22 Ağustos 2023 Salı

Çerkesler Tarihi*

Kısa  Çizgilerle Çerkeslerin 1000 Yıllık Tarihi


MÖ V yy. Meot boylarından olan Sindler, kıyıda Anapa ve Tamam yarımadası arasındaki alanı da kapsayan Kubana yayılan büyüleyici Sindika uygarlığını kurdular.


MS 480 Doğu Kırım’da başkenti Kerç olan Panticapaum olmak üzere … …  Bu … devlet Grekler ve yerel  Çerkesler tarafından yönetilmiştir. … .. 


MÖ.450 Çerkes -Sindika krallığı Grekler tarafından kurulan Bosporan Krallığı hakimiyeti altına girdi.


MÖ.438 Çerkesler … .. Bosporan krallığı yönetimini ele geçirdiler.



MÖ. III Yüzyıl Meteot Gölü (Azak Denizi) çevresinde yaşayan Mıvıtlar (Meteotlar)... .. 


MÖ. 2. yy. İskitlerin ardılları olan Sarmatlar  Çerkes topraklarına yayılmaya başladılar.


MS. I.yy. Batı Kafkaslarda  Çerkes liderlerinden Stakhemfak önderliğinde Zixhia kabile birliği kuruldu.


MS. 2.yy. Zixhia Kralı Stakhemfak Roma İmparatorluğunun egemenliğini tanıdı.


MS. III yy. Gotlar Karadeniz’in kuzeyine yerleştiler.

 


370 - Got Krallığı Hunlar tarafından yıkıldı.


374 - … .. Çerkesler büyük bir direnişten sonra dağlık bölgelere çekilip savunmaya geçtiler.


453 - Hun lider Atilla öldü. … … Hunların çekilmesinden sonra  Çerkesler eski topraklarını aldılar, kuzeyda Ukrayna ve Kırım’a kadar yayıldılar.


VI. yy. Çerkes Kralı Lawristan’ın, Avar (Lezgi kabilesi) yönetimi altına girmeyi  kabul etmemesi üzerine, Avar Hanı Baykan’ın  60 bin kişilik bir ordu ile Karadeniz kıyıları ve Kuban ağzından Baksan ırmağına kadar olan yerleri yakıp yıkması…. ..  Çerkesler  Abın nehri üzerinde Avar ordusuna saldırırlar ve savaş  Çerkeslerin  zaferi ile sonuçlanarak topraklarının büyük bölümünü geri alırlar


VII. yy. Hazarlar  Çerkesya topraklarına vardılar. 


VIII-IX. yy. Bazı  Çerkes kabileleri tarafından Kuzey Kafkasya’da “Kasog Kabile Birliği” kuruldu. (Kasogia) 


821-823 yılları Zihlerin (Adıgeler - MÖ Kerket ler) de katıldığı büyük bir kitle / ordu Bizans İmparatoru II: Mihailin ordusuyla çarpışıyor.


X. yy. Çerkesler bölgede güçlü bir siyasi güç haline gelerek gerçek tek dilli birleşik bir ulus haline geldiler. Zixhia ve Kasagia Krallıkları birleşti.


964-972 Kiev Prensi Svyatoslav’ın Kırım’daki Hazar ordusuna saldırması ve ardından  Çerkesya topraklarına girmesi.


1022- Çerkes Prensi Redade ile Kiev Prensi Vladimir’in oğlu yapılan ikili güreşi  …  .. .. Anlaşma gereği Çerkes Kraliçesi Ayner, iki oğlu Dzepş ve Zefes’i beraberinde götürmesi için Mistislav’a izin verildi. Onlarla beraber Şıwupaş ve

Aghaban, Temrıkhu Kasoya’da kaldılar. … ..


1022- Mistsilav kutsal Tanrıca Meryem adına Tum Tekhaşşe’de bir kilise inşa ettirmişti. Bu mabette Reded’in oğulları vaftiz edilerek Hıristiyan yapılmışlardı. Hristiyan olduktan sonra Dzepş’e Yure, Zefes’e iseRoman adı verildi.

Roman Mistislav’ın kızıyla evlenip ona damat oldu. … ..


10 ve 13.yy. Tüm adıgeler Rus kroniklerinde Ksog olarak anılmaya başlandı.



1030- Çerkeslerin 6.000 kişiden oluşan Alan (Osetin) savaiçılarının yardımıyla Tmurtarakan Kalesini

kuşatması, kaleyi ele geçirerek yakıp yıkmaları, Çerkes Prensi Redadenin öcünün alınması.


1223- Altın Orda saldırıları sonrasında topraklarının büyük bir bölümünü yitiren Çerkesler, buna karşılık Alanlar’ın bazı topraklarını ele geçirdiler.


1230- Çerkeslerin bir kısmının Kuban ovalarını aşarak liderleri Abdun-Khan önderliğinde Kırım yarımadasının işgali. Çerkesya (Circassia) Karadeniz’in doğu sahilindeki birçok Çerkes kabilesini içine alan büyük bir ülke haline geldi.


13.yy. Rusya’nın içlerine ve Kafkasya bozkırlarına ilerleyen Moğol kabilelei, göçebe yaşamlarını

bırakarak Kırım’a yönelmeye başladılar.


1230-1233 Çerkesya’‘ya Moğol istilası. Moğollar güçlü bir direnişle karşılaştılar, fakat   Çerkes ve

Alan ülkesi büyük zararlar gördü. Moğollar Çerkesleri  “Serkesut” olarak adlandırdılar


1236-1242 Batu ve Mengü Han Çerkesya’nın Kırım topraklarını işgal etti, fakat Moğollar “Beyaz Çerkesler

“ olarak adlandırdıkları Karadeniz Bölgesi  Çerkeslerine (Zikhia) karşı egemenlik kuramadılar.



1260 Bibars komutasındaki Memlük Ordusu (Çerkes ve türklerden oluşuyordu) … ve Bibars atalarının öcünü almış oldu.


1277 … .. Savaş ovalarda yaşayan Çerkeslerin mağlubiyeti ile sonuçlandı ve bozkırtopraklarının bir bölümü ile Kırım toprakları Taman’a doğru Moğol etkisi

altına girdi. (Zikhia bölgesi, Azak Denizi doğu kıyıları ile Karadeniz kıyıları ve Kerç boğazı egemenliğini korudu…)


XIII.-XIVç yy. Birçok Çerkes beylikleri Terek Irmağına doğru doğuya göç ettiler.(ilerde Kabarda olarak

anılacak bölgeye) Çerkesya Batı Avrupa, Orta Asya ve Çin arasında bir ticaret merkezi haline geldi ve genelde ticaret işini Cenevizliler ellerinde tutmaya başladılar. Altın Orda devleti çöküşe girdi. Orta Kafkaslarda Balkar ve Karaçay halkının ataları zuhur etti


1345: Timur Moğol-Altınordu Devletine karşı savaş açtı ve Çerkesler Altınordu devletine destek verdiler. Timur Kuban ırmağını geçerek Çerkesya topraklarına girdi. Timur ordusu büyük kayıplar vermesine rağmen Çerkesleri mağlup etti ve Çerkes Ülkesinde çok büyük zararlar verdi.


Nisan 1346: Önlenemeyen bir bulaşıcı hastalık olan veba salgını Kuzey Kafkasya’da hızla yayıldı. Veba 1353 yılına

değin Karadeniz kıyılarını kırıp geçirdi…. ..


14.yy. Çerkeslerin Rusları ilk yenilgiye uğratmaları.


1380: Ünlü Çerkes Kral İnal Nekhu dünyaya geldi. (Atası 13.yy.da Kırımı da Çerkes topraklarına katarak

Çerkes ülkesini yöneten Abdunkan olduğu ve İnal’ın onun torunu Xurifelhey’in oğlu olduğu bazı kaynaklarda

geçmektedir.


1380, 8 Eylül- Moğolların (Altın Orda) Ruslara karşı savaşlarında Çerkeslerin Moğollara yardım etmeleri.


1382- Mısır Kahire’de Malihuk (Çoban) lakaplı “Emir” Berkuk İbn Anas el Çerkasi sultan Ondan sonra başa

geçen sultanların tamam yakını Çerkes olduğundan Ülke Çerkes Memluk Sultanlığı olarak anılmaya başlandı.



1395, 15 Nisan- Çerkesler Tohtamış ile birlikte Topal Emir Timur’un ordularına karşı savaşması (Terek Savaşı). Bu

dönemler Çerkes memlük sultanı Berkuk’un yardımları olduğu bir kaç kaynakta geçmektedir.


1395- yılı Ekim ve Kasım ayları- Timur büyük birordunun başında Adıgelere saldırdı…


1426- Çerkes Memluk Devleti Sultanı Baresbi iktidarında Emir İnal komutanlığındaki donanma Kıbrıs Adası’nı işgal etti.


1428- İnak Nekhu birçok savaş ve Çerkes beyleri ile yaşanan çatışmalar sonunda Çerkes devletinin en büyük kurumu olarak kabul edilen Xase’de,

Prensleri Prensi yani Kral olarak seçildi.


1429- Çerkes Devletinin de başkenti Temen yarımadasının yukarı kısmında kurdukları Şancır şehri oldu.


1431- Çerkes orduları bir çok saldırıdan sonra Cenevizlileri Xhumeren kalesinden de kovalamayı başardılar.


1438, 8 Haziran- Çerkes Memluk Sultanı Barasbi’nin ölümü.



1439- Çerkes Kralı Yınal’den , Gürcü kroniklerinde, dehşet verici ve korkunç bir hükümdar olarak söz edilmesi (1509) Yinal Çerkesya’ya saldıran Gürcü Prensi Dadian yaşamını yitirir. Diğer Gürcü Prensleri ve komutanlarının çoğu Çerkeslere tutsak düşer. Bu tutsakları Abhazya Patriği Malakia Gürcüler adına satın alarak özgürlüklerine kavuşturur.


1441- Moğol İmparatoru Cengiz Han’ın oğullarından Cuci’nin küçük oğlu Toka Temür soyundan gelen ve Moğolları (Tatar) yöneten Hacı Giray tarafından Kırım Hanlığı kuruldu.


1460- Doğu Çerkesya (Kabarday), “Büyük Kabarday” ve “Piyatigorsk Kabarday” olarak ikiye ayrıldı. Prens Konukue önderliğinde Besleney Prensliği kuruldu.


1465- Asetinlerin bir bölümünün Kabarday yönetimi altına girmeleri. Abhazya’nın Osmanlı yönetimini tanıması.


1475- Kırım Osmanlı himayesine girdi.


1485-1491 Çerkes Memluk Sultanlığı- Çerkesler 6 yıl süren savaşlarda üç kez Osmanlı ordularını Türkiye topraklarında yendiler.


1488- Çerkes Prensi İdar Temruk Mirza, 18 yaşında iken Osmanlılar ile akrabalık kurmak ve gerek Çerkesya, gerekse Çerkes Memluk sultanlığı ile Osmanlı arasındaki ilişkileri düzeltmek adına kırım Giray Prensesi Nazcan Hatun ile evlendirildi.


1491- Tunus hükümdarının araya girmesiyle Osmanlı Devleti (Sultan Bayezid) Kaytbay yönetimindeki Çerkes Memluluklarla barış imzaladı.


1496- II. Bayezid kardeşi Cem Sultan’ın kızı Malhırup Baharay Kırım Çerkes topraklarında dünyaya geldi. (Mahidevran  Haseki Sultan)


1497- Cenevizlilerce y apılan Kafkasya haritasında, bu tarihlerde Adıgelerin sınırının bugünkü Taganrog kentine kadar uzadığı görülebilmektedir. (1592 yılına kadar)


1498- Çerkesler Altın Orda üzerine saldırdı ve birçok Tatar savaşçı öldürdü. Düşman ve Khan Maakhmat Don Nehri ötesine Kırım’a doğru toprakları terk etmek zorunda kaldılar. 


1501- Khaffi Mehmet komutasındaki bir  Osmanlı ordusu Çerkesya’yı işgal etti, ancak ordusu tamamı bozguna uğratıldı. Kırım Hanı Mengli Giray’ın Çerkesya’ya saldırısı.


1502- Bu yıllara rastlayan Ceneviz kaynaklarında Azak Denizi’nin doğu yakası ve Don Nehri’nin  doğu yakasına kadarki yerlerde Adigelerin oturdukları yazıldı.


1508- Prens İdar Temruk Mirza, Kırım Giray Prensesi Nazcan Hatun’dan olma kızı Prenses Baharay’ı Şehzade Süleyman ile  Kırım Kefe sancağında evlendirdi. İsmi önce Baharay olmuş, 1514 yılında evlendikten sonra Kanuni ona Mahidevran adını vermişti. Erkek kardeşi Pren Mustafa Temruko’dur.


1515- Mahidevran  Sultan’ın oğlu Şehzade Mustafa dünyaya gelir.


1515- Mercidabık Savaşı: Suriye Valisi Hairbey’in ihaneti yüzünden Çerkes Memluk Sultanı Kanşav el Gauri ordusu Dabik Çölü’nde Sultan Selim’e yenildi. 15 yıllık bir saltanattan sonra Sultan Gauri, Yavuz Sultan Selim’e Suriye’yi kazandıran Mercidabık Meydan Savaşı’nda öldü.


1516- Yavuz Sultan Selim, Çerkes Memluk Sipahi blüğünden eline geçen bir grup Çerkes savaşçısını Kudüs’e yerleştirdi. Osmanlı Şövalyeleri olarak adlandırılan bu askerlerin vergi toplamak gibi görevleri vardı. (Osmanlı Belgeleri) Şimdilerde Abu Ghoş olaral adlandırılan kasabada onların torunları yaşamaktadır. (nüfusları yaklaşık 5.000) 


1516- Ridaniye Savaşı: Osmanlı ile Çerkes Memluk devleti … Kahire Osmanlı birliklerince kuşatıldı.  Memlukların birkaç topu vardı. Osmanlılar saldırmak yerine birliği iki yandan kuşattı. Memluklar süvari saldırısına geçtiler ve Osmanlının bir topçu kanadını yendiler fakat savaşı kaybettiler. 7.000 kadar savaşçı bu savaşta öldü, geri kalanı Kahire'ye savunmaya geçti.


1516- Tumanbay kenti yiğitçe savundu ve düşmanı geri çekilmek zorunda bıraktı. Ama sonunda ilgisiz bir suçlamayla hain sayılarak Kahire’de Züeyl Kapısı denilen yerde idam edildi ve Çerkes Hanedanlığı dönemi bitti.


16 yy. Çerkes Prensi İdar Temruko’nun kızı Melxhurıb Büyük Altın Orda hanının oğlu Tinehmat ile evlendirildi. (Kızı Altınçaç ta Astrahan veliahtı Bekbulat ile evlendirilmişti.) Bu vesileyle ÇerkeslerAstrahan ve Büüyük Altın Orda devletleri ile akrabalık kurmuştu. … ..



1520- Osmanlı Sultanı I. Süleymen (Kanuni) iktidara geldi.1566 yılına kadar  46 yıl iktidarda kalan Sultan Süleynman’ın anne tarafı Çerkes kökenliydi. Eşi Çerkes Prensesi Mahidevran ’dabu vesile ile İstanbul’a gelir.


1532- Çerekesler Astrahan’a sefer düzenleyerek şehri ele geçirdiler…. Hanlığı başınba Çerkeslerin damadı olan Yakup Han getirildi.


1532- Psıfabe  (Pyatigorsk) yöresinde oturan Kabarday Çerkeslerinin varlıklarınıbaskı ve vahşetinde koruyabilmek için gönüllü olarak Rus Çarı İvan Vasilyeviç ile birleşmeleri ve Çar ordusuna gönüllü asker olarak katılmalı.



1535- Nogay ordularının Çerkesya (Kabarda)’ya akını.


1540- Jane Prensi Şebehu Rusya’ya yöneldi. Hrıstiyan oldu. Yanında oğulları Aleksandr vr Vasil olduğu halde Rusya’da yönetim görevi stlenmdiler.ve Livon savaşına katıldılar. Aynı dönemlerde Adsigr Prensi Şşabkhu, Meşukh, Temrukh Rusya’ya açılan yollları buldular.


1544- Prens İdar Temruko’nun kızı Goşenay Ytemruko dünyaya geldi ( Rus çarı Korkunç İvan’ın eşi oldu.)


1545-47 Kırım Hanı Sahip Giray’ın Kbardaya akını.


1551- Cenevizli gezgin İnteriano Giorgio’nın Adige ülkesi üzerine notlarını yazar ve Adıgelerden Kirkas adı ile bahseder. Bu notlarda Adigelerin sınırının Kuzeyde Don Nehri kıyılarından Abhazya’ya kadar uzandığı yazılıdır.


1553- Kabarday’ın  büyük ve küçük Kabarday olarak ikiye bölünmesi.


1553- Sultan Süleymen, Konya’da bulunan oğlu Şehzade Mustafa’yı, kendisini tahtan indirmeyi planladığı inancıyla boğdurttu. Mustafa’nın cenazesi Bursa’ya gönderilirken Mahidevran  ile Mustafa’nın kızı ve cariyeleri de Bursa’ya sürüldü.


1556- Ukrayna-Polonya-Belarus-Litvanya Prensi Dymitro Wisniowiecki , Çerkesler ile birlikte Kırım Tatarlarına karşı savaşmak için Rusya’ya geldi. Kabarda’nın valisi olarak atanarak güvenini kazandı.


1556- Rusya, Astrahan Hanlığı’nı ilhak etti ve Çerkeslerle ilk defa komşu oldu. (Temruko Kızı Altınçaç ASrtahan veliahtı Bekbulat ile evliydi) 


1557- Çerkesler Çarın ricası ile Osmanlının Karadeniz sahilinde elinde tuttuğu Taman ve Temruk kalelerini yakıp yıktıılar.


1558- Sibeko Kanşevo ve Kanoko Meşıko kumandasındaki Adıge süvari ordusu Çarın hizmetine girdiler. (1557) ve Rus ordusuyla beraber Livon savaşına katıldılar. Rıngen kalesini işgal ettiklerinde Adigeler büyük bir Alman süvari birliğini yok etmişlerdi. ( Bu aile soyundan daha sonraları Rus kroniklerinde Chersky ailesi olarak bahsedilecektir)


1558- Adıge elçileri Moskova’ya gidiyorlar. Onların liderliğini Temrıkho’nun iki oğlu Beghlayrıkhu ve Sultan yapmaktadır. Sultan Moskova’da kaldı. Hıristiyan olarak Mihail Çerkasske adını aldı.


1559- Temrıko’nun oğlu Goşeneyin (Marie) meşhur ağabeyi Çerkaskiy Mihail Rus Ordusunun en büyük kumandanı oldu.


1561- Prens Temruk Mirza’nın oğlu Kabarada Prensi İdar Temruko’nun kızı Geşeney (1554-1569) Rus Çarı 4. İvan’la evlendi. Makariy Metropolitinde Rus çarı İvan Grozni ile Adıge Prensi Prenses Goşewnay Wupenske Kilisesinde nikahları kıyıldı.


1562- Rus düşmanı 5 Kabarday prensi ailelerini de yanlarına alarak 300 kişilik bir kafileyle Çerkesya’dan Polonya’ya göç etti ve Polonya ordusunda Prens Solgien ve Pren İdar Temruko komutasında bir Çerkes alayı kuruldu.


1569- Çariçe Çerkes Prensesi Goşeney (Prens İdar Temruko’nun kızı), Vasiliy adındaki oğlu ile birlikte zehirlenerek öldürülür.


16 yy. Osmanlı-Polonya(leh) Savaşı. Polonya ordusunda kurulan Çerkes Alayının komutanı Prens İdar Temroku ve Çerkes savaşçıları kaçışan Leh askerlerine rağmen savaş alanını terk etmeyerek Lehlerin savaşı kazanmasında büyük rol oynadılar. Polonya Meclisi ve Kral onu İndygenat Polski soyluluk nişanı ile ödillendirdi.


1569- Kırım Valisinin Osmanlılarla birlikte  Astrahan’a sefer açması, Yedi Adıge Beyi de bu sefere askerleri ile katılmaları için çağrılır. Beyler bu çağrıyı kabul etmezler. Osmanlı-Kırım Ordusu Rus ordusu tarafından geri püskürtüldüğünde, İdar Temruko ordusuyla onlara baskın düzenleyip onları bozguna uğrattı. Pek çok ganimet ve esir aldı.


1569- Batı Çerkesya … .. yakınında Adil Giray komutasındaki Kırık tatarlarıyla Çerkseler arasında savaş yapıldı. … .. Aldığı savaş yaralarının etkisiyle İdar Temrıko öldü. … ..


1578- Osmanlı İran’a karşı yeni bir sefer ve Çerkesya prenslerinin neredeyse tamamı paşalar ile birlikte bu sefere askeri destek verdiler. Kaytuko Aslanbek’ten Kabarda ülkesinin hükümdarı olarak Osmanlı belgelerinde söz edildi.


1583,8*9 Mayıs- Ünlü Meş’ale Savaşı (Osmanlı- İran Savaşı): Başkumandan Özdemiroğlu Çerkes Osman Paşa osmanlı ordusunun sağ kanadında Rumeli  Beylerbeyi Çerkes Haydar Paşa. Tiflis savunmasında Çerkes Kasım Paşa vardı…. Savaş Osmanlı zaferi ile sonuçlandı. Bu savaşlarda yer alan Çerkes prensleri beyler ve soyluların isimleri Osmanlı belgelerinde açıkça yazılmıştır.


1578-1591 Osmalı-İran savaşında Tatarlarla beraber Çerkeslerden oluşan ordu, Özdemiroğlu Osman Paşa komutasında kuzeyden dolanarak Dağıstan üzerinden Derbent’i geçerek Kuzey Azerbaycan’a girdi.


1604- Kuban Çerkeslerine karşı yürüyüşe geçen bir Rus ordusunun Şetjale (Stavropol’durdurulması.


1613- Şetkal’nin Ruslarca fethi.


1615- Kabarday’ın Ruslar tarafından yakılıp yıkılarak yağmalanması. Çerkes Pşi Şenceley’in Ruslarca Kabarday Bölgesi Prensi olarak tanınması. Kalmuklardan oluşan bir ordunun Kabarday’ı yakıp yıkarak yağmalamaları.


1619- İdrar Temruko oğlu Mamsırko’nu oğlu Kanşav (Çerkeskiy Dimitriy) Rus ordusunun en üst komutanı olarak ilan edilerek “boyar” unvanını aldı.


1652- Çerkes Beyi Koca Derviş Mehmed Paşa Osmanlı Donanması hizmetinde  Büyük Amiral (Kapudan Paşa) ünvanı aldı. 1653’te Büyük Vezir oldu. 


1679- Rus ordu komutanı Çerkes pransi Çerkaskiy Kaspulat Mıçaloviç Kırım Hanlığı ile yaptığı savaşta ordu komutanı olarak hanın kuvvetlerini bozguna uğrattı.



1689- Çerkes prensi Reded’in soyundan Fedor Lopuhin’in kızı Evdokiye, I. Petro ile evlenerek Rusya kraliçesi oldu.


1689-14 Aralık Çerkeskiy Mihail Alegukoviç Rus ordusunda Genel Kurmay Başkanı oldu. (Mihail Besleney prensi Konoko’nun soyundandı)


18 yy.- Rus dostu Çerkes Prens Kurgogin Muhammed ile şeriat karşıtı Kazaniko Jabağı’nın birleşerek, Kırım Hanının dostu ve taraftarı olan Roslan Bek Kaitoko’ya karşı savaşmaları. Birbirlerine düşerek iç savaşı başlatmaları


1703- Cherskaskiy Mihail’in oğlu Aleksey Çar I. Petro’nun  kızkardeşi ile evlendi.


1707- Rus-İsveç savaşını fırsat bilen Kırım Hanı Kaplan Girey’in Osmanlı sultanı II. Ahmed’in de onayı ve desteğini alarak içinde yeniçerilerin ve topçu birliklerinin de olduğu 80-100 bin kişilik ( bazı kaynaklara göre 50-60 bin) kişilik ordu ile Kabarday yurduna saldırdılar.Ancak bu savaşta Kurhako Atajukin önderliğindeki Kabarday Prensliği Tatar-Osmanlı ordusunu Kanjal adı verilen savaşta bozguna uğratırlar.


1711- Çar I.Peter’in (Petro) Çerkes generali Alexander Bekoviç Cherkaskiy’in Çerkeslerin de Türk-Rus savaşına katılmalarını istemesi. Çar Petro Bekoviç Cherkasskiy aracılığıt-yla Kabarda Beylerine şöyle dedi: “Biz vatandaşlarımız olmanız halinde sizlerden vergi de alma niyetinde değiliz. .”Bize karşı savaş açan Osmanlı sultanı ve Kırık Hanına karşı bize yardım etmenizi ve ittifak halinde olmanızı diliyorum.”


1711, 26 Ağustos- Çar I. Peter, Astrahan Hanı Araksin ile anlaşma yaparak 30.000 kişilik bir ordu ile Çerkesya’ya karşı saldırıya geçti. Kuban ırmağının 100 km. kuzeyindeki  Kopıl kasabasını (şimdiki Slvianski) ele geçirdi. 86 km.ye kadarki bütün köyleri yağmalayarak yaktı. Çerkesler 7.000 Çerkes süvarisi ile Chalou nehri yakınında saldırıya geçtiler ancak, silah bakımından üstün Rus güçleri karşısında hezimete uğradılar. Bu işgalde Çerkesler erkek ve kadın olmak üzere toplam 43.247 kayıp verdiler. … ..


1712- Adige elçilerinin Çar I. Peter’e gitmeleri ve dostluk istemlerini bildirmeleri.


1717- Kırım Hanı Devlet Girey ve Gazi Girey’in yeniden Kabarday’a gitmeleri. Kırım Hanının Çerkesleri yeniden İslam dinine girmesi için zorlaması. Papazların ve Hıristiyan Adıgelerin kiliselere doldurularak canlı canlı yakılmaları.


1717, 26 Ağustos- Çar Peter I., Astrahan hanı Araksin ile anlaşma yaparak 30.000 kişilik bir ordu ile Çerkesya’ya saldırıya geçti. Kuban ırmağının 100 km kuzeyindeki Kopıl 


1735- Kırım hanının  Kabarday’da egemenlik kurması. Kabarday Çerkeslerinin de Rusların yanında katıldıkları Rus-Türk Savaşının başlaması.


1739- Belgrad Anlaşması 6. Madde ile Kabarda’ın (Doğu Çerkesya) Bağımsızlığı Osmanlı ve Ruslar tarafından resmen kabul edildi. Ruslar kırım’dan çekilmeyi kabul ettiler. Haliyle Çerkesya’dan da çekilmiş oldular.


1754- Damaley önderliğindeki Çerkes köylülerinin Pşı-Beylerine karşı ayaklanmaları. Çerkesya'da İç savaşın başlaması.


1758- Boletiko Memetbıy, Kırım Giray’ın maliye bakanı oldu /!764’e kadar. Daha sonra özel danışmanı oldu.


1763- Belgrad Anlaşmasının hükümlerini ihlal eden 4 yıl önce kurulan Kabarday’ın Mozdok (Mezdeghu) kasabasını eşle geçirdi, onu bir kaleye dönüştürdü ve güçlendirilmiş hatla Kızılyar’a bağladı. (100 yılı aşkın sürecek Çerkes-Rus savaşlarının başlangıcı) 


1770- Abdzax bölgesi Adıgeleri asillere (pşı ve verk) karşı ayaklanırlar. Diğer feodal Adige kabile beylerinin ve Rusların yardımıyla, derim hareketi bastırılır.


1777- Çerkes aslanı lakaplı Hacı Khızbeç Çerkesya’nın Şapsığ bölgesi Atakum (Adagum) ırmağı Nasha Köyü’nde doğdu.


1778- Osmanlı İmparatorluğunun kıyı Adigelerine ilgi duymaya başlaması. Canikli

hacı Ali Paşa’nın Çerkesler hakkında bilgi toplamak görevi ile Soğucak’a gönderilmesi.


1778- Nekrasov Kazakları ve Adıgeler, Albay Kulbakov komutasındaki Rus birliklerine karşı birlikte çarpıştılar.


1778- Çarın desteği ile Çerkes Prensi Reded’in torunu Wuşakov Çar Özel Filosu’nun liderliğine getirildi.


1780- Osmanlı-Çerkes ittifakının ve Anapa Kalesinin (Bığırkhale) temeli atıldı. Natuhay Prensi Şıvpeka Ahmed kalenin kurulacağı yerin Osmanlılara verilmemesi için çok direndi.Bu nedenle daha önce kurulan (1724) Soğucak kalesine bir kaç kez baskın yaparak Osmanlı birliklerine zarar verdi. Ancak diğer bir Natuhay prensi Muhammed-Girey Zan Osmanlılarla ittifak ederek kelelerin kurulmasına destek verdi


1782- Gürcü kökenli  Osmanlı Paşası Ferah Ali’nin Çerkesleri Müslümanlaştırmak, Osmanlı tabiiyetine sokmak, imparatorluğun doğu sınırını bu yolla güvence altına almak amacı ile Soğucak Kalesine gelmesi.


1783- Kırım, 1713 Edirne Anlaşmasından beri Ruslar tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmasına rağmen Rus Çarlığı tarafından ilhak edildi. Osmanlı Devleti’nin Ruslara kafkasya sınırtı olarak Çerkesya’yı (kuzey sınırı Kuban Irmağı) göstermesi. 


1783- Kırım Hanlığı’nın 1783 yılında ilgasından sonra Girayların bazı temsilcileri kendi bağlılarıyla birlikte Çerkesya’ya sığındılar. 


