Kitabın ilk sayfalarında “Goethe”den yapılan alıntı okuacaklarınıza
ilişkin ip uçları veriyor. “Üç bin yıllık
geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır.”
Yazar Jostein Gaarder (1952) Norveçli bir felsefe öğretmeni. Kitap
592 sayfa. Kısa alıntıları paylaşalım:
-Kimsin? ...
-Sen bensin, dedi.
Cevap alamayınca cümleyi tersine çevirip:
-Ben senim, dedi. ... ..
-... .. Kim olduğunu bilmemesi garip değil miydi? Dış görünüşünü kendinin belirleyememesi de
akıl alır şey değildi? Kendi oluvermişti işte. Arkadaşlarını seçmek elindeydi
ama kendi kendisini seçememişti. İnsan olmak bile onun fikri değildi!
-İnsan neydi?
-... .. sanki aslında bir kuklaymış da birisi bir büyü yapmış,
böylelikle yaşayan bir canlı olmuş gibi hissetti endini.
-Şu an dünyadaydı işte ve garip değil miydi, böyle mthiş bir masalda
yaşıyor olması? ... ..
-Sofi varolduğunu düşünürken aklına hep de böyle varolmayacağı geldi. ..
..
-Ölümden sonra hayat var mıydı? Kedinin bundan da haberi yoktu herhalde.
... ..
-... .. birgün gelip yok olacağını düşündüğünde, yaşamın ne kadar
değerli olduğunu anlıyordu. Madeni bir paranın bir ön bir arka yüzünü döndürüp
duruyordu sanki. Bir taraf ne kadar büyük ve belirginse, öbür taraf da o kadar
büyük ve belirgin oluyordu. Yaşam ve ölüm madalyonun iki yüzüydü.
-... .. Yaşamanın ne güzel bir şey olduğunu anlamak için hasta olmanın
gerekmesi ne üzücü bir şeydi! ... ..
-... .. Kâğıtta, Dünya nasıl
meydana geldi? diye yazıyordu. ... ..
-... .. Ah, bir bilseydi! Dünya’nın koca evrende küçük bir gezegen
olduğunu biliyordu. Ama ya evrenin kendisi nasıl meydana gelmişti?
Tabii ki evrenin her zaman varolduğu düşünülebilir, o zaman da bu soruya
cevap aramak gerekmez mi? Ama bir şey her zaman varolabilir miydi? ... .. Varolan
her şeyin bir başlangıcı olmalıydı... ..
-“Kimsin?”
-“Dünya nasıl meydana geldi?”
-... .. “Felsefe kursu. Çok dikkatli davranınız,” ... .. -... .. Felsefeyle tanışmanın yolu bazı felsefi sorular sormaktan geçer:
Dünya nasıl yaratıldı? Olan bitenin ardında bir güç ve bir anlam var mı?
Ölümden sonra hayat varmı? Niye böyle sorular sormalıyız aslında? Hepsinden
önemlisi: nasıl yaşamalıyız?
Mitler
... iyi ve kötü
güçler arasında nazik bir denge
-Mit, yaşamı açıklamaya yönelik tanrısal anlatıdır. ... ..
Doğa filozofları
-... .. Her şeyin temelini oluşturan bir öz madde var mıdır?
... ..
Toprak ve su nasıl yaşayan bir kurbağaya dönüşebilir? ... ..
-... .. Tüm filozofların üzerinde anlaştığı nokta, bütün bu değişimlerin
arkasında belli bir özün olması
gerektiğiydi. ... .. Her şeyin ondan
gelip ona döndüğü “bir şey” olmalıydı. ... ..
Miletos’lu üç filezof
-Bildiğimiz ilk filezof, Anadolu’da bir Yunan kenti olan Miletos’ta
yaşamış Thales’tir. ... .. İ.Ö. 585
yılında bir güneş tutulmasını önceden saptadığı söylenir. ... ..
-... .. Anadolu’da Ephesos’a Herakleltos (İ.Ö. 540-480) doğanın en belirgin özelliğinin değişim
olduğunu düşünüyordu. ... ..
Demokritos
Kader
Tarih ve tıp bilimi
-... .. Heredotos (İ.Ö. 484-424) ... ..
Sokrates
... en bilge kişi bilmediğini bilen kişidir...
Atina’da felsefe
... .. Düşünce tarihi, çok perdeli bir tiyatro oyunu gibidir. ... ..
Her şeyin başı insan
Sokrates kimdi?
Sokrates (İ.Ö. 470-399). ... ..
-... .. Bir filozof aslında çok az şey bildiğinin farkındadır. tam da bu
yüzden hep, her zaman gerçek bilgiye ulaşmaya çalışır.Sokrates b u türden bir
kişiydi. ... ..
-Sokrates’te tek bir şey bildiğini söylüyordu ve bu da hiçbir şey
bilmediğiydi. ... ..
-Her zaman en korkulan kişiler soru soran kişilerdir. Sorulara
cevap vermek o kadar sakıncalı değildir. Tek bir soru bin cevaptan daha güçlü olabilir.
-“Kralın yeni giysileri” masalını biliyor musun? Bu masalda kralın üzerinde
aslında giysi falan yoktur, ama maiyetindekilerin hiçbiri bunu ona söylemeye
cesaret edemez. Birdenbire bir çocuk kralın çıplak olduğunu haykırır.
... .. Sokrates’te biz insanların ne
kadar az şey bildiğini söyleyecek kadar cesurdu. ... ..
Atina
Platon
Platon’un Akademisi
-... .. Platon (İ.Ö.427-347)... .. Platon’un Akademisi’nde felsefe,
matematik ve beden eğitimi dersleri veriliyordu.”Ders” sözcüğünü kullanmak
belki de yanlış olur. Çnkü platon’un Akademisi’nde en önemli şey konuşma idi.
Platon’un yazı tarzının diyalog olması da bu yüzdendir.
*Sofi’nin Dünyası – Jostein Gaarder
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder