Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Ünzile Girişgin ilk kitabında (Sakın
Okumayın Cıss! Cinsel Yaşama Dair)
açık kalplilikle masaya yatırdığı kadın erkek ilişkilerini bu sefer kadın
merkezli ve sosyal boyutu ile ele almış. Bir çoğumuzun rahatsızlığını duyduğu
ama harekete geçmekte çok da istekli olamadığımız konularda “kral çıplak”
diyerek dikkatleri çekmek istiyor.
-Okuduklarımızı
hayatımıza yansıtırken; kitabın içinden cımbızla seçilmiş bölümleri değil
kitabı bir bütün olarak hayatımıza yansıtabilmeliyiz.
-Kitabı
okumamız için gerekçe oluşturabilecek kısa alıntıları paylaşalım:
-... Bir
kısım erkekler hiçbir konu hakkında kadınların görüş bildirmemesine, sosyal
olaylara iştirak etmemesine o denli alışmışlar ki donanımlı mü’min hanım hakkı
dillendirilecek olsa ‘feminist’ diye hakaret görüyor. Şahsiyetli, başarılı
mü’min kadını hem sistemin kuralları dışlıyor hem de bizim camia.
-Tanıklık
yaptığımız şu çağda erkekler içinden de kadınlar içinden de Hristiyan ve
Yahudilerin değirmenine su taşıyanlar var. Lakin İslam’a canıgönülden hizmet
etmek için koşturan kadın ve erkekler de var. İşte bunların birbirine sahip
çıkması, özellikle cesur hanımların hakkı dillendirilmesi durumunda, Allah
rızası için sahip çıkılması gerekmektedir. ... ..
-Şayet
kendimize Peygamber’imizin yetiştirdiği kadınları model olarak alacaksak,
toplumda söz sahibi, istişarelerde yer verilen kadınlardır. Mü’min kadın
hantal, paspal, sindirilmiş, beceriksiz, uykucu bir kadın değildir. ... ..
-Kadın, Allahu Teâlâ’nın tüm emirlerine
muhatap tutulmuş ayrı bir bireydir. Kocasına
bağlıdır ama bağımlı değildir. Kadın da okumak, üretmek ve ömrünü en
bereketli şekilde tanzim etmek zorundadır.... . Kimse çağa hakim ideolojik
görüşlerin etkisinde kalarak İslâm’ı yeniden biçimlendirmeye kalkışma hakkı
yoktur.
-Şu gerçek
de asla inkâr edilmemelidir; İslam dinamik bir dindir, bir yaşam biçimidir. ...
..
-Müslümanlar
olarak kendimizi çağın sorunlarından uzak tutamayız. Tersine, İslam’ı geleceğe
taşıyacak bizleriz. Tüm sosyal gelişmeleri ve sorunları yakından takip etmeli,
sadece şahsi şartlarımıza göre değil, toplumun her katmanı dikkate alınarak
çözüm üretebilmeliyiz. Sorunlarımızı
konuşmaktan korkmamalıyız. ... ..
-Kadınlarımıza
bilginin, ilmin önemi unutturulmuş; kadınlarımız kendilerini başka uğraşlara
kaptırmış. Kadınlarımızın dikkatini çekmeyi nasıl başaracağız? ... .. Bu yolun
açılması ancak siiivil toplum örgütlerinde, siyasi yönetimde, cemaat içlerinde
etkin olan erkekler sayesinde olabilir. ... .. Müslüman kadınla erkeğin arasını
açan, sorunlarımızın tek sorumlusu Müslüman erkeklermiş gibibir suçlama
içersine giren... .. Müslüman kadın ve
erkekler kabul etmeliyiz ki birbirimize muhalefet etmekle, aşağılayıcı,
suçlayıcı tavır ve karşılık verme ile ümmetimizin sorunlarını çözemeyiz. Canıgönülden
birbirimize sahip çıkmalıyız. ... ..
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Tavrımız
-Bizler
ülkemizde kadınlara yönelik şiddetive töre cinayetlerini sorgulamadık. ... ..
Adeta görmezden geldik. Son yüzyıl içersinde Osmanlı eserlerinden kopuş ve
İslam dininin öğrenilmesi ve yaşanması yönündeki engeller bizim çocuklukta
tanık olduğumuz akraba ve komşu kadınların uğradığı haksızlıklar, zihnimize
İslam’ın kadınlara yeterince önem vermediği imajını yerleştirdi. ... ..
-Eski Türk
filmlerinde, okul ders programlarında başlıca iki şey öğretilirdi; ‘Osmanlı
ecdadımızın vatan haini’ ile ‘İslam bizi geri bıraktı’ söylemleri.
-Orta Çağ
İslam dünyasında astroloji, tıp, matematik, felsefe âlimlerinin adı
duyurulmadı. O dönemde medrese eğitimi veren Müslüman hanımlardan kimse söz
etmedi. Orta Çağ Avrupa tarihi bizlere kilise tarihi şeklinde değil de İslam
tarihi şeklinde anlatıldı.
-Bin beş
yüz yıllık İslam tarihinde asla karanlık bir Orta Çağ olmadı. Altı yüz elli yıl
o koca topraklar ve nüfus nasıl yönetildi? Yemen’de, Patani’de var olan Osmanlı
eserleri, bizleri hayrete düşürüyor. Neden şimdi Ortadoğu’da kan gövdeyi
götürüyor? Bu topraklara ecdadımız hâkim iken hiç Müslüman kanı böylesine aktı
mı? Sadece Anadolu’da son otuz yılda kırk bin şehit verdik. Ne zaman Osmanlı gitti, huzur gitti bu
topraklarda.
-Bizler
Osmanlı kadınını hiç öğrenemedik, tanımaktan mahrum kaldık. Ben üniversiteden
sonra İslam’ı sorgulamaya ve öğrenmeye çalıştım. Tespitlerimde var olan
örnekler; törelerin İslam’ın önüne
geçmesinden kaynaklanıyordu. Bilgi sahibi insanlar da yeterince
konuşmuyordu. ...
-...
..Oysa mü’min hanımlar, haksızlıklar karşısında yazılı ve sözlü olarak,
kendilerini ifade etmek hakkına sahiptirler. ... ..
Türk Kadınının Ayrı Bir Yeri Var
-Osmanlı
kadını deyince de yabancı seyyahların oradan buradan duydukları dedikodulara
göre yazdıkları önümüze geliyor. ... .. Oysa harem erkeklerin yetiştiği Enderun gibi bir eğitim merkezi idi.
Elbette ki özel koruması ve gizliliği olacaktı. ... ..
-Çok acıdır ki haremle ilgili ciddi kaynaklar
bugünkü Türkçeye çevrilmemiştir. Kendi tarihimizi yabancılardan öğrendiklerimiz
ile şeklilendiriyoruz. Arşivlerimizin bir kısmı yakıldı, bir kısmı satıldı çok
yazık geçmişimiz tarumar edildi. Koca imparatorluğa şekil veren kadınları
bilemedik, ... ..
Biz kadınlar Farkında Olmadan
Değişiyor, Dönüştürülüyor muyuz?
-İslam’da
insan başıboş değil, görev ve sorumlulukları olan canlıdır. ... ..
-Dünyevi
ihtiraslarımız, enaniyetimiz artmıştır. Öz güven ve başarı ile hırs ve erkeksi
mücadele birbiri ile yer değiştirmiştir. ... ..
-Erkek
kimliğini yıpratan kadın bir süre sonra kocasını beğenmez; güçlü ve kendisini
yöneten erkek arzulamaya başlar. Baskın
karakterli kadın sadece eşine, oğluna zarar vermekle kalmayıp kendi
arzularına da ters düşmüş oluyor. ... .. Kocalardan
haklı isteklerde bulunmak ayrı, kocalar üzerinde tahakküm kurmak ayrı
şeylerdir. Bu konuda tüm kadınların kendisini öz eleştiriye tabi tutması
gerekmektedir. ... .. Kadının ‘ben’
duygusunu öne çıkarması sadece eşine zarar vermekle kalmaz, en büyük hasarı
o evde yaşayan erkek çocuğa verir. Kadın sosyal yaşamda aktif rol alsa da aile
içersinde yönetici kişi koca olarak belirlenmiştir. ... ..
-... ..
Altımızda araba, cüzdanımızda para olması demek eşimizi bilgilendirmeden her
şeyi yapabileceğimiz, her yere gidip gelebileceğimiz anlamına gelir mi? ... ..
Evlilik kadın ve erkeğin ‘ego’ savaş alanı değildir. ... ..
Becerikli, Tutumlu, Fedakâr
Kadınlarımız
Böyle olmamalıyız
-... ..
Yaşamak için ihtiyacımız olan su, protein, vitamin ne denli önemli ise
ruhumuzun ve kalbimizin ihtiyaç duyduğu manevi gıdalar da o denli önemlidir.
Manevi gıdalara para ve zaman ayırmayan insanlar hastadır. ... .. Erişkin ve
çocuk psikiyatristlerimizin, hukukçularımızın, fıkıhçılarımızın işleri bu
nedenle artıyor.
-Kadınlarımız
isterlerse bu kötü gidişatı durdurabilirler. Allah kadını toparlayıcı, hem
bedenen hem de kalbenyumuşak tabiatlı, etrafını da sevgi ve merhametle kuşatıcı
vasıfta yaratmıştır. Kadınlarımız bu kimliklerini kaybetme sürecine girdiler.
İstayen kadın kendini sorgular ve hemen manevi yardım alır.
-... ..
-... ..
Cinsel uyumsuzluk ve cinsel sorunlar Müslümanların üzerinde en az
tartıştıkları, en az çözüm ürettikleri alan. ... ..
-(s.113) ... .. hanımlar
her dilediklerini haklı ya da haksız, meşru ya da gayrımeşru isteklerini
eşlerine yaptırmak, eşlerini cezalandırmak için seksi reddetme hakkına sahip
değildir.
-Çünkü erkeğin tek eşi vardır. Kadının yapması
beklenen yemek yapmak, ev temizliği gibi her işi başka şekilde telafi
edilebilse de cinsel birliktelikteki rolü başkaları tarafından yerine
getirilemez. Kocalar her şeyi para ile satın alsalar bile seksi satın almak
hakları yoktur. Bunu kendisine temin edecek olan sadece nikâhlı ve sevecen
karısıdır.... ..
-... ..(s.120)
Keyfi gerekçelerle cinsel yaşamı reddeden bir hanım, daha
cilveli ikinci bir kadın seçeneğine kapı aralamış olur. ... ..
-İslam insana kadın olsun erkek olsun sınırsız
özgürlük tanımıyor. Hele hele cinsel yaşam kurallara disipline edilmiş cinsel
dürtülerin helal daire içeriisinde karşılık bulması şartı konulmuş. (s.123).
-... ..(s.124) İslam, evlilik kurumu ile cinsel
ihtiyaçların giderilmesini istiyor. Mü’min kadın ve erkekler eğitimlerle
eksikliklerini tamamlayabilir. Karı koca daha tatmin edici cinsel yaşam için
gayret etmelidirler. Üçüncü bir kişiye meyil vermeye zemin hazırlanmamalı,
cinsel yaşam hafife alınmamalıdır.
-... .. (s.143) Laiklik şemsiyesi altında Türk kadını
değiştirilirken bizler bunu sekteye uğratacak suçlular gibi görülmeye
başlandık. Kadın dernekleri bizi anlamak yerine, bizi nasıl yok edebilecekleri
üzerinde enerji sarf ettiler. İkna
odaları, uzaklaştırma, sözlü derslerden düşük not verme ve yasalarla
çıkmaza sokma bunlar arasında sayılabilir. Onlar için kadınların okuması ve
çalışmasından ziyade, belli bir zümre kadının okuması ve toplumda yer edinmesi
yeterliydi. Hatta bu zorunluydu.
-Biz
başörtülü kadınlar çağdaşlaşma kavramı adı altında bazı kadınların bizi
küçümsemelerinden, bu ülkenin tek temsilcisi gibi hareket etmelerinden,
varlığımızı görmezden gelmelerinden ve her şeyin kendi kontrollerinde kalmasını
isteme arzularından bıktık, usandık.
-Başörtülü
Türk kadınları son otuz yıl çerisinde bilgi ve becerileri ile iş ortamındaki
saygı ve uyumları ile öcü gibi olmadıklarını, kimseyi rahatsız etmediklerini
ıspatlamış oldukları hâlde hâlâ birileri çıkıp kendilerine yönelik baskı unsuru
olduğumuzu iddia edebiliyor. ... ..
-.... ..
Birilerinin şirretlikle üste çıkması ve başka fikirlere saygılı olmaması adil
karşılanamaz. Bizim de isteklerimiz var. Dikkate alınmamız için illaki hırçın,
saygısız, sesini yükselten, kanal kanal gezen kadınlar mı olmalıyız?
-Kadın
hakları konusunun tarihi seyri konusunun tarihi çok iyi irdelenmeli. İngilizler
kendi kraliçelerinden vazgeçmez iken, biz bir gecede ecdadımızı sınır dışı
etmişiz.... ..
Biz Kadınlar Sorunlarımızın
Giderilmesi Hususunda Samimi ve Cesur muyuz?
Pekin BM Kadın Konferanslarının Genel
Çerçevesinde Ortaya Çıkan Kötü Sonuçlar
Paranın Hükümranlığı
Bazı Alanlarda Hanımlar Vazgeçilmez,
Olmazsa Olmazdır
Kapitalizm Çarkında Erkekleşen
Kadınlar
Hekim Olduk, Aşkı, Romantizmi
Kaybettik
Ahireti Unutarak Dünya Hayatımızı
Kuramayız
Mü’min Vasfı Zayıflayan Erkekler
Biz hanımlar Pes Edecek Değiliz
Farzı Bırakıp Nafileleri Öne Almayalım
Haçlılar Kadın Üzerinden Emeline
Ulaşıyor
-...
..televizyonlardaki yarışmalar pop star, oryantal star, buz star, gelinim olur
musun? BBG evleri, diziler... .. Medyada, üniversite kampüsünün bahçesinde
kızlı erkekli karışık içiki âlemleri yapan, annesine şiddet uygulayan..... ..
Çekirdek Aile Deyip Yaşlıları
Dışlamayalım
İslami Açıdan Çalışma Hayatımıza
Bakarsak
Hayal Kurmak Ne Güzel, Ne Masrafsız
(s.218)Bir doğum hastanesi var ki ... ..
Bir kız
lisesi açılmış... ..
Ülkenin
merkez bir iline çok büyük ve geniş imkânlarlara sahip bir kız üniversitesi
açılmış. ... ..
Allah’ım
bir alılşveriş merkezi açılmış. ... ..
Kadınlar
için bir SPA merkezi açılmış. ... ..
Enerji
Bakanımız bizi başka ülkelere bağımlı olmaktan kurtarıyor. ... .. düşünsenize
okuyan ve çalışan kadın oranımızda bir anda patlama yapacak. Çalışacağız ama
insani ve İslami çizgi içerisinde. Çocuklarımız için gözümüz arkada kalmadan,
vicdan azabı çekmeden, eşlerimizle mutlu, ahirete bakışımız umutlu olacak. Erkeklerden %30 daha az mesai yapacak ama
aynı ücreti alacağız. Doğan iki çocuktan
sonra ek prim de alıyorz. Oh, ne hariha... Pozitif ayrımcılık budur işte.
Bundan ötesi can sağlığı....
Öksüz gibi Büyüyen Çocuklar
Kreşlere Mahkûm Çocuklar
Tesettürlü kadın ve Para Tutkusu
Almanya Modelinden Örnekler
Bizim Ülkemizde Son durum
*Eyvah Elmanın Yarısı Tükendi – Opr. Dr. Ünzile Girişkin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder