28 Kasım 2021 Pazar

Mukayeseli Dinler Tarihi*

… .. XIX. yüzyılda ilmin ilerlemesiyle insanların maddi ve manevi bütün ihtiyaçlarının karşılanacağını ileri süren pozitivist filozofların gayretleri bu konuda neticeyi değiştirmemiştir. İlim ve teknolojinin yeni boyutları da insanoğlunun dinden uzak kalmasına engel teşkil etmemiş, bilakis dine dönüşü süratlendirmiştir.  Zira ilim ancak sahasına sokabileceği hadiseleri çözebilir. Hatta bunların bazılarının da metafizik mesele olarak kabule mecbur bırakır. Bu duruma göre ilmin, dinin yerine geçmesine hiçbir şekilde imkân yoktur. Bu ifadeden ilme karşı olduğu sanılmamalıdır. Çünkü ilâhi din ilme karşı değildir. O, akla dayanır, akıl ve ilim vasıtasıyla gerçeği ispat imkânını bulur, ayrıca ilmi teşvik eder.


İngiliz filozofu Herbert Spencer (1820-1903) ilmin ilerlemesiyle din ihtiyacının daha iyi anlaşılacağını söyleyerek şöyle der. “İlmin ilerlemesi açık olarak gösteriyor ki hakikatini açıklayamadığımız ve anlayamadığımız mutlak bir kudret vardır. Buy kudret her yerde tecelli ediyor.”


Dhasksley’e göre dinle fen öyle ikiz kardeştirler ki birinin yok olması diğerinin de ölümü demektir. Çünkü fen dindar olduğu vakit yükselir. Din de temelinin fennen derin olması nisbetinde büyür. Filozofların büyük eserleri zekâlarının değil, çok dindar ve ruhlarının mahsulüdür. Buna göre pozitivizm bugün artık kuru bir iddiadan ibarettir.

Rene Descartes der ki: “İlmin kendine mahsus mâlikânesi vardır. Onun konusu laboratuvara girebilen olaylardır. Dinin konusu ise insandır, her ikisi de kendi sahalarında söz sahibidirler. Birbirlerine asla müdahale etmezler.”

Amerikalı pragmatist William James de bu hususta,  “... İlim ile din kâinatın hazinelerini açmak için kullandığımız iki değerli anahtardır.” demiştir.

… .

Kur’ân-ı Kerim’de, Âl-i İmrân sûresinde hususi (özel), Kâfirûn sûresişnde umumi (genel) mânada kullanılmıştır. Bu bölümde dinden maksadın hususi mâna olacağı âşikârdır. Buna göre dinin tarifi şöyledir: “Din , akıllı insanları kendi istekleriyle doğru yola (mutlak hayra) götüren ve peygamberlerin vahyine dayanan ilâhi bir  kanundur. “ İslâm bilginlerince umumiyetle kabul edilen tarif budur. Byu tarife giren ve temel değişmez kavramlar şunlardır:


1.Dinin ilâhi kanun olması … ..

2.Ebedî saadeti temin etmesi … ..

3.Dinin vahye dayanması … .. 

4.Akla hitap etmesi. Dinin hitabı aklı başında olan insanlaradır. İslâm akla dayanır. Zira İslâm’a göre dinin kaynağı insandaki aklıselimdir. Aklı olmayanın dini de olmaz.

5.İnsanlara din hürriyeti tanıması. Kurân-ı Kerim dinde zorlamayı menetmiştir. Bunagöre herkes dinini seçmekte hürdür. Kendi cüzi iradesini kullanarak dilediği yola gider. Bu özelliklerden ilk üçü (Allah, peygamber ve âhiret) bütün dinlerde müşterektir. … ..


Gayrı Semâvi (Batıl) Dinler

İnsan ve Din

İnsanoğlunun ilk inanışı ilk din

Milli Dinler

Çin dinleri

Hint dinleri

Japon dinleri

Eski Amerika dinleri

Eski Mısır dinleri

Eski Ön Asya dinleri

Eski İran dinleri

Eski Türkler’in dini

Eski Yunanistan’da din

Eski Roma dini

Aski Kuzey Avrupa dinleri

Semâvi dinlerin Özellikleri

Yahudilik

Yahudi dininin mukaddes kitabı

Tevrat tefsirleri

… ..

Yahudilik’te büyük mezhepler

Sadûkiler

Fariziler

Essennîler ve Terapötler

Talmudcular ve Karailer

Yahudilik - Mûsevilik

Benî İsrâil İsrâil oğulları)

Hz. Musa

Kur’ân-ı Kerim’de  Tevrat

Hıristiyanlık

İsa’nı kişiliği

Hıristiyanlığın kuruluşu ve Pavlus

Yeni Ahid

… …

Hıristiyanlıkta büyük mezhepler

Katolik Mezhebi

Ortododosk Mezhebi

Protestan Mezhebi

Diğer Mezhepler

Süryânilik / Yak^biler

Gregoryanizm

Abglikanizm

Teslîsle ilgili olarak ortaya çıkan mezhepler, Arianizm, Nestorianizm ve Mono fitizm’dir

Reform ve Reformcular

Hristiyanlık

Hz. Îsa

… ..

Müslümanların Hıristiyanlığa bakışları

Hıristiyan misyonerleri

… ..

Hz. Muhammed (SAV) ve İslâm dini

Semâvi dinler arasındaki temel farklılıklar




*MUkayeseli Dinler Tarihi & Ahmet Kahraman

M. Ü. İlâhiye Fakültesi Yayınları 

Eylül 2019


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder