-Çerkesler, 19. Yüzyıl ortaralarına kadar Karadeniz’in kuzeydoğu
kıyılarında Kafkasya içlerine doğru yayılan Çerkesya topraklarında yaşayan bir
halktı. Rusya İmparatorluğu için İran ve Osmanlı ile ilişkilerinde stratejik
değerde olan bu topraklar, 19. Yüzyılda Rusya tarafından yapılan soykırımda bu
halka mezar oldu. 18. Yüzyıl sonlarından itibaren gittikçe artan yoğunlukla
devam eden Rus saldırıları nedeniyle 1864’e gelindiğinde kendi topraklarında
istenmeyen halk olan Çerkeslerin yaklaşık dörtte üçü yok edilmişti. Kalanların
büyük çoğunluğu ise Osmanlı topraklarına sürgün edildiler.
-Bu soykırımın üzerinden yaklaşık geçen 150 yıl boyunca belki
de modern tarihin bu ilk soykırımı neredeyse tamamen unutuldu.1990’larda
yazılan bir kitap ve birkaç makale dışında Çerkes soykırımı hiçbir zaman ne
akademik ne de politik alanda kendisine yer bulabildi, ta ki Uluslararası Olimpiyat Komitesi 2014 Kış
Olimpiyatlarını Rusların Çerkeslere son yenilgilerini yaşatarak bir kutlama
töreni yaptıkları Soçi’ye verene kadar.
-Walter Richmond, şimdiye kadar hiç kullanılmamış arşiv
belgelerinden faydalanarak bu unutulmuş soykırımın ayrıntılı bir
tarihi değerlendirmesini yapıyor ve yaklaşık beş nesildir diasporada devam eden
var olma mücadelelerine ışık tutuyor. 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarının nasıl olup
da Çerkes aktivizminin ve Rusya Federasyonu’nun bir mücadele alanına
dönüştüğünü de bu kitapta
okuyabilirsiniz.... ..
20 Mayıs 2011 tarihinde Gürcistan Parlemetosu, 1860’larda Çerkeslerin Rusya İmparatorluk ordusu tarafından “önceden planlanmış” bir şekilde kitlesel olarak katledilmelerini soykırım olarak niteleyen bir kararı kabul etti. Söz konusu kararda ayrıca, hayatta kalan fakat anavatanlarından sürülenlerin ve bunların torunlarının mülteci olarak kabul edilmesi gerektiği de belirtiliyordu. Bu hamle, Çerkes soykırımının yanı sıra Çerkeslerin kendilerinin de 1864’te ulusça yok edildikten sonraki on yıllar
boyunca tüm dünya tarafından unutulmuş olmaları nedeniyle oldukça çarpıcıydı.
okuyabilirsiniz.... ..
20 Mayıs 2011 tarihinde Gürcistan Parlemetosu, 1860’larda Çerkeslerin Rusya İmparatorluk ordusu tarafından “önceden planlanmış” bir şekilde kitlesel olarak katledilmelerini soykırım olarak niteleyen bir kararı kabul etti. Söz konusu kararda ayrıca, hayatta kalan fakat anavatanlarından sürülenlerin ve bunların torunlarının mülteci olarak kabul edilmesi gerektiği de belirtiliyordu. Bu hamle, Çerkes soykırımının yanı sıra Çerkeslerin kendilerinin de 1864’te ulusça yok edildikten sonraki on yıllar
boyunca tüm dünya tarafından unutulmuş olmaları nedeniyle oldukça çarpıcıydı.
-Çerkesler, egzotik savaşçılar ve güzel kadınlarla ilgili
seyehatnamelere konu olan kuzeybatı Kafkas Dağlarının neredeyse efsanevi
halkıyken, sadece bir yüzyıllık süre zarfında önce Avrupalı güçlerin özel ilgi
alanı haline geldiler ve daha sonra da unutuluvediler. Çerkesya’nın Avrupa’nın
kültürel hafızasından silinmesi ani ve kesin oldu. 1830’lar ve 1860’lar arasında , içerisinde Çerkeslerin dramını
konu almayan tek bir Avrupa gazetesi görmek neredeyse imkânsızken, 1900’lü
yıllara gelindiğinde Avrupa basınında Çerkesya’ya yapılan tek atıf bu ismi
taşıyan lüks bir yolcu gemisiyle ilgilidir. Ne yazık ki, trajedi Rusya’nın Kafkas
Dağlarını istilasından sağ kurtulanlar için henüz sona ermemişti. Kendi topraklarından
çıkarıldıktan sonra 1870’lerde Balkanları yeni yurt edinmiş olanların yaklaşık
yarısı Rus birlikleri tarafından tekrar sürüldüler. Bu sefer çok daha uzaklara,
Ortadoğu’ya ve ötesine göç etmeye zorlandılar.
Bir gün kendi anavatanlarına geri dönebilme ümidini kaybetmeksizin, kimliklerini korumak için tüm zorluklara karşı mücadele ettilerse de yirminci yüzyılın kanlı tarihi, tüm dünyanın dikkatini onların mücadelelerinden uzaklaştırdı ve gerçekten sonsuza kadar unutulma ihtimaliyle karşı karşıya kaldılar.
Bir gün kendi anavatanlarına geri dönebilme ümidini kaybetmeksizin, kimliklerini korumak için tüm zorluklara karşı mücadele ettilerse de yirminci yüzyılın kanlı tarihi, tüm dünyanın dikkatini onların mücadelelerinden uzaklaştırdı ve gerçekten sonsuza kadar unutulma ihtimaliyle karşı karşıya kaldılar.
*Çerkes
Soykırımı & Walter Rishmond
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder