20 Temmuz 2017 Perşembe

İnancın Biyolojisi *

-Kitabın arka kapak tanıtımında; Hücre biyoloğu ve genetik bilimci Profesör Dr. Bruce H. Lipton alanında devrim yaratan çalışmalarıyla uluslararası bir üne sahip. Yeni Biyoloji ilr Kuantum Fiiziği sentezlediği bu kitabında basit bir dil kullanarak gündelik yaşamdan örneklerle bu süreci anlatıyor.
“Hücrele bana bir bütünün parçası oldduğumuzu ve tehlike anında bunu unuttuğumuzu öğretti. Ayrıca her birimizin kendine özgü biyolojik bir kimliğe sahip olduğumuzu fark ettim. Peki, bütün bunların sebebi neydi? Her bir insanın hücresel topluluğunu  kendine özgü hale getiren şey neydi? Hücrelerimizin dış kısmında gruplar halinde ‘kimlik alıcı’ antenleri vardı ve bunlar bir bireyi diğerinden ayırıyorlardı.”
Kitaptan kısa alıntılar; ... Aniden, hücrenin yaşamının genler tarafından değil de fiziksel ve enerjetik çevre tarafından yönetildiğini fark ettim. Genler sadece hücre , doku ve organların oluşumundaki genetik planı oluşturuyorlardı. ... ..
-... .. her bir insan yaklaşık 50 trilyon tek hücreden oluşmaktadır. ... ..
-Tıpkı tek bir hücre gibi , bizim yaşamlarımızın niteliği de genlerimiz tarafından değil ; aksine hayatımıza yön veren çevresel sinyallere verdiğimiz tepkiler tarafından yönetiliyordu. ... ..
-... .. araştırmam genetik determinizm ile ilgili biyolojinin benimsediği temel ilkelerin hatalı olduğuna dair değiştirilemez kanıtlar sunuyordu. ... ..
-... .. ilaç tedavisi yönteminin yanı sıra tamamlayıcı ilâç felsefesi, eski ve yeni inançların manevi bilgeliği gibi yöntemlerin temelini hazırlamıştır..... ..
Hücrelerin büyüsü
-... .. Darwin, Tanrının varlığını yalanlamamıştı, o sadece dünyada ki yaşamın niteliğinin ilahi bir müdahale tarafından değil de tamamen şans eseri ortaya çıkmış olabileceğini ima etmişti. Türlerin Kökeni adını taşıyan 1859 yılında yayımlanmış kitabında, Darwin , kişisel özelliklerin kalıtım yoluyla

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Budala *

-Çarlık Rusyası’nın soylu sınıfları ve saray çevresinin etrafında dönen olayları alaycı bir dille anlatmaktadır.Yazar,romandaki “prens” karakterini budalaca tavırlar içine sokarak okuru güldürmektedir. Fakat bu ironik anlatımı derinden  bir tahlille irdeleyecek okuyucu, aslında gerçek budalaların tüm çevresindeki insanlarolduğunu sezecektir....
-Soyluların yaşam biçimi, geniş halk tabakalarının gözleri önüne seren Dostoyevski, devrim öncesi egemen sınıfı da hafif bir alaycılıkla anlatmaktadır.
-Romandan kısa bir alıntı:
Aglea, ona bakarak safça kolundan çekti.
“Neyiniz var?” diye fısıldadı.
Prens, başını ona doğru çevirip bakınca onun kara gözlerinde o anda anlaşılmayan bir alevin parladığını gördü. Genç kıza gülümsemek için kendini zorladı.
O anda Nastasya Filipovna , genç kızların iskemlelerinin çok yakınından geçiyordu. Canlı hareketlerine bakılırsa, Yevgeniy Pavloviç, Aleksandra İvonovna’ya meraklı ve gülünç öyküler anlatıyor olmalıydı. Prens, daha sonra Aglea’nın ansızın alçak sesle “Hasıl?” dediğini anımsadı.
Ne için söylendiği belirsiz, yrım kalmış bir soruydu bu. Fakat bu sorusu havada asılı kaldı.
Genç kız cümlesini bitirmeden durdu birden. Ama söyledikleri yetiyordu. Kimseyi fark etmeden geçen Nastasya Filipovna ansızın onlardan yana döndü; Yevgeniy Pavloviç’i fark etmiş gibiydi.
“İşte o!” diye bağırdı bişrden durarak. “Gökte ararken yerde bulmak buna denir... Seni amcanın yanında sanıyordum...”
Yevgeniy Pavloviç’in yanakları kıpkırmızı oldu. Nastasya Filipovna’ya öfkeyle baktı, sonra hemen gözlerini başka yana çevirdi.

8 Temmuz 2017 Cumartesi

Sızıntı *

Wikileaks’te ünlü Türkler
Yakın tarihimizde meydana gelen birçok olayın arka planına pencereler açmaya çalışılan kitaptan kısa bir alıntıyı paylaşalım;
-... .. Unakıtan, daha bakanlığının ilk ayında, 23 Aralık 2002’de, City  Bank ile masaya oturuyor ve bankanın milyar dolara vergi borcunu bir kalemde siliyordu. Bunun karşılıksız olması imkânsızdı. Belli ki söz, Kasım 2002 seçimlerinden önce verilmişti.  Unakıtan’ın oğlunun mısırları da basının gündemine geldi. Unakıtan’ın oğlu 4000 ton ABD kaynaklı mısır ithalatı yapıyor, birkaç gün sonra ise, ithal mısırın gümrük vergisi yüzde 70 yükseliyordu. Unakıtan’ın oğlunun eline sadece bu vergi artışıyla yarım trilyon havadan kâr girdiği tahmin ediliyor. Unakıtan, durumu soran gazetecilere “Oğlum o mısırları tavuklarına yedirecek,” cevabını verdi. ... ..










Aşil’in Topuğu FETÖ’nün “O Gece”si *

Mustafa Önsel’in bir önceki kitabı “TSK’da Şakirtlerin İşgali mi? / Ağacın Kurdu, Fethullah’ın Askerleri” ve son olarak da bu eserinde kaleme aldığı ayrıntılar derslerle dolu. Alçak FETÖ kalkışmasından önce ortaya çıkan emareleri ve uyrıları ilgililer keşke zamanında dikkate alabilselerdi demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Kısa alıntıları paylaşalım;
-... .. İşin doğrusu, o zaman diliminde Fethullah’ın askerlerinin TSK içeerrisindeki güçlerinin bu denli olduğunu bilmiyordum. ... ..
-Aslında herkes bir şeyler biliyor ama hastalığı kimse tam olarak teşhis edemiyordu. Bir nevi herkes fili ilk eline geldiği organına göre tarif etmeye çalışıyordu. ... .
-2011 yılının nemli ve soğuk Şubat ayının15’inde üçüncü kez cezaevine girerken Beşiktaş Adliyesi önünde haykırarak: “ Bu Türk milletine açılan bir savaştır. Sakarya Savaşı’ında, ordunun maalesef yüzde kırkı kaçmıştır. Fakat bunca kaçana rağmen bozulup kaçmayan yüzde 60’tır. Biz, kaçmayıp savaşan dedelerin torunlarıyız. Dün Sakaraya’da dedelerimizle savaşanların ve oradan kaçanların torunlarıyla savaş şimdi başlıyor!” şeklinde öfke içinde ama bilinçle söylediğim sözlerin arkasında durduğumu ortaya koyma adına kolları sıvadım. ... ..

-Bu elinizde tuttuğunuz kitaptan önce ve özgürken kaleme aldığım ilk, yazdığım dördüncü kitap olan  “TSK’da Şakirtlerin İşgali mi? / Ağacın Kurdu, Fethullah’ın Askerleri” (Nisan 2016)  isimli kitabımdır.
-Kitapta FETÖ’nün TSK içindeki yapılanmasını, geldiği noktayı yer, zaman, şahıs isimleri vererek izah etmeye çalıştım.
-Aslında bu kitap bir çığlıktı.