15 Nisan 2022 Cuma

Vicdan Zorbalığa Karşı*


 

Vicdan Zorbalığa Karşı yada Castellio Calvin’e, okutu fransız reformcu Jean Calvin’in  diktatörlüğünün hüküm sürdüğü XVI: yüzyıl Cenevre’sine götürür. Calvin’in farklı görüşlere gösterdiği tahammülsüzlük, hümanist din adamı Miguel Serveto’nun resmi öğretiye ters düşen görüşleri nedeniyle ölüm cezasına çarptırılmasıyla zirveye tırmanır. Tam  da bu noktada SEbastian Castellio, Calvin’in karşısında tarih sahnesindeki yerini alır.

Bu kitap, Zweig’in, kendi yaşamını belirleyecek Nasyonal Sosyalizm de dahil olmak üzere totaliter rejimlewre yönelttiği bir eleştiri olarak da anlaşılabilir. Katı ideolojilerin beraberinde getirdiği tehlikelerin göz önüğne serildiği, insanca yaşamak için düşünce özgürlüğünün, hoşgörünün altının çizildiği Vicdan Zırbalıpğa Karşı ya da Castello Calvin’e, bu özellikleriyle evrensel nitelikte.


… ..Var olmanın yüklediği sorunlardan kurtulmayı sağlayacak bir Mesih’e yönelik özlem, toplumsal ve dinsel peygamberlerin yolunu açan mayanın özünü oluşturur. Bir nesil, ideallerini, ateşini ve renklerini yitirdiği anda, ortaya etkileyici bir adamın çıkması, kendisinin, sadece kendisinin, yeni bir formül bulduğunu ya da yarattığını buyurgan bir biçimde açıklaması daima yeterli olur; binlerce kişinin güveni hemen o anda bu sözüm ona halk kurtarıcısına, dünya kurtarıcısına doğru akar - ve her yeni ideoloji (bu aslında onun metafizik anlamıdır) her seferinde, derhal yeni bir idealizm yaratır dünyada. Zira insanlarla birlik ve temizlik diye yeni kuruntular bağışlayan

kişi, içlerindeki en kutsal güçleri ortaya çıkarır: onların özverilerini ve çoşkularını. Milyonlar büyülenmişçesine, teslim olmaya, aşka gelmeye, hatta baskı altına alınmaya bile razıdır ve bu türden vaazlar veren ve vaatlerde bulunan kişiler, ne kadar çok şey talep ederse, onun o denli kulu kölesi olurlar.Onun daha kolay yönetebilmesi uğruna, düne kadar en büyük mutlulukları olan özgürlüklerinden kendi rızalarıyla vazgeçerler; birlik duygusunun verdiği ateşli sarhoşluk içinde kendiliklerinden köleliğe koşarlar ve kendilerini döven kırbaca övgüler düzerler; böylece Taxitus’un “ruere in servitium”(1*) anlayışı tekrar tekrar gerçekleşmiş olur.

….. ..

… ..Zira Castellio, Calvin tarafından kurban edilen Serveto’yu dünyanın  bütün teologlarına inat, suçsuz yere öldürülmüş biri diye nitelerken, Calvin’in bütün safsatalarına karşın o ölümsüz sözünü, “Bir insanı yakmak, öğretiyi savunmak anlamına gelmez; bir insanı öldürmek anlamına gelir,”sözünü haykırırken, düşünce hakkını (LOcke’danHUme’dan, Voltaire’den çok daha önce ve onlardan çok daha mükemmel bir şekilde) sonuna kadar savunurken, inancı uğruna canını rehine koymuş demektir. Hayır, Castellio’nun Miguel Serveto’nun bir hukuk cinayetiyle öldürülmesini protesto edişini, ondan daha ünlü bir Protestan edişini, ondan daha ünlü bir Protestan olan Voltaire’in Calas Davası’yla ve Zola’nın Dereyfus Davası’yla karlılaştırmaya kalkışılmamalı - bu tür kıyaslamalar onun eyleminin ahlaki yüceliğine uzaktan yakından erişemez. Zira…. ..

... ..


(1*) (Lat.) Gönüllü olarak köleliğe koşmak (Y.N.)



*Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castlelio Calvin’e  & Stefan Zweig

Almanca aslından çeviren : Zehra Kurttekin

Castellio gegen Calvin oder Ein Gewissen die Gewalt

Can Sanat Yayınlarıb

1.basım: Aralık 2020


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder