Kitabın arka yüzünde ki tanıtımda; “Yönetmek” kelimesi ilk anda olumsuz
anlamlarçağrıştırıyor olabilir. “Neden, erkek kadını yönetsin ki?” diye
düşünmek mümkün! İnsanın bireyselliğini ortadan kaldıran, onu hiçleştiren bir yönetim anlayışı elbette ki kötü! Ama bir
arada toplum halinde yaşamak her kademede “Yönetim İhtiyacı”nı ortaya çıkarır.
Kişili,kleri yok etmeye çalışmadan bireyi “Hiç”leştirmeden .!
Bireysel özgürlükleri koruyarak, yetenekleri köreltmeden, hatta
gelişmesine imkân tanıyarak, hayatı iki taraff için de kolaylaştırmak üzere
“Yönetmek!”
kadın Yönetmenin Pif Noktaları:
ı.Önce tanıyın!
ıı.Sonra mutlu edin! Kadın, mutlu edilerek yönetilir.
ııı.İstediklerini peşin verin, rahat olsun.
ıv.Onu dinleyin ki, o da sizi içtenlikle dinlesin.
v.Ona önem verdiğinizi gösterin ki sizi saygıdeğer bulsun.
vı.Gelişmesine imkân hazırlayın, değeri artsın; değerli birine sahip
olun.
Elnizdekinin değerinin artması pek çok yönden size mutluluk olarak geri
dönecektir. Yönetimde başarının ölçüsü de bu değil mi?... .. vurguları
yapılıyor.
Kitaptan özellik arzeden kısa alıntıları paylaşalım:
-“Erkek; evinde ‘kadın’, yatağında ‘dişi’ ister.”
-... .. Cinselliğin vereceği
tatmini elde etmek için kadının erkeğe, erkeğin kadına ihtiyacı kesin. Ancak,
bunun “sevgi”olmaksızın gerçekleşmesi de, maksadı hasıl etmek için yeterli
görülmüyor. Karşı cinsle ilgili “duygusal tatmin” cinselliğin çok üstünde bir
ihtiyaç. ... ..
-... .. Karşı cinsle ilgili tatminsizlikler, bir kısım rahatsızlıkların
ortaya çıkmasında etkin olabileceği gibi, bazı durumlarda hastalıkların kötüye
gidişini de hızlandırabilir.
-Duygusal doyumun ise hastalıkların iyileşmesine yardımcı olduğu
bilinmektedir. ... ..
-... .. Bazıları, yabancılara daha çok değer verirler, daha ilgili
davranırlar. ... .. Kendi eşlerine sıra
geldiğinde
umursamaz görünürler. ... ..
umursamaz görünürler. ... ..
-Eşini değersiz gören erkek ise, aslında kendi mutsuzluğunu
hazırladığını düşünemez.
-Kim elindekini değersiz kılarak kendini daha iyi hissedebilir ki?! .. ..
Kadınla evlilikte
mutlu olmak için bilinmesi gerekenler
ı.Evliliğin geleceği,
geçmişin iplikleri ile dokunur
-... .. İnsan da; aile içinde çocuklukta aldığı terbiye, yetiştiği
ortam, sosyal kültürel etkenler ile kişiliği yoğrulmuş ve belli bir doğrultu
kazanmıştır. Evlilik yaşına gelmiş birinin kişiliği genel hatları ile ortaya
çıkmıştır.
-Birinin hangi kalitede bir hayat yaşamaya müsait olduğu, onun
geçmişinden getirdikleri ile sıkı sıkıya ilintiliidir.
-Gerçi kişide olgunlaşma süreci ömrün sonuna kadar sürer, ama hiçbirşey
hayatın ilk yıllarında kazanılanlar kadar kişi üzerinde etkili değildir. ... ..
ıı.Evlenilecek bayan,
evinde “kadın”, yatakta “dişi” olmasını bilmeli
-Pek çok kadın evlendikten sonra kendini salar. Dişiliğini gölgede
bırakacak şekilde ihmalkar davranır. Erkek ise evinde kadın, yatağında dişi
görmek ister.
-Dişiliğini önemsemeyen kadınla mutlu olanamaz.
ııı.Mutluluk için
“dişilik” yetmez, “kadınlık” da olmalı
... ..
-Kadınlık ‘duygusallık’tır
-Kadınlık; ‘teselli’dir, ‘moral’dir, ‘yumuşaklık’tır!
-Kadınlık; sevgidir, şefkatt,ir, merhamettir!
-Hayatın acı ve katı gerçekleri içinde, hayal alemine, hülyalara
dalmaktır!
-Her “Dişi” kadın olma marifetini gösteremez. Kadınlık özellikleri ile
erkeğe mutluluk atmosferini yaşatabilmek bir beceri, hatta sanattır.
-‘Dişilik’ tümüyle doğuştan, ama ‘kadınlık’ sonradan gelişir. ... ..
-... .. Cinsellik, tuvalet
ihtiyacı gibi değildir, duygusallık ister. Yeterli duygusallık olmayınca da,
“iş biter, her şey biter”.
-O zaman, ‘cinsellik’ kadın için ‘aşağılanma’, erkek için de ‘angarya’
halini alır.
Eşler arasında
zamanla derinleşen uçurumlar
Türk kadınının
çelişkileri
... ..
Evlilikteki
başarısını erkek üzerindeki ‘hakimiyette’ görür. Hakim olamadığı zaman
kendisini başarısız ve mutsuz addeder!
Türk kadını eşi ile
mutlu olmak ister; ancak eşi için hazırlanmasını bilmez!
... ..
... .. evlilikte hiçbir sıkıntı
tek taraflı değildir. Sınırlamaya kalkışan da, sınırlandıran da ister istemez
etkilenecektir. Etkilenme oranında da evlilik, “mutsuzluk yuvası” olmaya doğru
hızla kayar.
... ..
-Evlilik, kadının “kadınca”, erkeğin de “erkekçe” olan her şeyden
vazgeçmesini gerektirmez.
-Eğer, kadın, kadınca anlayışı, erekek de erkekçe alışkanlıkları ile
karşı tarafa hiçbir hak tanımaz ise, zıtlaşma ve gerilmeler artar. Ortak
olanları çoğaltalım derken arzu edienin aksine, paylaşılan ortak alanlar daha
da azalır.
-Araya soğukluk girer. Soğumalar umursamazlığa, umursamazlık karşı
tarafta tahammülsüzlüğe ve sertleşmelere sebep olur. Bu ise sonunda
restleşmelere ve kopmalara doğru yol alır.
-Daha fazla ortaklaşalım derken, daha çok ayrılık olur.
... ..
Erkek kadını mutlu
edebilir mi?
Kadın nasıl mutlu
edilir?
-Mutluluk duygusu önünde en
büyük engel kişinin kendisidir. İnsanların mutluluktan ne anladığı ise,
hayattan ne beklediğine bağlı.... ..
-Evlenmeden önce kadın,
erkeğinin “gönlünün kadını”dır. kadınlığıyla, edasıyla, nazıyla ona hitap
etmeye çalışır. Evlendikten sonra ... .. “evinin kadını” olmaya başlar.
-Böylece erkeğin gönlü boşalır.
-Bu boşluk başkaları tarafından
keşfedilirse, arkasından bir dizi mutsuz olayların sökün etmesi tehlikesi
belirebilir.
... ..
Kadını mutlu edecek
yaklaşımlar
-... ..
ı.Takdir edin, şevki
artsın!
kadınlar beğenilmekten, takdir edilmekten, güzel bir söz duymaktan çok
hoşlanırlar. Sevildiğini ve takdir edişldiğini bilmek onları mutlu eder. Onlara
karşı teşekkürü ve takdiri, asla ihmal etmemeli.
-... ..
vı.Kadınlar için
duygusallık “cinsellik”ten önce gelir; duygusallığınızı gösterin ki, cinselliği
haz verici olsun!
Özellikle cinsellik söz konusu olduğu zamanlarda duygusal davranmayı
ihmal etmeyin. Çünkü cinsellik tuvalet ihtiyacı gibi değildir, duygusallık
ister.!
-... .. Aksi halde, eşleri de olsa, erkekle yatağa girmek onlar
için tecavüzden pek de farklı algılanmaz. Kullanıldıkları
hissine kapılırlar. Hınç, öfke, kızgınlık şeklimde tepkiler gösterirler.
-Bunun hep böyle tekrarlanması halinde de, giderek soğur ve isteksiz
davranmaya başlarlar. Erkek de, aslında kendisinin seebep olduğu bu problemin
suçlusu olarak eşini görürü.
Kadın, eşi için hazırlanmasını biliyor, erke de ona hitap edebiliyorsa,
evlilikte cinsellik sadece bir “görev”
ya da “angarya” gibi algılanmanın
ötesine geçer ve evl,liğin lezzetini tazeleyen ve tamamlayan dinamiği
oluşturur.
*Kadını Yönetme Sanatı – Dr. Hamdi Kalyoncu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder