19 Mayıs 2016 Perşembe

Duygu Keşifleri *

Duygu Keşifleri *
-Psikolog Banu Yaşar insanı anlatıyor kitabında. Bakış açınıza göre kendinizi ya da çevrenizde yaşananların arka yüzünde olanları anlamanızı kolaylaştırmayı hedefliyor.  İlgi uyandıran ve sürükleyici bir dille hayatın akışında karşılaştığımız ayrıntılar paylaşılıyor. Daha iyi anlamak için... ..  alıntıları paylaşalım:
-İnsan bu; etiyle kanıyla canıyla hisleriyle, duygularıyla, her şeyiyle mükemmel olarak yaratılan insan, mucize bir makine; madde ve mana itibarıyla çok kapsamlı bir sanat eseri. ... ..
-... .. Sonra, o küçük benle karşılaştım,bazen onun için ağladım, acıdım ona, kıyamadım, bazen de elinden tutup ayağa kaldırdım... Onunla barışmazsam , onu sevmezsem hiçbir zaman büyüyemiyeceğimi de anladım. Bzı yazılarda genellikle onun dilini kullandım, onun sesiyle yazmak istedim. Bu tanıdık ses, bana yitirdiğim kendimi hatırlattı. Duygularımı unutmak isteyip de attığım yerlerinden çıkardım, hepsini tek tek sevdim...-İnsanoğlu çoğunlukla sevgi konusunda bencildir. Olduğu gibi sevmek istemez. İstediğim, hayal ettiğim gibi olursan severim, şartlı refleksini dayatır karşısındakine. Bana benim istediğim gibi davranırsan ve istediğimi verirsen seni severim, şeklinde bir sevmektir bu. ... .. Bedelli sevmektir bu aslında. Sevgi ise şartlı yaşanmaz. Sevgide sebep aranmaz. Bir sebebi olmaz sevginin. Karşımızdaki kişiyi olduğu gibi, tam da öyle olduğu için severiz. Bizi inciten taraflarını değiştirmenin en iyi yolu önce kabul etmektir. Onaylamak değildir, kabul etmek. Tüm savunmalarını, tüm silahlarını bırakıp, kendisini görmesi için, iyi bir ayna olmak demektir.
-İnsan yargılanmaktan, eleştirilmekten korktuğu için kendini saklar, göstermek istemez. Kabul edilen insanın yüreği çözülür, bırakır kendini güvenli sulara. Değişmek için daha çok çaba gösterir. ... ..-... .. Yaradan ile başbaşa olduğunu, nazının ancak Ona geçtiğini ve Onun seni çok sevdiğini, hiç yanlız bırakmadığını, senden hiç vazgeçmediğini fark ediyorsun. ... ..
-... .. Eskiden insanları siyah ve beyazlara bölerken, şimdi onları grilerle çarpıyorum. “Asla” dediğim şeyler, “aslında” diye başlayan cümlelere dönüşürken, ... ..
Değişen zaman ve sevgi,
-Son yıllarda teknolojinin hızı insan ilişkilerine de yansıdı. Artık hayatımızda, en az teknoloji kadar hızlı bir değişim gösteriyor. Evlilikler, arkadaşlıklar çabuk oluşup, çabuk bitiyor. Trenlerin, arabaların ve iletişimin hızı arttıkça, özel hayatlarımız da bundan nasibini alıyor. Her şeyi çabuk tüketiyoruz, her şeyden kolay vazgeçiyoruz. Emek vermek, beklemek ve zaman tanımak, akıllı olmamakla eşdeğer sayılmaya başladı.
-Bu hızlı değişim süreci en ağır darbeyi eşler arasındaki ilişkilere ve evliliklere vurdu. ... .. “biz olmak” onların yanında  cılız kaldı ... ..
-Oysa ki evlilik hiçbir zaman diliminde kolay bir ilişki türü olmadı ki... Her dönemde insanlar onu yürütebilmek için çok çaba sarf ettiler. Hiç kimse mutluluğu hazır bulmadı, emek verdi. Bazen bu çabalar sonuç verdi, bazen de vermedi. Ama denemeden bilinmez ki...
    Yanan bir ateş, odun atılmazsa, evlilik ateş gibidir. ... ..


*Duygu Keşifleri – Psikolog-Psikoterapist Banu Yaşar *

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder