27 Ocak 2015 Salı

Torunum Sana Hangi Birini Anlatsam *

Güneydoğu ve Terör Kıbrıs İrtica
-Emekli Korgeneral Doğan Temel’in kitabı 214 sayfa. Yaşananlar ve tecrübeler satırlara yansıtılmış. İlgilenenlerin sürükleyici bir şekilde okuyabileceği bir anlatımla hazırlanmış.
-Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yaşanan gelişmelerle ilgili bölümlerde “bölge halkının  kazanılması”na ilişkin vurgu dikkati çekiyor. Yapılan doğrular, hatalar ve çıkarılan dersler için daha fazla yer ayrılabilirdi...
-“Personelcilerin namazı kılınmaz”, Batı Çalışma Grubu, 28 Şubat süreci ..., bölücü terör sorunu,  “makam ve mevki hırsının, sivil-asker her kesimde bazı insanları nasıl küçülttüğünü, bu kişilerin her fikre ve herkese mavi boncuk dağıtarak nasıl aşağılaştıkları... ..” vurguları başta olmak üzere; kitabın genç nesillere mesajlar veren, gerçeklerin ortaya çıkmasını kolaylaştıran ve dersler alınmasına katkı sağlayacak daha açık ve aziz milletimizin ikna edecek ayrıntılarla desteklenmesi gerekirdi... Kitaba verilen emeğin büyüklüğünü inkar edemeyiz... ..

25 Ocak 2015 Pazar

Kanatsız Uçmak *


Anne Babasız Çocukluktan Ordu Komutanlığına
-Eski 2.nci Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Edip Başer’in anıları 335 sayfa. Günlük yazarmışcasına sıradan olaylar sade bir dille kaleme alınmış. Hayata pembe gözlüklerle bakan bir anlayış satırlara yansıtılmış. Yaşamın doğal bölümünü oluşturan olumsuzluklara çok az yer verilmiş.
-Emekli komutanın kendi ifadesiyle “14 ile 60 yaşları arasındaki 46 yılı üniforma içinde geçen”  askerlik yaşamı kitabın ilk 277 sayfalık kısmında Silahlı Kuvvetlerin içinden dışarı bakan bir gözle kaleme alınmış.
-Bir dönem yazılı ve görsel basında gündem oluşturmuş ve devletin üst seviyelerinde sorumlulular üstlenmiş eski bir komutan ve de günümüzün kitap yazarı olarak madalyonun arka yüzünün okuyucuya sunulmasından uzak durulmaya çalışılmış.
-Okuyucunun merak edebileceği “ne zaman, kim(ler) ne yaptı, ne oldu, nasıl oldu, neler olmalıydı” beklentileri boşa çıkıyor.
-Eleştiriler dışa yönelik olarak; o da cılız sesle yapılmış. “Çuvaldızı kendine batırmak” anlayışından ise uzak kalınmış....
-1959’da Kuleli Askeri Lisesi ile başlayan ve 2002’ye kadar süren askeri yaşamının dışarıdan görünen yüzü ile yetinilmiş. Hayatının bir bölümünde yer
alan insanlara teşekkürler edilmiş... minnet duyguları ifade edilmiş...
-Anadolu insanının 1940’lı yıllar ve sonrasındaki yaşam tarzı satırlar arasına serpiştirilmiş...
-Kitabın yayımlandığı günlerde gündem oluşturan konuların arka planındaki gerçekler ve çıkarılan dersler hususundaki beklentilerden uzak kalınmış....

21 Ocak 2015 Çarşamba

Küçük Dev Muncle Trogg *

-Kitabın kapağından da konuyu tahmin edebiliyorsunuz.  Dev ailesinin üyelerinden ağabey Muncle Trog, diğer aile bireylerinden çok küçük, hatta kardeşi Gritt’en de çok kısa boyluydu. Bu durum onu mutsuz ediyordu. Büyülü ölümcül çubuğu icat eden Küçümenlerden uzakta, Homurtu Dağı’nın derinliklerinde yaşıyorlardı.

-Sürekli gözlerinden uzak durmaya çalıştıkları küçümenlerin dünyasına göz atmak istedi. İşte bundan sonra gelişen şaşırtıcı olaylar sayfalara yansıtıldı. Kitap 206 sayfa... sürükleyici... on  yaş üstü çocuklar okuyabilir...

20 Ocak 2015 Salı

Annelik Sanatı *

Pedagog Adem Güneş; bir çok anne baba ve ebeveyn için anahtar çözümler sunuyor. Kitap 205 sayfa.Her kitabını okuyunca; neden diğer kitaplarının da okunması gerektiğini anlıyorsunuz.
-Önsözde yazdıklarına katılmayan olabilir mi? Adem Güneş’in kitabın baş tarafındaki ifadeleri içeriği kadar önemli;
-Annelik, hiçbir şeye benzemez; ne baba ne amca ne de teyze olmaya... Yorucu, yıpratııcı ve kendini yaşamaktan vazgeçirici bir tercihtir annelik... ..
-Böylesi bir işin başındaki anne ne kadar rahat ve huzur içindeyse o anneden yetişen güller de o denli güzel ve huzur verici olacaktır. Eğer anne, rahat ve huzurlu bir ortamda değilse, ... .. onun elinde yetişen güllerin rengi solgun, çiçeklerin boynu bükük olacaktır; tıpkı anne gibi...
-Ve gariptir annelerden hep “anne gibi anne olma”ları beklenir ... ..Peki; anne insan değil mi? Bunca şeyi tek başına mı yapmalıdır yoksa annenin yanında ona “eş”lik edecek bir baba mı olmalıdır?
-Anneye, bir anne şefkatiyle sahip çıkıp “kızım” diyerek kanatlarının altına alacak bir kayınvalide gerekli değil mi? ... ...
-Bu kitap sadece annler için değil, annelere “eş”lik etmek isteyen babalara yönelik olarak da hazırlandı. ... ..
-Kitabı okumanıza gerekeçe oluşturabilecek kısa alıntıları paylaşalım...

Annenin kendisiyle tanışması *
-Günümüz modern hayatı, anne adaylarının bir ev içinde hayatlarını yanlız başına geçirmeye zorlamaktadır. Anne modern hayatın –sanki- bir gereği olarak kendi çevresinden ve akrabalarından kopmakta, kendi annesi ve kayınvalidesi

19 Ocak 2015 Pazartesi

Asker ve Siyaset *

Osmanlı’dan Günümüze Sivil-Asker İlişkileri
-Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un birlikte yazdıkları kitap 380 sayfa. Ülkemizin bulunduğu coğrafyanın özellikleri ve siyasi tarihimiz ile bu akış içinde karşılaşılan önemli olaylar özetlenerek bir giriş yapılmış. Orta Asya’dan Anadoluya gelirken taşıdığımız özelliklerimiz, 18nci yüzyıldan sonraki gelişmeler; her biri ayrı birer kitap konusu olabilecek derslerle dolu tarihimiz....
-Tarih sayfalarında hepsi özel öneme sahip konu başlıklarından bir kaçını  ifade etmeye çalışırsak:
*İttihat ve Terakki... ordu içinde siyasi faaliyetlerin yürütülmesi... liyakata bağlı terfi sisteminin çökmesi, saraya yakınlık kriterinin öne çıkması ...
*Balkan bozgununun sebepleri arasında yer alan; ittihatçı ve İtilafçı ayrışması...
*Osmanlının son döneminde Alman nüfuzunun artması... .. 1nci Dünya Harbine girmemiz...
*Savaşı sona erdiren Mondros Mütarekesi ile Osmanlı’nın dağılması ve ardından Cumhuriyete giden süreç...
*2nci Dünya Harbi yılları ve sonrası dönemde NATO üyeliği ve subayların dış dünya ile temasları ... 1960 ihtilalini hazırlayan gelişmeler...
*Ordunun bir kez daha siyasete müdahalesi; 12 Eylül darbesinin ortaya çıkardığı
yozlaşma... Atatürkçlüğün içinin boşaltılması...  tek kişinin aday olduğu ucube cumhurbaşkanlığı seçimi ve Evren dönemi... Kürt sorununun giderek derinleşmesine zemin hazırlanması ...güvenlik kaygısının neden olduğu şehirlere göç ve şehirler etrafında oluşan gettelorın ortaya çıkardığı sosyal problemler ... faili mechuller... 28 Şubat süreci ...
-Genelde dünyanın birçok yerinde, özelde ise Ortadoğu’da meydana gelen gelişmelerin arka yüzünde ABD’nin başını çektiği Batı dünyasının şekillendirdiği gelişmeler... “Büyük Ortadoğu Projesi”....

12 Ocak 2015 Pazartesi

Zorlu Yılların Sessiz Tanığı ıı *

Vatana adanmış bir hayat
Kara Kuvvetleri eski komutanı Emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın anılarını kaleme aldığı eserin ikinici cildi Balyoz davası ile başlıyor. İki cildin toplam sayfa sayısı 640.
-Giriş bölümünde yapılan değerlendirmeler ve sonrasından kısa alıntılar ilgi çekici.
-İlk ciltde de vurgu yapıldığı üzere; günümüzde Ortadoğu’da yaşanan vahim olayların global politikaların sonucu  “vekaleten” yürütülen savaş görünümünde olduğuna vurgu yapılıyor. -Yazarının ifadeleriyle; içinde ABD’si, Rusya’sı, Çin’i, İngiltere’si, Fransa’sı, İran’ı, Irak’ı, Suudi Arabistan’ı, Katar’ı olan mücadele. Askerleriyle görünmüyorlar, ama gruplar vekâleten savaşıyorlar.
-Sonraki sayfalarda çok geniş yer bulan Balyoz Davası ile ilgili gelişmeleri emekli komutanın gözüyle takip edebilirisiniz.
--Her iki cilt de büyük birikimin ve emeğin eseri. Yaşananların ve dünyadaki sosyal değişimin, bunu yanında teknolojik ilerlemelerin her alanda neden olduğu dönüşüme dikkat çekilmesi ön plana çıkarılıyor. Kitapta sıralanan ve üzerinde düşünülmesi gereken ayrıntılar komutanın tecrübelerini yansıtıyor.

Balyoz Davası
Şikâyet makamı mı?  & Sorumluluk makamı mı?
-Kitabın yazarının da vurguladığı üzere, “açıklamaktan üzüntü duyduğu" yaşanmışlıklar iç karartıcı... yazar kendini savunurken; süreç içinde yaşananları, yazılı ve görsel basında ye alanları uzun uzun sayfalara yansıtmış, tekrarlar kitabın sürükleyiciliğini zora sokmuş...
-Karşılıklı suçalamaların ötesinde nezaket sınırlarını aşan ve seviyeyi düşüren ifadelerin kitapta yer bulması insanı başka

Zorlu Yılların Sessiz Tanığı ı *

Vatana adanmış bir hayat
-Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Aytaç Yalman iki cilt halinde hazırladığı anıları daha yayımlanmadan ilgi çekmeye başladı. Kitabın raflarda yerini almasından önce Aytaç Paşa’nın yazılı ve görsel basında gündem oluşturan sözlerinin satışları artırıcı etki yaptığına şahit olduk.
-İlk satın alanlardan biri olarak emekli komutanın basında geçen sözlerinden etkilendiğimi söyleyebilirim. Paylaştığım kadar katılmadığım değerlendirmeleri olduğunu da  ifade edebilirim.
-İnsan olarak; dünyadaki gelişmelere “siyah-beyaz” mantığı ile yaklaşmanın doğru olmadığını, ara renklerin de bulunduğunu ve farklılıkların aynı zamanda birer zenginlik olduğunu öğrenmeye devam ediyoruz.
-Emekli komutan basına neler demişti?
-“Türk  Ordusu tek kişi değildir. Tek Genelkurmay Başkanı da değildir. Ucuz kahramanlık kimseye yakışmaz. Türk Ordusu demek Kara Kuvvetleri Komutanlığı demektir. Hilmi Paşa’nın kaç tane tankı tüfeği vardı?...” iddianamede... ..  “Darbeyi Aytaç Yalman önlemiştir’ diyor.”... .. “Sonuçta testiyi çatlattık ama kırmadık” sözleri tarihteki yerini aldı.
-İlk cilt 280 sayfa. Komutanın önsözde ve takip eden bölümlerinde geçen dikkat çekici ifadelerini
paylaşalım:
-Kitabımda her şart altında Silahlı Kuvvetleri savunabilirdim. Ancak böyle bir hareketin TSK için yararlı olmayacağın düşündürm. Çünkü yapılan yanlışlara devam etmenin TSK’ni yüceltmeyeceğini biliyordum.... ... bu özeleştirinin feyz aldığım değerli yuvama iyi niyetle bakmayanların istismarına yol açmasına asla izin vermem.
-Diğer kurum ve kuruluşlar da özeleştirilerini yapmak suretiyle toplumun geçmişi ile yüzleşip yeni bir beyaz sayfa açılmasına olanak verirler.

Sivil-Asker İlişkilerinin Kuram ve Siyasası*

Devlet görevlerinde rol oynayacakların okuması gerekir. Lisansüstü eğitimlerde inceleme konusu olmalı. Asker sivil ilişkilerinin günümüzde de tartışmalara konu olan ayrıntılarının anlaşılmasına katkı sağlayabilecek olan kitap 560 sayfa. Asker sivil ilişkileri tarihi süreç içinde incelenmiş.
Huntington’un kitabında dikkat çeken ayrıntıları kısa alıntılar ve kişisel görüşlerimizle birlikte  aşağıda sıralamaya çalıştık:
-Hiçbir kuram tüm olguları açıklayamaz…
… gerçek dünya, karışımların, akıl dışılıkların ve uyumsuzlukların dünyasıdır. Gerçek şahıslar, kurumlar ve inanışlar kesin hatlarla belirlenmiş mantıklı kategorilere sığdırılamazlar.
-… bir sivil-asker ilişkileri sistemi, bir tarafta silahlı kuvvetlerin yetki, etki ve ideolojisi ile öteki tarafta silahlı kuvvetler dışındaki grupların yetki, etki ve ideolojileri arasındaki karmaşık dengeyi gerektirir.
-… herhangi bir toplumdaki sivil-asker ilişkileri sisteminin, o toplumun askeri güvenliğini ne derecede arttırdığını veya zedelediğini incelemek mümkündür.
-Sivil-asker  ilişkileri ulusal güvenlik politikalarının bir veçhesidir.
-Subayın hususi özelliğinin, şiddet eyleminin bizzat kendisi değil, şiddetin yönetimi olduğu hatırlanmalıdır. Örneğin, bir piyade tüfeğinin ateşlenmesi temelde mekanik bir zanaattır. Bir piyade bölüğünün harekâtının yönetilmesi
ise kısmen kitaplardan, kısmen de uygulama ve tecrübeyle öğrenilebilecek farklı bir yetenektir.
-İyi bir cerrahın niteliklerinin Zürih’te de, New York’ta da aynı olması gibi, aynı mesleki askeri ehliyet standartları Rusya’da da, Amerika’da da, 19. yüzyılda da 20. yüzyılda da geçerlidir. …   … Subaylık mesleği aynı zamanda, bir tarihe de sahiptir.

6 Ocak 2015 Salı

Devleti Güçlü Kılmak *

-Emekli Orgeneral Sabri Yirmbeşoğlu 1948 yılında Kara Harp Okulundan mezun olmuş ve 1990 yılında Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteriyken emekliye ayrılmıştır. Yazar Türkiye-Yunanistan ilişkilerinden başlayarak yakın dönem gelişmelerini tarih sırasına göre ve başlıklar halinde okuyucuya hatırlatmaya çalışmış. İlgilenenler için derlenmiş, özetlenmiş bir çalışma. 
-Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki sürece ilişkin olarak kaleme alınan ve satırlar arasında dikkati çeken bir kaç ayrıntıya birlikte göz atalım:
-... .. sosyal güvenlik kurumları iflasa sürüklenmiş, bir sosyal yapı, .... .. eğitim ve öğretime önem vermeyen  bir eğitim sistemi, en yüksek yargı organları başkalarınca devamlı bir şeklilde eleştirilen bir yargı mekanizması, ... ..enerji sıkıntısı tehditi altında bulunma, denetim ve kontrolün yok olduğu bir ortam yaratılarak soygun, yolsuzluk ve hortumlamaya, rüşvete her alanda geçit verme değil, kapıyı ardına kadar açık bırakma, sonunda yoksullukla yolsuzluğun kol kola gezdiği bir Türkiye yaratmışız.
-Devlet yönetimine, politika, strateji ve planlar yerine; kısa vadeli ayaküstü, uzlaşmadan yoksun, bilimsel, akılcı ve tecrübi olmayan kişisel görüş ve kararlar hakim olursa; gelişmelere hakim olunamaz, bunların sorun olmasına seyirci kalınır, sorunların çözümü zorlaşır, milli menfaatler zedelenir ve milletin huzur ve mutluluğu yerini istikrarsızlığa terk eder.

5 Ocak 2015 Pazartesi

Uçan Salı *

-Gençlik romanı “Uçan Salı” 88 sayfa. Gençliğinin ilk yıllarını yaşayanlar için...

4 Ocak 2015 Pazar

Âsitâne ıı *

-Ragıp Akyavaş’ın kızı Prof. Dr. Beynun Akyavaş’ın önsözünü kaleme aldığı eser iki ciltten oluşuyor.
-Kendi döneminin yaşamını ve önemli yapılarını/mekanlarını anlatan eser Ragıp Akyavaş’ın çeşitli makalelerinden derlenerek kitap haline getirilmiş.
-Beynun Akyavaş’ın ifadeleriyle Ragıp Akyavaş; “. ..Babamın vazifesi itibariyle vazifesi itibariyle gittiğimiz Şam şehrinde Saint-Vincent-de-Paul Fransız mektebinde okudum Bu mektebin orta kısmından çıktıktan sonra Soğukçeşme Askerî Rüştiyesinde, Erzincan Askeri İdâdîsinde, sonra Harbiye’de (Pangaltı)  tahsil gördüm. 1328 (1912) yılında zâbit (mülâzım) çıktım, Şam’daki 8nci Kolorduya tayin edildim. Balkan Harbine katıldım. Bolayır cephesinde kolumdan, omuzumdan ve ayağımdan yaralandım. ... ...Sonra Hicaz isyanı, ... Kudüs’te hastanede yaralı olarak bir müddet istirahat ... Şam’a avdet... Birinci Cihan Harbi, Süveyş Seferi ... Çanakkale Muharebesine iştirak... Seddül-Bvahîr’de düşmanla göğüs göğüse boğuşma.
-Romanya Cephesine hareket... 1918’de Rus ihtilâli, mütareke, İstanbul...  ...
-Ragıp Akyavaş 1890-1969... Osmanlı Devleti’nin son beş sadrâzamı Müşîr İzzet Paşa, Tevfik Paşa, Ferit Paşa Salih Paşa, Ai Rıza Paşaların yâver olarak maiyetlerinde bulunan Ragıp Akyavaş sadârette vazife gördüğü sırada İstanbul Hukuk Fakültesini bitirmiş ve hâkimlik mesleğinde yirmi sene Türk adliyesine hizmet etmiştir. ...  Bu arada basına intisap edeb Ragıp Akyavaş’ın uzun bir gazetecilik hayatı bulunmaktadır.”

Türkiye’nin Hukuk Serüveni *

-Adalet ve hukuk kavramları insan oğlunun gündeminden düşmeyen iki önemli düşünce alanı olarak önümüzde duruyor. Söz konusu iki kavram ülkemizde ise sürekli tartışma konusu oluyor. Taha Akyol 318 sayfadan oluşan bir incelemeyi okuyucularına sunuyor. İslam bakış açısı ile hukuk ve demokrasi, Medine Vesikası, İslam Dini’nin ortaya çıkışı ve Hz.Peygamber’in uygulamaları, Peygamberin ölümünü takibeden yıllarda ortaya çıkan sorunlar, Dört Halife’den Osmanlı’ya kadar olan süreçteki hukuki yaklaşımlar ve günümüzdeki hukuk temelli sorunlar ele alınıyor.
-Gücü ele geçirinceye kadar “hukukun üstünlüğü” deyimini kullananların, gücü ellerine geçirdikten sonra bu kavramı unutmalarının ve uygulamalarında “güçlünün hukuku”nu esas almalarının öykülerine yer veriliyor.
-Siyasi güç hırsının hukuku sevmemesi anlayışının sadece bugüne ait olmadığını, tarih boyunca yaşandığına vurgu yapılıyor. Bu konudaki örneklerin kendi inanç sistemimizde de olması bizleri şaşırtmıyor. Yaratıcının koyduğu sınırlar ve insan oğlunun iradesine bırakılan alanlar için yapılan yorumlar ufkumuzu genişletiyor.
-Cemel Vakası, Sıffin Olayı, Kerbela Faciası gibi gelişmeler özetlenirken; Hz. Peygamberin en yakınındaki isimlerin bile aralarında yaşanan ihtilafları güç kullanarak çözmeleri insanı düşündürüyor.
-Peygamberimizin MS 632 yılında vefatı, Cemel savaşının 656 ve çok daha kanlı olan Sıffin savaşının 657 yılında meydana gelmesi....
-Dindar olmak siyasi ihtirasları önlemiyor.
-Siyasetin ortaya çıkardığı hırs ve rekabetin insani değerleri törpüleyebildiğini bir kez daha anlıyoruz.
-“Çözüm ne?” sorusunu soruyoruz.
-Demokrasiledeki “denetim ve denge”, “kuvvetler ayrılığı” ve “yargı bağımsızlığı” kavramlarını kitapla birlikte gözden geçiriyoruz.

2 Ocak 2015 Cuma

Haz ve Hız Çağında İlişkiler *

Bir kadın yazarın kaleminden çıkanlar kendimizi sorgulamamıza neden oluyor...
Yaşadıklarımız, çevremizde şahit olduklarımız... 
Demek ki başkaları da benzer soruların çözümünü arıyormuş ...
Kitap sürükleyici kısa bölümler halinde 199 sayfa ve bir solukta okunabiliyor.
Önsöz’den
-İki şey insana haddini bildirir: Biri doğal yaşam koşulları, diğeri insan ilişkileri. Gerisi kitapta....