12 Eylül 2018 Çarşamba

Harry Potter ve Sırlar Odası *


-... ..
Sırlar Odası Açıldı. Varisin Düşmanları, Kendinizi Kollayın
-“O da ne öyle – altında asılı olan ne? Dedi Ron, sesi titreyerek. Daha yakına gelirken Harry az daha kayıp düşüyordu. Yerde koca bir su gölcüğü vardı. Ron ve Hermione onu tuttu doğru yavaş yavaş ilerlediler. Gözleri, mesajın altındaki kara bir gölgeye dikilmişti. Üçü birden ne olduğunu  aynı anda fark etti ve üçü birden bir şapırtıyla geriye sıçradı.
-Hademenin kedisi Mrs Norris, meşale halkasına kuyruğğundan  asılmıştı. Tahta gibi sertti, gözleri faltaşı gibi açılmış bakıyordu.
Birkaç saniye kıpırdamadılar. Sonra Ron, “Gidelim burdan,”  dedi.
-Harry, sıkıntıyla, “Yardım etmeye çalışmamız gerekmez mi?” diye sordu.
-“İnan bana,” dedi Ron. Bizi burada bulmalarını istemeyiz.”
-Ama çok geç kalmışlardı. Uzaklardan gelen ve gök gürültüsünü andıran bir uğultu, onlara şölenin sona erdiğini anlattı. İki tarafından merdivenleri çıkan yüzlerce ayağın sesi ile, doymuş insanların keyifli konuşmaları geliyordu. Bir an sonra ise öğrenciler her iki yanından geçide dalmışlardı.
-Bütün o gevezelik, koşuşturma, gürültü, öndekiler asılı kediyi görünce bir anda kesildi. Harry, Ron ve Hermione koridorun ortasında tek başlarına kala kalmışlardı, susan öğrenciler tüyler ürpertici manzarayı görmek için  öndekileri itiyorlardı.
-Derken birisi sessizliğin ortasında haykırdı.
-“Varisin düşmanları, kendinizi kollayın! Sıra sizde, Bulanık’lar!
-Draco Malfoy’du. İte kaka kalabalığın önüne geçmişti. Asılı, hareketsiz kedi manzarası karşısında sırıtırken soğuk gözleri canlanmış, genelde kansız olan yüzü kızarmıştı.
-... ..
-Profesör Binns, 1289 Uluslaarası Büyücüler Konvansiyonu üzerine öldüresiye kasvetverici bir nutkun orta yerinde kafasını kaldırıp ona baktı.
-“Miss... şey...”
-“Granger, Profesör,” dedi Hermione, berrak bir sesle. “Acaba bize sırlar Odası hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz diye merak ediyordum.”
-Ağzı açık oturmuş, pencereden dışarısını seyreden  Dean Thomas transından kurtuldu. Lavender Brown başını kollarından kaldırdı, Neville’in dirseği sıradan kaydı.
-Profesör Binns gözlerini kırpıştırdı.
-Kuru, hırıltılı sesiyle, “Benim dersim Sihir Tarihi.” Dedi. “Ben olgularla uğraşırım, Miss Granger, mitler ve efsanelerle değil.” Tebeşir kırılır gibi küçük bir sesleboğazını temizleyip devam ett. “O yılın eylül ayında, Sardunyalı büyücülerden oluşan bir alt-komite...”
-Kekeleyerek durdu. Hermione’nin eli gene havada sallanıyordu.
-“Miss Grant?”
-“Lütfen efendim, efsanelerin temeli hep olgularla değil midir?”
-Profesör Binns ona öyle hayretle bakıyordu ki, Harry daha önce diri ya da ölü hiçbir öğrencinin onun sözlerini kesmediğinden emin oldu.
-Profesör Binns ağır ağır, “Şeyy,” dedi, evet sanırım böyle bir iddiada bulunulabilir.” Hermione’ye , sanki daha önce hiçbir öğrenciyi doğru dürüst görmemiş gibi baktı. “Ancak, sözünü ettiğiniz efsane son derece sansasyonel, hatta gülünç bir hikâye...”
-Ama şimdi bütün sınıf Profesör Binns’in her kelimesini can kulağıyla dinliyordu. Donuk gözlerle hepsine baktı, hepsinin yüzü ona çevrliydi. Harry onun böylesine sıradışı bir ilgi gösterisi karşısında neye uğradığını şaşırmasını anlayabiliyordu.
-Yavaşça, “Ah, evet...” dedi. “Bir bakayım... Sılar Odası ....”
-“Tabii, hepiniz Hogwards’ın bin yılı aşkın bir süre –tam tarihi bilinmiyor- dönemin en büyük cadıları ve büyüüücüleri tarafından kurulduğunu biliyorsunuz. Dört okul binasına onların adı verildi: Godric Gryffindor, Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin. Bu şatoyu birlikte yaptlar, meraklı Muggle gözlerinden uzakta. Çünkü o çağ, sıradan insanların sihirden korktuğu , cadılarla büyücülerin de fazlasıyla cezalandırıldığı bir çağdı.
-Durup, sulanmış gözlerini odada gezdirdi ve devam etti:... ..

*Harry Potter ve Sırlar Odası & J. K. Rowling

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder