..... Aslında Fadi gerçekten akıllı, mantıklı, nerede ne yapacağını bilen kızdı. Olmadık insanlara
gönlünü kaptırmak da hiç ona göre bir şey değildi. Böyle biri tarafından asla
sevilmeyeceğini biliyor ama bu rüyanın bitmesini de istemiyordu. Ayrıca gözü
yükseklerdeydi. Bu hayatla göze göz, dişe diş mücadele edecek, başkaları nasıl
başardıysa o da başaracak, bu dünyaya boyun eğmeyecek, paraysa parayı,
itibarsaitibarı, bir gün mutlaka elde edecekti.
Arkadaşları yaşadıkları anın peşine düşüyor. Çoğu zaman derslere
bile boş veriyor, ailelerine yalan üsütüne yalan söylüyorlardı. Nasıl olsa bir
yolunu bulacaklarından emindiler ama bazıları olmadık birinin peşine düşüyor,
âşık olduklarını sanıyor, göz göre göree yarınlarını berbat ediyorlardı. O öyle
değildi. Öyle de olmayacaktı. Tanrı onu zor bir ortamda yollamıştı bu dünyaya.
Geçmişi düşünmeyi kendisine yasaklamıştı. Geçmiş geçmişti. O artık hiç geriye
bakmamalı, hep geleceği, gelecekte yaşayacağı güzel günleri düşünmeliydi.Şimdi artık
geceleri yatağa girince işler dğişmişti.Önce Tanrı’ya, ona bu güzellikleri
yaşattığı için uzun uzun teşekkür ediyor, sonra başlıyordu Kenan Bey’li
hayaller kurmaya. Herkese çabucak kızan bu adam, ona kolay kolay kızmıyor,
hatta arada bir teşekkür bile
ediyordu. Azaba ona bu kadar farklı davranmasının altında yatan başka bir şeyler alabilir miydi?
ediyordu. Azaba ona bu kadar farklı davranmasının altında yatan başka bir şeyler alabilir miydi?
*Kral Kaybederse & Güseren Budayııcıoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder