8 Temmuz 2021 Perşembe

Sarp Yokuş*


MÖ VII:yüzyıl

Evvel zaman içinde “Kut”u korumak için Saka Başbuğu Alp Er Tunga’ya emanetti. Kut’lu günlerde ite itliğini, ere yiğitliğini Türk buyururdu. Her zorlu işe çareleri, her derde derman vardı. Hele o namertlik olmayaydı…

Sayısını Farslıların dahi unttuğu yenilgileri sonrasında İblis kuytuda, izbede Zal’ın oğlu Rüstem’e nice desiseler öğretti. Koynuna sinsice, fitne fesat sokuşturup saklandığı karanlık ininden gizlice izlemeye çekildi.

Turan ordusunun yüce başbuğu Alp Er Tunga; Fars’ın süslü sözlerine, dağdan büyük yeminlerine aldandığını bilmiyordu. Davet edildiği Fars’ın barış yemeğine icabet etmişti. Türk, kılıcı önünde secde eden ulusların hile ile neler yapabileceklerini daha öğrenmemişti.

Gözlerini açtığında, Ulu Hakan’ın omuzlarına kadar salınan saçları kıpkızıl kanlara bulanmıştı. Başının üzerindeki aslan börkü kucağına düştüğünde her daim yanında dolaşan, ona yoldaşlık eden leoparlarının yanında olmadığını fark etti. İkisi de az ileride parçalanmış şekilde üst üste yatıyordu. Onu terk etmemişler, ardından kendilerini uçuruma bırakmışlardı. Gözlerini açmakta güçlük çekiyordu, başından akan kanlar yüzünün ve gözlerinin üzerinde donmuştu.

Bu sonu gelmez uçurumun içine fırlatıldığını hatırladı. Çalılar, iğde dalları onu bırakmamış, uçurumun dibine düşmesine izin vermemişti. Kayalığın üst tarafında kızılca kıyamet kopmuştu. Cesetler dap gibi yığılmıştı. Akan kanlar dereleri taşırmış, yakılmış insan cesetlerinin dumanı güneşin yüzünü örtmüştü. Turan’ın üzerine gelip çöreklenen kara duman, ak gökyüzünü bu katliamı görmesin diye uğraşıyordu. Henüz kalleş Rüstem ve adamları Saka Hakanı’nın uçuruma düştüğünün farkında değillerdi. Çok az zamanı kalmıştı.

… ..

-Tanrı’nın gökçe beyleri, ne oldu size!

Ulu beylerim, güngörmüş erlerim size bunu kim etti? Ses verin. Canlı bir er kalmadı mı aranızda! Tanrı aşkına ses verin!

Acun da eşsiz kocalar, aksakallı bilge yoldaşlarım bize bunu kim yaptı?

-Ulu Hakanım, yüce efendimiz buradayım. Sultan’ım kalkmak için çabalamayın, ayaklarınızı kesmişler, pusuya düştük. Keyhüsrev’le Rü,ztem namertlik etti. 

-Yiğitlerimin başı, ordumun er kocası Kızıl Buga’m sen neredeydin? Ocağımızı kim söndürdü, Turan Ordusuna bunu kim yaptı?

Bin kere bin bahadırlı ordumuzun adını anamayan Farslılar barış yemeğinde yeryüzünün efendisini zehirlediler. Turan ordusu kırıldı. Bir an önce sizi buradan kaçırmalıyım, müsaade edin sizi kucaklayayım.

Keyhüsrev Alp Er Tunga’yı ele geçirirse Türk ulusu yok olur.

... ..

... ..

        Sadık olsan ahdına,

        Huzur çıkar bahtına,

        Ok olup yay tahtına,

        Kurulana aşk olsun.

        Gün yol verir niceye,

        Yol, yolcuyla yüceye,

        Keçeye ve geceye,

        Sarılana aşk olsun.

        Yağmurla ince ince,

        Can alır nasibince,

        Ve ölmüş yeryüzünce,

        Dirilene aşk olsun.

        *Mehmet Ali Kalkan


        


*Sarp Yokuş & Çınar Ata

Panama Yayıncılık

1.baskı: Aralık 2019


Sakalar - Vikipedi (wikipedia.org)

Sakalar (Farsça: ساکا, Saka; Sanskritçe: Śaka; Grekçe: Σάκαι, Sakai; Latince: Sacae; Çince: ,Sāi), Kuzeydoğu Avrasya stepleri ile Tarım havzasında yaşayan ve at yetiştirme, madencilik yapma kabiliyetleri geliştirmiş olan tarihî halk. Kaynakların genelde Sakaları İrani[1] bir halk olarak saymasının yanı sıra kimlikleri konusunda tartışmalar sürmektedir.

Saka kelimesi Ahamenişler döneminden sonra Eski Farsçada kullanılmaya başlanmıştır. Grekçede Sakai olarak hitap edilen Sakalar ile İskitlerin çok yakın ve akraba bir halk olduğu ve ortak bir İskit-Sibirya kültürüne sahip oldukları kabul edilmekle beraber aynı halk olmadıkları düşünülmekte ve akademik çevrelerce İskit ve Sakalar genellikle akraba ama farklı halklar olarak sınıflandırılmaktadır.[2][3]

Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi arasında yaşayan Sakaların Bir kısmı Ahamenişlere itaat ederek Yunan-Pers Savaşına da katılmışlardır. M.Ö. 2. yüzyılda Orta Asya'dan güneye inerek Baktriya'yı yendikten sonra Hint yarımadasına girmişlerdir. Bunun sonucunda Hint-İskit Krallığı doğmuştur.



Turan - Vikipedi (wikipedia.org)

Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]



Turancılık - Vikipedi (wikipedia.org)

Turancılık, tüm Ural-Altay kavimlerinin birliğini savunan siyasi görüş. İlk olarak Macarlar, Finler, Estonlar ve Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri ile beraber Tunguzlar, Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi olarak ortaya çıkmıştır.[1] Türkçü ve Turancı simalardan Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları isimli eserinde Turancılığın Macarları, Moğolları, Tunguzları, Finuvaları içine alan bir kavimler karması olmadığı görüşünü belirtmiştir.[2] Turancılık günümüz Türk devletleri'nde bu şekilde benimsense de, Fin tarihçi Matthias Alexander Castrén tarafından Ural-Altay kavimlerinin birliğini sağlamak amaçlı ortaya atılmış bir görüştür.

Tüm Türk halklarının birliğini savunan görüş ise, Rusya'da 1905 Devrimi'nden önceki günlerde Azerbaycan Türkleri ve Tatar aydınları tarafından ortaya atılmış, 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Türkiye'de de geniş yankı bulmuştur. İttihat ve Terakki yönetimi içinde Ziya Gökalp'in başını çektiği Turancı görüşler egemen olmuştur. Devrik Osmanlı Komutanı Enver Paşa, 1918-1922'de, karışıklık içinde olan Rusya'da Turancılık fikrini canlandırmaya çalışırken öldürülmüştür.

Ziya Gökalp'in Selanik'te 'Genç Kalemler'de yazdığı "Turan" şiirinde geçen "Vatan ne Türkiye'dir Türklere, ne Türkistan; Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan." dizeleri süreç içerisinde Türkiye'deki Turancılardan sıkça atıf alıp temel oluşturdu.[3]



TAKM - Vikipedi (wikipedia.org)

Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatı (İngilizce: The Association of the Eurasian Law Enforcement Forces with Military Status; Azerice: Avrasiya Hərbi Statuslu Hüquq-Mühafizə Təşkilatı : Türkçe Avrasya Askeri Statülü Kolluk Koruma Teşkilatı),

25 Ocak 2013 tarihinde [1] Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de kurulmuş uluslararası resmi bir örgüttür. Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Moğolistan kurucu üyeleridir. Kısaltma adı TAKM olarak dört ülkenin baş harflerinden oluşur. Teşkilatın temelleri 2011 yılında Ankara'da atılmıştır. Teşkilatın ana karargâhı Ankara’dadır. Kuruluş amacı, "Askeri statülü kolluk kuvvetleri arasındaki iş birliği ve dayanışmayı geliştirmek" olarak açıklanmıştır.

Mart 2014 ayı içinde Moğolistan’ın askerî statülerini kaybetmelerini gerekçe göstererek Mutabakat Muhtırasını imzalamaması nedeniyle imzalanan anlaşma geçersiz olmuş, kuruluş süreci yeniden başlatılmıştır.

Daha önceki çalışmaların tamamında yer alan ancak teşkilatındaki yapısal değişiklik ve iç prosedürlerini yetiştiremedikleri için Mutabakat Muhtırasını imzalayamayan Kazakistan’ın yeniden müracaatı sonucu, TAKM teşkilatının Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Kazakistan arasında yeniden oluşturulması planlanmıştır. Bu kapsamda yürütülen çalışmalar devam etmektedir.

TAKM Teşkilâtına, Avrasya bölgesinde, karşılıklı iş birliğini geliştirmek isteyen diğer tüm ülkelerin Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri ve Jandarmaları üye olmak için başvurabilirler. TAKM Teşkilâtı, hiçbir ülke ve kuruluşa karşı oluşturulmamış olup sadece barışa hizmet etmeyi ve vatandaşlarına insan odaklı çağdaş kolluk hizmeti vermeyi hedeflemiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder