23 Ağustos 2016 Salı

Maniki Dünya *

İslam coğrafyasının kanlı yüzyılı siyasi olaylar, aktörler ve oyunlar
Kitabın arka yüzündeki tanıtım bölümünde; “Hüsnü Mahalli’yi atv haber yılarından, yani 20 yıldır tanırım sözleri ile başlıyo Ayşenur Aslan. BU süre boyunca, Türkiye’nin ve dünyanın nice halne tanıklık ettik. O tanıklıklarla tarihin müsveddesini tuttuk. Bir yandan da sayısız meslekdaşımızın, tarihin çöplüğüne gömüldüğünü seyrettik. Gerçek yerine iktidarın,paranıngücün yanında olmayı seçmişlerdi. Gördüklerini görmemeyi ve susmayı tercih etmişlerdi.İşte böyle bir Türkiye’de, gün geldi, birlikte program yapmaya karar verdik. Ama sadece Türkiye’yi değil, dünyayı konuşacaktık.İyi de hangi dünyayı? Maniki, Çingenecede “hahpe” anlamına geliyor. Yunanca da ise “belalı”... Öyle ya da böyle , maniki, dünyanın her köşesindeki yoksulların isyanı gibi. Programımızın adını da bu yüzden MANİKİ DÜNYA koyduk.  Bu yaşlı gezegenin ve özellikle bu zavallı coğrafyanın insanlarını anlatmak, onların haline tercüman olmak istedik. Hüsnü Mahalli, dünyanın en yoksul ülkelerini gezip tanımış, onlardan birinde doğmuş ve şimdide “ir dünya vatandaşı” olarak Türkiye’nin tradejisini paylaşan bir gazeteci.Onun anıları elbette isyanın da sesi olacaktır.
Tanıtımın devamında ise “Arabistanlı Lawrens 100 yıl önce Ortadoğu’nun haritalarını çizdi.... Maniki dünyanın bir yerinde. İslam coğrafyasında. “Müslümanım “ diyenlerin İslamın “yapma” dediği her türlü rezilliği yaptığı topraklar. Hıra, şehvetle ve gaddarlıkla. Daha fazla kan, acı ve gözyaşı kimin umumrunda? Saddam, Mübarek, Alyev, Elçibey, Kaddafi, Hariri, Arafat, Kral Hüseyin. Butaflika, alabani, Barzani, Ahmedinecad, Hatemi, bab ve oğul Esad’lar, Koçaryan, Petrosyan, ve diğerlerinin hikâyesi.... Hepsiyle konuştıum. Birçok ülke ve bir  kadar savaş... Gidip gördüm. Hikayeler anılar. Maniki dünyayı anlatmak için. Oturup yazdım.işte. Dünya maniki olmasın diye.
-Kitap 299 sayfa. temel özelliği Osmanlı çöküşünün başladığı yıllardan itibaren acını hakim olduğu Arap coğrafyası ve çevresindeki topraklarda günmüzde de giderek artan acıların arka planına ışık tutuluyor. Televizyonlarda izlediklerimizin (bayramlaşma sahneleri, patlamalar, yokluk ve sefillik arasına sıkışmış insanlığın acınası haline film seyreder gibi bakmak durumunda kalışımız... ...  aslında Osmanlı’nın son dönemlerinde hazırlanan senaryoların nasıl sahnelendiği kannati ile bugünü anlamaya çalışıyorsunuz.
Hüsnü Mahalli aslında duruma isyan eden içten ve çığlıkları ile farkındalık ortaya çıkarmayaçalışıyor.
Kitapta en çok dikkat çeken özellik; coğrafi uzaklıklarına rağmen daha 19. yüzyılın başlarında batılı yabancıların
kitaba konu coğrafya da sürekli olarak yaptıkları çalışmalar “bunların ne işi var buralarda “ dedirtecek kadar; hatta romanlarına konular çıkaracak casusların kaynadığı toprakların dünü ve bugünü anlatılıyor. Büyük resmigörmeye çalışıyorsunuz okudukça...
Kısa alıntılarla paylaşalım:
-... .. Cerablus ile Karkamş birlikte anılır. Zaman zaman da ön plana çıkar. Aralarındaki sınırı bazen tel örgülerbazen de 100 yıl öncesinde yapılan Berlin-Bağdat Dmiryolu belirler. Birinci DünyaHarbi öncesinde Almanların, 1903’den itibaren döşemeye başladığı demiryolu İngilizleri çok rahatsız etmiş ve korkutmuştu.
 İngilizler Basra örfezi’ne kadar ulaşması planlanan demiryolunu engellemek için çok uğraştı. Lawrens ve Bell demiryolunun engellenmesi, baltalanması ya da toptan durdurulması için Cerablus, Aynelarap (Kobani) ve bölgedeki yerel ilişkilerini yoğun bir şekilde kullandılar...
-... .. Benim ilk okul arkadaşlarım arasında Arap, Türkmen, Hristiyan, Ermeni ve hatta addının İbrahim olduğunu hatırladığım bir de Yahudi vardı. Babası kasabanın tek tuhafiyecisi olan İbrahim 1960 yılının yazında tatile gidiyoruz. dedi ve ortadan kayboldu. Meğer Türkiye’ye geçip oradan İsrail’e uçmuşlar. Mossad her zaman bu işi çok iyi örgütlüyor. Dünyanın neresinde Yahudi varsa onlara ulaşıyor ve İsrail’e göç etmeleriiçin genellikle ikna etmeyi başarıyor. 1947’de İsrail Devleti kurulmadan önce dünyanın dört bir tarafından taşınıp Filistin’e yerleştirilen Yahudiler gibi. Oysa hepsi binlerce ya da yüzlerce yıldır yaşadıkları toprakların bir parçası olarak rahat ve mutlu idiler. Din ve dinbe bağlı Siyonist siyasal ideoloji nları başka insanların toprağı olan Filistin’e taşımaya ve  oerada yaşayan toprağın gerçek sahiplerini öldürmeye yetmişti.Öldürmek onlarn kaçınılmaz saplantısı haline dönüşüyordu. Çünkü nerede olursa olsunlar Siyonistler onları bulup örgütlüyor ve “Allah Filistin’i bize verdi biz de gidip kanla almalıyız” diyordu.... .. Yahudileri örgütleyen Siyonist hareket Osmalı’ya çok büyük ilgi göstermişti. Bu çaba içinde Siyonistler Abdülhamitten Filistin’i satın almak için çok uğraşmışt. Tam anlamı ile başarılı olamayınca Yahudilere Filistin’de sınırlı yerleşim hakkıtanıyan Abdülhamit’i deviren İttihat ve Terakki ile İngilizlerden medet umdular. İttihat ve Terakki yönetimişnde birçok Yahudi vardı. ve 27 Nisan 1909’da Abdülhamit’i tahttan indiren Meclis_i Mebusan kararını ona bildiren kişi Selanik mebusu Yahudi Emanuel Karasu’ydu.
-Osmanlı’nın Arap coğrafyasından çeekildiği 1918’de Filişstin’de Yahudi sayısı 50 bin cvarında iken, 1947’de İsrail Devleti kurulduğunda bu sayı 650 bin olmuştu. Aralşık 1917’de Filitin’i işgal eden İngiliz ordusu içinde 7 bin Yahudi gönüllü vardı. İngiltere ve müttefiki ABD, Yahudileri Filistin’e taşımak için özel çaba harcadılar. ... ..
-Dünya tarihinde benzeri olmayan bu karar ile İsrail Devleti kuruldu ve o tarihten sonra bizim coğrafyada her şey İsrail için , İsrail’e göre kurgulandı. ve öyle uygulandı. ve uygulanacak. ... ..  Çünkü İsrail asla barış yapmaz, yapamaz. Çünkü barış olursa dünyanın dört bir yanından İsrail’e taşınan Yahudiler İsrail’in 23 bin kilometrekarelik daracık ve suyu kıt coğrafyasında 6 bin kilometrekarelik alanda kurulması gereken Filistin Devleti ile yanyana yaşamak zorunda kalacaklar.Oysa onlar “Nil’den Fırat’a kadar büyük Yahudi devletini kurup dünyaya egemen olmak için”“Filistin’e gitmişti. nandıkları Siyonist ideoloji ....
-Oysa Yahudileri denize döken ya da onlara kötü davranan Arap ve Müslümanlar değil, her zaman ve her yerde Batılı Hristiyanlar olmuştur. Çünkü Hristiyanlarınpeygamberi İsa’yı çarmıha gerenler Yahudilerdir. Hitler ise katı bir hristiyan’dı. Tarih elişkilerle doluydu.ve herkes tarihiişine geldiği gibi biçim ve oranda yorumlayabilir!
Lawrence ve Cerablus’ta aşk
Lawrence’ın Cerablus maceraları
-... .. Lawrence’nin Cerablus’ta karşılaşıp tanıştığı ve uzun süre sohbet ettiği tek İngiliz kadın Bell değildi. Lawrence Halep’te kaldığı sık sık gidip kaldığı Barons Oteli’nde ziyaret ettiği nem-ı diğer yazar Agatha Christe ile dost olmuş ve Cerablusta kendi evinde misafir etmiş.  ... .. kocası arkeolog olan Agatha Şark Ekspresinde Cinayet adlı romanının ilk bölümünü Cerablus’ta kendi yaşıtı olan Lawrens’ın kaldığı Fırat manzaralı evinin balkonunda yazmış. ....
Cerablus’ta Ermeniler
27 Mayıs devrimi
Türkiye’ye gelişim
Hama katliamı
Sabra ve Şatilla katliamları
Kaddafi ve Erbakan
Kaddafi ve Mandela
“Arap Baharı” bir palavra
Tipik bir ortadoğu
Kaddafi’nin Brüsü
Irak-İran savaşı
PKK’lı denklem
El-Cezire operasyon merkeziRadikal İslamcılarmı!
Babil’i unutmamak gerekir

-... ..Babil Yahudiler için çok daha önemliydi. Yahudilerin tüm dinsel kitaplarında babil ile ilgili uzun uzun hikâyeler var. O hikâyelere göre Yakup Peygamber bail’de yaşamış ve MÖ 600 civarında Nüsaybin üzerinden Kenan diyarı yani Filistin’e göç etmiştir. ... .. Nil’den Fırat’a kadar büyük İsrail devleti. Nil Mısır’ın ortasından geçer. Fırat ise Irak’ı ikiye bölerek Dicle iel birlikte Körfez’e akar.Yani Yhudiler Mısır’ın yarısı ile birlikte Filistyin, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak’ın yarısı ile Anadolu’nun güneyini istiyorlar.Çünkü onlar bu toprakları Allahın  kendilerine verdiğine inanıyorlar. .... .. 
*Maniki Dünya İslam coğrafyasının kanlı yüzyılı siyasi olaylar, aktörler ve oyunlar – Hüsnü Mahalli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder