Kelebek Etkisi Söyleşileri -II-

Dünyadaki gelişmeleri yorumlarken kadim bir izlek üzerinde hareket eden Türk insanının serüvenini anlamak elzem … Zira bu serüvene gelecekte yön verebilmek için mutlaka önce onu tanıyabilmekten geçiyor. 

Olayları, olguları, fikirleri sadece günümüzdeki görünümleriyle değil arka planı ile kavramayı öne çıkaran Kelebek Etkisi Söyleşileri II, çok yönlü düşüncenin güncesi niteliğinde… Kitap, safsatalara, dil ve mantık oyunlarına dikkat çekerek dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelerin arka planına bakma niyetiyle yapılan sohbetlerden oluşuyor. 

Alev Alatlı ve Ayşe Böhürler’in “Kelebek Etkisi” programındaki söyleşilerini içeren eser meseleleri bütüncül bakarak irdeliyor.  Sinemadan endüstriye, kültürden irfana kadar fikirlerin izini süren sohbetler, Türkiye’nin kendi kalarak akıl kurmaya çalışırken yaşadığı sorunları, kusurlu eğitimin açmazlarını ve hayallerin gerçek üzerine kurulması gerektiğini belirgin kılıyor.

Accountability, Peter Prensibi, Murphy Kanunları, karar alma süreçlerinde ihmal edilenler, hiyerarşik yapılanmaların sorunları, kıyameti çağıranlar, Frankistler, Amerika’daki aç bebekler, Kürt meselesindeki feodalizm çıkmazı sohbetlerde ele alınan konular arasında.

Taşı başka bir yere koyunca özelliğinin kaybolacağını belirginleştiren Kelebek Etkisi Söyleşileri II, bazen bir kelimeden , bazen bir olaydan, bazen bir yorumdan, bezen de bir isimden ilham alarak dünyaya farklı bir pencereler açıyor.

***

Hız çağı, durup dinlenmeyi, sorgulayıp düşünmeyi zorlaştırıyor. Postmodernite, “hakikat tektir” iddiasını çöpe atıp, her türlü “hakikat”leri önümüze koyuyor. Dünya silkinip dönüşüm hâlinde olan koca bir dev ve bu devin sırtında yaşayakalmaya çalışan bizler için Türkiye’nin temel meselelerini ve bunun ötesinde

dünyayı derinlikli bir şekilde anlayabilmek hayli zor.

Alev Alatlı, cinnet anlarında sükûneti, doğrunun izlerinin kaybolduğu demlerde takip edilmesi gereken yolu, uzlaşılabilecek zeminin silikleştiği anlarda da üzerinde mutabakat sağlanacak değerleri işaret eden bir Türk aydını. Peter Prensibi, Rusya’daki Zapadnikiler veya milenyum tarikatları,... Birbiriyle alakasız gibi görünen tüm bu konu bloklarının aslında bağlandığı tek bir yer var: Dünya insanının, o dünyada hudaynabit*1 olmayan, kadim bir izlek üzerinde hareket eden Türk insanının serüvenini anlamak. Zira bu serüvene gelecekte yol verebilmek, mutlaka önce onu tanıyabilmekten geçiyor.

Bu kavrayışı gerçekleştirebilmek için bir kelebeğin kanat çırpışı  gibi önemsiz görünen, fakat Mevlana’nın eşsiz ifadesiyle arş-ı Rahman’ı titretecek güçteki konulara değinmek şart.

… ..

… .. dördüncü sanayi Devrimini yaşıyor dünya. 21. yüzyıl… Şeref Oğuz’un kulakları çınlasın, onun bir yazısında vardı. Birinci Sanayi Devrimi, mekik dokuma makineleri. İkincisi buhar, üçüncüsü elektrik-elektronik, dördüncüsü ise bilgi çağı… Dönün bize bakın: Birinciyi ıskaladık, ikinciyi ıskaladık, üçüncüsünde bir kıpırdamaya başladık; bugün Türkiye ekonomisinin dijitalleşmesi babında yüzde 133-15 arasında bir rakam söylerler: Geldik dördüncüye… Dördüncüde henüz kıpırdanmıyoruz. 200 üniversitemiz var, 60 küsur teknoparkımız, kim bilir kaç yüz AR-GE; ama hâlâ buradayız. Canımızı dişimize taktık getirdik ve bu kadar getirebildik. Şimdi geriye bir dönüyorum: Havar; hakikaten havar Kürt milliyetçiliği…

... ..

*Kelebek Etkisi Söyleşileri II  & Alev Alatlı & Ayşe Böhürler

Pınar Yayınları 

,1.Baskı Şubat 2021

 

*1Eğitim görmemiş, kendi kendini yetiştirmiş olan kimse.