18 Mayıs 2015 Pazartesi

Elektronik Sanayiimizin Bir Kesit Anıları *

Fikret Yücel’in Anıları ya da Elektronik Sanayiimizin Bir Kesit Anıları
-Yöneticileri belli bilinçten yoksun ülkelerin, teknolojiyi geliştirseler bile  bu teknolojinin elerinden nasıl alınabileceğinin anlatıldığı kitap 234 sayfa. Günümüz için de geçerli olan ve hepimizin alacağı dersler var. Güldüren anılar da ... .. 1970’li yıllardan başlayan öykülere birlikte göz atalım.
- üniversite-sanayi işbirliği... ..
-TÜBİTAK – MAM (Marmara Araştırma Merkezi)’da yine bir kıyım olmuş ve artık aramızda olmayan çok değerli bir mühendis.... evinde oturuyordu. ... ..
-.... telekominikasyon hizmetlerinin sosyal, ekonomik, kültürel hatta siysai alanlardaki etkisinin kavranamamış ve önemsenmemiş olmasısır. Bu sebeple, karar mercileri tarafından bir sıkışıklık, zorluk karşısında ilk defa feda edilen  kalemler arasında bulunmuştur telekominikasyon yatırımları.
-İkinci sebep ise, Türkiye’nin yakın geçmişe kadar kronikleşmiş dış ödemeler dengesinde karşılaştığı zorluklardır... o tarihlerde telekominikasyon alanında hiçbir sanayiye sahip olmayan Türkiye, telekominikasyonla ilgili yatırımlarını, dış alımlarla karşılamak ve anahtar

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Bir Yolculuk - Tony Blair *

-Eski İngiliz Başbakanın kendi ifadesiyle “kişisel gelişiminin  ve karakterinin gelişmesi ve değişmesi ile ilgili yolculuğunun 736 sayfalık öyküsü”. Üst üste üç genel seçim kazanan ve on üç yıl İngiltere’yi yöneten Tony Blair... ..
-İlk seçim zaferi sonrasında 2 Mayıs 1997’de Waterloo Köprüsü’nde, Thames Nehri kıyısında toplanan kalabalığa hitab etmesi... Downing Sokağı’nda ilk defa yürümesi ... ..10 No’lu  evin yeni misafiri .. ..  İşçi Partisi liderinin serüveni ... ..
-Karar mekanizmalarında görev alanların / alacakların okumasında yarar var. Bazı bölümlerde detaylara boğulmamak için atlayarak da okunabilir. ...  ..Birlikte göz atalım;
-Kraliçe devletin başıydı. Bense onun başbakanıydım. Elinde asa olan uzun boylu bir yetkili yanımda durdu ve “Size bir şey söylemem gerekiyor, Bay Blair” dedi. (Başbakanlık onayı alınana kadar Bay Blair olduğuma dikkat edin). “El öpme töreninde Kraliçe’nin elini gerçekten öpmüyosunuz. Sadece ddudaklarınızı eline hafifçe sürüyorsunuz.”
-Kraliçe, ... .. “Siz benim onuncu başbakanımsınız. Birincisi Winston’du. Ve siz o zaman daha doğmamıştınız.”... ..
-Elinde asa olan uzun boylu adam, bizi merdivendenaşağı indirip bekleyen arabaya doğru götürürken, “Bu taraftan, Başbakan,” dedi.
-... .. hızla değişen dünyanın taleplerine ya da daha hızlı değişen siyasi ortama cevap vermeye uygun ... ..
-Yüz günün sonunda ... .. abartılı farklılıkları, kinci tartışmaları ve mantıksız önyargıları olan kabile kültürlü parti politikaları için sabrım yoktu. ... .. Sadaka dağıtılmayacak, refah getirilecekti; fırsatlarla beraber sorumluluklar da olacaktı; hükümette yenilik arzusu olacak ... .. zenginliğe göre değil, ihtiyaca göre kaliteli kamu hizmeti verilecekti; toplumun değişik kesimlerinde yaygın suç örgütleri ve anti sosyal davranışlardan kaynaklanan korku olmayacaktı. Belki de dinsel konulara yakın yapılan vurgular etkili oluyordu; örneğin kendimizi sağ ve sol kavramlardan, dogmadan kurtaralım ve ülkede ortak refah sağlayalım söylemi güzeldi.
-... ..Clinton Mayıs 1997 sonunda NATO zirvesine giderken Britanya’yı ziyaret etti. .....Onun bir sözünü hep hatırlarım: “Unutmayın: Bilgi çağında iletişim, mücadelenin yüzde ellisi demektir. Onu bir kez, iki kez söyleyin, söylemeye devam edin ve bitiridiğiniz zaman hâlâ daha yeterince söylememiş olduğunuzu göreceksiniz.”

