20 Aralık 2020 Pazar

Incognito *

… .. Beynin işi, özünde bilgi toplayıp davranışları uygun biçimde yönlendirmektir. Karar verme sürecinde bilincin devreye girip girmemesi durumu değiştirmez çoğunlukla da girmez zaten. İster büyümüş gözbebeklerinden söz ediyor olalım, ister kıskançlıktan, cinsler arasındaki çekimden, yağlı yiyeceklere düşkün olmaktan ya da geçen haftaki müthiş fikrinizden, beynin işleyişi içindeki en küçük rol, bilince ait olanıdır. Beyinlerimiz çoğunlukla otomatik pilot üzerinde çalışır; bilinçli zihin, altında işleyip duran dev ve esrarengiz fabrikaya erişimi ise son derece kısıtlıdır.

Bunun kanıtlarından biri, kırmızı bir Toyota’nın garajdan geri geri çıkıp bulunduğumuz yola doğru ilerlemekte olduğunu fark ettiğiniz anda, ayağınızı frene doğru çoktan hamle yapmış olmasıdır. Odanın diğer köşesinde  dinlemediğinizi sandığınız bir konuşma sırasında isminizin telaffuz edildiğini duymanız, nedenini bilmeden birinci çekici bulmanız, sinir sisteminin vereceği karar konusunda  size bir “önsezi” sunması da yine hep aynı olguya verilebilecek örneklerdir.

Beynin karmaşık bir sistem olması, yine de onun kavranamaz olduğu anlamına gelmez. Nöral devrelerimiz, türümüzün evrimsel tarihi içinde atalarımızın karşılaştığı sorunları çözmek üzere doğal seçilim tarafından biçimlendirilmiştir. Dalağınız ve ve gözleriniz nasıl evrimsel baskıların etkisiyle biçimlenmişse, beyniniz için de geçerlidir aynı şey. Ve bilinciniz için de. Bilinç, avantaj sağladığı için gelişmiştir ama sağladığı avantaj sınırlıdır.

… .. Beynin işi, özünde bilgi toplayıp davranışları uygun biçimde yönlendirmektir. Karar verme sürecinde bilincin devreye girip girmemesi durumu değiştirmez çoğunlukla da girmez zaten. İster büyümüş gözbebeklerinden söz ediyor olalım, ister kıskançlıktan, cinsler arasındaki çekimden, yağlı yiyeceklere düşkün olmaktan ya da geçen haftaki müthiş fikrinizden, beynin işleyişi içindeki en küçük rol, bilince ait olanıdır. Beyinlerimiz çoğunlukla otomatik pilot üzerinde çalışır; bilinçli zihin, altında işleyip

duran dev ve esrarengiz fabrikaya erişimi ise son derece kısıtlıdır.

Bunun kanıtlarından biri, kırmızı bir Toyota’nın garajdan geri geri çıkıp bulunduğumuz yola doğru ilerlemekte olduğunu fark ettiğiniz anda, ayağınızı frene doğru çoktan hamle yapmış olmasıdır. Odanın diğer köşesinde  dinlemediğinizi sandığınız bir konuşma sırasında isminizin telaffuz edildiğini duymanız, nedenini bilmeden birinci çekici bulmanız, sinir sisteminin vereceği karar konusunda  size bir “önsezi” sunması da yine hep aynı olguya verilebilecek örneklerdir.

Beynin karmaşık bir sistem olması, yine de onun kavranamaz olduğu anlamına gelmez. Nöral devrelerimiz, türümüzün evrimsel tarihi içinde atalarımızın karşılaştığı sorunları çözmek üzere doğal seçilim tarafından biçimlendirilmiştir. Dalağınız ve ve gözleriniz nasıl evrimsel baskıların etkisiyle biçimlenmişse, beyniniz için de geçerlidir aynı şey. Ve bilinciniz için de. Bilinç, avantaj sağladığı için gelişmiştir ama sağladığı avantaj sınırlıdır.

… ..

            Beyinle görmek

… .. İster gözlerden , ister kulaklardan ister bambaşka yerlerden olsun, uyarıların nereden geldiği beyni hiç ilgilendirmez. Uyarılar, siz nesneleri itip yerden yere vurup, onlara tekmeler atarken yaptığınız hareketlerle tutarlı biçimde ilişkilendirilebilir olduğu sürece beyniniz de görme adını ve4rdiğimiz dolaysız algıyı inşa edebilir.

Bu türden başka duyusal değiş tokuşlar da etkin biçimde incelemektedir. Kaya tırmanıcısı Eric Weihenmayer’i düşünün: Vücudunu hamlelerle ileri itip, son derece tehlikeli ve küçük kaya basamaklarına tutunmasını sağlayan konumlar alarak dimdik kayalıklarda kademe kademe ilerliyor. Kör olması ise başarısını katlayan etken. Weihenmayer, kendisini 13 yaşında kör bırakan ve retinoşizis adı verilen ender bir göz hastalığıyla dünyaya gelmişti. Bu durumun dağcı olma düşünü yıkmasına izin vermeyerek 2001 yılında Everest Dağı’na tırmanan (ve kitabın yayımlandığı tarih itibariyle de tek) görme engelli dağcı oldu. Artık tırmanışlarını 600 ufacık elektrot içeren ve Brain Port olarak bilinen küçük bir levha parçasını ağzında taşıyarak gerçekleştiriyor. Bu onun tırmanırken dili aracılığıyla görmesini sağlıyor. Dil, normalde bir tat alma organı olduğu halde, taşıdığı nem ve yarattığı kimyasal ortam, yüzeyine karıncalanma duygusu veren bir elektrot levha yerleştirildiğinde  onu kusursuz bir beyin-makine ara yüzü haline getiriri. Levha, video girdisini bir elektriksel uyarı örüntüsüne çevirerek dilin normalde görme duyusuna atfedilen özellikleri (uzaklık, biçim, hareket doğrultusu ve boyut gibi) algılamasın ı sağlar. Bu düzenek, bize gözümüzden çok beynimizle gördüğümüzü hatırlatır niteliktedir. Başlangıçta Eric gibi görme engellilere yardımcı olmak üzere geliştirilen tekniğin yeni uygulamalarında dil levhasına kızılötesi ve sonar girdileri de verilmekte ve böylece dalgıçların bulanık sularda görmesi, askerlerin de karanlıkta 360 derecelik görüşe sahip olması sağlanmaktadır.. ... ..


 


Incognito   Beynin Gizli Hayatı & davit Eagleman

1982

Çeviri: Zeynep Arık Tozar

Özgün ismi: Inconito

2011, Davit M. Eagleman

1.  Baskı: Nisan 2013

30.Baskı: Ekim 2018

 

 

David Eagleman’ın diğer kitapları

 

Beyin – Senin Hi,kâyen

Ve… Sonraki Hayattan Kırk Öykü

The Runaway Species (Anthony Brand ile, Domingo, 2018)

 

Why The Net Matters

Wednesday Is Indigo Blue (Richard Cytowic ile) 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder