-Kut, 29 Nisan 1916’da düşmüştü. Orduma şu
emri neşrettim:
“Karargâh
16.2.32 (1916)
18. Kolordu Kumandanlığı’na
Arslanlar,
1) Bugün Türklere şan, İngilizlere kara
meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları neşeli ve
sevinçli bir şekilde uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek
cümlenizi tebrik ederim.
2) Bize 200 senedenberi tarihimizde okunmayan
bir vakayı kaydettiren Cenabı Allah’a hamd ve şükür eylerim. Allah’ın azametine bakınız ki 1.500 senelik
İngiliz Devleti’nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. İki
seneden beri devam eden Birinci Dünya Savaşı’nda böyle parlak bir vaka
gösteremedi
3) Ordum gerek Kut karşısında gerekse Kut’u kurtarmaya gelen İngilizler
karşısında 350 subay ve 10.000 neferini kaybetmiştir. Fakat buna mukabil bugün
Kut’tan 5’, general olmak üzere 481 subayla ve 13.300 er neferlik İngiliz
ordusunu teslim alıyoruz. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz
ordusuna da 30.000 zayiat verdirdik.
4) Şu iki yekuna sathi bir nazar atfedince
cihanı hayretlere düşürecek büyük bir fark görülecek ve tarih bu vakayı yazacak
kelime bulmakta müşkülaa uğrayacaktır.
6.Ordu Kumandan Vekili
5) İşte Türk sebatının İngiliz inadını
kırdığı birinci vakayı Çanakkale’de, ikinci vakayı burada görüyoruz.
6) Yalnız süngü ve göğsümüzle kazandığımız bu
zafer tekemmül eylemekte bulunan vasait-i harbiyemiz
karşısında atideki muvaffakiyetimize parlak bir başlangıç olacağına kati bir delildir.
karşısında atideki muvaffakiyetimize parlak bir başlangıç olacağına kati bir delildir.
7) Bugüne ‘Kut bayramı’ adını veriyorum.
Ordumun her ferdi, her sene bu günü kutlarken şehitlerimize Yasin’ler, Tebareke’ler,
Fatiha’lar okuyacaktır. Şühedamız hayat-ı âliyatta, göklerde kızıl kanlarıyla
süzülürken , gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimizin bekçileri olsunlar.
6.Ordu Kumandan Vekili
Mirliva Halil
29 Nisan 1916”
29 Nisan 1916”
... ..
-...
.. Çin hudutlarından Türkiye’ye kadar arada hiçbir yabancı millet
bulunmadığı ortadaydı.Doğu Türkistan, Batı Türkistan, Kafkas Türkleri evvela
birer cumhuriyet halinde İstiklalerine kavuşturulacak, daha sonra bu
cumhuriyetler birleşerek Anadolu’ya katılacaklardı. Kültürel, ekonomik ve askeri inkılaplar
bunu takip edecek, turan gerçekleştirilecekti, amaç buydu.
-Taşkent’te tanıdığım yüksek zekâya sahip
Hafız Kari, Tacettin, Molla sadrettin gibi ateşli ve vatansever Türkler millli duygularına bağlı ve Türkiye’nin
edebiyatını, tarihini, kültürünü yakından inceleyen insanlardı. Kari, sekiz on
odalı evini İstanbul’da neşredilen kitaplarla geniş bir kütüphane haline
getirmişti.
-Bir gün Taceddin’le kaldığım otelde
görüşürken kendisine, “Çar zamanında mı Türklerin hali iyiydi, yoksa şimdi
yayılmakta olan Bolşevizm altında mı daha iyidir?” diye sordum.
-Gülerek şu cevabı verdi:
-“Bilirsiniz ben Taşkent’i Kolçak ordularına
karşı kızıl bayrak çekerek müdafaa etmişimdir. Bugün Bolşeviklerin gözünde
kıymetsiz ve şüpheli insanım. Çar zamanında Türkistanlılara eşek muamelesi
yapılır, gel eşek git eşek denilirdi, bugün eşek eşek tabirinin yerini tavariş
aldı, o kadar... Eski vazife devam ettiğinden değişiklik sadece isimde oldu...
Kadermiş, ne yaparsın...”
*Kut’ul
Amare Kahramanı Halil Paşa Bitmeyen Savaş – Taylan Sorgun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder