15 Mart 2016 Salı

Büyü Dükkânı *

Kitabın sonundaki okuyucu mektuplarından birinde; “... .. Büyü Dükkânı, bir psikodrama tekniği olan Magic Shop’un şirin bir öykülemesi. Aslında insanların kendileriyle yaptıkları pazarlıklar anlatılıyor. Edebiyat endişesi taşımadan, basit bir anlatımla yazılmış .... Herkes kendine ait bir şeyler bulacak. ... Sizin de hikâyeniz var bu kitapta. Ne istediğinizi biliyorsunuz ama bir de bu açıdan bakın. ...
Okunması için gerekçe oluşturabilecek kısa alıntıları paylaşalım:
-... .. “Şöyle düşünün: Otomobil kullanıyorsunuz ve gaza bastıkça hızınız artıyor. Hızdan hem zevk alıyor, hem de biraz ürküyorsunuz. Aldığınız zevk, korkunuzdan baskın olduğu müddetçe gaza basmaya devam edersiniz. Ama diyelim ki yolunuzun üzerinde bir tehlike belirdi. O zaman, korkunuz ön plana çıkar ve gazdan ayağınızı çekersiniz. ... .. tehlikeyi baştan hayal edebilirseniz, korkunuza daha erken kulak verir ona göre davranırsınız. Tehlikenin karşınıza çıkmasını beklerseniz, o zaman da korkunuz, ayağınızı gazdan çekmenize yarar. Ama hiç korkunuz yoksa, ayağınızı gazdan çekme şansınız da yoktur. ... ..
-“Bir insanın akıllı davrnaması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.” (Konfüçyüs)
-... .. İnsanlık tarihi, isteklerin korkuya yenik düşmesinin ve garanti arayışlarına feda edilmesinin örnekleriyle doludur. Oysa işstek ve korku hep var olmuş, garanti ise hiç olmamıştır. ... ..
-... .. İlkbahar tıpkı kadın gibiydi ona göre. Önce, çok özlediğiniz ve karşı koyamadığınız bir sıcaklıkla sarıyordu sizi. Tam buna alışıp kendinizi bırakmışken, aniden terk edip gidiyor ve sizi tek başınıza bırakıyordu. Üşüyor, titriyordunuz. Sonra bir gün, hiçbir şey olmamış gibi yeniden çıkageliyordu. Bu kez, korkudan daha tedbirli davranıyordunuz.  Hemen bırakmıyordunuz kendinizi kollarına. Bir melek gibi verici, ama şeytanla işbirliği yaparcasına güvenilmez ve bunların bir araya gelişiyle son derece cazibeli bir mevsimdi ilkbahar.
... .. “Olmaz mı, tabii ki çok mutlu günler geçirdik birlikte. ... .. Eşim, aslında iyi bir insandır. Ama... ..  Ama yıllar geçtikçe hiçbir şeyin değişmediğini gördüm. Hayatınıza renkler katmazsanız, ister istemez  monotonlaşıyor. ... ..
-... .. Meğerse mutlu olduğum anlar ne kadar çokmuş. ... ..
-... .. ben kendi yaşantımdaki güzelliklerin tadına varmak yerine , başkalarının yaşadıklarını kıskanara, onlar gibi yaşamanın peşindeymişim. Kendimi daime şanssız, başkalarını da şanslı gördüm. ... .. Başkalrının hayatına bakarken pembe, kendi hataıma bakarken ise siyah camlı gözlük kullanıyordum. Çıplak gözle bakmayı hiç denememiştim. ... ..
*Büyü Dükkânı – Yeşim Türköz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder