3 Kasım 2016 Perşembe

Mahrem *

Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları Mahrem
-Kitap 459 sayfa. Arka yüzdeki tanıtımda; “Gizli belgelerle Türkiye’nin sırları...
-AKP-Cemaat ortaklığı, bir kız çocuğuna tecavüz dosyasının neden ve nasıl kapattı?
-Fethullah Gülen’in Pensilvanya’daki evini kimler, nasıl bastı?
-Emniyet İstihbarat,ABD Büyükelçiliği’ne Erdoğan’a dair ne söyledi?
-Cemaat’in imamı, hakkındaki iddiaları ilk kez nasıl yanıtladı?
-Hangi AKP milletvekillerinin özel hayatları Washington’a not edildi?
-Erdoğan’a, hangi AKP’lilerin “cinsel kabahatleri”ne karşı harekete geçmesi için baskı uygulandı?
-Emine Erdoğan’ın Mustafa Sarıgül’e vefasının altında ne vardı?
-Hangi Zaman Gazatesi yazarı, karısını ABD Başkonsolsu’na şikâyet etti?
-ABD hangi konuda Hakan Fidan’ı esefle karşıladığını söyledi?
-Gülenciler TSK’deki havuz partilerinde neden bikini giyiyor?
-MİT’in istihbaratçı adaylarına okuttuğu ders kitabında neler yazıyor?
-Hangi ünlü gazetecilerin geçmişi isim isim fişlendi?
-‘çok eşliliği’ MİT belgesine konu olan muhalif parti lidri kim?
-Hangi ünlü iş adamı ABD’li diplomata kendisini “Ben Amerika’nın avukatıyım” diye tanıttı?
Bu sorlar ve daha fazlası... İsim isim, olay olay... İlk kez okuyacağınız gizli belgeler ışığında Türkiye’nin sırları ortaya çıkıyor.” deniliyor.

Kısa alıntılarla kitabın özellik arzeden bölümlerine devam edelim:
-Canciğerdiler, kuzu sarmasıydılar.
-Onları yoldaş eden çıkarların ortaklığıydı.
-Yol bitti.
-Avın başında kavgaya tutuştular.
-Bir zamanlar el ele tüm ülkenin mahremiyetine girenler, şimdi birbirinin mahremine el uzatıyordu.
-... .. Kuzey Teksas Üniversitesi’nde kurulan (Turkish Instute for Police Studies – Polis Eğitimi İçin Türk Enstitüsü) TIPS ... ..
-... .. Washinton’da  faaliyet yürüten ... .. Turkish Institude for Security and Democracy (TISD). Yani: Güveenlik ve Demokrasi için Türk Enstitüsü.
-Enstitüyü kuranlar Türk Emniyet Teişkiletı üyeleri; yani Türk polisi.
-TISD kendi yayınlarında kurumu, “Türk Emniyet Teşkilatı’nın ABD’deki yüzü” olarak tanımlıyordu. ... ..
-... .. Türk polisi için ABD’de eğitim almak öyle bir hale gelmişti ki, Washington’da bir oluşuma dahi gitmişlerdi.
-Peki TISD’ın, yani Türk polislerini  ABD’ye götüren kuruluşun başında kim vardı?... .. ...
-... .. TISD’ın mali kaynağı elbette İçişleri Bakanlığı’ından ve Tğürk Tanıtma Fonu’ndan gelen destekti. Yani Cemaatçi polisler kamu kaynaklarını kullanarak eğitim alıyor ve örgütleniyorlardı. ... ..
-Aslında başta sormamız gerekeni sonda soralım: TISD nedir?
-TISD’ın ne olduğuna ilişikin açık bir ifade yok.
-Kimi zaman yanlızca polislere yurtdışı eğitimi sağlayan bir organizasyon teşkilâtı...
-Kimi zaman CIA ve FBI ile Türk polisinin iletişimini sağlayan bir örgütlenme...
-... .. Cemaat’in Emniyet imamının ABD’de TISD’in başındaki isimle buluşarak Fethullah Gülen’e gittiği hatırlanırsa, ... ..
Yahudi Cemaati’nin mektubu
ABD’ye gitmek isteyenler kim?
Erdoğan-Gül kavgası gizli belgelerde
-... .. 2014 yılının Ağıstos resepsiyonunda Hayrünnisa Gül, Erdoğan’a yakın gazetecilerden Abdükladir Selvci’nin elini, “Sizinle tokalaşmak istemiyorum size çok kırgınım,” diyerek sıkmıyordu.... ..
-... ..
-ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait resmi yazışmaları içeren kriptolar incelendiğinde, Recep Yayyip Erdoğan- Abdullah Gül iklisine çok erken tarihlerden itibaren geniş yer verildiği gözlemleniyordu. Belgeler, ... ..AKP’yi, Erdoğan lidrliğindeki, Nakşibendilik ile Gülen Cemaati’ni  bir koalisyonu olarak tarif ediyordu. Belgelere göre parti içinde Gülen Cemaatinin liderliğini Abdullah Gül temsil ediyordu. ABD büyükelçileri AKP içindeki çekişmeyi ve değişimi Gülen Cemaati ile Erdoğan arasındaki iitişmeyle okuyordu.
-Yine Wikileaks belgelerine göre Cemaat ve Erdoğan liderliği kritik konularda beraber davranıyordu. ... ..
-Tarih: 16 Kasım 2002
-Söz kousu belgede Gül ile ilgili olarak şu tespit yapılıyordu:
(...) Gül, uzun süredir Ankara Büyükelçiliği’nin yakın ilişkide olduğu kişilerden biridir. Amerikan zihniyeti  ve ABD’nin dış politika öncelikleri mükemmel bir “kavrayış”a sahiptir. (...)
-Belgenin henüz AKP hükümetikurulmadan önce yazıldığı hatırlanırsa, uzun süredir devam eden yakın ilişkinin Refah partisi’ne kadar uzandığı düşünülebilir. Abdullah Gül’ün Refah ve Fazilet partilerinin fiili sözcüsü olduğu, ılımlı ve etkili bir İslâmi görüşü savunduğu anlatılırken, Erdoğan’la ilişikisi üzerine belgede u ifadeler kullanılıyordu: “Erdoğan’a sadık ama kendi ihtirasları var ve zaman zaman bizimle konuşurken, kaba saba bir adam olan Erdoağan’a tabi olmaktan duyduğu rahatsızlığı yansıttı.”
Gül’ün Erdoğan’dan duyduğu rahatsızlığını göstermesi oldukça çarpıcıydı.
Cemaat’in tarafı
-Tarih: 28 Şubat 2003
“Türk Parlementosu ve Hükümeti ABD’nin asker sevkiyatı Kararı Öncesi MGK Toplantısını bekliyor” başlıklı kriptoyu ABD Ankara Büyükelçisi Robert Pearson kaleme aldı.
-Kripto, 1 Mart tezkeresinin arifesinde ve tedirginliğinde yazılmıştı ve honutsuzlu içeriyordu: ... .. Tam da bu noktada, ilginç bir ismin görüşlerine başvuruluyordu. Bugün cemaatin işadamları örgütü olan TUSKON’un o yıllardaki karşılığı olan İŞHAD ile ABD Büüyükelçiliği görüşmesi kriptoya şöyle yansıyordu.:
            “Fethullah Gülen bağlantılı (İslâmcı) işadamları derneğiİŞHAD’ın genel sekreteri ve  Gül’le yakın bağlara sahip Mustafa Günay, Türk Devleti ve Hükümeti’nin söz konusu ekonomik kaygılarını tamamen bilincinde olduğunu, ama Türk hükümetinin  her şeyden önce, Ameriken yönetiminin Saddam sonrası Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulmayacağı güvencesi konusunda endişeler taşıdığını söyledi. Günay’a göre Gül ve Genelkurmay Başkanı Özkök daha uzlaştırıcı (ABD yanlısı) bir görüşe sahipler, ama onları engelleyen iki unsur bulunuyor:
            1)Askeri yönetimdeki, Genelkurmay İkinci Başkanı Büyükanıt’ın da dahil olduğu şahinler,

            2)Türk devletinin ABD’ye yönelik geleneksel şüphelerini taşıyan Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış (...)
Gözü arkada kalan Erdoğan
-Tarih: 20 Ocak 2004
-ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın Washinton’a gönderdiği kriptoda, ... ..  dönemin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün kendilerini, Abdullah Gül’ün Arap / İslâmi yönelimli bir dış politikayı savurduğu konusunda uyardığını bu belgede dile getiriyordu.
-Tarih: 30 Aralık 2004
-Kripto, “iktidardaki İkinci Yılında Erdoğan ve Ak Parti: Onları, Türkiye’yi, Avrupa’yı Anlamaya Çalışmak” başlığını taşıyordu.
            (...) Erdoğan’ın iktidar açlığı kendisini, parti içindeki keskin otoriter tavrı ve başkalarına duyduğu derin güvensizlikle açığa vuruyor. Erdoğan ve eşi Emine’nin eski bir danışmanının söylediği gibi, “Tayyip Bey Allah’a inanır ama O’na güvenmez.” Etrafına dalkavuk (ama küçümseyen danışmanlarından oluşan demirden bir halka ören Erdoğan, bu yolla kendisini güvenilir bilgi akışından yalıtmış durumda. Bu da ABD’nin Tel Afer ve Felluce’deki operasyonlarının bağlamının –ya da gerçeklerini- niçin göremediğini açıklıyor. Erdoğan’ın üzerindeki İslâmcı etkiye gelirsek, muhafazakâr ama maddeci bir Müslüman olan Savunma Bakanı Gönül, kısa süre önce Gül’ün ortağı Davutoğlu’nu “aşırı tehlikeli” sözleriyle tarif etti....

-Burada bir başka ayrıntıya daha girelim.
-Kriptoda Erdoğan’nın hiçbir bağlama oturmayan ve oldukça çok sayıdaki dış gezilerinden de söz ediliyordu. Bu dış gezilerin yarattığı tehlikeyse kriptoya şöyle yansıyordu:
            (...)Bu meşekkatli gezi döngüsü Erdoğan’ı ve kurmaylarını yorgun düşürüyor. Partinin, parlemento grubunun  ve hükümetin dümenini elinde tutma yetisini sekteye uğratıyor. Milletvekillerini sertçe azarlama alışkanlığı nedeniyle AKP’nin parlemento grubundaki pek çok kişiyi yabancılaştırdı. Dahası, 2002 seçimlerinden önce AKP’ye çok önemli mali destek sunan, İslamcı çevrelerde etkili Anadolu İşadamları Derneği MÜSİAD’ın, Erdoğan’ın erişilmezliğinden etkilendiğini anlıyoruz. Etkili İslamcı Fethullah Gülen Cemaati içindeki yayıncı abdurrahman Çelik gibi bağlantılarımızın bize sağladıkları yorumlardan; AKP içine sızmış olan (Adalet BakanıÇiçek, Kültür ve Turizm Bakanı Mumcu,368 milletvekilinin 60 ila 80’i, bürokrasideki kimi atamalar) Cemaati’in Erdoğan ve AKP’ye karşı ikircikli tutumuna geri döndüğünü anlıyoruz.(...)
-Cemaat’ten bir kaynağın açıklmasına göre ,o tarihlerde AKP içinde kendileriyle birlikte davranan 60-80 milletvekili vardı. İddia o ki Cemaat,dajha o tarihte Erdoğan’a karşı eleştirel yaklaşıma geri dönmüştü.... ..
-Yıl 2004. AKP iki yıldır iktidarda.
-Ve aralarında bakanların da olduğu AKP’liler, gidip ABD’li diplomatlara kendi içlerindeki yolsuzlukları aktarıyor..
-AKP’liler dışında bilgi veren yok mu bu konuda?
-Ya da yolsuzluk yapanların ismi yok mu?
Olmaz mı!
-İşte Amerikan kriptosunda o çarpıcı ifadeler.

(...) Belirgin bir biçimde yolsuzluğa bulaştığı söylenen birçok isim arasında İçişleri Bakanı Aksu, Ticaret Bakanı Tüzmen ve AKP İstanbul İl Başkanı Müezzinoğlu yer alıyor. Türk Polis Teşkilatının istihbarat dairesinden bir bağlantımızın verdiği bilgiye göre, Müezzinoğlu tehditle haraç alma ve diğer eylemleri hakkındaki soruşturmada daha şimdiden Erdoğan’ı suçlayıcı kanıtlara ulaşıldı. Anadlu’daki bağlantılarımızda, henüz parti tabanı seeviyesinde Erdoğan’ı ve partiyi bu konuda yakından inceleme istekliliğitespit etmesek de, bu eğilim bir saatli bombayı andırıyor.(...)
-... ..
-ABD Büyükelçiliği’ne AKP’lilerin yolsuzluk dosyasına dair bilgi veren kişi Emniyet İstihbarat Dairesi’ndendi.
-Gülen Cemaatinin kontrolünde olduğu herkesce bilinen Emniyet İstihbarat Dairesi mensubunun, Recep Tayyip Erdoğan’a uzanan yolsuzluk dosyalarından daha o günlerde bahsetmesi oldukça çarpıcıydı.
-ABD’li siplomatların bu konuya dair “saatli bomba” tespiti de dikkate değerdi.
-Cemaat’e yakın polislerin elindeki dosyalarla operasyon yapması için , 17 Aralık 2013’ü ya da daha doğru deyişle Cemaat Hükümet savaşını bekleyecektik.
-Oysa ki, yıllar yıllar önce herkes her şeyi biliyordu.
--... ..
-ABD Büyükelçisi Eric Edelman işte tam da bu noktada, neden “ikiyüzlü” tabirini kullandığını dile getirecekti. Aynen aktaralım:
            (::J Siyasi yelpazenin farklı renklerinden birçok bağlantımız, eğer girişim başarılı olursa, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik (sekreteriyle açıkca ilişki yaşayan), İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu (ergenlik çağındaki kızları tercih eden) ve Erdoğan’ın dış politika danışmanı Ömer Çelik’in (Rus hayat kadınları), adli kovuşturmaya mauz kalabilecek pek çok AKP’li yetkili arasında olacağını açıkca belirtti.
ABD’nin gözünden Gülen
-.. ..
-ABD’li diplomat Pearson bu vesileyle Gülen hakkında tuttuğu notları Washington’a gönderiyor, “Hareket diğer İslamcı tarikatlar gibi işliyor ancak göreli olarak daha hiyerarşik ve disiplinli,” diyordu.
-Pearson, Gülen’in Patrik Bartholomeos ve Papa II. Jean Paul’le ilişkilerine de değiniyor ve bu konuda ilginç bir ifade kullanıyor. ... ..
-ABD’li diplomata göre Nakşiler ve Milli Görüçüler, Yahudi ve Hristiyanlara yalan söylemeyi sorun etmiyordu. Ancak Pearson’un iddiasına göre, Fethullah Gülen iki dinle de ilişkisinde samimiydi. ... ...
*Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları Mahrem – Barış Teroğlu, Barış Pehlivan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder