21. Yüzyıl Türkiye’sinde
-Önsözde
anlamayı kolaylaştıran bir dil kullanılmış. “Din; fizik dünyanın metafizik arka
planını tanıtması, hayatın anlamı, başlangııcı ve sonuna külli açıklamalar
getirmesi ve beşeri ilişkilere bu çizgide bir kıvam vermesi bakımından
insanoğlunu aydınlatıcı bir gerçek, bireyin iç dünyasında doğrudan doğruya
yaşanan bir tecrübedir. Dindarlı ise bir bilinç halidir, bağlılıktır,
istikamettir.” olarak tanımlanmış.
-İki
cilten oluşan eserin ilki498 sayfa İkinci cilt ise 527 sayfa. Önsözden
alıntılara devam edelim;
-... ..
yanlış dini anlayışlar da dini referanslı problemlerin artmasına neden
olmuştur. Artık günümüzde toplumun her kesimi için din konusunda ortak bilgi
alanı oluşturmak, yanlış fikirleri ve öne çıkarılan yanlış örnekleri düzeltmek,
hurafe ve bidatlerden arınmış sağlıklı bir dini bilgi ve ahlaki duyarlılığa
sahip dindarlıkları oluşturmak, zorunlu ve öncelikli bir konu haline gelmiştir.
-21. yüzyılda “din, birey, devlet ve
toplum ilişkileri” açısından İslam
âlemi, yepyeni bir süreç ve imtihandan geçmektedir. ‘Medeniyetler
Çatışması’ tezi ile kimi çevrelerce İslam’ın korku dini olarak sunulduğu, bir
gerilim unsuru olarak gösterilmeye çalışıldığı, İslam dünyası ile Batı dünyası
arasında başlangıcı tarihin kadim dönemlerine kadar uzanan bir kısmı dini,
kültürel inanç ve yaklaşı farklılıklarının, karşılıklı anlayış ve hoşgörüye
dayalı ilişkilerin gelişmesine engel teşkil edecek şekilde, abartılı ve
kışkırtııcı bir üslupla ele alındığı ve farklı inanç menduplarının karşı
karşıya getirildiği bu süreçte ... ..
-Dünyamızda
yaşanan bu sosyal ve kültürel değişmeler, hayatın nihai anlamına dair arayış ve
yönelişlşer, fertlerin iç dünyalarında oluşan boşluklar ve tatminsizlikler
sebebiyle kutsala olan ilgi ve isteklerin artması da... ..
Din, Modernite, Gelenek ve Değişim
-...
..insanoğlu dünyaya hem saygın ve üstün, hem de çeşitli zaaflarla yüklü bir
varlık olarak gönderilmiştir. Onun hayatı boyunca gerek düşünce gerekse aksiyon
planında iyi ve kötü, adalet ve zulüm, merhamet ve acımasızlık, diğerkamlık ve
bencillik arasında bir gelgit yaşaması bundandır. ... ..
Din Gelenek ve Modern Toplum
Modernizm mi Modernlik mi?
-...
..İslma, hiçbir oluşum hakkında bir ön kabulle hereket etmez.... .. “bir kimse
hem iyi bir dindar hem de pekala modern veya çağdaş bir birey olabilir”
söylemini bu arka plan eşliğinde değerlendirmke gerekir.
Çoklu Modernite ve İslam
-... ..
Modern olmak, mutlak surette Batı’nın aydınlanma sürecini aynen yaşamak ve bu
sürecin empoze ettiği değerleri kendi dinimizin, kültürümüzün değerlerini yok
sayma pahasına kabullenmek değildir.
Değişen Dünya Şartları ve Din
-... ..
din ile değişimi, din ile insanlık tecrübesini birbirinin alternatifi ve rakibi
olarak değilaynı kaynaktan kopup gelen bir akışın farklı yansımaları olarak
görmemiz ve ikisi arasında sağlıklı bir denge kurmamız, galiba mutluluğumuzu
sürekli ve kalıcı yapbilmemizin yegane yolu olmaktadır.
-Yaşadığımız
toplumsal hayat, sürekli değişiklik göstermektedir. ... “Değişmeyen bir şey
varsa, o da hayatın sürekli değiştiği gerçeğidir.” ... .. Teknoloji ve tıp
günümüzde tahminlerin ötesinde yeni imkanlara doğru koşmakta ve bütün bunların
her biri doğrudan lmasa bile dolaylı şekilde bizim Müslümanlığı nasıl
anladığmızı ve İslâmi değerleri bu değişen şartlar içerisinde nasıl kormamız
gerektiğini öyle veya böyle ilgilendirmektedir. Bu alanlardaki gelişme ve
değişim elbette dinî problem değildir. Ancak”Biz bütün bu gelişen şartlar
içerisinde İslam’ın genel ve özel prensiplerini, ilkelerini, değerlerini ve
kendi dindarlığımızı, kendi dinî hassasiyetlerimizi nasıl koruyabiliriz veya
şekillendirebiliriz?” sorusunu sormak suretiyle, bu gelişim ve değişimlerin
ortaya çıkardığı yeni durum ve imkanların dinî hayata etkisi olup olmadığını
izleme ve tartışmak zorundayız.
-... ..
dinin aslına uygun yeni bilgiler ve çözüm yolları üretemek, temel İslam
kaynaklarından yola çıkarak güncel sorunlara dair ikna edici çözümler ortaya
koymak ve yeni metodojiler geliştirmek, her şeyin ızla değiştiği günümüzde
zaruri bi hâldir.
-Gerek
İslam’ın iki temel kaynağı Kur’an ve sünnet, gerekse ... .. değişim rüzgârının
dinin ana çizgisini tahrip edip buharlaştırmasını önleyici bir role de sahip
olmuştur.
-... ..
ilk dönemden itibaren İslam toplumlarında Müslümanlar arasında metinleri
anlama, yorumlama ve aynı metinden farklı anlamlar üreme faaliyeti hiç eksik
olmamış, daha Peygamber Efendimizin zamanından itibaren Müslümanlar aynı
hadiseye, aynı lafza farklı farklı anlamlar yükleyebilmişlerdir. Ancak, bu
farklılık birbirinden uç, birbirinden çok uzak noktada yorumlar da olmamıştır.
Kur’an ve sünnet metinlerinin toplayıcılığı, ... ..
-... ..Müslüman
toplumların tarihsel ssüreçte ulaştığı farklı yorumlar ve yaşayış biçimleri hep
İslam içi zenginlikler olarak kalmış, bu, dinin ana çizgisini tarihin ve yerel
kültürün istilasına uğramaktan korumuştur.
Din ve
Birey
Din ve
Devlet
Din ve
Toplum
Din Eğitimi
Toplumsal
hayat ve Din
Kitle
İletişim Araçları ve Din
Din ve
Bilim
Din ve
Şiddet
İnsan
Hakları
İslam,
Kadın ve Aile
İslam ve
Engelliler
Hayvan
Hakları
Organ
Bağışı
Misyonerlik
Dini Hayat
İbadetler
Mübarek
Gün ve Geceler
Bidat ve
Hurafeler
Dinler ve
Kültürler arası İlişkiler
İslam
Dünyası ve Müslüman Topluluklarla İlişkiler
*Din ve Diyanet ı -
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder