Kurban Özuğurlu kitabının sunuş bölümünde; ilk basımı 1985 yılında
yapılan eserin şimdiye kadar dört defa daha basıldığını ve yılların kazandırdığı
tecrübelerin aydınlattığı “etkili güdüleme” kavramı ile birlikte “Genişletilmiş Yeni Baskı”nın hazırlandığına
vurgu yapıyor. Eser 404 sayfa. ... .. "konuyla ilgili birçok eski kitapta vurgu yapıldığı üzere; Freud'un ortaya attığı bilgilerin bir bölümünün (s.137) yeni araştırma verilerine göre "yanlış" olduğu ifade ediliyor.
-Eşler arasındaki iletişimin önemi ve insan davranışlarının ruhsal
yaşantıyla ne kadar yakından ilgili olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Günlük
hayatımızda yüz yüze kaldığımız sorunlar ve problemlerin çözümü için ip uçları
verilmeye çalışılıyor...
-Kitabın ilk basımı ile günümüz arasındaki bilimsel görüş
farklılıklarına yer veriliyor.
-Benzer konuları ele alan birçok kitaptan farklı bir yaklaşım
gösterilerek; ağırlıklı olarak kadınların şikâyetçi olduğu erkek davranışlarına
örnekler veriliyor.
-İnsanlar arası ilişki
bozulduğunda, hata ve kusurların tek taraflı olmadığı, iki tarafın da
yanlışlarının olabileceği hususları ikna edici bir dille anlatılıyor. Kitabın
okunması için gerekçe oluşturabilecek alıntıları paylaşalım;
-... .. Evliliklerde ve aile yaşamında “iletişim-etkileşim-ilişki”
üçgeni sağlanmadıkça, çağdaş insanlık düzeyine yükselme, bilim gözüyle zor ve
“imkânsız” görünüyor. ... ..
-“Aslında hiçbirimiz yanlız ve çaresiz değiliz. Yeter ki birbirimize
ulaşmanın yollarını bilelim! Bugün için size içinden çıkılmaz gibi görünen
durumların, zamanla başa çıkılabilecek sorunlar olduğunu göreceksiniz....
Bunlar sizin sorunlarınız; sizi mutsuz eden dertlerinizdir! Yaşamınızın iyi
olayları gibi bunlara da sahip çıkmalısınız. İlk aşamada, “Bu benim sorunum.
Nedenlerini, hiç kimse benim kadar bilemez! Üstesinden ben gelmeliyim!”
demelisiniz. ... ..
-Bizim evde hep kocamın sözü geçer, hep onun dediği olur. ... ..
-Benim kocam son derece
ilgisizdir. ... .. eve gelince televizyonun karşısına geçer, ne tek laf eder,
ne de ettirir. ... ..
-Benim en ağırıma giden, kocamın beni başkalarının yanında küçük
düşürmesi tenkit etmesidir. ... ..
-... ..Yatak işinde bile, yanlızca kendi
zevkini düşünür. Ben istemişim istememişim fark etmez. .. ..
-... .. Bana buzdolabı gibi kadınsın diyor. Oysa ben soğuk bir kadın
değilim, beni kocamdan soğutan, onunla
yaptığımız kavgalar ve onun hakaretleridir. ... ..
yaptığımız kavgalar ve onun hakaretleridir. ... ..
-... .. bugüne kadar, devam eden bunalımlarımızın iki kaynağı vardır. Biri, çocukluğumuzdan bugüne kadar, başımızdan geçen, sizi
etkileyen ve ruh derinliğinizde iz bırakan, ama çoğunu unuttuğunuz olayların,
yaşantıların birikimidir. Diğeri de,
şimdi, bu anda sizi etkileyen, ama kimseye söyleyemediğiniz, söyleseniz de çare
bulamadığınız olayların etkileridir. ... ..
Kadınlar Erkeklere
Göre Psikoterapiye Daha Kolay Uyum Sağlıyor
-Terapi ve araştırma süresince karşılaştığımız zorlukların başında,
karıkoca sorunlarının çözümünde, eşlerin birlikte gelmelerini istediğimiz
aşamada, çok az erkeğin bunu kabul etmesi geliyordu. ... ..
İnsanı Yücelten
Cinsellik ya da Küçülten Saldırganlık
“Duyulan Değer”
Yaşantısı
-... .. kadın-erkek, iki ayrı insanın, cinsel ilişkiden beklentileriyle
yaşantılarını birlikte değerlendirdiğimizde, yalın cinsel davranışın, belki bir
biyolojik boşalma sağlayabildiği, fakat anlamlı ve ruhsal hoş yaşantı hazzı
verebilecek, yaşatacak bir “hoş duygu” doğurmadığı için olumlu bir “duyulan,
yaşanılan, hoşlanılan” içsel haz yaşantısına dönüşmediğini; kadın ve erkeği
“psikososyal doyuma” ulaştırmadığını anlıyoruz. ... ..
Dişilik mi, Kişilik
mi?
-... .. kadını
yanlızca bir dişi olarak algılayan erkekle, kendisini bir dişi olarak sunan
kadın arasında, yanlızca yalın ve ilkel
bir davranış ortaklığı söz konusu olabilir. Bir başka deyişle,
erkekle kadın arasında, gerçekleşmesi gereken ve yanlızca, insana özgü bir yaşam
birlekteliği olan “ruhsal-cinsel” beraberliğin yerine; kadının kişiliğinin rol oynamadığı; ilkel ve kaba cinsel istek
doyumundan öteye geçmeyen, ruhsal
doyum sağlamayan, mekanik, “oldu bitti” diyebileceğimiz bir ilişkidir
bu. ... ..
Kadının “Dişiliği”yle
Başa Çıkamayan Erkek, Onun “Kişiliği”ni Ezmek İstiyor
Kadının “Öcü” Gücünü
Aşınca
-... .. Kadının başkaldırısı, erkeğinki gibi kaba, gösterişli yıkıcı olmayabilir. Tıpkı derin yatağında sessiz akan sular gibi, ortalığı karıştırmadan, güüücünü, “öce” dönüştürerek, yıllarca bastırdığı insanca isteklerinin, düşüncelerinin ve duygularının birikjimini yeri gelince, “kadınca” inceliği, akılılığı ve güçlülüğüyle,sessiz, fakat anlamlı başkaldırısıyla gösterebilir. ... ..
-... .. Kadının başkaldırısı, erkeğinki gibi kaba, gösterişli yıkıcı olmayabilir. Tıpkı derin yatağında sessiz akan sular gibi, ortalığı karıştırmadan, güüücünü, “öce” dönüştürerek, yıllarca bastırdığı insanca isteklerinin, düşüncelerinin ve duygularının birikjimini yeri gelince, “kadınca” inceliği, akılılığı ve güçlülüğüyle,sessiz, fakat anlamlı başkaldırısıyla gösterebilir. ... ..
Kadına İtici Gelen
Etkenler
Cinsel doyumsuzluktan
Ruhsal-Bedensel Hastalığa
... ..
Geçmişten Gelen ya da
“Şimdi Burada” olan Etkenler
... ..
Çözüm: Sözsüz
Bedensel İletişimden Sözlü Dilsel İletişime Geçiş
-Evliliklerde ve aile içi ilişkilerde, eşler çatışmalarını, ruhsal
gergeinliklerini, güven verici bir psikolojik ortamda gideremeyince;
birbirlerine yönelik davranış biçimi ortaya koyuyor. Öyle bir davranış biçimi
ki, birbirlerine karşı duydukları sevgiyi, öfkeyi, kini ifade edebilsin... Örneğin, eşine karşı
kızgınlığını yatağa girer girmez sırtını dönerek yatarak göstermek gibi...
Ya da sevişme isteğini eşinin yanına sevencenlikle sokularak belli etmek
gibi...
-Ne var ki, çoğu kez böyle davranış biçimine olanak bulunmaz. İşte o
zaman çatışmalar, ruhsal gerginlikler bedene yansır, bedene aktarılır. Beden
dili aracılığıyla iafade edilmeye çalışılr. Yani psikosomatik iletişim
dediğimiz özel bir iletişim biçimi geliştirilir. Böylece sözlü olarak kurulamayan iletişim bedensel belirtilerle kurulur.
-Gözlemlerimize göre, aylarca, hatta yıllarca süren birçok bedensel belirti ve psikosomatik
hastalık, eşlerin bizim vakalarda evli kadınların bu sözsüz bedensel iletişimi
bırakıp konuşarak sözlü iletişime geçmeleriyle iyileşmektedir.
-Psikoterapinin psikosomatik hastalıkları iyileştirme etkisi, sözsüz
iletişim yerine sözlü iletişimin geçmesiyle başlıyor.
-Sözlü iletişimlerin en düzenlisi olan psikoterapi, ilkel olan bedensel
iletişim yerine, gelişmiş zihinsel-sözlü iletişimin yerleşmesi, oturması
olgusudur.
Kişiliğin Oluşumu ve
Gelişimi
Her İnsan Kişiliğini
Güçlendirebilir
Tartışmalı
Davranışlar
Çare Bozuk İletişimi
Onarmak
Her Yeni Öğrenme
İnsanda Yeni Bir Davranış Başlatır
Her Davranış Dünün
izini, Bugünün Etkisini Taşır
Davranışlarımızı
Ancak Yeni Öğrenmelerle Değiştirebiliriz
Yeni Dvranışa İstekli
ve Duyarlı Olmak...
Geçerli ve Gerçek
Öğrenme Nasıl Olur?
İnsan İnsana İlişki
Kurmanın Biliminden Yoksunuz
*evlilik raporu Evlilik-Aile ve Yaşam Birlikteliği - Prof. Dr. Kurban
Özuğurlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder