22 Ağustos 2015 Cumartesi

Portobello Cadısı *

-Roman kahramanının çevresindeki kişilerin ağzından kitaba yansıtılan Athena’nın öyküsü... .. 261 sayfa. Romanya, Lübnan, İngiltere ve diğer ülkelerde yaşanıyor olaylar ... .. Kısa bölümler halinde ve sürüğkleyiici bir dille kaleme alınan roman süreükleyici ... .. okuması kolay... .. kısa alıntılarla fikir vermeye çalışalım:
-Boş inançlar, ne kadar saçma görünürlerse görünsünler, insanoğlunun düşgücüne yerleşip kalırlar ve insanlar tarafından fazla düşünülmeden sık sık kullanılırlar. ... ..
-Athena... .. “Portebello Cadısı”... ..
-Ruhum, Athena’nın ruhuyla dans edecek; uyurken onunla olacağım; kan ter içinde uyanarak mutfağa gidip bir bardak su içeceğim. ... .. bu dünyada yaşamaya yeniden ayak uyduracağım. ... ..
-Athena, herkesi mıknatıs gibi çektiğinin farkındaydı; kendisini seven herkese acı çektirdi....
-Biz kadınlar böyleyizdir, ... .. kendini sevgiye kolayca açmak kadının doğasında vardır. ... ..
-Kim olduğumuzu anlamanın en iyi yolu, çoğu zaman başkalarının bizi nasıl gördüğünü öğrenmektir. ... ..
-Athena, ... onun gerçek adı Şirin’dir. ... .. Şirin Halil. ... .. Beyrut’ta oturuyorduk...
-“Bu sizin işinize yaramaz. Bir çingenenin kızı o.” ... .. Kültürün genlerle aktarılan bir şey olmadığını anlattım ona. Bebek daha üç aylık bile değildi; bizim kızımız olacak, bizim âdetlerimize  göre yetişecekti. ... ..
-Artık bir çocuğumuz vardı...
-Bir ad, bir insanın hayatını etkileyebilir mi? Zamanla ad yapıştı kaldı. ... ..
-... .. kendimizi Londra’ya giden bir gemide bulduk. Sonradan, rakamlar çok güvenilir olmasa da, o iç savaş yıllarında yaklaşık 45.000 kişinin öldüğünü, 180.000 kişinin yaralandığını, binlerce kişinin de evsiz barksız kaldığını öğrenecektim. savaş türlü nedenlerle sürdü, ülke yabancı birlikler tarafından işgal edildi ve cehennem bugün de sürüyor.
-Şirin, “Bu iş çok, ama çok uzun sürecek.” demişti. Ne yazık ki haklıydı. ... ..
-Lübnan’da patlak veren iç savaştan kaçıp Londra’ya gelmişti. Marunî Hıristiyan olan babası, ... ..
-Athena herzaman iki dünya arasında yaşardı: doğru olduğunu hissettiği şeyler ve inancının ona öğrettiği şeyler. ... ..
-Unutulmaz bir şey yaşadığımın farkındaydım, ancak geçip gittikten sonra anladığımız o büyülü anlardan biriydi. ... ..
-... .. birsiyle kobnuşmaya korkunç ihtiyacım vardı. Tam bir saat, hiçbir şey demeden yakınmalarımı dinledi. Aslında onunla değil, kendimle konuşuyordum: ... .. Hikâyemi bitirdiğimde ... .. o güne kadar karşıma dikilen tüm zorlukları ağırbaşlılıkla karşıladığmı düşündüm. ... ..
-... acının tek ilacı zaman ... .. Ama tüm yaraları iyileştiren zaman, bana tuhaf bir şey de öğretti: hayatta birden fazla insanı sevmenin mümkün olduğunu. ... ..
-Ağızlar açılmıyorsa, söylenecek önemli bir şey var demektir. ... ..
-“.. .. Verteks matematikte üçgenin tepe açısıdır.”... ..
-Birinden bir sırrı öğrenmek istiyorsanız, onu ürkütmemeniz gerekir. ... ..
-Sevinç de, tıpkı heyecan ve sevgi gibi, benim anlamadığım bir biçimde bulaşıdır. Hüzün, depresyon ya da nefret de öyle, ... .. Performansı artırmak için, bu pozitif uyartıları canlı tutacak mekanizmalar yaratmalıyız. ... ..
-... .. Allahü-teâla’ya yakınlaşmak için hat sanatını ve her kelimenin kusursuz anlamını aramayı seçtim. ... .. Çünkü hat çeken el, o hattı çizen kişinin ruhunu yansıtır. ... .. İlk ders, belki de en zor dersti: “Sabır!” Yazmak, yanlızca bir düşüncenin ifadesi değil, aynı zamanda her kelimenin anlamı üstğüne düşünmenin bir yoluydu. ... ..
-“... ..Sabır neden bu kadar önemli?” “Çünkü bir şeye dikkatimizi vermemizi sağlar.” ... ..
-Düşüncenin sözden önce geldiğini anlattım ona. Düşünceden önce de, onu oraya yerleştiren ilahî kıvılcımın geldiğini. Bu dünyada her şeyin, ama her şeyin bir anlamı, en küçük şeylerin bile önemi vardı. ... ..
-“Zerafet yüzeysel bir şey değildir, insanlığın hayatı ve yapılan işi saygın kılmak için bulduğu yoldur. ... .. Hayatta da böyledir. Tüm fazlalıklardan kurtulduğumuz zaman yalınlığı ve konsantrasyonu keşfederiz. ... ..”
-... ..bir erkeğin  koşup benim için kapıyı açmasına bayılıyorum. Davranış töresine bakılırsa, bu, “Güçsüz olduğu için bana ihtiyacın var!” anlamına geliyor; ama benim ruhumda şöyle yazıyor: “Bana bir tanrıça gibi davranıyor. Ben bir kraliçeyim.” ... ..

-Gruplar kolektif bir enerji yaratırlar ve herkes herkesi etkilediği için daha kolay vecde gelirsin. ... ..
-“... ..Sevgi hep kalır.”
... .. Anlamaya başlıyordum.
“Sevgi bir alışkanlık, bir yükümlülük ya da bir borç değildir. Aşk şarkılarında söylenenler değildir.
Sevgi sevgidir. ... ..Tanımı yoktur. Sev ve fazla soru sorma. Yanlızca sev. ... ..

... ..Athene’ya olan aşkım her geçen gün bana acı vermekten çıkıyor, bir sevinç ve dinginlik pınarına dönüşüyordu.  Artık kendimi o kadar yanlız hissetmiyordum ... ..
*Portebello Cadısı – Paulo Coelho

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder