30 Mart 2017 Perşembe

Kadın Gibi Kadın *

-Kitap 163 sayfa. İlk olarak “Önsöz”den kısa alıntıları paylaşalım; ... .. Bu kitabın net bir mesaj vermek gibi bir kaygısı yok. Karmaşa ve rutine koşuşturmacalı hayatlarımızın ortasında bir an durup başımızı kaldırmamızı ve kendimizi bir kadın olarak incelememizi isitiyor bizden.
-Bu kitap kadının iç dünyası hakkındadır. Kadınlığımız hakkındadır. Kaç yaşında olduğumuzun hiç önemi yok. Çünkü nihayetinde kendimizi koruyamazsak er ye de geç benliğimizi başka birine ya da şeye adamış olacağız. ... ..
Kadın kimliğimiz
-Kadın ya da erkek hepimiz bir birey olarak sosyal rollerimizi kabullenmeye, bu gerçekleri öğrenerek hazırlanıyoruz. Toplumun birey olarak bizden beklentisi, başkalarının beklentilerine göre bu rollere uygun davranmamızdır. Bu öyle güçlü bir etkidir ki bizim bir birey olarak davranışlarımızı ve kimliğimizi oluşturur. Başkalarının beklentileri doğrultusunda bu rollere göre davranmaya başlarız. Bir çoğumuz ben kimim sorusunun cevabını toplumun bize verdiği rollerden yola çıkarak veririz. Günlük hayatta da toplumun bir kızdan beklentilerine uygun bir kız gibi davranmaya başlarız. Örneğin “Ben bir anneyim” deriz ama ilginç olan şu ki bu sahte kimliği içselleştirebilmek için sosyal hayatımızda  sürekli olarak başkalarının onayına ihtiyaç duyarız.  Bu onayı alamadığımızdaysa mutsuz olup kendimizi annelikte yetersiz hissederiz. Bu gidişat bizi ağır tırvamalara sürükleyebilir.
-Kimliğimizin en önemli kısmı çocukluk yıllarımızda işlenerek oluşur ve zamanla artık bizim kimliğimiz değil biz dışında bir “şey” olarak ortaya çıkar. Zamanı gelir, artık kimliğimizin insanlar ve toplum tarafından oluşturulduğunu
unutmuş oluruz. Bu kimliğin baskısının altında başkalarının beklentisine ve bize anlatılan kalıplara göre davranmaya özen gösteririz. ... .. 

-Kadın pasif, durmuş ve görevi sadece çocuk doğurup büyütmek olan bir varlık değildir. Sadece kelimesinin altını çiziyorum. Kadın insandır ve insanoğlunun maksadı kendi yeteneklerini keşfedip kendini gerçekleştirmektir. ... ..
-Kadın sayılabilmemiz için sadece kadınsı bir vücuda sahip olmamız yeterli değildir. Bu özelliklerimiz kadın kimliğimizi meydana getiren boyutlardır ve şu dört karakterde onları görebiliriz: “Sevgili”, “anne”, “bilinçli masum”, ve “savaşçı”.
-Hepimiz sevgiliyiz; biz güzeliz ve güzelliğin cilvelerini kalbimizle idrak ederiz. Güzellik görülmeyi, övülmeyi ve hayran bırakmayı ister. Bu boyutumuz işveli, nazlı ve dilberiz. Bu özelliğimiz asla ve asla yüzümüz veya fiziğimizle alakalı değildir.
-Hepimiz anneyiz; ... ..
-Hepimiz bilinçli masumuz;... ..
-Hepimiz savaşçıyız;... ..
-Bu özelliklerimiz arasında hiçbir sıralama yoktur. Örneğin annelik yapmak ve çocuk büüyütmektevrübesi, maddi açıdan müstakil (savaşçı) olmaktan ya da sevgili olup bir erkeğin aşkını tecrübe etmek annelikten daha değerli değildir. Tek yapmamız gereken bu boyutlar arasındaki dengeyi sağlamaktır.
-Biz kadınlar boyutlarımızın ağırlıkları sebebiyle çokça farklıyız. Kimimizde bazı boyutlar çok daha barizdir. Yaşadığımız olaylar karşısında aldığımız duygusal kararlar neticesinde bir boyuta odaklanıp diğerlerini gölgede bırakırız. Bazılarımız aşırı derecede anaç boyutlarımıza odaklıyız. Annelik yapıyorumun ardına sığınıp içimizdeki sevgili ve savaşçı kadını unutmaya başlarız. Ama acı gerçek şu ki hayatımız boyunca çektiğimiz tüm acılar bu dengeyi bozacak kararların sonucudur.
-Kadın  bu boyutların  dört eşit parçaya bölünmesi değil tüm bu parçaların bir bütün haline gelip vücut bulmasıdır. ... ..
-Hepimizin içinde de bu boyutların izi kalmıştır. Sadece bir kadın aynı anda hem sevgili gibi işveli, anne kadar şefkatli ve koruyucu hem de mücadele ruhuna sahip bir savaşçı olabilir. ... ..
Sevgili
Çikolatalı seksi kadın
-... .. Bu kadının resmine benzeme yarışındayken normalde olduğumuz şeye ikna olmayız. Kendi gözümüzde bile yeterli değiliz. Bu kadına benzememek çok acı veridir. ... ..
-Toplumun bu seksi çikolatalı kadın hakkında ısrarla söylediği şey güzel olduğudur. ... ..
-Biz kadınlar olarak her birimizin farklı olduğundan şüphem yok. ... .. İnsanoğlunu güzel ya da çirkin diyerek dar kalıplara sokamayız. Güzellik sadece o seksi çikolatalı kadın kalıbı içinde durabilecek kadar sınırlı ve dar bir kavram değildir. ... ..

-Başkalarının bakış açısı bizi mercek altına koyar ve bizi ikiye böler. Bir parçamız evcilik oynar, ödevini yapıp saçlarını tarar ve televizyonda sevdiği programı izler. Başka bir parçamızsa başkalarıyla birlikte bizi izler ve başkalarının yargılarının kaygısı gittikçe içimizde yeşerir. Sanki sevimli olmaya, güzel olmaya mahkûmmuşuz gibi, başkalarının önünde sevilmek ve onları memnun kılmak hayatımızın en önemli harcıhaline gelir. Bizim hakkımızda ne düşündükleri çok önemli olmaya başlar Onların bizimle ilgili yaptıkları yorumlara alışır, kendi kendimizi bir obje olarak idrak etmeye başlarız. Güzelliğimiz ancak başkalarının onayladığı kriter ve standartlara uyduğunda anlamlı olur. Fakat bu kriteler aynı zamanda bizi alımlı yapar ve bu kriterlere her alanda uymamız gerekir. İş yerinde, sokakta, düğün salonunda, moda dergisinde, parkta, kütüphanede ya da parkta... Her ne yapıyorsak saçlarımızla , bacaklarımızla, tenimizin rengi ve popomuzla elimizden geldiğince bu kriterlere benzemek için yapmalıyız.
-Güzellik bu çağın tersyüz olmuş kavramıdır. Biraz abartacak olursam güzellik günümüzde sadece kadının vücuduyla ilgili bir kavrama dönüşmüştür. Bu çağın gücüyse en çok yargılamayı kendi kendimiz hakkında yaptığımız zaman ortaya çıkar. Vüccudumuzu güzel bulmuyoruz. Çünkü o stansartlara ve kriterlere uymuyor. Saçlarımız kıvırcıksa düzleştiririz, siyahsa sarıya boyarız. Tenimiz beyazsa bronzlaştırırız. Ve bu çabanın hiç sonu yoktur. Belki bu yazdıklarım size abartılı gelebilir ya da karamsar baktığımı düşünebilirisiniz. Ama gerçek durum çok daha fena. Her insanın kendiliğinden oluşan zihnindeki resmi (body image) biz kadınlar için artık bir kâbusa dönüşmüş. Modern dünyamızda hiçbir kadın kendisinden memnun değil. Hiçbir kadın ayna önünde gülümseyemiyor. ... ..
-Toplum ve sosyal medya her Allahın günü bizim ideal kadın resmine daha fazla benzememeizi salık veriyor ve şu iddiada bulunuyo: Bu çikolatalı kadına ne kadar benzersen bedenin ve ruhunda o kadar sağlıklı olur. Medyaya görekadının ruh sağlığı dış görünümüne bağlıdır. Bakımlı, süslü kadını daha sağlıklıymış gibi gösterirler. ... ..
-Bütün mecralar kanalıyla bize söylenen bu işte... Bu yolculuğun sonunda bugün estetik ameliyatları sayısı eskiye göre 400 kat artmış durumda. ... .. Ama gerçek şu ki bizim insani kimliğimiz, güzelliğimiz ve kendimize olan saygımız bu kalıplara yansımamıştır. ... ..
-Başkalarının onayını almak çabasında kendimizi unutmuşuz ve birçoğumuz yıllardır kendimize küsüs. ... ..
-Kadın ve tabii ki insan olduğumuz için bizim yüzümüzde gülümseme oluşabilsin diye her şeyi yapmaya hazır olan birisine ihtiyacımız var. Öyle biri ki bizi gören, fark eden ve görmek için savaş veren biri olsun. Bizi uzun bacaklarımız, tenimizin rengi veya dolgun dudaklarımız için değil sırf varlığımız için isteyen birisine ihtiyacımız var. Tam olduğumuz gibi seven birisine. ... ..
-Bu yarışın kazananı yoktur. ... .. Hiçbir gece kremi, hiçbir saç boyası ve estetik ameliyatı bizi kendimize daha çok benzetemez. Tüm çabalarımız insani kimliğimizin kaybolmasına neden olur. Ameliyat odaları ve güzellik salonlarının duvarları arasında hayat enerjimiz tükenir., söner. Bu trajediye karşı biz kadınlar genelde iki çeşit tepki veririz.  Bazılarımız başkasına benzeme yarışmasına girerken bazılarımız beyaz bayrağı kaldırıp teslim olur. Kendimizden, yüzümüzün güzelliğinden ve bedenimizle katılacağımız aktivitelerden kaçınırız. Bu sen yeterince iyi değilsin yalanına gerçekten inanır ve  çikolatalı seksi kadın ile aramızda ateşkes ilan ederiz. Ancak bu düşmanlık hayatımızın sonuna kadar devam eder. Bu kadınlar kendilerini sevmezler. Onların yaptığı ateşkes sulh işareti değildir. Yalnızca yorgun olduklarını, savaşmaktan korktuklarını gösterir. ... ..
-Hiçbir bakım ve makyaj sizin kendinize olan güveninizden daha fazla yaramaz işinize.Makyajsız ve sade kadının yüzü bir erkeği hayran bırakmaya yeterlidir. ... ..
İçimizdeki sevgili
-... .. Sevgili erkeklerden birşeyleri nasıl isteyeceğini çok iyi bilir. Tatlı oyunlarıyla erkeklerin hayatlarındaki gerginlik, ciddiyet ve mantıkla dalga geçer. Cilveleri her erkek için oldukça caziptir. Sevgili utangaç değildir. Erkeğinin yardımına ihtiyacı olduğunu itiraf etmekten kaçınmaz. Erkeklerin gücünü, korumasını ve tesellisini çok iyi kazanır. Sevgili boyutu güçlü olan kadın ilişkisi olduğu erkekten bir şey istemenin zaaf olmadığını bilir ve tam aksine erkeğinden yardım alarak daha da güçlü olur. Bu özelliği sevgilinin gücünün kaynağıdır. ... ..

-Sevgili bedeniyle barışıktır. Bedenini tanır ve ona çok iyi bakar. Yüksek sesle ve içtenlikle güler. Doğal işveli tavırları her erkeği etkiler. Sevgili çok sabırlıdır. İyi dinleyicidir. Tüm duygusuyla erkeğini dinler ve onu över. ...
-Sevgili alımlı bir kadındır. ... .. Zarif kadınsı davranışları her erkeğin kalbini büyüler fakat bu davranışlar asla seksi kadın gibi değildir. Seksi kadın hareketleriyle vücudunun hatlarını ve cinsel özelliklerini öne çıkarmayı çok iyi bilir. ... .. Seksi çikolatalı kadın ... ..  Erkeklerin kadınları her zaman kullandığına inanır.  ... .. Çünkü ilişkilerini alışveriş seviyesine indirgemişlerdir. ... ..
-Oysa sevgili alımlı ve doğaldır. Yarmazlıklarıyla erkeğini çıldırtabilir. ... ..  Alımlı kadın kendine çok iyi bakar, güzel giyinir. .... ..  Bir isteği olduğunda, bir engeli ortadan kaldırmak istediğinde veya ilişkisiyle ilgili bir problem yaşadığında erkeğine nasıl davranması gerektiğini çok iyi öğretebilir. ... ... Gözleriyle konuşma sanatını çok iyi bilir. Durgun değildir. Hayat dolu ve neşelidir. Sevgili olmayınca erkek hayatın renklerini kaybeder. Erkeğin evi ve hayatı sevgili olmayınca tutkudan uzaktır.Sevgili yüksek sesle kahkaha atar ve isteklerine ulaştığında heyecandan küçük bir kız çocuğu gibi çığlık atabilir.
-Sevgili yönüyle tanışmamış kadınlar genellikle tüm kadınsı davranışlara arkalarını dönmüştür. Onları gördüğümüzde  erkek kalıbına girmiş bir kadın görmüş gibi hissederiz. Böyle bir kadın yanılıyordur. Çünkü sevmediği ya da olamadığı seksi çikolatalı kadına benzemek istemediği ya da bu rekabeti yorucu bulduğu için hayatın koşturmacasının içinde erkek gibi davranmaya karar vermiştir. Cinselliği çağrıştıran herhangi bir davranıştan ya da kadınlığını hatırlatan tavırlardan uzak durur. Sadece toplum içinde değil, belki eşi veya ilişkide olduğu erkeğin yanında bile böyle davranmaya devam eder. Böyle biri bir kadın olarak görülme ve fark edilme ihtiyacını unutmuştur. Kadınlığını inkâr edip duygularını susturmaya çalışır. Ağlamaktan utanır ve bunu güçlü olmakla karıştırır. İçindeki masum kız çocuğunun bir erkeğin dokunuşlarına ihtiyacı olduğunu unutmuştur.Erkeksi ve spor kıyafetler giymeyi tercih eder. En azından vücudunun hatlarını göstermeyen kıyafetler seçer. Asla kadınlığının üzerinde durmaz. ... .. Birçok kadın evliliğin içine girdikten bazen de ikinci çocuğu dünyaya geldikten sonra bu yönlerini unutur.  ... .. Halbuki sevişmenin ve aşkın sonsuz olduğunu unutmuştur.  Sevişmek her seferinde yeni bir tecrübedir. Seksi çikolatalı kadın seksten sıkılabilir ama gerçek sevişme tıpkı sevgilinin düşündeki gibi her seferinde çok özel ve hiçbir zaman tekrarı olmayan bir deneyimdir.  ... .. Sevgili yönünü kaybetmiş kadınlar cinselliğe erkekler gibi bakarlar. Sonuca odaklanırlar. Bazıları da cinsellikte hiç rahat değildirler. Hayata da onların eline binlerce bahane verir. Kolayca hasta olurlar çünkü sevgili gibi vücutlarına ve kendilerine bakıp bedenlerini korumazlar. ... ..
-Erkeklere bize nasıl davranmaları gerektiğini öğreten tonlarca kitap var ama bence bu mesele asıl olarak biz kadınlara bağlıdır. Kendimizi ne kadar sevdiğimize , tenimize, endamımıza ne kadar güvendiğimize, nihayetinde de sevgili yönümüzü ne kadar öğrenip, güçlendirdiğimize bağlıdır. ... .. Sevgili yönünü unutmuş bir kadın cinselliğin tadını çıkaramaz. Görevini yapar, ... ..  Sevgili yönü güçlü olan bir kadınsa erkeklerle olan ilişkilerinde sıkıntı veya acı çekmez. Mağdur duruma düşmez, kullanılmış hissetmez. ... ..
- Günlük yaşam biz kadınlar için artık eskisinden çok daha zor. Kadınca işve, cilve ve naz medyanın etkisiyle şehvet uyandırmakla veya tahrik etmekle yer değiştirmiş ve bilinçaltımıza da böyle yerleşmiş. Ancak bu kalıba girersek erkeklerle başarılı ve mutlu bir ilişki yaşayabileceğimizi öğretilmiş. Medya erkek görüşü hakkında da büyük yalanlar sunmuş bize, erkeklerin sadece seks peşinde olduklarını anlatmış ve inandırmayı başarmış. Halbuki sevgili yönü güçlü olan kadınların aradığı erkekler de gerçek erkeklerdir. Yani mantıklarını ve davranışlarıunı  bir hayatı yaratıp ilerletmek için mucize gibi çalıştırırlar.O erkekler ki bizim için yük değildirler. Biz de onlar için yük değilizdir.  O erkekler ki bizi sadece ve sadece biz olduğumuz için severler ve tenimizdeki güzelliği kutlamak için koklayıp öperler.  O erkekler ki bize belimizin ölçüsünden ve tenimizin renginden daha fazla değer verirler. Bunları okurken güldüğünüzü duyar gibi oluyorum. Bilinçaltımıza yerleşmiş bir ses var. “Hani nerede o erkekler” diyor belki de. Belki de bu erkekleri bulabilmek için bizim arayış şeklimiz değişmeli. Çünkü seksi kıyafet giyerek çikolatalı seksi kadın gibi davranarak ancak böylesi kadını arayan erkekleri cezbetmiş oluruz.
-Kendi sevgili yönünü güçlü ve diri tutan kadın, cinselliğin bir tarafı olmaktan , samimiyetle sevişmekten zevk alır. Olumsuz konuşmaz, erkeğin ilgisini kendine çekmeyi ve cinselliği başlatmayı çok iyi bilir. Bahane üretmez ve küsmez. Sürekli şikâyet etmez. Küstüğü zaman da kesin tatlı bir işveyle ilgi çeker. Sevgili yönü güçlü olan kadın  erkeğinin annesi değildir. ... .. Erkeğine kırıldığı zaman bu kırgınlığını gerginlik yaratarak beyan etmez. Öte yandan isteklerini de yutmaz. Fikrini söylemekten kaçınmaz.  Kadınsı gücünü kullanarak konuşur.  Bazen de sadece susar ve gözleriyle konuşur.  ... .. Seksi çikolatalı kadınsa flört aşamasında partnerini seçmek için çok basit kriterleri vardır. Erkeğin maddi gücü, ... açıklığı, onunla ilgilenmesi için yeterlidir. Erkeğinin onu ne kadar sevdiğini ve ona ne kadar değer verdiğini hediyelerinin maddi değeri ile ölçer. Halbuki sevgili bunlarla ikna olmaz. Erkeğin maddi gücünden daha çok sevgilisinin kendisine verdiği gerçek değeri ölçer. Sevgili hayatında erkeksi bir varlık arar. O erkeğine aittir. Ama aynı zamanda erkeğinin de her şeyidir.  ... ..
-Sevgili çok iyi bir oyuncudur. Bilinçli şekilde kendisini erkeğin gücüne muhtaç gösterir. Birlikte olduğu erkeğe meydan okumaktansa olayları eline alabilmek için meydan açar. Erkeğin ihtiyaçlarını çok iyi bilir ve onları özenle gidermeye çalışır. Sevgili yanı güçlü olan kadın  sevişmekle kadınlığını yaşayıp onu daha da güçlü kılar. Ama aşkla dolu bir ilişkiyi yaşaken bile kendini unutmaz. ... ..
-Kıyafet seçerken nasıl göründüğü dayanıklılığından daha önemlidir. Kıyafetleri de zarif ve yumuşaktır. Sevgili bu kıyafetlerle daha da zarif görünür. ... ..
-Sevgili yönü güçlü olan kadın bilinçli bir şekilde kararlar alır. Tüm kadınsı gücünü sevdiği erkeği cezbetmek için  kullanır. Ama bunu yaparken sahte davranışlarda bulunmaz. ... ..
-Peki, içimizdeki sevgiliyi güçlendirmek için neler yapmalıyız? Çok basit! Kendiniz için kıyafet seçin ve kendiniz için giyinin. Banyoda daha fazla kalın ve teninize dokunarak temizleyin, saçlarınıza bakın ve onları dağıtın, sanki önemli bir davete gidiyormuş gibi. Kendinizi ciddiye alın. ... ..
Dünyayı cennete çeviren annelerimiz
-Üniversite yıllarımda Zehra adında bir arkadaşım vardı. Annelik yönü çok güçlüydü. Çok koruyucu besleyici bir karakteri vardı. ... .. çok belliydi ki hayatında en çok istediği şey iyi bir koca, çocuklarının geleceğini düşünecek bir baba bulmaktı. Biz henüz kendimizi tanımaya, etrafımızdaki dünyayı yavaş yavaş keşfetmeye çalışırken o hep evliliğin hayalini kurardı. Erkeklerle çok iyi ilişkileri yoktu çünkü yaşıtımız erkeklerin aksine o her ilişkiye çok ciddi ve evliliğe giden bir aşama olarak bakıyordu. Sonuç olarak bir erkekle evliliğe giden bir aşama olrak bakıyordu.  Sonuç olarak bir erkekle evlenmeyi arzuluyor fakat erkekleri tanıma fırsatına sahip olamıyordu. Erkekleri o kadar ciddiye alıyordu ki birçok erkek bunu kaldıramayıp hayatından kayboluyordu. Zehra cinsel arzularının peşinde olduğu için istemiyordu evliliği.Huzur şemsiyesi arıyordu. Zehra kapalı bir kızdı ama kapalı bir bakış açısına sahip değildi. Bir gün derse gelmedi. ... .. Aylar sonra evlendiği haberini aldık. ... ..
-Zehra gibi annelik boyutu önde ve çok bariz olan kızlar biz kadınların arasında çok var. Anaç ruhu güçlü olan kadınlar herkese annelik yapmak ister. Kendileri bilincinde olmasa da kocalarına, çocuklarına, sevgililerine, kardeşlerine ve hatta kendi annelerine bile annelik yaparlar. Annelik ruhu güçlü olan kadınların en büyük motivasyonlarıve hayata tutunma nedenleri başkalarıyla olan ilişkileridir. Hayatı yaşamaktansa, müstakil olup yeni tecrübeler edinmektense başkalarının uğruna yaşamayı severler. ... .. Evlilik sonrasındasekste tahrik olmak ve zevk almak da kocasına bağlıdır. Böylesi kadınların birçoğu cinselliği, gerçek orgazmı tecrübe etmeden yaşarlar ve cinselliği görev olarak yerine getirmeye çelışırlar. Cinselliği zevkten ziyade doğurmak için bir faaliyet olarak görürler. ... .. En çok enerjik hissettikleri ve hayata tutundukları anlar başkalarının onlardan hoşnut kaldıkları anlardır. ... ..

-Anaç ruhu güçlü olan kadınlar çok verici ilişkiler kurar, sevdiklerine itinayla bakar, onları besler, yetiştirir ve onlar için kaygılanırlar. Aynı anda birçok şeyi bir arada yapabilirler. ... .. Evlilikte kocasıyla olandan ziyade çocuklarıyla olan ilişkisini önemseyen, kocasıyla problemler yaşamasına rağmen ... .. çok zor koşullara çocukları için tahammül eden anne, orta yaşlarını geçtikten sonra şöyle cümleler kurmaya başlar. “Ben senin için çok fedekarlık yaptım. Hayatımı sana adadım.” ... .. erkekleri için de farkında olmadan annelik yaparlar. ... .. Onları bir erkek çocuğu gibi korunmaya ihtiyacı varmış gibi görürler. ... .. Bu kadınlar genellikle hep yorgundurlar. Baş ağrıları, bel ve diz ağrıları, mide rahatsızlıkları ve yüksek tansiyon yaşlanma çağlarında onları bekler. ... ..
*Kadın Gibi Kadın & Sara Baherirad

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder