15 Ağustos 2016 Pazartesi

Diyalog İhaneti *

-Kitabın arka kapağındaki tanıtımda; “Dinlerarası Diyalog, iddia ve zannedilidğinin aksine, İslam süzgecinden geçemeyecek durumdadır. İddialar saptırmadır. İslami ve milli olana ihanet şeklindeki bu haliyle Dinlerarası Diyalog, Türk Milleti’nin ve diğer Müslüman âleeminin hiçbir derdine deva olmayacak bir anlayıştır. Aksine iman ve maneviyat bunalımı yaratacak ve geleceği tehlikeye sokacak görünümdedir.
Bu hareketin gerçek yüzü, Papa’ya sunulan bir güven mektubundan ibarettir. Arka yüzü Vatikan’a bakan bu projenin ön yüzü, Müslüman’ı ehlileştirme (!) yahut etkisizleştirme, daha da Türkçesiyle iğdiş etmedir. Hristiyan’a hoşgörü, Müslüman’a tuzak şeklinde gelişen bu diyaloğa, olanları göz önüne alarak, Hristiyanlığı Müslüman’a sevdirme faaliyeti olarak da bakabiliriz. Bu faaliyette Hz. İsa, etrafında bütünleşmemiz istenecek kadar hep ön planda ve gündemde, Hz. Muhammed’in adı bile geçmemektedir.
Neresinden bakılırsa bakılsın Dinlerarası Diyalog, Müslüman için bir çıkmaz sokaktır.
Müslüman taraftan hareketi yürütenlerin ve alkışçılarının, “Bu yeni İslâm tefsiridir”,  “Küreselciliğe uygun bir İslam ifadesidir” iddiaları, ihaneti gizleme, allayıp pullama ve cilalama teşebbüsünden başka bir şey değildir.
“Değişime karşı çıkanların Diyaloga karşı çıktıkları” safsatası ise, bir savunma mekanizmasından ibarettir” ifadeleri yer alıyor.
-Kitap 2006 basımlı. Günmüzde olan biteni anlamak isityenlerin bir başka pencereden bakabilecekleri kitaptan kısa alıntıları paylaşalım.
-Kitabın önsözünde “... .. İslam din olması hasebiyle ve tabiatı icabı, yayılmak, başka insanları yuvasına kabul etmek ister. ... ..   Başka din mensuplarıyla birlikte yaşamanın imkânlarına yer verir ve bu işin de ilkelerini ve zengin bir tarihi tecrübesini barındırır.
Başta Hristiyanlık, diğer dinler, iletilme, ilişki kurma, kendini ifade etme ve insan kazanma hakkına sahip değil midir? Elbette aynı hak onlar için de geçerlidir. Ancak bu hak kötü kullanılmamalıdır. Yine metot ve usül önemlidir. Samimiyet ve açıklık olmalıdır. ... .. Sonra sadece dinî olanda kalmayıp, millî ve sosyal bütün meseleler işin içine girince “duruş” daha da önem kazanır. Görünüşün arkasında, görünmeyenlerin cereyan ederek, neticeyi onların veya
bizim lehimizde değiştiremeyeceğinden kim emin olabilir? Ne yazık ki şimdi görünürdeki gerçek, bizim aleyhimizde cereyan etmektedir.
Bugün şartlar gereği, ilişkiler yeni boyutlar kazanmıştır. Niyeti ve niteliği eski, adı ve şekli şemaili yeni olan ilişki formüllerinden biri “diyalog” oluştur. ... ... 
-... .. 
-... .. Akıllı ve inançlı bir kimsenin maksadı, hiç diyalog yapılmaın, kavgaya ve savaşa devaam edilsin yahut hiç ilgi duyulmasın , oabilir mi?
-Diyalog, dinleri, özel olarak İslamiyeti ve Hri,stiyanlığı , birbirine anlatma, katışıksız ve dosdoğru öğretme formulü halinde kalabilseydi, kimse iitraz etmeyecekti. FaKat işleyen süreç böyle değildir.
-Diyalog karşıtları, hristiyanların hilelerini, asıl niyetlerini, misyonerli,k faaliyetlerini, sömürülerini, zulümlerini öne sürüyor, hatırlatıyor.
-DiyalOg taraftarları da, İslam’da terör olayacağını, müslümanların çirkin davranışlarını hatırlatıp, bunlara vurgu byapıp, diyalogla çözümler aranak istiyorlar. ... ..
-Asrımız her zamankinden fazla diyaloga ihtiyaç gösterebilir. Fakat hayalci olmayıp, idealistlikle gerçekçiliğin kesiştiği noktada buluşmalıyız.
İbrahimi dinler
Dinlerarası diyalog
Müslüman İsevi (Müslüman Hristiyan)
-... .. Türkiye Diyanet işleri Başkanlığı’da bu vahim hataya düşmüştür. 2005 Diyaney Takvimi’nin 7 Kasım Pazartesi yaprağının arka yağrağının arka sayfa bilgisi Dinlerarası Diyalog’a ayrılmıştır. Dünyanın, meşhur “küresel köy” haline geldiğinden bahisle ... ..
Diyalogda tarihi altyapı: Dayanaklar-Referanslar
Tarihi altyapının Hristiyan Cephesi
1-Pavlus( saint (Saint PaulHristiyanlık ve Diyalog
Hristiyanlık ve Misyonerlik sürecinde önemli dönemler
Tarihi altyapının Müslüman Cephesi
1-Diyaloğun Kur’an’a, Sünnete ve tarihi tecrübeye dayandığı iddiaları
Hz.Peygamber’den sonraki dönemler
Said Nursi ve Diyalog
Diyaloğun günümüzdeki altyapısı
Felsefi yapı
Diyaloğun günümüzdeki altyapısı
Dini ve Psikolojik altyapı
Sevgi
Siyasi ve sosyal altyapı
-... .. Pazar ekonomisine uygun yeni din anlayışı. ... ..  iman dinin temelidir ama din imandan ibaret değildir. Bir müessese olan din diğer bütün sosyal unsurlarla birliktedir. Sırf dini olan bir sosyal gerçeklik yoktur. Böyle olunca dinlerarası diyalog denen şeye, siyasi ve sosyal, geniş bir pencereden bakmak gerekir.
-Zorlayıcılardan biri çoğulculuk anlayışıdır. ... ..
-... .. Bir dini cemaat hareketii “dş dünya ile iletişim kurabilmek için, demokrasi, insan hakları ve çoğulculuk gibi gibi küresel ifadeleri özümsemiştir. Demek ki dışa sığınma, küresele sığınma anlamına da gelir.... ..
-Din ile ilgili konularda sığınma iki şekilde görülmektedir.
1-Cemaat önderinin ve bağlılarının devletle ve baız güçlerle açık-gizli mücadelesinde dıişa sığınma.
2-Cemaat önderinin, inanılan olağanüstü özelliklerine ve kurtarıcı rolüne uygun olarak, Türkiye’yle sınırlı kalmayıp, bütünb İslâm dünyasında imanı kurtarma gayreti ve bunun için de küresele sığınma faaliyeti.
-... .. Türkiye’de dinlerarsı diyalogu bir tutku halinde savunan ve projelendirmeye çalışan bir cemaatin, F. Gülen cemaatinin anlayış ve tutumuna daha yakından, ayruntılı bir şekilde bakabiliriz. ...
Batılılar, F. Gülen’e diyalogun avukatı ünvanını vermişler, bu adla yayın yapmışlardır. ... ..
-Cemaatin din-ahlak-siyaset-ideoloji ile ilgili genel çizgileri... :
*Ahlak, İslâmın  en önemli hedefidir.
*İslâm evrensel bir dindir, dinamiktir.
*Öz, kabuktan önemlidir.
*Evrensel, zaman ve mekânın ötesinde olduğundan, içtihada, yeniliklere açıktır. Yoksa İslâm belli zaman ve mekânlar için olmuş olur.
... ..
İslâm siyasi bir proje değildir. Dolayısıyla din siyasete alet edilmemelidir.
-... .. Nitekim cemaat bu “siyaset dışılık” anlayışına hiç uymamıştır. Hizmet’in esaslılığı, sapmaya maruz kalmış, hizmet grupları bir çeşit ‘sır cemiyeti’ne dönüşmüştür.
-Siyasetten kaçan bir lider ve cemaati, siyasetle haşır neşir olanların en başında yer almıştır. Bu cemaata göre artık politika ve dua, birbirine zıt iki seöçenek değildir., birleştirilebilir gerçeklerdir.
-Siyasetle meşgul olmak illa siyasi partiiçinde olmak demek değilşdir.
-Siyasetten uzak denen cemaat, siyasete, zaman, sosyal şartlara bağlı yorumları çokca yapmaktadır. Hem sürekli değişen sosyal ve iktisadi ağları etkilemek istemekte, hem bu ağlar tarafından şekillendirilmektedir.
-Buna milletler arası, siyasi, sosyal ve iktisadi hareketler  dahildir. Bu durum, meşhur diyaloga zemin oluşturmaktadır. Cemaat siyasetle iç içe olduğu içindir ki bölünürken siyasi ve ideolojik yelpazeye uygun kollar oluşmuştur. Kürtçü nurcu gibi etnik ırkçılığa kadar, çeşitli kollar ortaya çıkmıştır. partilere kadar inan siyasi ayrılıklara paralel ayrılma yaşanmaktadır. ... ..
-Bunların için de en çok genişlemiş görünen F. Gülen cemaatinin metodu , İslâmi metot olmaktan ziyade  misyonerlerin ve masonların metotlarına benziyor.
-Hücre usulü çalışmayla da koministlerin  metotlarını andırıyor.
-Cemaatin daha da belirgin özelliği, Batı dünyasına has anlayışında ve onlarla ilişkili biçiminde açığa çıkmaktadır. ... ..
-Cemaat lideri, Araplarla ve İran’la işbirliğini mümkün görmemekte , İran’ı en büyük tehdit  olarak algılamaktadır. Ona göre Araplarla ve İranlılarla bizi ayıran derin kültürel, siyasi, ve tarihi farklılıklar vardır.
-İlk planda Sünni İsl3amcıların ve aynı zamanda milliyetçilerin hoşuna giden bu tavrın, kısa zamanda, bu grupların düşünceleri ve arzu ettikleriyle vbir ilgisi olmadığı anlaşılmıştır.
-Gülen’e göre dünyaya açılmakta(ona göre esas dünya batı’dır) rahat olmalıyız ve diinimizden  dolayı güçlüyüz. Ancak yine ona göre, problemli alanlara dokunulmamalıdır. Batı Trakya, Çin’in Sincan Bölgesi gibi. Diğer bölgelerde fazla iş yapabilmek için ihtyatlı davranılmalıdır.
Siyasetle iç içe olmanın, siyaseti daima göz önünde bulundurmanın siyasi takiyye tipi bu örneğine rağmen, hâlâ cemaatin siyasetten uzak olduğu söylenebilir mi?

-F.Gülen, Batı ve ABD ile ilişkilere yönelmede uç noktadadır. Ona göre dünyadaki her şeyin kontrolü ABD’ni elidedir. Rusya ve Çin gibi diğer güçlerin öne çıkarılmaması için bu normaldir. ve elzemdir.
-Ticaretle küreselleşme arasındaki ilişki vurgulanır ki Gülen cemaati bununla uygunluk içindedir.
-F. Gülen şöyle diyor: “Kişisel İslâm için hürriyet ve hukukuj üztünlüğü gereklidir. Üstelik İslâm, yayılmak için devletinvarlığını sürdürmesine değil, daha çok eğitimli ve mali bakımdan zengin toplumlara gerek duyar.... .. cemaatin milletler arası sermaye kuruluşu haline gelmesi ve böyle kuruluşlara sığınma istekleri, bu anlayıştan gelmektedir. Devlet din devleti olmayabilir ve olması da şart değildir ama şu gerçek unutulmuştur ki devletler olmadan dinlerin varlıklarını sürüdrebilmeleri zordur. Haz. Peygamber, Medine’de devlet kurmak için boşuna uğraşmdı. ... ..
-... .. Oluşturulmak istenen sentez, yeni bir din gibidir. Allah2a inanan ama nikâhı kaldırıp serbestçe birlikte yaşamyı kabul eden, namaz kılan ama isitediği şekilde giyinen, faiz alıp veren, içki içmekte beis görmeyen, dini hükümleri, “değişme” veya başka gerekçelerle, canı istediği gibi yorumlayan veya din pazarındaki yorumlardan kendisine uygun olanı seçen kimselerin çoğldığı bir din gelişeb,lmektedir.
-Cemaatin içten ve dıştan yorumcuları artık bunu dillendirmektedir. Aksi kanaat ve duruşların mutlaka radikal olacağına inanılmakta ve devletle çatışacağından ürkülmektedir. Oysa onlara göre ,hem devletle iyi geçinmek, hem de milletler arası gidişata uyarak dışa açılmak gerekir. Fertlerin teker teker iyi eğiitilmesi ile dine yabancılaşmanın kalkacağı ve yeni din anlayışına yer kalmayacağını düşünenler de vardır. ... ..
-Cemaat okullarının eğitim faalyetlerinde doğrudan İslam ve ahlak öğretilmeyip, ahlakta ve hizmette örnek olma prensibi, cazip görünbmüş, gerçekte muhtevası olmayan yahut da gizlenmiş bir hareket, hümanist anlayışın isitifadesine sunulmuş, diyaloga ağırlık verilmiştir.
-... .. Cenmaatin eğitim hareketi, çelişkileri ihtiva ediyor. Bu denli çok yüzlü, bu denlitam hedefi gizlenmiş, bu denli ütopik olacak kadar geniş tutulmuş bir projenin, çelişkiler normal kaderidir.
-Cemaat kendi içinde ve yoroumcularının söylediği gibi, merkez veya çekirdeklerde sıkı disiplin,  ve katı kurallar, , duvarlar ve sırlı bir dünya bulunmaktadır.
-Diğer taraftan aynı cemaat, bütün farklılıkları hoş görmekte, hürriyet kahramanı kesilmekte, kamu hayatında çoğulcu niteliği teşvik etmektedir.
-Gözlemlerimize ve araştırmalarımıza bakarsak, “Gülen cemaati oldukça kapalı bir cemaattir. Mesajın evrenselliğine rağmen dışarıdan birisi için bu harekete yaklaşmak güçtür.
-Bütün dünyaya açılmış bir eğitim ağı, nasıl kapalı olabilir?
-Böyle bir yayılma isteğine rağmen kapalılaşıyorsa, o zaman bu hareketi başka türlü değerlendirmelidir. ... ..

Karizma dedikleri özellik, sadece ve yanlızca peygamberlere ait iken, onların dışındakilere yüklenen sahte uydurma karizmalar, bu tür olumsuzlukların sebebi olmuştur.
Dinlerarsı Diyalog ve gerçekler
Müslüman vatandaş netlik istiyor
Cemaat şüpheleri davet ediyor
Küreselleşme-Milli kimlik-Milli devlet ve diyalog Ruhban-halk ve diyalog
Bazı sonuçlar

Batı ne istiyor?
* Dinler arası Diyalog İhaneti – Yümni Sezen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder