Yüksek
seviyedeki ilişkilerin, uluslararası menfaatlerin, her seviyedeki çıkar
ilişkilerinin ve insani değerlerin yok
sayıldığı hayatlar... ..
-Prenses
Süreyya’nın (22 Haziran 1932, İsfahan - 25 Ekim 2001,Paris), İran Şahı Muhammed
Rıza Pehlevi'nin
ikinci eşi.) hayatını anlattığı kitap 330 sayfa. Günümüz için de
geçerliliğini koruyan ve herkezin yararlanabileceği dersler var... .. Kitaptan kısa alıntıları paylaşalım:
-Şahtan 1958
yılında boşandım. ... .. Benim o günkü mevkiimde olan bir kadına kimse; yaldızsız,
cilâsız doğruyu söyleyemezdi.
-Böylece,
gitgide, gerçekle ilgimi kesmeye başladım. Bence, bütün hayatlarını hep bu
sahte hava içinde geçiren prensler ve prensesler diğer insanların neler
düşündüğünü, n eler yaptığını mümkün değil, tam manasıyla anlayamazdı. Çok
kimseyle görüşebilir, sayısız heber alabilirler, ama gerçek hayata yabancı
kalmaya mahkûmdurlar.
-Saray
adamlarının yüzlerindeki maskeleri
kaldırıp gerçek yüzlerini görmeye çalıştım; bu sefer de onlar beni göz hapsine
almaya başladıler. Her davranışım ve her sözüm üzerinde önemle duruluyordu.
Benim birine gizlice söylediğim bir sözü şehirdeki yakın arkadaşlarım bana
anlatıveriyordu. Artık hizmetçilerin, uşakların karşısında konuşamaz olmuştum.
Çok geçmeden, ağzımdan çıkacak her sözü tartmasını öğrendim. ... ..
Kendimi Boşlukta Hissediverdim
-İnsan
benimki gibi, başkalarına hiç benzemeyen bir hayat yaşarsa değişmemesine,
yatıldığı gibi kalmasına imkân yoktur. Zamanla, ben de hiç farkında olmadan
değiştim, bir aktris olup çıkıverdim.
-Sabah
yataktan kalkar kalkmaz başlayıp gece yarılarına kadar rol yapıyordum. Bu rol
de hep aynı rol olduğundan dolayı, gitgide bende bir huy haline gelmişti. İşte,
ayağımın altındaki kırmızı halı birden bire çekiliverince kendimi boşlukta
hissetmem de bundandı. ... ..
Çocukluğum
-... .. Bütün
İranlılar gibi ben de yurduma karşı
derin bir sevgi duyarım. Başka bir memlekette bile yaşasam, doğduğum
yere bütün kalbimle bağlıyımdır. İranlılar gibi düşünür, mektuplarımı Farsça
yazarım, alacağım şeylerin
listesini hazırlarken Farsça not eder, annemle baş başayken bile Farsça konuşurum.
listesini hazırlarken Farsça not eder, annemle baş başayken bile Farsça konuşurum.
-Bir Avrupa
ülkesine hiçbir zaman bağlılık duymamışımdır. Yarı Alman olduğum halde, 1955’te
resmî bir ziyaretle gittiğim güne kadar, Almanya nasıl bir yerdir, bilmezdim,
çünkü orayı çok küçük yaşta görmüştüm, daha sonra da hiç gitmemiştim.
-Şimdi
Münih’te oturuyorum, çünkü annem ve babam burada yaşıyor.
-Almanların
çoğu buna şaşıracaktır, ama yanlış anlamazlar umarım. Münih’te yaşamaktan çok
zevk aldığımı, açıkça söyleyebilirim. Öte yandan, bu kitaba başlamadan, herşeyi
olduğu gibi yazacağıma dair söz verdim. İranlı olduğum da inkâr edilmeyecek bir
gerçektir.
Kraliçe Kalabilirdim
Bahtiyarı Ailesinin Politikaya Girişi
Bahtiyailerle İngilizler’in Arası
Açılıyor
Babam Avrupa’da
Annemle Babam Tanışıyor
Dünyaya Gelişim
İran’a Dönüşümüz
Paris’te Beni Bekleyen Kısmet
Şah Çok Yanlızmış
Saray Entrikaları
Şah’ın Saadeti İçin
Nişanlanma ve Evlilik
İngilizlerle Petrol Ortaklığı
Musaddık Sahneye Çıkıyor
Razmara Öldürüldü, Musaddık Başbakan
Saray Hayatım
Sarayda Casus
Şah Nasıl Bir İnsandır?
Petrol Kavgası
Musaddık Şah’a Meydan Okuyor
Kral Faruk Tahttan İndirilince
Şah, İran’dan Uzaklaşmak Kararını
Verdi
İlk Defa Ben Açıklıyorum
Hükümet Darbesi Hazırlıkları
Kaybettim Kaçalım
Hemen Uçağa
Pehlevilerin Serveti
Şah’ın Dışarıda Milyonları Yok
Tahran’dan Müjde Geldi
Rusya’nın Umudu Suya Düştü
Amerikan Büyükelçisi’nin Musaddık’a
İhtarı
Koministlerin Büyük Hatası
Musaddık İdam Oldu
*Sürgündeki Prenses Süreyya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder