Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun ...romanı.
... .. romanın konusugünümüzde, hem de oldukça yakınımızda geçiyor. Bosna ile
sınırkomşusu olan Slovenya’da. Veronika, görünüşte, her istediğine sahip bir
genç kadındır, renkli bir yaşam sürer, yakışıklı erkeklerle gezip tozar, ama
mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Bir gün
ölmeye karar verir. Aşırı dozda ilaç alınca hastaneye kaldırılır. Orada
kendisine birkaç günlük ömrü kaldığı söylenir. Akıl hastanaesinde kaldığı
sürece çeşitli insanlarla tanışan Veronika, yabancısı olduğu yeni duyguları
keşfeder: Kin, korku, aşk... Ölümü beklerken, çevresindeki insanları
gözlemlerken, Veroni,ka, varoluşunun her dakikasının yaşamla ölüm arasında bir
seçim olduğunun farkına varır. Paulo Coelho, bu ... kitabında, çağımız insanını
rahat bırakmayan delilik olgusunu işliyor; toplumun normal kabul ettiği
kalıpların dışına düşen insanları anlatıyor. Veronika Ölmek İstiyor, farklı
düşünceleri yüzünden sık sık başka insanların önyargılarını göğüslemek zorunda
kalanlar için değişik bir yaşam tarzı bulma ihtiyacını irdelerken, insanlığın
temel sorunlarından birini içeriden bir yaklaşımla ortaya koyuyor.
-Bir
kez daha yaşamak istemediği tek şey vardı: Vildet’e kaldırılmasına neden olan
şey.
-Depresyon.
-Depresyon.
-Hekimlerin
dediğine göre, yeni keşfedilen bir madde olan seretonin, insanların duygularını
yöneten öğelerden biriymiş. Serotonin azlığı insanın iş yaşamında dikkatinin
dağılmasına, uykusuzluğa, iştahsızlığa, yaşamdan yeterince zevk alınmamasına
yol açıyormuş. Bu madde bedende hiç bulunmadığında ise kişi derin umutsuzluk,
kötümserlik, bir gereksizlik duygusu, korkunç yorgunluk, endişeye kapılma,
karar verme güçlüğü gibi belirtiler gösteriyormuş, bu da zamanla sürekli bir
karabasana dönüşüyormuş ki sonu ya tam uyumsuzluk ya da intiharmış. ... ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder