Kin-Fo zengin bir Çinlidir. Hayatta her şeye sahiptir, tek eksiği yaşama sevincidir. Bir gün bütün servetini kaybettiğini öğrenince bir sigorta şirketine gidip kendisi için kapsamlı bir hayat sigortası yaptırır. Şİmdi geriye kalan tek şey ölüp herkesi mutlu etmektir. Bunun için de Wang’dan kendisini öldürmesini ister. Birkaç gün sonra Kin-Fo aslında iflas etmediğini aksine servetinin ikiye katlandığını öğrenir. Ama Wang, Kin-Fo’nun mektubuyla sırra kadem basmıştır ve herkes bilir ki o sözünün eri biridir. Wang’ı bulmak zorunda olan Kin-Fo, sadık hizmetçisi Soun ve sigorta şirketinin iki temsilcisiyle soluk soluğa bir maceraya atılır. … ..
… ..
Bu kayıtsız kişi en fazla otuz bir yaşındaydı, sağlığı yerindeydi, büyük serveti vardı, kültürlüydü, zekâsı ortalamanın üstündeydi, bu dünyada en mutlu insan olmak için başkalarında eksik olan her şeye sahipti! Neden mutlu değil?
Neden?
Filozofun kalın sesi o an işitildi ve antik bir koronun başı gibi konuşarak şöyle dedi:
-Dostum, eğer bu dünyada mutlu olmadıysan, demek ki mutluluğun olumsuzdu. Saadet sıhhat gibidir. Onun değerini bilmek için arada ondan mahrum kalmış olmak gerekiyor. Ama sen hiç hasta olmadın… Yani demek istediğim şu ki, hiç mutsuz olmadım! Hayatında eksik olan bu. Bir anlık bile olsa hiç felakete uğramamış birisi mutluluğun değerini bilebilir mi?
Bilgelik yüklü bu gözlem üzerine filozof en iyi marka şampanyayla dolu bardağını kaldırarak ekledi:
-Ev sahibimize! Güneşinde bira gölge, hayatında biraz acı diliyorum!
Bunun üzerine bardağını kafaya dikti.
Ev sahibi evet anlamında bir işaret yaptı ve her zamanki uyuşuk haline döndü.
… ..
… ..
Kin-Fo ile Filozof Wang’ın Daha Belirgin Bir Şekilde Ortaya Çıktıkları Bölüm
… …
Üstelik Kin-Fo Pekin’de doğmuştu, bu da Çinlilerin gururu duydukları bir avantajdır. Kendisine bu konuda soru soranlara şatafatlı bir şekilde şöye cevap verebiliyordu:
-Yukarıdanım!
Gerçekten de doğduğunda babası Çung-Heu Pekin’de oturuyordu ve temelli olarak Şanghay’a yerleşmeye geldiğinde Kin-Fo altı yaşındaydı.
İmparatorluğun kuzeyinden mükemmel bir aileye mensup olan bu saygın Çinli, tüm yurttaşları gibi ticarete çok yatkın birisiydi. Kariyerinin ilk yıllarında nüfusu kalabalık olan bu zengin toprakların üretebileceği her şey, Svatov kâğıdı, Su-Çeu ipekleri, Formaza şeker kamışları, Hankov ve Fooşov çayları, Honan demirleri, Yünane Eyaleti’nişn kırmızı veya sarı baırı, her şey onun için ticaret ve alışveriş konusuydu. En önemli ticarethanesi, yani “hong”u Şanghay’daydı, ama Nan-King’de, Tien-Tsin’de, Makao’da, Hong-Kong’da ticaret acentaları varı. Avrupa hareketlerine çok meraklı birisi olarak mallarını İngiliz stemer’ları (buharlı gemi) taşıyordu, Lyon’daki ipeğin ve Kalküta’daki afyonun kurlarını telgrafla öğreniyordu. Gelişmenin yavaş yavaş itibarlarını azaltan Mandarinlerin ve hükümetin etkisinde olan Çinlilerin bir çoğunun aksine buhardan elektriğe kadar bu gelişme etkenlerinin hiçbiri ona itici gelmiyordu.
Kısacası Çung-Heu İmparatorluk içindeki ticaretinde olduğu kadar Şanghay’daki, Makao’daki ve de Hong-Kong’daki Portekiz, Fransız, İngiliz ya da Amerikalı ticari acenteleriyle öyle hünerli davrnadı ki Kin-Fo doğduğu zaman serveti dört yüz milyon doları geçiyordu.
… ..
… ..
Kin-Fo, ırkları dönüşmeye başlamış ve asla Tatarlarla birleşmemiş tipik Kuzey Çinlilerden biriydi. Yüksek ve alt sınıfların Mançu ırkıyla daha iç içe karışmış olan eyaletlerinde onu eşi benzeri yoktu. Kin-Fo’da, fetihten beri bir kenera çekilmiş olan anne ve baba tarafından damarlarında tek bir Tatar kanı yoktu. Uzun boylu, yapılı, sarıdan ziyade beyaz, düz çizgi şeklinde çizilmiş kaşları, gözleri yatay ve şakaklarına doğru göz uçları hafifçe kalkıktı, burnu düzdü, yüzü yassı değildi, Batı halkı arasında en hoş örneklerinin yanında bile farkedilirdi.
… ..
Üstelik Kin-Fo Pekin’de doğmuştu, bu da Çinlilerin çok gurur duydukları bir avantajdır. Kendisine bu konuda soru soranlara şatafatlı bir şekilde şöyle bir şatafatlıbir şekilde şöyle cevap verebiliyordu:
-Yukarıdanım!
Gerçekten de doğduğunda babası Çung-Heu Pekin’de oturuyordu ve temelli olarak Şanghay’a yerleşmeye geldiğinde Kin-Fo altı yaşındaydı. … …
… ..
Kimse Çin’in, ayaklanmalarının yıllarca sürebileceğini ve yüzbinlerce insanın baş kaldırabileceği bir ülke olduğunu inkar edemezdi. XVII. yüzyılda Çin kökenli Ming hanedanı üç yüz yıldır tahttaydı. Ta ki 1644’te kendisini tehdit eden hanedanın başkanı Tatar kralından yardım isteyene kadar.
Krala ısrar etmesi gerekmedi, Tatar kralı koşup geldi, baş kaldıranları basstırdı, bu durumu fırsat bilerek yardımını isteyeni imparatoru devirdi ve kendi oğlu Şun-Çe’yi imparator ilan etti.
O dönemden itibaren Tatar otoriteleri Çin otoritelerinin yerini aldı ve tahtta Mançu imparatorları geçti.
Zamanla , özellikle halkın alt sınıflarında iki ırk birbirine karıştı; ama kuzeydeki zengin ailelerde Çinliler ile Tatarlara arasındaki ayrım daha da belirgin bir hal aldı. Bu yüzden o tarz insanlar hâlâ farklılıklarını koruyorlar, özellikle de İmparatorluğunu kuzey bölgede devrilmiş hanedana sadık kalan “uzlaşmaz”kişiler buraya yerleştiler.
… ..
Ne varki 1860 yılında hâlâŞian_Feng tahttaydı, bu imparator İngiltere’ye ve Fransa’ya karşı savaş açmıştı ve bu savaş aynı yılın 25 Ekim ayında Pekin antlaşmasıyla son bulmuştu.
Ama o dddönemden önce tahttaki hanedana karşı olağanüstü bir ayaklanma tehdidi baş göstermişti. Çang-Mao veya Taipingler, “uzun saçlı asiler” 1853’te Nan-King’te Şanghay’dan ayrılmışlardı. Şian-Feng öldüğünde, genç oğlu Taipingleri püskürtmekte çok zorlanmıştı. Kral yardımcısı Li, Prens Kong ve özellikle de İngiliz Tuğgenerali Gordon olmasaydı tahtını kurtarması olanaksız olurdu.
Tatarların amansız düşmanı olan ve ayaklanmada çok iyi organize olmuş olan bu Taipingler Çing Hanedanının yerine Wang Hanedanını tahta çıkarmak istiyorlardı. Dört ayrı çeteden oluşuyorlardı. Birincisi … kara sancaklılar; ikincisi … .. kırmızı sancaklılar … üçüncüsü… .. sarı sancaklılar…. .. dördüncüsü beyaz sancaklılar. … ..
… ..
… .. Taipinglerin ayaklanmasına kötü bir gözle bakması mümkün değildi, çünkü tamamen Tatar Handanınakarlı bir ayaklanmaydı … ..
… ..
*Çin’de Bir Çinlinin Başına Gelenler & Jules Verne
Özgün adı: Les TRibulations d’un Chinois en chine
Çeviren : Yusuf Ayşe Meral
Alfa Basım Yayım
1.Basım: Aralık 2018
*Bu madde Kuzey Çin'de konuşulan Mandarin hakkındadır. Çin Halk Cumhuriyeti'nin resmî dili Standart Mandarin hakkında bilgi almak için Standart Çince maddesine bakınız.
Mandarin ya da Beifanghua (Çince: 北方話; Hanyu Pinyin: Běifānghuà) Çincenin en çok konuşulan dilidir. Kuzey Çin'de konuşulan tüm lehçeler Mandarin altında sınıflandırılmıştır. Ancak genelde Mandarin daha dar anlamıyla Çin ve Tayvan'da resmî dil olarak kullanılan Standart Çinceye (Çince: 普通话, Putonghua/Çince: 國語, Guoyu) işaret eder. [1]
Mandarinin Beijing (Pekin) lehçesi, günümüzde standart Çince adıyla Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan'da resmî dil olarak kabul edilmiştir.
*Standart Çince, Putonghua ya da Standart Mandarin, Çin'in resmî dilidir. Çin'in kuzeyinde konuşulan Mandarin Pekin lehçesinden türemiştir. Çin'de bu dile guānhuà (官话), memurların dili denmekteydi. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra 1955'te adı putonghua (普通话) yaygın söz olarak değiştirildi.
Standart Çince,
Çin'de Pǔtōnghuà (普通話) ("Ortak Lehçe") olarak
Çin Cumhuriyeti'nde (Tayvan) Guóyǔ (國語) ("Millî Dil") olarak,
Malezya ve Singapur'da Biāozhǔn Huáyǔ (標準華語) ("Standart Çin Dili") olarak bilinir.
Standart Çince diğer Çin dilleri gibi tonlu bir dildir. Yani aynı sesin farklı tonlamalarıyla farklı kelimeler türetilir. Toplam 4 ton vardır.
2. ton, yükselen ton: (ˊ)
3. ton, dalgalı ton: (ˇ)
4. ton, düşen ton: (ˋ)
Örneğin, ma hecesinde: 1.mā 媽 (anne) 2.má 麻 (susam) 3.mǎ 馬 (At) 4.mà 罵 (hakaret etmek)
Yukarıdaki ma gibi bir hecenin 4 tonu 4 ayrı kelime olarak kabul edilir
*Mançular, günümüzde Kuzeydoğu Çin'de olan Mançurya kökenli Tunguz halkıdır. Tarihte pek çok kez devlet kuran Mançuların kurdukları en büyük devletler Mançurya İmparatorluğu, Kin Hanedanı (1115-1234) ve Qing İmparatorluğu'dur. 17. yüzyılda Çin'deki Ming Hanedanını yenmiş ve Qing Hanedanını kurmuşlardır. Qing Hanedanı Çin'i 1912 yılında Xinhai Devrimi'ne kadar yönetmiştir. Bu devrimle Çin Cumhuriyeti kurulmuştur.
Devletin bir uç bölgesinden gelmelerine ve sayıca az olmalarına rağmen askerî güçleri, yönetim becerileri ve Çin İmparatorluğu'nun bazı kültürel ve idarî yönlerini kendi bünyelerine katabilmeleri sayesinde hakimiyetlerini ayakta tutabilmişlerdi. Bu özellik politika dilinde yer yer "Mançuluk" olarak anılır.
Günümüzde Mançular asıl memleketleri olan Heilongjiang, Jilin ve Liaoning eyaletleri dışında da Çin'in çeşitli yerlerinde de yaşamaktadır.
*Ming Hanedanı - Vikipedi
*Míng Hanedanı (Çince: 明朝, Hanyu Pinyin: Míng Cháo), 1368-1644 yılları arasında Çin'e egemen olmuş hanedandır. Hanedan etnik Çinliler tarafından kurulmuştur. Zhu Yuanzhang'nın 1368 yılında Nanjing kentinde tahta geçmesiyle kuruldu. Ming Taizu olarak adlandırılan Zhu Yuanzhang, tahtta kaldığı 31 yıl içinde feodal monarşi merkezi yönetimini güçlendirmek için hanedanın kuruluşuna büyük katkısı olan vezirleri ve farklı görüşlere sahip olan kişileri öldürerek imparatorluk otoritesini artırdı. Ming Taizu'nun ölümünden sonra torunu Jianwen tahta geçti. Ancak imparator Jianwen, amcası Zhu Di (朱棣) tarafından tahttan indirildi. Zhu Di, kendisini Chengzu İmparatoru ilan etti ve 1421 yılında başkenti Pekin'e taşıdı.
Köylerdeki çarpışmalar da şiddetlendi. 1627 yılında Şansi eyaletinde yaşanan afet sırasında yöneticilerin zorla vergi toplamaları, köylü isyanlarına neden oldu. Yüz binlerce köylünün katıldığı isyan ordusunun 1644 yılında Pekin şehrine girmesinden sonra imparator Cong Zhen kendini asarak canına kıydı. Böylece Ming Hanedanı, devrildi. Qing (Mançu) Hanedanı kuruldu.
*Pekin Sözleşmesi (Çince: 北京條約; pinyin: Běijīng Tiáoyuē) veya Birinci Pekin Sözleşmesi, 1860 yılında Çing Hanedanı ile Büyük Britanya, Fransa ve Rus İmparatorluğu arasında imzalanan üç farklı antlaşmadan oluşan bir sözleşmedir. Sözleşme, Çin'de eşitsiz anlaşmalar arasında kabul edilir.
Çin Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, sözleşmenin orijinal bir nüshasını Taipei'deki Ulusal Saray Müzesi'nde saklamaktadır.[1]
Arka plan:
18 Ekim 1860'ta, İkinci Afyon Savaşı sırasında Britanya ve Fransız birlikleri Pekin'deki Yasak Şehir'e girdiler. Çing güçlerinin kesin yenilgisinin ardından Prens Gong, sırasıyla Büyük Britanya ve Fransa'yı temsil eden Lord Elgin ve Baron Gros ile Çing hükûmeti adına iki anlaşma imzalamak zorunda kaldı.[2] Rus İmparatorluğu savaşan olmamasına rağmen, Prens Gong da Nikolay İgnatyev ile de bir anlaşma imzaladı.
Antlaşma şartları:
*Yasak Şehir (Çince: 紫禁城; pinyin: Zǐjìnchéng), Ming Hanedanı'nından Çing Hanedanı'nın sonuna kadar kullanılmış Çin imparatorluk sarayıdır. Çin'in Pekin şehrinin ortasında bulunmaktadır. Yaklaşık 500 yıl imparator ve hizmetlilerine ev sahipliği yapmış, aynı zamanda Çin hükûmetinin törensel ve politik merkezi olmuştur. 1925'ten beri Saray Müzesi'ni barındırmaktadır.
1406 ve 1420 tarihleri arasında inşa edilmiş olan kompleks 720.000 m²'lik bir alana yayılmıştır ve 8.707 odalı 980 yapıdan oluşmaktadır. Yasak şehir 1987 yılında Dünya Kültür Mirası listesine eklenmiş ve Unesco tarafından dünyada korunmuş en geniş antik ahşap yapılar bütünü olarak tescillenmiştir.
1947 yılında Yasak Şehrin birçok hazinesi Kıta Çini içerisinde (en son Çin-Japon savaşında Japonlardan saklanmak üzere) şehirden şehre taşındıktan sonra, en son Tayvan'daki Taipei şehrine götürülmüş ve burada Millî Saray Müzesi'ne yerleştirilmiştir. Her iki müze de aynı enstitüden beslenmelerine karşın Çin İç Savaşı'ndan sonra tamamen ayrı düşmüşlerdir.
… ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder