30 Eylül 2015 Çarşamba

Afganistan’da Ne işimiz Var? *

Levent Gözkaya Afganistan’ı ve yaşadıklarını herkesin anlayabileceği sade bir dille anlatmış. Önce Rus işgali, sonraki süreçte Taliban hakimiyeti altında yaşananlar ve 11 Eylül saldırısı sonrasında Bin Ladin adının ön plana çıktığı gelişmelerin arka planına ışık tutulmaya çalışılmış. *--Bölgeye ve konuya ilgi duyanların ilgi ile okuyacağı kitap 324 sayfa. Kitabı okumamız için gerekçe oluşturacak kısa alıntıları paylaşalım:
-14 Temmuz 2009 tarihinde bir kaza sonucu Afganistan’da şehit olan Albay Faruk Sungur’un (**) emeği büyüktü. Komutanımızın ileri görüşü, zekâ ve pratikliği, birikimi ve davranışları sadece mahalleye ve Türk Birliğine değil uluslararası topluma da örnek olmuş, ilham vermişti. Bugün, Kabil Askerî Havaalanına yaptırdığı bina; hem kullanan personelimize diğer ülkelerinkine göre mukyese edilemeyecek kadr iyi olanaklar sunmuş, hem de boş odaları yabancılara kiralanmak suretiyle maliyetini çoktan kurtarmıştı. Afganlar Komutanımızı çok seviyor, güveniyordu. Udi mahallesine bir ziyerete gittiğimde kendisiyle ilgili şu olayı anlattılar:
-Kışlamızın hemen yakınındaki camide bir Cuma namazı sonrasında bir pravakatör, “ kâfir Türkler” diye bağırır. Tabi ki Türk ve Afgan cemaat pravakatörü susturur ama Faruk Albayım adamı bir kenera çeker, Kur’anı önüne koyar, kendisi sayfa sayfa okur. Sonra da pravakatöre döner “hadi sıra sende” der. Tabi adamdan ses çıkmaz. Afganların bu olayı unutması mümkün değildir ve olay önce mahalleye sonra Kabil’e yayılmıştır. Zaten Afgan halkı; hekesin yardımına koşan, kendi aralarında silahsız, tek başına dolaşan bu cesur, kahraman ve fedakâr Türkü iyi tanımaktadır.

-Bugün Afganistan’da Türk insanının iyi tanınmasında askerimizin emniyeti ve kışlalarımızın güvenliğinde Şehit Komutanımızın emeği tarif edilemez, nur içinde yatsın.
... ..
-Hindikuş Dağları’nın zirvesinden aşağıya... ..
İlk Şok ve Alınan Ders
Afganistan Nasıl Bir Yer?
Batı’nın (ABD ve AB) Afganistan’da Ne İşi Var?

26 Eylül 2015 Cumartesi

Yöntem Kuram Komplo *

Kitap 269 sayfa. Kitabın ilk baskısı Ocak 2009 ve ikinci basım ise Ocak 2015’de yapılmış. Her iki basım için ayrı ayrı hazırlanan ön sözlerde kitabın amacı yer alıyor. İlerleyen bölümlerde vurgu yapıldığı üzere (s.137) “Sosyal olgular çok yönlüdür.” ifadesinin “Uluslararası İlişkiler” boyutu masaya yatırılıyor. Konu ile ilgilenen ve profesyonel meslek olarak seçim yapanların yararlanabileceği ve katkı sağlayabilecekleri eser... Kitaptan kıs alıntıları paylaşmak gerekirse;
-“Uluslararası İlişkiler nedir?”, “Uluslararası İlişkilerci kimdir?”, “Türkiye’den özgün bir uluslararası ilişkiler ekolü doğabilir mi?” soruları... ..
-... .. bir sorunu çözebilmek ya da atılım yapabilmek için öncelikle sorunu ve engelleri saptamak gerekir. Sorunların farkına varılması bile tek başına çözüm yönünde atılmış önemli bir adımdır. ... ..
-Uluslararası İlişkilerin nasıl bir çalışma alanı olmasıgerektiğini tartışmak gereksiz gibi görünebilir. Ancak bu çalışmayla ... .. bir tartışmayı başlatmayı arzuluyoruz. Bu tartışma aslında iki soruyla yakından ilişkilidir. Uluslararası İlişkilerin amacı, yöntemi ve diğer disiplinlerle ilişkilerini belirleyen sınırlar ne olmalıdır? ... ..

Köprü *

Roman; yazarının da vurgu yaptığı üzere; “Her atandığı ile bereket ve aydınlık taşıyan ve bu öyküdeki köprünün yapımını gerçekleştiren, ülkemin ufkundan parlak bir yıldız gibi kayan, Cumhuriyet tarihinin en renkli valisi Recep Yazıcıoğlu’nun anısına... “ ithaf edilmiş. Kısa alıntıalrla romanın dikkat çeken bölümlerini paylaşalım:
-... .. İlk geldiği günlerde söylediklerini ciddiye almamış, yine eski tas eski hamam davranmışlardı cümle kapıdaki nöbetçiler. Ama. çabuk öğrenmişlerdi. bakışlı gözleri tavırları, cin bakışlı gözleri, kızıla çalan kahverengi saçlarıyla, aceleci bir genç tikiyi andıran adam, her sözünün arkasında duruyor, emirlerine kesin iteat istiyordu. Asabiydi, biraz da çatlaktı, kesin! ... ..
-Fırat üzerine kurulacak barajın yükselteceği sular bir dizi olaylara da gebeydi... ...Başpınar ve Aksöğüt köprüleri su altında kalacaktı... .. yeni köprü yapılması için başlayan süreç (1972-1992) yılan hikayesine dönüşecekti ... ... Kemaliye... ..
-Köprüsüzlük can alıyordu ... ..
-Aleviler, Hazreti Ali’nin hakkını yiyerek halife olduklarına inandıkları Ömer’in adını asla koymazlardı çocuklarına. ... ..
-Sen hiç adam vurdun mu askerdeyken... ..
-Başpınar ve Aksöğüt köprülerinin  su altında kalacağı kesinleşti. ... .. Fırat’ın üstünde ulaşımı kolaylaştırmak için, bir ağzıyla kuş tutmadığı kalmıştı. ... ..
Köprü (1972-1992) 1992 Mart’ında Erzincan yerle bir olduktan sonra, enkazı kaldırmak, ilin en büyük mülki âmiri olduğu için, elbette validen beklenmiş, tüm aksaklıkların günahı da ona yazılmıştı. ... ..
-“Fırat’ın iki yakasını birbirine bağlamazsam bana da vali demesinler. ... ..”  
-... .. Fırat,Kemah civarında uslu uslu akarken Kemaliye’ye yaklaştıkça hırçınlaşıyor, kanyonların içine dalarak, taştan taşa, kayadan kayaya vuruyordu. ... ..
-Kemaliyeliler dağları aşarak, düşlerindeki köprüden geçerek hapsoldukları yöreden çıkıp , dünyayla kuçaklaşmak istiyorlardı. ... ..

21 Eylül 2015 Pazartesi

İyi Günde Kötü Günde Evlilik *

Günümüzün temel sorunları arasında yer alan ve hayatın akışı içinde diğer bir çok sorunu da tetikleyen evlilik kurumu ve aile içi iletişimi ele alan kitap 184 sayfa. Kitabın okunmasına gerekçe oluşturabilecek kısa vurguları paylaşalım:
-.. .. Aile, âdeta bir insan gibidir. Onun da bebeklik, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi dönemleri vardır. Aile de bir insan gibi hastalanır, tedavi olması gerekir. Yaşlılık dönemine erişemeden ömrü biten aileler de Aileyi besleyen gıdalar ise saygı, bakım, ihtimam ve ilgidir. ... ..
-Aileyi yürütmek bir sanattır. ... .. Tabii ki hatasız kul olmaz. Önemli olan gün geçtikçe kendini geliştirmek ve daha az hata yapmaya gayret etmektir. ... .. Mükemmellik izafi bir kavramdır. ... ..
-Evlilik; fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve sosyal yönleri olan bir beraberlik olup sağlıklı bir evlilik bu yönlerin hepsi göz önüne alınarak orta yol bulunmaya çalışılan, güzel ahlâk ve denkliğe önem verilen bir müessesedir. ... ..
-... ..eşlerin evlilik öncesi hazırlığı ... .. eğitim almasının önemi ... ..
Eş Seçimi
Eş Seçiminde Ailenin Etkisi Nedir?
Eş Seçiminde Kararsızlığın Sebepleri Nelerdir?
Evlilikte Ailelerin Denkliği ve Güzel Aklâk
Evlilik Öncesi
... ..
Eş Seçiminde Ortak Değerleri Ön Plana Alın
Evliliği İlk Yılları
... ..
Eşim Televizyon İzlemekten Benimle Konuşmaya Vakit Bulamıyor
-... ..Ev hanımlarının televizyon düşkünlüğünün en önemli nedenleri ise meşguliyet azlığı ve depresyondur. ... .. uyku düzeni de bozularak erken yatağa gitmek istememekte,televizyon karşısında gece yarısına kadar ... ..

13 Eylül 2015 Pazar

Eyvah Elmanın Yarısı Tükendi *

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Ünzile Girişgin ilk kitabında (Sakın Okumayın Cıss! Cinsel Yaşama Dair) açık kalplilikle masaya yatırdığı kadın erkek ilişkilerini bu sefer kadın merkezli ve sosyal boyutu ile ele almış. Bir çoğumuzun rahatsızlığını duyduğu ama harekete geçmekte çok da istekli olamadığımız konularda “kral çıplak” diyerek dikkatleri çekmek istiyor.
-Okuduklarımızı hayatımıza yansıtırken; kitabın içinden cımbızla seçilmiş bölümleri değil kitabı bir bütün olarak hayatımıza yansıtabilmeliyiz.
-Kitabı okumamız için gerekçe oluşturabilecek kısa alıntıları paylaşalım:
-... Bir kısım erkekler hiçbir konu hakkında kadınların görüş bildirmemesine, sosyal olaylara iştirak etmemesine o denli alışmışlar ki donanımlı mü’min hanım hakkı dillendirilecek olsa ‘feminist’ diye hakaret görüyor. Şahsiyetli, başarılı mü’min kadını hem sistemin kuralları dışlıyor hem de bizim camia.
-Tanıklık yaptığımız şu çağda erkekler içinden de kadınlar içinden de Hristiyan ve Yahudilerin değirmenine su taşıyanlar var. Lakin İslam’a canıgönülden hizmet etmek için koşturan kadın ve erkekler de var. İşte bunların birbirine sahip çıkması, özellikle cesur hanımların hakkı dillendirilmesi durumunda, Allah rızası için sahip çıkılması gerekmektedir. ... ..
-Şayet kendimize Peygamber’imizin yetiştirdiği kadınları model olarak alacaksak, toplumda söz sahibi, istişarelerde yer verilen kadınlardır. Mü’min kadın hantal, paspal, sindirilmiş, beceriksiz, uykucu bir kadın değildir. ... ..
-Kadın, Allahu Teâlâ’nın tüm emirlerine muhatap tutulmuş ayrı bir bireydir. Kocasına bağlıdır ama bağımlı değildir. Kadın da okumak, üretmek ve ömrünü en bereketli şekilde tanzim etmek zorundadır.... . Kimse çağa hakim ideolojik görüşlerin etkisinde kalarak İslâm’ı yeniden biçimlendirmeye kalkışma hakkı yoktur.
-Şu gerçek de asla inkâr edilmemelidir; İslam dinamik bir dindir, bir yaşam biçimidir. ... ..
-Müslümanlar olarak kendimizi çağın sorunlarından uzak tutamayız. Tersine, İslam’ı geleceğe taşıyacak bizleriz. Tüm sosyal gelişmeleri ve sorunları yakından takip etmeli, sadece şahsi şartlarımıza göre değil, toplumun her katmanı dikkate alınarak çözüm üretebilmeliyiz. Sorunlarımızı konuşmaktan korkmamalıyız. ... ..

5 Eylül 2015 Cumartesi

Sakın Okumayın Cıss *

-Günlük  yaşamda insanlarımızın yaşadıkları ancak kendilerine bile itiraf etmekte güçlük çektikleri kadın erkek ilişkilerinin görünmeyen yüzünü ele alan kitap 415 sayfa.
-Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Ünzile Girişgin açık kalplilikle ve kalite seviyesini muhafaza eden ikna edici bir dille bir her yaşa hitap eden ayrıntıları ele almış.
-Okuduklarımızı hayatımıza yansıtırken; kitabın içinden cımbızla seçilmiş bölümleri değil kitabı bir bütün olarak hayatımıza yansıtabilmeliyiz.
-Kitabı okumamız için gerekçe oluşturabilecek kısa alıntıları paylaşalım:
-Kitabın arka kapağında; “Cinsel yaşamla ilgili olarak çoğu zaman erkek fıkıhçılar, ilahiyatçılar, ürologlar ve psikiyatristler yazdı, çizdi ve konuştu.  Kadınlar ise duygularını, isteklerini, şikayetlerini hep içine hapsetti. Çekindiler ve sustular.
Bir grup insan cinsel arzularını putlaştırıp, kölesi haline gelirken, bir grup ise bastırıp, hadımlaştırma noktasında yaşıyor. Hele bir kısmı cinsel içerikli kitapları eşinin kafasına fırlatıp ‘utanmaaaz’ diye hakaret edecek seviyede reddedici ve bilgiye kapalı.
Aile saadetini bozan, ahlaki çöküntüye yol açan, cinsel arzuları kamçılayan, evlilik dışı ilişkileri özendiren gazete, dergi ve televcizyonların bombardımanına, ancak İslamî bilinçleri destekeyen ve doyuran bilgi kaynaklarıyla karşı durulabilir.
Kitabımızın ismini “Sakın Okumayın Cıss!” koyduk. Çünkü yasakladığımız cinsel konular aslında korkmadan okunmalı, tartışılmalı ve öğrenilmeli.” vurgusu yapılmış. 
-Kitaptan alıntılar:
-... Günümüzdeki en önemli problemlerden biri “Olayları görmedik, duymadık, bilmiyoruz” şeklindeki yaklaşımlardır. Korkularımız elbette ki bizi bazı şeyleri yapmaktan alıkoyuyor. ... .. Ele aldığım konuların toplumumuzun kendisi ile yüzleşmesini sağlayacağına, aile hayatımızın daha güçlü olması yönünda katkıda bulunacağına inanıyorum. ... ..
-Elbette ki bir kadın doğum uzmanı olarak, kadınlarda en çok rastladığım eksiklikleri onlara anlatıyorum. ... ..