... .. Elçin Efendiyev.. .. Çağdaş Azerbaycan edebiyatının önemli
temsilcilerinden elçin, meşhur hikâyeci ve romancı İlyas Efendiyev’in oğludur, 1943
yılında Bakü’de doğmuştur. Azerbaycan Dil ve Edebiyat Fakültesi’ni bitidi,kten
sonra Azerbaycan İlimler Akademisi Nizami Dil ve Edebiyat Enstitüsü’nde görev
almıştır. Azerbaycan Yazarlar Birliği ile Edebiyat ve İncesenet gazetesinde
çalışmıştır. Vatan Cemiyeti başkanlığı ve ve başbakan yardımcılığı gibi siyasi
vazifelerde bulunmuştur.
Sovyetler
Birliği üyesi olan ve filoloji doktoru ünvanı bulunan Elçin, Sovyetler Birliği
Lenin Konsomolu Ödülü gibi çeşitli ödüllerin de sahibidir. Birçok seneryosu
filme çekilen Elçin’in en başarılı olduğu ve pek çok ödül kazandığı tür
hikâyedir. Eserleri İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Arapça, Farsça,
Macarca, Slovakça ve Bulgarcaya çevrilen Elçin’in ülkemizde de Suşa Dağlarını
Duman Bürüdü adlı hikâye kitabı yayımlanmıştır.
(*Kırk Ambar kitabından, sf.143) Örneğin
benim secerem sekizinci kuşakta – Erzurum civarından Karabağ’a gelerek şimdiki
Fuzuli vilayetinin Saracık denen bölgesine yerleşmiş olan Hocamey Efendi’ye
kadar uzanıyor...
... .. Öncelikle bu romanın Kerem ile Aslı hikayesinin
Azerbaycan varyantından mülhem olduğunu belirtmeliyiz. Bu tür romanlara
ülkemizde olduğu gibi Azerbaycan’da da özel bir ad verme durumuna
rastlanmamaktadır. Azerbaycan’da yaygın olarak kullanılmasa da “romanlaşan
destan” veya “destanlaşan roman” kavramları bu tür eserlar için kullanılan ve
ve eksikleri olan terimlerdir.
Hikâyenin Azeri varyantandaki
olaylar ile romandaki olaylar arasında genel anlamda bir müştereklik
vardır. Kahramanların özellikleri, aile
ve etrafları, başlarından geçen olaylar pek çok noktada benzerdir.... ..
... .. Elçin, Süleymen Paşa’nın
şahsında milliyetçilik ve Turan fikrini, Baba Keşiş’in şahsında Hristiyanlık
taassubunu, Yavuz Sultan Selim’in şahsında Osmanlı yönetimini ve Sünnî İslâm’ı
tenkit etmektedir. Kısacası tarihi olan her şey tenkitten nasibini almaktadır.
Bu tenkiytleri sıralarken sefalet hâlindeki insanları “cemaat” tiplemesiyle gözler
önüne serer. Mahmut adeta Meryem’in peşinde deği, hayatı öğrenme yoluna çıkmıştır.
Yazarın, Mahmut tipiyle ileri sürdüğü tek görüş ise “insan severlik”tir.
... .. Ziyat Han’a şu koca
Gence’de, Karabağ beylerbeyliğinin bu koca merkezinde sadece kendi uykusu arşa
çekilmiş gibi geliyordu.
Kür ile Aras Nehirleri arasına
yerleşmiş olan Karabağ beylerbeyliği, güneyde Gafan, Ordubat ve Nahcivan’dan
kuzeyde Kazak’a kadar; batıda Cavat’tan doğuda Göğçegöle kadar büyük bir araziye sahipti ve Safeviler Devleti’nin önemli birimlerinden biriydi. Karabağ beylerbeyliği, Azerbaycan’ın komşu Şirvan ve Tebriz beylerbeylikleri denize çıkmamasına, Sa’d Çukuru ve Tebriz beylerbeylikleri gibi Osmanlılarla sınır olmamasına rağmen, aslında Safeviler Devleti’nin en itbarlı kuzey istihkamı idi ve Ziyat Han bütün bu yerlerin mutlak hakimi idi, amma...
kuzeyde Kazak’a kadar; batıda Cavat’tan doğuda Göğçegöle kadar büyük bir araziye sahipti ve Safeviler Devleti’nin önemli birimlerinden biriydi. Karabağ beylerbeyliği, Azerbaycan’ın komşu Şirvan ve Tebriz beylerbeylikleri denize çıkmamasına, Sa’d Çukuru ve Tebriz beylerbeylikleri gibi Osmanlılarla sınır olmamasına rağmen, aslında Safeviler Devleti’nin en itbarlı kuzey istihkamı idi ve Ziyat Han bütün bu yerlerin mutlak hakimi idi, amma...
...Nice zamandırgeceleri böyle
azaplı geçiyordu. Ziyat Han nice zamandır geceleri böyle uykusuz geçiriyordu ve
en tuhafı da Ziyat Han kendisi de bu azap ve eziyetlerin sebebini bilmiyordu.Ne
kendini hasta hissediyordu ne de bundan bir ay öncekinden farklı kılacak veya
bir ay sonrasını katı karanlığa bürüyecek öyle özel bir hadise meydana gelmişti. Doğruydu Ziyat Han zihnini
meşgul eden bir duyguyla küçük baskınlar, ufak tefek münakaşalar, çekişmeler ve
siyasî hilelerin sona doğru gittiğini,
bıçağın kemiğe dayandığını, Sultan Selim’le Şah İsmail arasında asıl
muharebenin başlamasına az kaldığını hissediyordu. Ama ne yapsın ki, devir kötüydü
ve hakimin küçük ya da büyük oluşuna bağlı değildi, bir sonraki günün akıbeti
ancak Allah’a bağlıydı.
*Mahmut ile Meryem & Elçin Safarlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder