Mustafa Önsel’in bir önceki kitabı “TSK’da Şakirtlerin İşgali
mi? / Ağacın Kurdu, Fethullah’ın Askerleri” ve son olarak da bu eserinde kaleme
aldığı ayrıntılar derslerle dolu. Alçak FETÖ kalkışmasından önce ortaya çıkan
emareleri ve uyrıları ilgililer keşke zamanında dikkate alabilselerdi demekten
kendinizi alamıyorsunuz.
Kısa alıntıları paylaşalım;
-... .. İşin doğrusu, o zaman diliminde Fethullah’ın
askerlerinin TSK içeerrisindeki güçlerinin bu denli olduğunu bilmiyordum. ...
..
-Aslında herkes bir şeyler biliyor ama hastalığı kimse tam
olarak teşhis edemiyordu. Bir nevi herkes fili ilk eline geldiği organına göre
tarif etmeye çalışıyordu. ... .
-2011 yılının nemli ve soğuk Şubat ayının15’inde üçüncü kez
cezaevine girerken Beşiktaş Adliyesi önünde haykırarak: “ Bu Türk milletine açılan bir savaştır. Sakarya Savaşı’ında, ordunun
maalesef yüzde kırkı kaçmıştır. Fakat bunca kaçana rağmen bozulup kaçmayan
yüzde 60’tır. Biz, kaçmayıp savaşan dedelerin torunlarıyız. Dün Sakaraya’da
dedelerimizle savaşanların ve oradan kaçanların torunlarıyla savaş şimdi
başlıyor!” şeklinde öfke içinde ama bilinçle söylediğim sözlerin arkasında
durduğumu ortaya koyma adına kolları sıvadım. ... ..
-Bu elinizde tuttuğunuz kitaptan önce ve özgürken kaleme
aldığım ilk, yazdığım dördüncü kitap olan
“TSK’da Şakirtlerin İşgali mi? /
Ağacın Kurdu, Fethullah’ın Askerleri” (Nisan 2016) isimli kitabımdır.
-Kitapta FETÖ’nün TSK içindeki yapılanmasını, geldiği
noktayı yer, zaman, şahıs isimleri vererek izah etmeye çalıştım.
-Ordumuz işgal ediliyordu, hem de göz göre göre...
-Buna rağmen bu yapıya karşı yaprak kıpırdamadı. Sadece bana
yapılan tehditler biraz daha arttı. ... ..
-İlginçti. Ortaya koyduğum vahim tabloya yönelik bir şey
yapılmazken vahim tabloyu ortaya koyan bana yöneliniyordu.Yani “Yangın var kardeşim!” diyorduk,
itfayeci hortumu bize tutuyordu...
-Aslında kararı kurum değil, artık kurumda her istediğini
yaptırma gücüne erişen FETÖ mensupları alıyor, komutanları da aldıkları karara
ikna ediyorlardı...
-Elbette ben yazdığım kitabın bu kanlı örgütü ne derece
rahatsız edebileceğini, dolayısı ile de şiddetli tepki verebileceklerini tahmin
ediyordum. Onun için de kitabın son cümlelerini şöyle bitirmiştim.:
-“Bir kitabı daha
burada bitirdik. Çok sorunlu ama bir o kadar da önemli bir konuya değindiğimi
biliyorum.
-Kitap
basıldığında eğer Fethullahçı örgüt TSK içerisinde gücünü muhafaza ediyor
olursa, ciddi bir tepki bekliyorum onlardan.
-Birileri
millet olmadan vatan ararken, benim kaybedecek vatanım yok!
-Dedelerim
de ben de bedel ödedik bu topraklar için. Kim ki dedemin emanetine göz dikmiş,
o zaman ilan ediyorum,savaşa hazırım...”
-Bu topraklarda yetişmiş, “bizim çocuklarımız”ı devşiren,siyasi iktidarların kuluçkasında
yıllara sâri olarak büyümüş ve “Frenkeştayn”a dönüşmüş bir örgüt, devleti ele
geçirmek için her şeyi göze alacak hale gelmişti.
-Anadolu’da , özellikle zeki ve fakir aile çocuklarını, küçük
yaşlardan iitibaren tespit ettiler.
-Onları okutma bahanesiyle ailelerinden kopardılar. Adına “Işık Evi” dedikleri örgüt evinde
beyinlerini yıkadılar.
-Bu çocuklara, her türlü imkanı sunan ve böylece kendine
bağlayan söz konusu örgüt, “bizim
çocuklarımızı” bizden çalmıştı. Artık onlar bizden değildi.
-Devletin duyarsızlığından, boş bıraktığı alanlardan,
eksikliklerden yararlanarak, sinsice her yere özellikle de bu çocukların
beyinlerine sızmışlardı. ... ..
-Artık devleti tamamen kontrolleri altın almak istiyorlardı.
Sene 2012 idi. Kendilerine çok güveniyorler, devleti ele geçirmek için
yeterince güçlü olduklarını düşünüyorlardı. Haksız da değillerdi.
-Artık “ne istedilerse
aldıkları” iktidarı, devleti ele geçirme noktasında tek engel olarak
görüyorlardı. İktidar, Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında şekilleniyordu. ... ..
-2012 yılında başlayan bu süreçte, önce 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı’na yönelik
ifadeye çağırma ile ortaya çıkan kriz artık herkesin malumudur ki bir darbe
girişimiydi.
-İkinci
girişim ise 17/25 Aralık 2013’de gerçekleşti. FETÖ’cüler yıllardır
biriktirdiklerini, hükümeti düşürmek maksadıyla piyasaya sürdüler.Kamuoyu
nezdinde çok haklı görünen, meşru bir gerekçeleri vardı: “yolsuzlukla, hırsızlıkla mücadele”
-Ama niyet farklıydı elbette, Fakat yine başarılı
olamadılar...
-Özellikle dönemin başbakanı Erdoğan’ın çok sert karşı koyuşu
ile yaptıkları plan ters yüz oldu. Erdoğan, önceki gibi örtülü değil, açıktan
savaş başlattı. ... ..
-... .. TSK içindeki yapılanmaları... .. örgütün yaşamsal
alanıydı... .. Yaklaşık 35-40 yıldır büyük sabırla koza örmüşlerdi. Bunun için
bir anda yıkılıp gitmesine hoşgörülü bakmayacaklarını bu örgütü tanıyan herkes
bilirdi. ... ..
-Elbette o gecenin en büyük kahramanı Türk halkıdır. Onlar,
o gece zırhlı araçlara karşı yürüdüler . FETÖ’nin katillerinin mermeilerine
karşı göğüslerini siper ettiler. Tankların önüne yattılar. Bomba atan uçak ve
helikopterlere meydan okudular. Ülklerine sahip çıktılar. ... ..
-Liderinin, “Kendinizi belli etmeden devletin kılcal damarlarına
kadar gireceksiniz.” emriyle 35-40 yıldır devlette örgütlenen; son 12 yıl
içinde ise, mevcut hükümetin kendini eksik gördüğü sivil ve güvenlik bürok rasisini kendilerine
bırakması sonucu, devleti ele geçirme noktasına gelen gizli bir örgütle karşı
karşıyayız. ... ..
-Dün mevcut iktidarın sağladığı her türlü olanaktan
faydalandılar. Hayatlarının baharını yaşadılar. Ters düştüklerinde, aslında
artık kendilerini çok güçlü görüp devleti tamamen ele geçirmek maksadıyla
saldırıya geçtiler. Çünkü hükümetten alacaklarını almışlar, işleri bitmişti.
... .. “ne istedilerse veren” hükümeti yemeye kalktılar. Düşünün, yeniden güçlenseler
size neler yaparlar...
-.... .. Bu mankurt sürüsünün, içinden çıktıkları halka
böylesine vahşice saldırabileceklerini düşünemezdim. O an anladım ki akıllarını
kiraya vermiş bu caniler, darbe girişiminden öte bir şey yapıyorlar...
-Balkan Harbi’nden bu yana duyduğumuz en büyük utançla karşı karşıyaydık.
Bütün değerlerimiz ayaklar altındaydı.
-Belli ki bu aptal ve
iktidar hırsından deliye dönmüş adamları darbeye, kalkışmaya iten ABD idi.
Irak ve Suriye’den
sonra sıra bize gelmişti. BOP’u anlata anlata dilimizde tüy birmişti. Elbette
ülkemizi işgale yeltenemeyeceklerdi. Bize farklı tarife uygulayacaklardı.
İçerideki hainleri kullandılar. ...
*Aşil’in
Topuğu FETÖ’nün “O Gece”si & Mustafa Önsel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder