-Eski
İngiliz Başbakanın kendi ifadesiyle “kişisel gelişiminin ve karakterinin gelişmesi ve değişmesi ile
ilgili yolculuğunun 736 sayfalık öyküsü”. Üst üste üç genel seçim kazanan ve on
üç yıl İngiltere’yi yöneten Tony Blair... ..
-İlk seçim
zaferi sonrasında 2 Mayıs 1997’de Waterloo Köprüsü’nde, Thames Nehri kıyısında
toplanan kalabalığa hitab etmesi... Downing Sokağı’nda ilk defa yürümesi ... ..10
No’lu evin yeni misafiri .. .. İşçi Partisi liderinin serüveni ... ..
-Karar
mekanizmalarında görev alanların / alacakların okumasında yarar var. Bazı
bölümlerde detaylara boğulmamak için atlayarak da okunabilir. ... ..Birlikte göz atalım;
-Kraliçe
devletin başıydı. Bense onun
başbakanıydım. Elinde asa olan uzun boylu bir yetkili yanımda durdu ve “Size
bir şey söylemem gerekiyor, Bay Blair” dedi. (Başbakanlık onayı alınana kadar
Bay Blair olduğuma dikkat edin). “El öpme töreninde Kraliçe’nin elini gerçekten
öpmüyosunuz. Sadece ddudaklarınızı eline hafifçe sürüyorsunuz.”
-Kraliçe,
... .. “Siz benim onuncu başbakanımsınız. Birincisi Winston’du. Ve siz o zaman
daha doğmamıştınız.”... ..
-Elinde
asa olan uzun boylu adam, bizi merdivendenaşağı indirip bekleyen arabaya doğru götürürken,
“Bu taraftan, Başbakan,” dedi.
-... ..
hızla değişen dünyanın taleplerine ya da daha hızlı değişen siyasi ortama cevap
vermeye uygun ... ..
-Yüz günün
sonunda ... .. abartılı farklılıkları, kinci tartışmaları ve mantıksız
önyargıları olan kabile kültürlü parti
politikaları için sabrım yoktu. ... .. Sadaka dağıtılmayacak, refah
getirilecekti; fırsatlarla beraber sorumluluklar da olacaktı; hükümette yenilik
arzusu olacak ... .. zenginliğe göre değil, ihtiyaca göre kaliteli kamu hizmeti
verilecekti; toplumun değişik kesimlerinde yaygın suç örgütleri ve anti sosyal
davranışlardan kaynaklanan korku olmayacaktı. Belki de dinsel konulara yakın
yapılan vurgular etkili oluyordu; örneğin kendimizi sağ ve sol kavramlardan,
dogmadan kurtaralım ve ülkede ortak refah sağlayalım söylemi güzeldi.
-...
..Clinton Mayıs 1997 sonunda NATO zirvesine giderken Britanya’yı ziyaret etti.
.....Onun bir sözünü hep hatırlarım: “Unutmayın: Bilgi çağında iletişim, mücadelenin yüzde ellisi demektir. Onu bir
kez, iki kez söyleyin, söylemeye devam edin ve bitiridiğiniz zaman hâlâ daha
yeterince söylememiş olduğunuzu göreceksiniz.”