8 Temmuz 2017 Cumartesi

Aşil’in Topuğu FETÖ’nün “O Gece”si *

Mustafa Önsel’in bir önceki kitabı “TSK’da Şakirtlerin İşgali mi? / Ağacın Kurdu, Fethullah’ın Askerleri” ve son olarak da bu eserinde kaleme aldığı ayrıntılar derslerle dolu. Alçak FETÖ kalkışmasından önce ortaya çıkan emareleri ve uyrıları ilgililer keşke zamanında dikkate alabilselerdi demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Kısa alıntıları paylaşalım;
-... .. İşin doğrusu, o zaman diliminde Fethullah’ın askerlerinin TSK içeerrisindeki güçlerinin bu denli olduğunu bilmiyordum. ... ..
-Aslında herkes bir şeyler biliyor ama hastalığı kimse tam olarak teşhis edemiyordu. Bir nevi herkes fili ilk eline geldiği organına göre tarif etmeye çalışıyordu. ... .
-2011 yılının nemli ve soğuk Şubat ayının15’inde üçüncü kez cezaevine girerken Beşiktaş Adliyesi önünde haykırarak: “ Bu Türk milletine açılan bir savaştır. Sakarya Savaşı’ında, ordunun maalesef yüzde kırkı kaçmıştır. Fakat bunca kaçana rağmen bozulup kaçmayan yüzde 60’tır. Biz, kaçmayıp savaşan dedelerin torunlarıyız. Dün Sakaraya’da dedelerimizle savaşanların ve oradan kaçanların torunlarıyla savaş şimdi başlıyor!” şeklinde öfke içinde ama bilinçle söylediğim sözlerin arkasında durduğumu ortaya koyma adına kolları sıvadım. ... ..

-Bu elinizde tuttuğunuz kitaptan önce ve özgürken kaleme aldığım ilk, yazdığım dördüncü kitap olan  “TSK’da Şakirtlerin İşgali mi? / Ağacın Kurdu, Fethullah’ın Askerleri” (Nisan 2016)  isimli kitabımdır.
-Kitapta FETÖ’nün TSK içindeki yapılanmasını, geldiği noktayı yer, zaman, şahıs isimleri vererek izah etmeye çalıştım.
-Aslında bu kitap bir çığlıktı.
-Ordumuz işgal ediliyordu, hem de göz göre göre...
-Buna rağmen bu yapıya karşı yaprak kıpırdamadı. Sadece bana yapılan tehditler biraz daha arttı. ... ..
-İlginçti. Ortaya koyduğum vahim tabloya yönelik bir şey yapılmazken vahim tabloyu ortaya koyan bana yöneliniyordu.Yani “Yangın var kardeşim!” diyorduk, itfayeci hortumu bize tutuyordu...
-Aslında kararı kurum değil, artık kurumda her istediğini yaptırma gücüne erişen FETÖ mensupları alıyor, komutanları da aldıkları karara ikna ediyorlardı...
-Elbette ben yazdığım kitabın bu kanlı örgütü ne derece rahatsız edebileceğini, dolayısı ile de şiddetli tepki verebileceklerini tahmin ediyordum. Onun için de kitabın son cümlelerini şöyle bitirmiştim.:
-“Bir kitabı daha burada bitirdik. Çok sorunlu ama bir o kadar da önemli bir konuya değindiğimi biliyorum.
-Kitap basıldığında eğer Fethullahçı örgüt TSK içerisinde gücünü muhafaza ediyor olursa, ciddi bir tepki bekliyorum onlardan.
-Birileri millet olmadan vatan ararken, benim kaybedecek vatanım yok!
-Dedelerim de ben de bedel ödedik bu topraklar için. Kim ki dedemin emanetine göz dikmiş, o zaman ilan ediyorum,savaşa hazırım...”
-Bu topraklarda yetişmiş, “bizim çocuklarımız”ı devşiren,siyasi iktidarların kuluçkasında yıllara sâri olarak büyümüş ve “Frenkeştayn”a dönüşmüş bir örgüt, devleti ele geçirmek için her şeyi göze alacak hale gelmişti.
-Anadolu’da , özellikle zeki ve fakir aile çocuklarını, küçük yaşlardan iitibaren tespit ettiler.
-Onları okutma bahanesiyle ailelerinden kopardılar. Adına “Işık Evi” dedikleri örgüt evinde beyinlerini yıkadılar.
-Bu çocuklara, her türlü imkanı sunan ve böylece kendine bağlayan söz konusu örgüt, “bizim çocuklarımızı” bizden çalmıştı. Artık onlar bizden değildi.
-Devletin duyarsızlığından, boş bıraktığı alanlardan, eksikliklerden yararlanarak, sinsice her yere özellikle de bu çocukların beyinlerine sızmışlardı. ... ..
-Artık devleti tamamen kontrolleri altın almak istiyorlardı. Sene 2012 idi. Kendilerine çok güveniyorler, devleti ele geçirmek için yeterince güçlü olduklarını düşünüyorlardı. Haksız da değillerdi.
-Artık “ne istedilerse aldıkları” iktidarı, devleti ele geçirme noktasında tek engel olarak görüyorlardı. İktidar, Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında şekilleniyordu. ... ..
-2012 yılında başlayan bu süreçte, önce 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı’na yönelik ifadeye çağırma ile ortaya çıkan kriz artık herkesin malumudur ki bir darbe girişimiydi.
-İkinci girişim ise 17/25 Aralık 2013’de gerçekleşti. FETÖ’cüler yıllardır biriktirdiklerini, hükümeti düşürmek maksadıyla piyasaya sürdüler.Kamuoyu nezdinde çok haklı görünen, meşru bir gerekçeleri vardı: “yolsuzlukla, hırsızlıkla mücadele”
-Ama niyet farklıydı elbette, Fakat yine başarılı olamadılar...
-Özellikle dönemin başbakanı Erdoğan’ın çok sert karşı koyuşu ile yaptıkları plan ters yüz oldu. Erdoğan, önceki gibi örtülü değil, açıktan savaş başlattı. ... ..
-... .. TSK içindeki yapılanmaları... .. örgütün yaşamsal alanıydı... .. Yaklaşık 35-40 yıldır büyük sabırla koza örmüşlerdi. Bunun için bir anda yıkılıp gitmesine hoşgörülü bakmayacaklarını bu örgütü tanıyan herkes bilirdi. ... ..
-Elbette o gecenin en büyük kahramanı Türk halkıdır. Onlar, o gece zırhlı araçlara karşı yürüdüler . FETÖ’nin katillerinin mermeilerine karşı göğüslerini siper ettiler. Tankların önüne yattılar. Bomba atan uçak ve helikopterlere meydan okudular. Ülklerine sahip çıktılar. ... ..
-Liderinin, “Kendinizi belli etmeden devletin kılcal damarlarına kadar gireceksiniz.” emriyle 35-40 yıldır devlette örgütlenen; son 12 yıl içinde ise, mevcut hükümetin kendini eksik gördüğü sivil  ve güvenlik bürok rasisini kendilerine bırakması sonucu, devleti ele geçirme noktasına gelen gizli bir örgütle karşı karşıyayız. ... ..
-Dün mevcut iktidarın sağladığı her türlü olanaktan faydalandılar. Hayatlarının baharını yaşadılar. Ters düştüklerinde, aslında artık kendilerini çok güçlü görüp devleti tamamen ele geçirmek maksadıyla saldırıya geçtiler. Çünkü hükümetten alacaklarını almışlar, işleri bitmişti. ... .. “ne istedilerse veren” hükümeti yemeye kalktılar. Düşünün, yeniden güçlenseler size neler yaparlar...
-.... .. Bu mankurt sürüsünün, içinden çıktıkları halka böylesine vahşice saldırabileceklerini düşünemezdim. O an anladım ki akıllarını kiraya vermiş bu caniler, darbe girişiminden öte bir şey yapıyorlar...
-Balkan Harbi’nden bu yana duyduğumuz en büyük utançla karşı karşıyaydık. Bütün değerlerimiz ayaklar altındaydı.
-Belli ki bu aptal ve iktidar hırsından deliye dönmüş adamları darbeye, kalkışmaya iten ABD idi.

Irak ve Suriye’den sonra sıra bize gelmişti. BOP’u anlata anlata dilimizde tüy birmişti. Elbette ülkemizi işgale yeltenemeyeceklerdi. Bize farklı tarife uygulayacaklardı. İçerideki hainleri kullandılar. ...

*Aşil’in Topuğu FETÖ’nün “O Gece”si & Mustafa Önsel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder