… .. Tarikat düzeni din sosuna batırılmış bir mafya düzeni üretiyor. Mafya ise din dersine girmemiş bir tarikata dönüşüyor. Anayasal hukuk düzenlerinin çözülüşü iki yapıyı kardeş kılıyor. İki grubu, yıktıkları buluşturuyor.
Fethi Yılmaz’ın kitabı tam da bu şiddeti anlatıyor. Bağlılıklarını öte dünyanın önüne koyanların yarattıkları düzen, kendi anayasasını hazırlıyor. Tarikat düzenlerinin içinde kimi hocasına bağlı, kimi hocasıyla ters düşen, kimi hocasıyla ters düşen, bu yapıyı başından sorgulayan insanlar cinayetlerin faili, kurbanı, destekçisine dönüştürüyor. Yılmaz’ın kitabının gösterdiği gibi, Türkiye halen çözülememiş yeşil cinayetler ülkesi haline geliyor.
Ya devlet?
Fethi Yılmaz’ın kitabının gösterdiği gibi. Cinayetleri soruşturması, derinleştirmesi ve nihayetinde katili bir bütün olarak açığa çıkarması gereken kurumlar, konu tarikatler ve cemaatler olunca duvara çarpıp geri dönüyor. Failler; bıçağın tutandan, tetiği çekenden ibaret sayılıyor. Bunun için şehit olmuş bir imamın cesedi bile çiğnenebiliyor, adı dahi unutturulabiliyor. Dökülen kana devletin rızası karışıyor.
Belki FETÖ ile ivmelendi. Ancak, Türkiye, son yıllarda, her, zamankinden fazla tarikat ve cemaatleri tartışmaya başladı. Zira, unutturulsa da, FETÖ de Nakşibendiliğin Nur kolundan çıkmış bir cemaati. Diğerleri FETÖ’den sonra onun sistemini başka isimler altında sürdürdü. Fethi Yılmaz’ın kitabı, tıpkı FETÖ gibi diğer cemaat yapılanmalarının da gerektiğinde nasıl ellerine silah alma potansiyeli taşıdıklarını işaret ediyor. Bu anlamda bir eksiği de tamamlıyor. Şiddetin, iknanın yerine geçtiği, iç sorunları çözdüğü anı tarif ediyor.
Katli Vacip, laiklik ile din ve vicdan özgürlüğünün iki kardeş olduğunu da gözler önüne sürüyor. Çünkü laiklik, en çok dindar yurttaşlarımızın inançlarının onlara bir bıçak gibi saplanmasını
engelliyor. İnançlarını, sömürüden özgürleştiriyor. Yediğine, içtiğine, adımına, hatta cinselliğine bir şeyhin karar verdiği düzendeki ölümcül bağlanmanın, aslında hür inancı ortadan kaldırdığını bir fotoğraf karesine dönüştürüyor. .. ..*Katli Vacip & Fethi Yılmaz
Kırmızı Kedi Yayınevi
Birinci Basım : Eylül 2021, İstanbul
… .. , kitabı okumayı tamamladıktan sonraki duygularımı paylaşmak istiyorum….. din istismarcılarının aziz milletimize verdiği zararlar ve haram helal demeden paragöz olmuş hırsızların / haramzadelerin;
YanıtlaSil*Dini alet ederek yaptıkları soygunların da ötesinde, çekinmeden rahatlıkla cinayetler işleyebileceklerini / işlediklerini...
*FETÖ ‘nün hain darbe girişiminden sonra bile; insanımızın olan biteni öğrendiğine / anladığına tam olarak emin olamıyorum…
*Fethi Yılmaz’ın “Katli Vacip” kitabından önce, iki Barış’ların yazdığı “Cendere”de kitabında da hem cinayetler hem de cinayet dışında kalan kokuşmuşluklar; sade vatandaşın anlayabileceği açık ve net bilgilerle anlatılıyor….
*Bütün bunlara rağmen maalesef cahillik zor zanaat….
*Dini konuların dışında; büyük miktarda akçeli işlere bulaşmış, malikhanelerde / külliyelerde saltanat süren, kendi hukuklarını ve gettolarını oluşturanlara rağbet gösterenleri görmek üzüntü verici...
*Hâlâ daha, din istismarcılarının peşinden giden zavallılar / meczuplar olduğunu görmek geleceğe ilişkin endişelerimi(zi) canlı tutuyor….
*Her şeye rağmen Atatürk’ün gerçekleştirme yolunda büyük adımlar attığı Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak için çaba sarfetmek bizlerin vatan borcu…. ümitvar olmalıyız
*Elbette aktif çalışma hayatının dışında kalmış bizlerin yapacakları da var….
*Evlatlarımız ve torunlarımızdan başlayarak yakın çevremiz ve giderek büyütülebilecek seviyedeki insanımız için farkındalık oluşturulması ya da bunun geliştirilmesi anlamında tecrübelerimizi paylaşmak her zaman değerlendirilebilecek bir konu…..
*İnsanımızın demokrasiye olan inancının, insani / medeni değerler yanında, kul hakkı başta olmak müzere doğru dini bilgilerin hayatımıza yansıtılmasının sorunlarımıza ilaç olacağına inanıyorum…
*”Allah var gam yok”, “alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” …. veciz sözlerinin hayat bulacağı günleri göreceğimize inanıyorum