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Ömrümü Yedin Bay Böcek *

-TUBİTAK Eski Başkan Yardımcısı Hasan Palaz çocukluk ve eğitim yıllarından başlayarak çalışma hayatını ve günümüze uzanan yaşamını anlatıyor. Kitabı okurken ülkemizdeki gelişmelerin bir bölümü için aralanan pencereden gelişmeleri anlamaya çalışıyorsunuz. Ülkemizde gündem oluşturan gelişmeler içinde önemli yer tutan akış içinden de ayrıntılar bulabileceğimiz kitap 366 sayfa. Türk Silahlı Kuvvetlerinin milli kripto cihazlarının ilk üretimlerinin 1970’lerde başlayan serüveni anlatılıyor. Sözkonusu cihazların milli olarak üretilmesinde önemli rolü olan Emekli Yarbay Mehmet Camalan’a gösterilen vefa dolu sözler dikkat ise dikkati çekiyor. Hasan Palaz’ın yazdıklarını okumamız için gerekçe oluşturabilecek kısa alıntıları yorumsuz olarak yansıtmaya çalışalım.
-... .. her devlet kurumunda olduğu gibi Silahlı Kuvetlerde de ithalat düşkünü birçok insan vardı. Belki bunların bir kısmı kötü niyetli değildi. Bazıları ihtiyaçların çok acil olduğunu, bunların bir an önce yurt dışından alınarak kullanıma sokulması gerektiğini, uzun süren Ar-Ge projelerine gerek olmadığını iddia ederlerdi. ... ..
-... 1997 yılı... NATO çalışma gruplarındaki çalışmalardan sağlanan yararlar... 
-.... .. ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya giibi NATO üyesi ülkeler kriptolojiye çok önceden çalışmışmaya başlamış ve yol almışlardı. Onların bilgi birikimini ve tecrübelerinden faydalanmak çok önemliydi. ...
-NATO, Türkiye için çok anlamlı bir kaynaktı. Üye ülşke olarak bütün bilgilere ulaşma imkanı vardı. ... ..
-... Araştırmacıysanız, kafanızdaki sorunu çözmek için 7/24 çalışmanız gerekiyor. Araştırmacılık bir mesai işi değil. ... ... Bir araştırıcınınyapacağı işler standart işler olmuyor. Bir fabrikada veya devlet dairesinde işlerin tanımı az çok bellidir. Araştırmacı için ise belli değil. Önünüze gelen projelere göre çok rahat farklı alanlara kayabiliyorsunuz. Bu alanlar bazen birbirine yakın yan dallar olduğu gibi bazenbirbirinden uzak alanlar da olabiliyor. Bir de bilim ve teknoloji dünyası ço dinamik. Sürekli gelişiyor ve ilerliyor. Bu nedenle araştırmacı bir taraftan sürekli kendini geliştirmek zorunda. Bunun için uluslararası literatürü yakından takip etmek lazım. Diğer taraftan bazı projeler oluşturmak istiyorsanız bir taraftan ülkenin ihtiyaçlarını takip ederken, öte yandan da dünyanın teknolojik olarak geldiği noktyı çok iyi bilmeniz şart. Bu ikisini üst üste getirip proje oluşturmanız işin püf noktasını oluşturuyor. ... ..
-Projelerde yapılan hatalardan birisi de geliştirilen bir elektronik sistemin veya yazılımın doğru tanımlanamaması idi.