...
..Hâlâ tutkulu alevler içinde o olanları, o günü, bir fayton kiraladığım 0 7
Haziran 11913 gününü yeniden yaşıyorum. ... ..
...
.. Sanki benimle olan biten arasında, irade gücümle yıkmayı başaramadığım cam
bir duvar vardı.... ..
...
..Kendimi anlamaya başladığım günden beri, daha birçok şeyi de anlamaya
başladım.Bir vitrinib önünde duran aç insan beni sarsabilirdi, bir köpeğin
oynayıp zıplayışı beni hayran bırakabilirdi, artık her şeye dikkat ediyordum,
hiçbir şeye kayıtsız alamıyordum. Her gün –normalde sadece davetler ve
müzayedeler için elime aldığım- gazetede beni heyecanlandıran yüzlerce şey
okuyorum, bana sıkıcı gelen kitaplar birdenbire ilgimi çekiyor. En tuhaf olanı
da insanlarla, sohbet dediğimiz şeyin ötesinde de iletişim kurabiliyorum.Yedi
yıldır benimle olan hizmetçim artık umurumda, onunla sık sık sohbet ediyorum.
Çoğu zaman yanından, hareket eden bir direkmiş gibi umursamadan geçip gittiğim
kapıcı, bana geçen vefat eden kızından bahsetti ve bu olay beni Shakespeare’in
trajedilerinden daha çok sarstı.
Kendimi
belli etmemek için hayatıma dış görünüşte uygar sıkıcılık çemberi içinde devam
etsem de bu dönüşüm giderek daha görünür hale geliyordu. Bazı insanlar bana
artık daha sevecen davranıyor, bu hafta üçüncü kez köpekleri bana doğru koşarak
geldi. Arkadaşlarımsa bir hastalık atlatmış biriyle konuşurcasına belirli bir
sevinçle, gençleştiğimi düşündüklerini söylüyorlar.
Gençleşmek?
Yaşamaya yeni başladığımı bir tek ben biliyorum sonuçta. Herkesin,geçmişte olup
biten her şeyin bir hata ve geleceğe hazırlık olduğunu düşünmesi genel bir
yanılgı sanırım ve sıcacık elime soğuk kalemi alıp kuru bir kâğıda gerçekten
yaşamak konusunda bir şeyler yazarken de haddimi aşıyor olabileceğimin
farkındayım. Fakat bu bir yanılgı olsa da beni mutlu eden, içimi ısıtan ve
duyularımı açan ilk yanılgıydı. Buraya aydınlanmanın mucizesini yazıyorsam eğer,
bunu salt her şeyi yazan kelimelerin aktardıklarından daha derin bilen kendim
için yapıyorum. Bu olaydan hiçbir arkadaşıma bahsetmedim, içten ne kadar ölmüş
olduğumu bilmiyorlardı ve şu an ne kadar hayat dolu olduğumu da asla tahmim
edemezlerdi. ... ..böylesi
bir anın büyüsüne şahit olmamış biri, kaderi bu denli canlandırabileceğini
anlayamaz, tıpkı altı ay önce benim de anlayamayacağım gibi. İşte o kişiden
utanmam, o beni zaten anlamaz. ... .. Kendini bulan insanın bu dünyada
kaybedecek bir şeyi kalmamıştır. İçindeki insanı anlayan, tüm insanlığı
anlamaya başlar.
anlamaya başlar.
*Olağanüstü Bir Gece & Stefan
Zweig
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder