5 Aralık 2021 Pazar

Okçu'nun Yolu*

 

    Oğlan şaşkınlıkla yabancıya baktı. "Kentteki kimse Tetsuya'nın elinde yay görmemiştir, " diye karşılık verdi. "Buradaki herkes onu marangoz olarak bilir."

    "Belki de vazgeçmiştir, çekinmiştir, orası beni ilgilendirmez," diye üsteledi yabancı. "Ama sanatını kenara bıraktıysa, artık ülkenin en iyi okçusu kabul edilemez. Ben onca gündür bunun için yollardayım: Ona meydan okumak ve artık hak etmediği şana nokta koymak için." 

    Oğlan tartışmanın fayda etmeyeceğini anladı: En doğrusu, yabancı yanıldığını kendi gözleriyle görebilsin diye onu marangoza götürmek olacaktı.

    Tetsuya evinin arka tarafında bulunan atölyede çalışıyordu. Gelenin kim olduğunu görmek için arkasına döndüğünde dudaklarındaki tebessüm dondu kaldı. Gözlerini yabancının taşıdığı uzun bohçaya dikti.

    "Aynen düşündüğünüz gibi," dedi yeni gelen adam. "Buraya geliş amacım efsaneleşen şahsınızı küçük düşürmek ya da kışkırtmak değil. Tek isteğim, yıllarca yaptığım talimlerin sonucunda artık kusursuzluğa ulaştığımı ortaya koymak."

Tetsuya önündeki işe dönmeye yeltendi; bir masanın bacaklarını takıyordu.

    "Koca bir nesle örnek teşkil etmiş bir adamın sizin yaptığınız gibi ortadan kaybolması yakışık almaz," diye konuşmayı sürdürdü yabancı. "Öğretilerinize uydum, okçunun yolundan şaşmamak için itina gösterdim, beni ok atarken izlemenizi hak ediyorum. Ricamı yerine getirirseniz sizi rahat bırakacağım ve ustaların ustasının yerini kimselere söylemeyeceğim."

    Yabancı, bohçasından upuzun, kabzası orta kısmının biraz altında bulunan, cilalı bambudan bir yay çıkardı. Eğilerek Tatsuya'yı selamlayıp bahçeye çıktı ve başka bir yöne doğru eğilerek yine selam verdi. Ardından kartal tüyleriyle süslenmiş bir ok çıkardı, atış yapabilmek için sağlam bir temel oluşturabilmek üzere bacaklarını açtı, bir eliyle yayı yüz hizasına kadar kaldırıp diğer eliyle okun kirişe yerleştirdi.... ..

... ..

Okçu'nun Yolu & Paulo Coelho

Portekizce aslından çeviren : Emre İmre

Can Sanat Yayınları


1 yorum: