Bu oyunun
asıl adı Raz-ı Dil’dir (Gönül Sırrı) ama bu ad, sansür tarafından Gülnihal’e çevrilmiştir.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da belirtiği gibi , oyunda söz konusu edilen “sancak”,
Rumeli’dedir. Oyunun konusu, Osmanlı tarihinde, özellikle XVII: yüzyılla XIX.
Yüzyılın başında sık sık geçen yerel zorbalık ve isyan olaylarından alınmışa
benzer.
Rumeli
şehirlerinden birinde sancak bayi olan Kaplan Paşa, birçok kişinin canına
kıyarak zorba bir yönetim kurmuş, ilişkisini koparmıştır. Karşısında, engel
olarak yalnızca akrabası Muhtar Bey vardır. Kaplan Paşa, Muhtar Bey’in
sevgilisi İsmet’le evlenmek ister. Böylece hem siyasal iktidarını sağlayacak
hem de sevdiğine kavuşacaktır. Kaplan Paşa ile Muhtar Bey hem siyasal iktidar, hem
de gönül ilişkileri bakımından rakiptirler. Görüleceği gibi, oyunun çıkış
noktasında temel iz olarak, çoşumluluğun (romantizm), “aynı kadını seven iki
erkek” işlevi vardır. Oyunun temel olaylarını, bu iki erkeğin hem siyasal hem
siyasal aşk konusundaki çekişmeleri oluşturur…. ..
Gülnihal’deyse Namık Kemal’in bu coşkusu durulmuş, daha akılcı bir yola girmiş gibi görünür. Muhtar Bey, yurtseverliği ve insansal zayıflıklarıyla, ayakları yere basan bir tiptir. İslam Bey’in “yurt için savaşmaya” doğuştan hazır olmasına karşılık Muhtar Bey, “Hepimiz, kendimize dokununca zulmün etkisini hissettik.” diyerek özeleştiride bile bulunur. Aynı söz, Zülfikar için de geçerlidir. O da zalim Kaplan Paşa’ya, kardeşini öldürdüğü için karşı çıkmaktadır. Bunu, yapıtın sonlarında öğreniriz. Her iki oyunun kadı kahramanlarının canlandırılışı arasında tam bir karşıtlık vardır. Vatan Yahut Silistre’nin kadın kahramanı Zekiye, tıpkı sevgilisi İslam Bey gibi, “Yurt için gözünü kırpmadan ölüme gidecek” bir tiptir. Erkek kılığına girerek, sevgilisinin peşinden kuşatma altındaki Silistre Kalesi’ne gitmekten, gönüllüler arasına katılmaktan çekinmez. Gülnihal’in kadın kahramanı İsmet’se, tam tersi bir tip olarak çizilmiştir.
*Gülnihal & Namık Kemal
İlk basım 1873
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder