6 Aralık 2016 Salı

15 Temmuz öncesi ve sonrası *

Ahmet Hakan’la Tarafsız Bölge röportajı ve yeni sorular
-Kitap176 sayfa. İlk bölümü televizyon programındaki söyleşiden oluşuyor.
-İlker Başbuğ, görüşlerini paylaşırken liyakat sorununun, bu darbenin arka planında da kendisini gösterdiğini anlıyoruz.
-Özellikle Kuvvet ve Genelkurmay karargahlarında personel başkanlıklarında görev alan; daha açık tabiri ile “personel mafyası”a dahil olanların “namazları kılınamayacak” kadar kirli işlere bulaşmalarının
-Personel mafyasına dahil olanların:
   *Çeşitli sınavlardaki şaibeli başarılarının,
   *Kıt’a ve karargah görevlerinde her nedense yine aynı grubun seçkin görevlere atanmalarının,
   *Mükâfat mekanizmasının çalıştırılmasında aynı grubun sürekli nemalanmasının,
   *Bir taraftan “muharipliğin özendirilmesi” başlığı altında çalışmalar yapılırken; diğer taraftan başarı belgelerinin , para, tatil vb. ödüllerinin çoğunlukla arazide fiilen çalışanlara değil seçkin görev yerlerinde bulunanlara dağıtılmasının,
   *Çok yıldızlı rütbelere getirilenler orasında:
     -Hiç OHAL ya da İç Güvenlik Bölgsinde çalışmamış,
     -Üzerinden hiç mermi geçmemiş,
     -Arazide karın üzerine yatmamış,
     -Tuvaletini araziye yapmamış,
     -Üzerine yıldırım düşmemiş,
     -Yattığı yerden yıldızları seyretmemiş,
      -Mayın patlamasını ve ağır silah namlularındaki metalik sesi yakından duymamış,
olanların bulunmasının,
-Bu adaletsiz durumun rütbeli personel arasında sızlanma / şikayet sebebi olmasına rağmen bir türlü düzeltilememesinin,
-Diğer bir ifade ile zamanında yapılan değerlendirmelerde çoğunlukla ”liyakat” kriteri yerine aidiyetlerin etkin olmasının,
-Alçakça girişilen ihanet hareketinin hazırlanmasında yönetici sorumluluğu taşıyanların çıkaracağı dersler için ışık tutulduğunu görüyoruz.  
-Şimdiyi şapkayı önümüze koyma ve “nerede hata yapıldı” diyerek ders çıkarma zamanı.
-İlker Başbuğ 15 Temmuz’un;  27 Mayıs ve 12 Eylül’den de farklı olduğunu,
-Benzer kalkışmaların tekrar olmaması için alınacak tedbirlerin de farklı olması gerektiğinin,
*12 Eylül askeri müdahalesinin  “emir komuta silsilesi” içinde Silahlı Kuvvetler tarafından gerçekleştirilmesine karşılık 15 Temmuz girişiminin “emir komta hiyerarşisi” olmaksızın, ancak bir cunta tarafından kalkışıldığının,
*Yapılan kalkışmanın cemaatin silahlı darbesi olduğunun,
*Sözkonusu cuntanın Türk Sihalı Kuvvetleri içindeki uzun bir sürece yayılan yapılanmasının arka planında; bütün istihbarat sorumluluğunu üstlenen MİT’in bulunduğunun vurgusunu yapıyor.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde:
-1992’de MİT Müsteşarlığının başına ilk defa bir sivilin getirilmesi ve teşkilat içindeki askerlerin tasviye edilmesinin ortaya çıkardığı hasarı ve çözüm önerileri anlatılıyor.
-Hükümetle Cemaat arasında ittifak söz konusuyken ortaya çıkan yapılanma ve yapılanların sonraki dönemdeki etkileri,
-AK Partinin iktidar olduğu 2002 yılı ve davamında 2007’ye kadar; “Türk Silahlı Kuvvetleri ile çatışmayalım” anlayışı,
-2007’de 27 Nisan e-muhtırası ile söz konusu düşüncenin değişmesi,
-2007-2011 arasındaki dönemede yapılan; 2010 Anayasa referandumu öncesine kadar yaşanan Cemaat-Hükümet anlayış birliği ve “Ne istedinişzde vermedik?” ortamı...
-2011 seçimleri sonrasında kopmaya başlayan ilşkilerin giderek savaşa dönüşmesi ve 6 Ocak 2012’de Genelkurmay Başkanının tutuklanmasına kadar gidecek cüretkar tutumun ortaya çıkması...
-Bu durum aynı zamanda Başbakan’a da “Sıra sana gelecek” mesajı olduğu iddiası...
-Yaşanan sürecin siyasi sorumluluğunun ve MİT’in sorgulanmasına olan ihtiyacın altının çizilmesi...
Dış destek
CIA’in rolü
Orduyu yıpratmanın yolları
Darbenin başarısız olması istendi
Suriye’ye bak , olanları anla
Cemaat için TSK’de iki önemli birim: personel ve istihbarat

Yeni bir darbe endişesi


*15 Temmuz öncesi ve sonrası-Ahmet Hakan’la Tarafsız Bölge röportajı ve yeni sorular – İlker Başbuğ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder