Emekliye
ayrılmış Profesör Srenryakov, yeni eşi Yelena’yla birlikte; önceki eşinden olan
kızı Sonya, Sonya’nın dayısı Vanya ve eski kayınvalidesi Maria’nın yaşadığı
çiftliğe taşınmasıyla olaylar başlar. Çehov’un kendine özgü mizah anlayışıyla
aktardığı Vanya Dayı oyunu bir yandan da aile ilişkileri üzerinden sistem
eleştirisi yapar.
…
..Yelena: Ormanlara ne kadar düşkün olduğunuzu hep duyardım. İnsanın ormanları
koruması elbette çok faydalı bir şey; ancak bu iş sizi esas mesleğinizden alıkoymuyor mu? Sonuçta siz doktorsunuz.
Astrov.
Esas mesleğimin ne olduğunu yalnızca Tanrı bilir.
Yelena:
Peki bu işi ilginç buluyor musunuz?
Astrov:
Evet, hem de çok.
Voynistki:
(Alay ederek) Ah, hem de çok!
Yelena:
Hala çok gençsiniz, diyeceğim o ki otuz altı, ebn fazla otuz yedi
yaşındasınız. Ormanlarla söylediğiniz kadar ilgilenmediğinizden şüpheleniyorum.
Ağaç, ağaç; başka hiçbir şey yok. Bunu sıkıcı bulacağınızı düşünüyorum.
Sonya: Hayır, aslında bu oldukça ilginç bir iş. Doktor Astrov yaşlı ormanları korur veher yıl yeni ağaçlar diker; hatta bu konuda bir diploma ve bronz madalya kazandı. Eğer söylediklerini dinleyecek olursanız görüşlerine tamamen katılacaksınız. Ormanların dünyanın süsleri olduğunu, insanlığa güzelliği öğrettiğini ve içimizi yüce duygularla doldurduğunu söylüyor. Ormanlar sert iklimin yumuşak olduğu ülkelerde doğayla savaşa daha az güç harcanır; insanlarsa daha kibar ve narin olurlar. Bu tür ülkelerin vatandaşları daha güzel, daha uysal ve daha duyarlıdırlar; hareketleri ve konuşmaları daha zariftir. Felsefeleri neşelidir, sanay ve bilim gelişmiştir, kadınlara soylu
bir zarafetle yaklaşırlar.Voynitski:
(Gülerek) Bravo! Bravo! Tüm bunlar çok hoş, ancak hiç inandırıcı değil..
Buyhüzden, dostum, (Astrov’a) izin ver de sobamda odun yakmaya, kulübemi
keresteyle inşa etmeye devam edeyim.
Astrov:
Sobanızda tezek yakabilir, kulübenizi taşla inşa edebilirsiniz. Ah, elbette,
ihtiyaç duyulduğu taktirde odun kesilmesine karşı değilim. Ancak ormanları
eden yok edelim. Rusya’nın ormanları balta sesleriyle titriyor.
Milyonlarca ağaç şimdiden
mahvoldu. Yabani hayvanları ve kuşların evleri kimsesiz kaldı.; ırmaklar
çekiliyor, birçok güzel doğa manzara sonsuza dek yok oluyor. Ve tüm bunlar neden? Çünkü insanlar yakıtlarını eğilip yerden alamayacak kadar aptal ve
tembel. … ..
… ..Yelena: Sıkıcı, evet,
bıktırıcı! Hepiniz kocamı suiistimal ediyor, bana acıyarak bakıyorsunuz.
“Zavallı kadın, ihtiyar bir adamla evlenmiş.” Diye düşünüyorsunuz.
Merhametinizi öyle iyi anlıyorum ki! Astrov’un az önce söylediği gibi, ormanları
öylesine düşüncesizce yok ediyorsunuz ki yakında hiç orman kalmayacak!. Tıpkı
bunun gibi insanlığı da yok ediyorsunuz ve yakında dünyada ne sadakat, ne
nezaket, ne de özveri kalacak! Çünkü doktor haklı. Hepinizin içinde bir yıkım
şeytanı var; ne ormanlara, ne kuşlara, ne de kadınlara ne de birbirinize
acıyorsunuz.
Voynitski: Bu düğüncenizden hoşlanmadım.
Yelena:
Hassas, yorgun bir yüzü var doktorun ilginç bir yüz. Belli ki Sonya kendisinden
hoşlanıyor. Hatta ona aşık ve onu anlayabiliyorum. Buraya yerleştiğimizden beri
üçüncü kez geliyor ancak onunla bir kez bile doğru dürüst konuşamadım, yanında
bulunamadım. Benim nahoş bir insan olduğumu düşnüyor olmalı. Neden böyle yakın
dostlar olduğumuzu biliyor musunuz, İvan Petroviç? Çünkü ikimiz de yorucu, sıkıcı
insanlarız. Evet sıkıcı. Bana öyle bakmayın, rahatsız oluyorum.
Voynitski:
Sizi böylesine seviyorken başka türlü nasıl bakabilirim? Benim neşem, hayatım,
gençliğimsiniz. Sevgime karşılık bulma ihtimalimin son derece küçük olduğunu
biliyorum, ancak sizden hiçbir şey beklemiyorum. Sadece bırakın sa size
bakayım, sesinizi duyayım…
Yelena:
Şşş, biri söylediklerinizi duyacak!
(Evet doğru ilerlerler)
Voynitski:
(Yelena’yı takip ederek) Size aşkımdan bahsetmeme izin verin, beni kendinizden
uzaklaştırmayın; bu bile benim için en büyük mutluluk olacaktır!
Yelene:
Ah! Bu bir ıstırap’ (Birlikte eve girerler.)
Telyegin
gitarın tellerini tıngırdatır ve bir polka çalar. Mariya Voyitskaya okumakta
olduğu broşürün üzerine bir şeyler yazıyordur.
Perde iner
*Vanya Dayı & Anton Çehov
Birinci basım: 1896
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder