Kitabın arka kapağında; “Bu kitap kadın ve erkeği yaratılışından
uzaklaşmadan yetiştirmenin mümkün olduğu inancıyla yazıldı. Küçük yaşlardan
itibaren fıtratına sadık kalınarak büyütülen çocuklar ruh sağlığı açısından
daha avantajlı olmaktadır. Yaratılışındaki özellikler değiştirilerek, deforme
edilerek büyütülmeye çalışıldığında durum ne aileyi ne de çocuğu mutlu
etmektedir.” tanıtım bulunmakta...
Kısa alıntılarla, kitabı okumamız için gerekçe oluşturabilecek bölümleri paylaşalım.
-... .. Yaratılışın aksine yaşamaya çalışmak, insanı mutsuz ve tatminsiz
etti. Kadının erkeksileşmesi, erkeğin ise kadınsılaşması ilişki dengesini
bozdu, evlilikleri yıprattı. Kadına kendi fıtratı dışında bir kimlik biçildi.
Merhameti, şefkati ve duygularının onu zayıflattığı empoze edildi. Daha erkeksi
olursa güçlü olacağına inandırıldı. Erkeklerle her alanda onlar gibi
yaşayabileceğini göstermesi istendi.
-... .. Gülü olmalısın, eşine muhtaç olmamalısın söylemleri en mazbut
ailelerde bile bir başkaldırı halini aldı. Erkeğin zulmettiği, şefkasiz
davrandığı evlerde bu söylem daha kolay alıcı buldu. Erkek sorumluluk almaktan
kaçındığında, kadın eşinin
yaratılışına uygun rolleri kendi üzerine almak zorunda kaldı, güvensizlik
yaşadı. Kendi gücünü kazanması için
kadın olmaktan ve kadın gibi davranmaktan uzaklaşması gerektiğini düşündü.
... ..
-Erkeklerin erkek gibi sorumlu ve şefkatli olmayı, kadınların kadın gibi naif, narin ve
nazenin olmayı bırakması birbirini besledi. Evlilikte roller karıştı. ... ..
-Annenin çok baskın
olduğu, babanın
pasif ve etkisiz olduğubir evde, özellikle erkek çocuklar cinsel kimlik
oluşumunda sağlıklı bir özdeşim kurmakta zorlanabilirler. Baskın olanı güçlü
görebilir ve nnaeyi model alabilirler. ... ..
-Kız çocukları ise babanın pasif ve etkisiz tutumu sebebiyle diğer
erkekler hakkında saygın bir fikir geliştiremezler. Erkekleri idare edilmesi,
yönlendirilmesi gereken, kadınlar olmadan birçok işi halledemeyen kişiler
olarak görürler.. Anne gibi baskın kişilik geliştirebilirler. Anneyi rnek alıp,
aşırı koruyucu, baskın ve yönlendirici bir kişilik kazanabilirler. ... ..
-Aynı zamanda çocukların karşı cins gibi davranmaları beklenmemeli ve bu davranışlar desteklenmemelidir.
Örneğin, “Aferin erkek gibi kız” yada “Kız gibi uslu oğlan” gibi yakıştırmalardan uzak durulmalıdır. Karşı cinsin sürekli aşağılandığı ve hor görüldüğü ortamlarda sağlıklı cinsel kimlik oluşması mümkün değildir.
-Aynı zamanda çocukların karşı cins gibi davranmaları beklenmemeli ve bu davranışlar desteklenmemelidir.
Örneğin, “Aferin erkek gibi kız” yada “Kız gibi uslu oğlan” gibi yakıştırmalardan uzak durulmalıdır. Karşı cinsin sürekli aşağılandığı ve hor görüldüğü ortamlarda sağlıklı cinsel kimlik oluşması mümkün değildir.
-Çocuğun gelişimi... ..
-Bir anxiety (kaygı) asrında yaşıyoruz. Daha mükemmel olmaya çalışırken,
belki de en temel ve doğal olanı kaçırıyoruz. Hiç üzülmesin, ağlamasın,
terlemesin, hasta olmadan büyüsün, hiçbir şeyden mahrum kalmasın, her şeyi
olsun, kimseden geri kalmasın derken yaratılışına uygun giden akışı
bozabiliyoruz.
-Kaygılarımız yüzünden edinmesi gereken deneyimden ve çabadan yoksun
bırakabiliyoruz.
*Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek –
Banu Yaşar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder