hepsi hâlâ Deli-Göz Moody’ye bakmakta olan  öğrenci kalabalığına gülümseyerek, “önümüzdeki aylarda hayli heyecanlı  bir etkinliğe ev sahipliği yapma onuruna erişeceğiz. Bu, yüz yılı aşkın süredir  düzenlenmemiş bir etkinlik. Üçbüyücü Turnuvası’nın bu yıl Hogwards’ta gerçekleşeceğini açıklamaktan kıvanç duyuyorum.”
-“ŞAKA  ediyorsunuz!” dedi Fred Weasley yüksek sesle.
-Moody’nin gelişinden beri Salon’u kaplayan gerginlik bir anda çözüldü.
-Hemen hemen herkes kahkahalarla güldü, Dumblodore da keyifli keyifli kıkırdadı..
-“Şaka etmiyorum, MrWeasley,” dedi. “Ama şimdi siz söylediniz de aklıma geldi, yazın çok güzel bir fıkra duymuştum. Bir ifrir, bir cadaloz ve bir ayakkabı cini bara gidiyorlar...”
-Profesör McGonagall yüksek sesle boğazını temizledi.
-“Şey ­­– belki de sırası değil..... hayır... ...” dedi Dumbledore. “Nerede kalmıştım? Ha evet, Üçüncü büyücü Turnuvası....” dedi.Kimileriniz bu Turnuva’nın nasıl bir şey olduğunu bilmiyordur. Bu yüzden umarım bilenler kısa bir açıklama yapmamı mazur görürler. Bu arada başka şeylerle ilgilenebilirler. ... ..
-... ..
-Dumbledore,, Mr Bagman ve Mr Crouch, Üçbüyücü Turnuvası’nın düzenlenmesi için son bir kaç ay boyunca yorulmak bilmeden çalıştılar,” diye devam etti. “Ve şampiyonlara verecek olan jurideben, Profesör Karkaroff ve Madam Maxime’le birlikte yer alacaklar.
“Şampiyonlar” kelimesinin telaffuz edilmesi üzerine, dinleyen öğrenciler de büsbütün dikkat kesildiler.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı *


-... ..
-Salon, bir ucu siyah büyücü şapkaları denizinden farksızdı. Uzun bina masalarının hepsine, orta masaların üstünde uçuşan binlerce mum ışığında yüzleri parlayan öğrenciler dizilmişti. Bir tutam beyaz saçlı, minicik bir büyücü olan Profesör Flitwick eski bir şapkayla üç bacaklı bir tabureyi Salon’un dışına taşıyordu.
-Hermione yavaşça, “Ah,” dedi, “Seçme;yi kaçıdık.”
-Howard’sın yeni öğrencileri binlarına Seçmen Sapkayı başlarına takarak seçilirdi, şapkaonların en uygun bulduğu binayı (Gryffindor, Ravenclaw, Hufflepuff ya da Slytrin) bağıraral duyururdu.Profesör McGonagall uzun adımlarla öğretmenler masasındaki iskemlesine doğru yürüdü. Harry ile Hermione ise olabildiğince sessiz adımlarlaters yöne, Gryffindor masasına gittiler. Salon’un arkasından geçerlerken insanlar dönüp onlara baktı, birkaç tanesi de parmağıyla Harry’yi gösterdi. Yoksa Ruh Emici’nin önünde yığılmasının hikâyesi bu kadar çabuk mu duyulmuştu.
-Harry ve Hermione, onlara yer ayırmış olan Ron’un iki yanına oturdular.
-Ron
 “Neymiş mesele?” diye mırıldandı Harry’ye.
-Harry fısıldayarak açıklamaya koyuldu ama, tam o ssırada Müdür ayağa kalkıp konuşmaya bailayınca, lafını yarıda kest.
-Profesör Dumbledor çok yaşlı olmasına rağmen insanda hep büyük enerjiye sahipmiş izlenimi uyandırırdı. Çok uzun gümüşi renkte saçları ve sakalı, dar çerçeveli gözlüğü ve son derece kemerli bir burnu vardı. Genellikle çağının en büyük büyücüsü olarak tanımlanırdı, ama Harry’nin ona saygı duymasının nedeni bu değildi Albus Dumblodore’a güvenmeden edemezdiniz ve Harry onun

12 Eylül 2018 Çarşamba

Harry Potter ve Sırlar Odası *


-... ..
Sırlar Odası Açıldı. Varisin Düşmanları, Kendinizi Kollayın
-“O da ne öyle – altında asılı olan ne? Dedi Ron, sesi titreyerek. Daha yakına gelirken Harry az daha kayıp düşüyordu. Yerde koca bir su gölcüğü vardı. Ron ve Hermione onu tuttu doğru yavaş yavaş ilerlediler. Gözleri, mesajın altındaki kara bir gölgeye dikilmişti. Üçü birden ne olduğunu  aynı anda fark etti ve üçü birden bir şapırtıyla geriye sıçradı.
-Hademenin kedisi Mrs Norris, meşale halkasına kuyruğğundan  asılmıştı. Tahta gibi sertti, gözleri faltaşı gibi açılmış bakıyordu.
Birkaç saniye kıpırdamadılar. Sonra Ron, “Gidelim burdan,”  dedi.
-Harry, sıkıntıyla, “Yardım etmeye çalışmamız gerekmez mi?” diye sordu.
-“İnan bana,” dedi Ron. Bizi burada bulmalarını istemeyiz.”
-Ama çok geç kalmışlardı. Uzaklardan gelen ve gök gürültüsünü andıran bir uğultu, onlara şölenin sona erdiğini anlattı. İki tarafından merdivenleri çıkan yüzlerce ayağın sesi ile, doymuş insanların keyifli konuşmaları geliyordu. Bir an sonra ise öğrenciler her iki yanından geçide dalmışlardı.
-Bütün o gevezelik, koşuşturma, gürültü, öndekiler asılı kediyi görünce bir anda kesildi. Harry, Ron ve Hermione koridorun ortasında tek başlarına kala kalmışlardı, susan öğrenciler tüyler ürpertici manzarayı görmek için  öndekileri itiyorlardı.
-Derken birisi sessizliğin ortasında haykırdı.
-“Varisin düşmanları, kendinizi kollayın! Sıra sizde, Bulanık’lar!
-Draco Malfoy’du. İte kaka kalabalığın önüne geçmişti. Asılı, hareketsiz kedi manzarası karşısında sırıtırken soğuk gözleri canlanmış, genelde kansız olan yüzü kızarmıştı.

Harry Potter ve Felsefe Taşı *


-... .. İkinci bir kapının önündeydiler şimdi, bu kapı gümüştendi, üstünde şunlar yazılıydı:
Gir bakalım, yabancı, ama dikkat et, sakın
Kendini koyverip de hırsa kapılmayasın,
Alın teri dökmeden köşe dönme hevesi
Canına okur sonra, bak bizden söylemesi,
Senin olmayan bir şey yürüteceksen unut
Aklını başına al, sonra da kendini tut,
Hırsızlığa kalkarsan, bir daha düşün yine,
Başka şeyler bulursun çil altınlar yerine
... ..
-... .. “Bu gerçek bir büyü mü sence?” dedi kız. “Pek işe yaramadı, öyle değil mi?Ben, alıştırma olsun diye, birkaç basit büyüdenedim, hepsinden de son uç aldım. Ailemde kimsenin büyüyle ilgisi yok, bana mektup geldiğinde hepimiz şeşırdık, ama çok sevindim, ne de olsa en iyi büyücülük okulu bu, öyle diyorlar. –ders kitaplarını şimdidenezberledim, sanırım bu kadarı yeterli –sah, benim adım Hermione Granger, siz kimsiniz?”
-Bütün bunları hızlı hızlı söylemişti.
-Harry Ron’a baktı, onun da ders kitaplarını ezberlemediği şaşkın yüzünden belliydi, bunu görmek Harry’yi rahatlattı.
-“Ben Ron Weasley,” diye mırıldandı Ron.
-“Harry Potter,” dedi Harry.
-“Sahi mi?” dedi Hermione. “Senin hakkında her şeyi biliyorum tabii-birkaç tane de yardımcı kitap