1784- Çerkeslerin Jane ve Hatukay kolları Antahir ovasında toplanarak,  bundan böyle Rus saldırılarına karşı birlikte hareket etmek için anlaşma imzalarlar. Bu anlaşmaya Ferah Ali Paşa da katılır. Anlaşmayı imzalar, ancak anlaşmanın önemli maddelerinden biri olan silah yardımı vaadini yerine getiremez. Çerkesler ve Nogaylar Ruslara karşı birlikte savaşırlar.


1788- 1787’de Osmanlı-Rus Savaşı başladığında Fidanos adası yakınlarında sayıca daha üstün Osmanlı donanması yenilgiye uğratılırken en öndeki savaş gemisinin komutanı Çerkes Prensi Reded’in soyundan Amiral Wuşakov oldu.


1790- Osmanlıların Kabarda seferinde  bugünkü Çerkessk şehri yakınlarında Battal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Rus ordusu tarafından bozguna uğratıldı ve Battal Paşa Rusya’ya iltica etti. Battal Paş konmutasındaki Osmanlo ordusuyla çarpışan Rus birliklerininn komutanı oalan Geyman, Çrkes ve diğer Kuzey Kafkasyalı çok sayıda savaşçının çarpışmalar katıldığını belirtmektedir..



1790- Büyük bir Rus ordusu Kuban’ı geçip Çerkesya topraklarına girdi.


1790- Çerkes Kraliyet ailesinden Amiral Wuşakov Karadeniz filosu komutanı olarak, Kerç Boğazı yakınlarındaki Tende Adası ve Kaliajkra’da deniz filosunu üstün bir şekilde idare ederek, Osmanlı deniz kuvvetlerini yenilgiye uğrattı.



1790- Abdzax bölgesi Adıgeleri ikinci kez başarılı bir ayaklanma yaparak beylerini öldürüler. Hayatlarını kurtarabilenler ve diğer Adige kabilelerine sığındıkları gibi, pek çoğu da Moskova’ya giderek Ruslara sığınırlar. … ..


1791- İmam Mansur Çerkesya’nın başşehri Anapa’da Ruslar tarfından ntutsak edildi. Anapa Rusların eline geçti. … ..


1791- Yaş Anlaşması - Çerkesya’nın kuzey sınırı olan Kuban Irmağı Osmanlı ve Rusya arasında sınır olarak kabul edildi. Anlaşmaya göre Osmanlı hükümeti Kırım Hanlığı, Taman’nın, Kuban’ın sağ kıyısının ve Kabarda’nın Rusya’ya ilhakını kabul ediyordu.


1791- Polonya işgal edildi ve Çerkes alayı ortadan kaldırıldı. Prens soyları asimile edilerek Chekazki adı ile soylarını devam ettirdiler.


1796- Kalmuk lider Dukdukunba komutasındaki 50.000 kişilik bir Kalmuk ve Kazak askeri güüüüüücü, Ruslarla ittifak halinde Doğu Çerkesya’ya saldırdı.  Kuban ve Terek nehirleri civarındaki bütün köyleri yakıp yıktılar. Çerkesleri kadın çocuk demeden katlettiler. … ..


1799- Napolyon-Mısır Savaşı - Osmanlı himayesindeki Çerkes Emirleri komutasındaki süvarileri ile karşı karşıya gelir. “Piramitler savaşı” denilen savaş başlar. Fransız ilerleyişini durdurmak isteyen Çerkesler piramitlere yakın Embaba bölgesinde süvari saldırısına geçerler, fakat yenilirler. Fransız topçusu, saldıran Çerkesleri daha yaklaşmadan paramparça etmişitr. 


1800’ler- Temirgoy Prensliği federasyonu kuruldu. Prenslik Xase adı verilen bir meclise sahipti. … Temirgoy, Adamey, Hatuykay ve Hajret Kabardaylarının bölgelerinden oluştu. Abdzax, şapsığ bölgesi liderleri de destekliyordu. Nogay savaşçıları ve Ermeni tüccarlar da bu fedaratif yapıda yer almaktaydılar.


1801- Rus çarlığı Gürcistan’ı işgal etti.


1806-1812- Osmanlı-Rus savaşı yeniden başladı.


1807- Anapa yeniden Rusların eline geçti.


1809- Kazak Atamaanı Bursak Şapsığlara saldırdı.


1810- Abhaz prensi Hıristiyanlığı kabul ederek, bir prenslik olarak Rusya’nın gönüllü koruması altına girdi.


12 Ocak 1810- Çerkesler… .. Kazak yerleşim yerlerini bastılar veyağmaladılar


1812- Bükreş Anlaşması:  Napolyon-Rus Savaşı. Ruslar Çerkesya’daki çoğu birli

klerini geri çekti.Osmanlı ile Bükreş Antlaşması imzalandı. Batı Çerkesya prenslikleri ile Rus Anlaşmaları fesh edildi. Çerkesya’nın bağımsızlığı bir kez daha tescil edilmiş oldu. (Anapa ile birlikte, kuzeyde Kuban Irmağı ağzından başlayıp güneyde Bzıb (Psıb) Irmağına ulaşan Çerkesya kıyılarının denetimi Osmanlı müttefiki Çerkeslere kaldı.)


1812- 7 Eylül- Çerkes savaçı Boletıko Kaybıy , Borodino Ovasında yapılan savaşta bir atlı grubun yanına aldı. Grubu Fransız toplarının üzerine vardı; topçuları dağıttılar ve topları bir bir ele geçirmeye başladılar


1812- Bolotıko Kaybıy’a tuğgeneral rütbesi ve 4. dereceden  -Hıristiyan- aziz Georgi nişanı verildi.


1812- Şapsığ soylularından Dolet , oğlu Meğeureko Türlerle Fransızlar arasında yapılan savaşa da katılmıştı. 1812 yılında Fransızlara karşı büyük bir yiğitlik gösterdi, savaş tarihine adını yazdırmayı başardı.


1814- Chemguy (Temirgoy) Federasyonu iki parçaya ayrıldı. Biri Ruslarla savaşı savunan Prens Janbulat Bolotoko tarafından, diğeri ise Ruslarla iyi geçinen Büyük Prens Misos Boletoko tarafından yönetilmeye başlandı.


1818- Çeçen başkenti Grozniy işgal edildi.


1823- … .. Rus Çarlığı tarafından Çerkes Köylerine saldırılar düzenlenmeye başlandı ve 25 bin ailelik Rus kolonisi buralara yerleştirildi. Kabarda büyük oranda işgal edildi.


1823-Eylül Janbulat önderliğinde 800 süvari Rus topraklarına yöneldi


1823-Ekim …. … Janbulat’ın ordusu Kazakların tamamını yok etti.


1825-Temmuz- Mayko’a uzak olmayan Mıyeko Irmağı kıyısında Pşı F.A. Bekoviç-Çerkasskiy komutasındaki Rus Alayı ile Abdzaxlar çarpıştılar. (Kabarday Beyi, daha sonra general olacak ve 1828-29 Osmanlı-Rus Savaşı’nda üstü General Paskeviç tarafından Erzurum’a vali olarak atanacaktır)


1826- Akkerman Ticaret Anlaşması - Rusya Karadeniz’de gemi bulundurmak hakkını elde etti


1828- 28 Nisan- İran’la olan savaşı bittikten sonra Rusya Osmanlı ile tekrar savaşa girdi.


1826- Çerkes Beyi Pecide(Begidov)Adılcceriye (David Grigoryeviç)  Rus ordusuna dağıtılmış3 atlı alayın birleştirilmesiyle oluşturulan bir birliğin komutanı olarak Tuğgeneral rütbesi ilke Osmanlıya karşı savaştı. Ardından Moldova ve Eflak’ta 5 alaydan oluşan ordunun komutanı yapıldı.


1828- Bjeduğ köylüleri kendilerine baskı uygulayan Pşı Hacemko ile Pşı Axecego’ya karşı başkaldırdılar.


1829- Osmanlı- Rus savaşı Osmanlının yenilgisi ile sona erdi. Edirne Anlaşması imzalandı. Adige Beylikleri Rus İmparatorluğuna bağlı sayıldılar. Osmanlılar çerkesya’nın kıyı, yni Kuban ve Bzıb ırmakları arasında bulunan kıyı kesiminin denetimini Ruslara devrettiler. Rusla bunu, tüm Çerkesya’nın uluslararası hukuka göre kendilerine bırakılmış olduğunu ilan ettiler. Çerkesler ie, Osmanlı yönetimine bağlı olmadıklarını, örneğin vergi vermediklerini, sadece müttefik olduklarını öne sürerek, 1829 Edirne Anlaşması hükümlerini tanımadılar. Ruslar işgal için sadece Kuzey Kafkasya’da 280.000 kişilk bir orduya sahipti.


1838- Ruslar Çerkeslerle çarpışarak Soçi ve Tuapse ırmakları ağızlarını ele geçirip kıyı boyunca kale ve karakollar kurmaya başladılar.


1839- ANAPA - Afepsip Bölgesinde, Ubın nehri kenarında Havdıko Mansur (Kral Mansur) Başkanlığında Büyük Çerkes Kurultayı toplandı. Çerkesya Bayrağı resmi bayrak olarak kabul edilerek karara bağlandı ve Anapa tekrar Çerkesya’nın başkenti ilan edildi.


Mart 1842- Ruslar, düzlüklerde bulunan köylere karşı saldırıya geçtiler. Bunu üzerine dağlarda yaşayan Abzehler, Şapsığlar, Wubuhlar, Hatukaylar, Yecerukaylar, Cemguylar, Besleneyler düzlüklerde Rus saldırılarına maruz kalan Adıgelere yardım için dağlardan indiler. Ferz nehri önünde zalim Rus komutanı Zaas’ın ordusu ağır kayıp vererek geri çekildi. 


1842- İmam Şamil’in ilk kez naibi Hacı Muhammed’i Abdzax bölgesi Çerkeslerine göndermesi. Abdzax Adigeleri bu çağrıya destek verdiler. Adıge beylerinden Daur Hashmaxuo İmam Şamil’in Naibi Muhammed Emin'in çağrısına cevap verdi ve 1849 yılında Laba bölgesine geçti. 


1842- İmam Şamil Çerkeslerle birleşmek için Kabadray bölgesşne yürüdü, ama o dönemler Rus işbirlikçisi olan Kabarday beylerinin destek vermemeleri üzerine birleşme girişimi başarısızlığa uğradı.


1853-56-46- KıIrım Savaşı. Çerkesler Müttefik Avrupalı devletlerin baskısı nedeniyle Rusların elinde bulunan kıyı kalelerini, bu arada Navaginsk (Şimdi Soçi), Novorossiysk ve Anapa kaleleri ile Taman Yarımadası’nın bir bölümünü geri aldılar.


1854- Pşı Kanoko adilgeri , dönemin Osmanlı padişahı ile çeşitli yazışmalardan sonra beraberindeki akraba ve bir grup seçilmiş tam teçhizatlı Besleney Şövalye ile birlikte İstanbul’a geldi.


1854- Paris Antlaşması: Anlaşmaya göre, Karadeniz’in doğu kıyılarının (Çerkesya) Rusya’ya ait olduğu kayıt altına alındı.


1856-Temmuz Rus birlikleri Anapa’ya yaklaştıklarında … …


1857- Abın’da toplanan Büyük Çerkes Kurultayında 60 Çerkes Büyüğü tarafından Ruslara karşı savaşa devam kararı alındı.


1859- İmam Şamil Gunib’de Ruslara teslim oldu. … .. bir yıl sonra Natuhay Çerkesleri Rusya’ya boyun eğdiler.


1860- Kabarday’ın işgali ve nüfusunun ⅛’inin Osmanlı topraklarına sürülmesi.


1861- Batı Çerkesya ve Kabarda-Besleney toprakları Çerkesya adı ile bağımsızlığını tekrar ilan etti. Milli Meclis kurularak Soçi başkent ilan edildi.


1861-18 Eylül- Çar II. Aleksandr büyük bir törenle Çerkes ileri gelenleri ile görüşmek için bizzat Taman’a gitti ve Çerkeslerin teslim olmalarını isteyerek barışçı teklifler sundu. Çerkesler çoğunluk olarak bu teklifleri kabul etmediler ve savaşa devam kararı aldılar.


1862- Çerkesya Bağımsızlık M eclisi binası kıyıdan gizli bir çıkarma yapan bir Rus komando birliği tarafından yıkıldı. Başkent Soçi ele geçirildi ve yakıldı.


1863-26 Ekim- Şapsığlar ateşkes istemek zorunda bırakıldılar.


21 Şubat 1864- Rus Daho birliği General Kont Yevdokimov komutasında harekete geçti ve Kafkas Dağları üzerinde bulunan geçidi buldu ve geçti. 23 Şubat’ta kıyıya, Tuapse ırmağı ağzına vardı ve eski Velyaminov (Tuapse) kalesi ele geçirildi. 


1864, Mart - … .. Wubıhları bozguna uğrattığı … ..


1864, Mart - Şubeşkh nehrinde 100’ü aşkın Çerkes savaşçı kanlı bir çarğışmaya girerler. Hayatta kalanlar teslim olur ve öldürülürler.


1864, Mayıs - Ruslar Kafkas savaşının kendi zaferleriyle sona erdiğini Mzımta ırmağı yukarısındaki Çerkesçe ismi Atkuace Yaylasında (şimdiki Krasnaya Polyana; Abhazca Kbaada) bir dini ayin düzenleyerek 


1864, Haziran - Osmanlı topraklarına sürülen Çerkeslerin sayısı 400.00’e ulaşır.


1865, Ekim- kapsamlı bir askeri harekatı yürüten Ruslar Hak’uçları yok ettiler.


19.yy. sonları- Rus deniz savaş filosu için imal edilen ilk geminin adı “Reded- Kasogya Prensi” olarak konuldu. 






*Çerkesler Tarihi  &  Yenal Sosran

Gelenek Yayıncılık

Eylül 2020






*Pyatigorsk - Vikipedi (wikipedia.org)

*Pyatigorsk ya da Piatigorsk (Rusça: Пятигорск) Stavropol Krayı bölgesi içinde, tabii güzellikleriyle dikkat çeken, şifalı sularıyla ünlü şehir. İsmi Türkçeye "beş dağlar" olarak çevrilebilir.

*Çerkesler Tarihi  &  Yenal Sosran; sayfa 23 ‘de Psıfabe (sıcaksu)



*Nogaylar - Vikipedi (wikipedia.org)

*Nogaylar, Kuzey Kafkasya bölgesinde yaşayan bir Türk etnik grubudur.[1] Çoğu Kuzey Dağıstan ve Stavropol Krayı'nın yanı sıra Karaçay-Çerkesya ve Astrahan Oblastı'nda bulunur; bazıları Çeçenistan'da da yaşamaktadır. Nogayca konuşurlar ve Nogay Ordası'nı oluşturan çeşitli Moğol ve Türk kabilelerinin torunlarıdır. Yedi ana Nogay boyu vardır: Ak Nogay, Karagaş, Kuban-Nogay, Kundraw-Nogai, Kara-Nogay, Utarlar, Yurt-Nogay




*Çerkesler - Vikipedi (wikipedia.org)

*Çerkesler[14] ya da Adigeler (Çerkesçe: Адыгэхэр), Kuzey Kafkasya’da, tarihi Çerkesya'nın yerli halkı olan etnik grup.[15] 19. yüzyılda Rus İmparatorluğu tarafından işlenen Çerkes Soykırımı'nın sonucunda Çerkeslerin çoğu öldürülmüş, hayatta kalanlar ise Osmanlı topraklarına sürülmüştür.[16][17] Çerkesler Çerkesçe konuşur[18] ve 17. yüzyıldan beri Müslümandırlar.[19] Çerkesya eski zamanlardan beri istilalara maruz kalmıştır; izole edilmiş arazisi, bitmeyen savaşlarla birlikte Çerkes

ulusal kimliğini büyük ölçüde etkilemiştir.[20] Çerkes bayrağı Çerkeslerin millî bayrağıdır ve yeşil zemin üzerinde dokuzu yay, üçü yatay şekilde on iki altunî yıldız ve üç çapraz

oktan oluşur.[21]

Çerkesler yerleştikleri bölgelerde önemli roller oynamışlardır: Türkiye'de Çerkesler geldikleri andan itibaren büyük

roller üstlenmiş, Türk Kurtuluş Savaşında var olmuştur;[22] Ürdün'de başkent Amman'ı kurmuş ve ülkedeki neredeyse tüm önemli pozisyonlarda bulunmuşlardır;[23][24] Suriye ve Libya'da orduda üst rütbelere sahiptirler;[25] Mısır'ın kurucu unsurlarından biridirler.[26][27][28][29] Türkiye'de yaşayan Çerkesler ve diğer diaspora Çerkesleri Kafkasya'dan sürgün edilmeleri tarihini 21 Mayıs 1864

Çerkes Sürgünü ve Soykırımı Anma Günü olarak kabul etmektedirler.[30]

Adlandırma: 

Rusya ve Rusçadaki kullanımı: ISO 639 kodu ady ve kbd olan ve Çerkesçe ortak adıyla anılan dilleri konuşan Kuzey Kafkasyalılar günümüzde Kafkasya'da idari yönden birbirinden bağımsız üç

cumhuriyette (Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar) yaşarlar. Günümüz Rusçasında hepsini için adıgi (Adığeler) terimi kullanılırken resmî olarak Adıgeyli terimi Adıgey

Cumhuriyeti'ndekileri, Çerkes terimi Karaçay-Çerkes'tekileri, Kabardey terimi ise Kabardey-Balkar'dakileri

tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu üç idari birimde yaşayan Çerkesler/Adığeler Rusya'da (ve Rusçadan çeviri yapan

dillerde) üç ayrı milliyetmiş (Adıgeyliler, Çerkesler ve Kabardeyler) gibi kabul edilmeye başlanmıştır.[31][32] Karaçay-Çerkes'te Doğu Çerkesçesini konuşanlar kendilerini ifade ederken Adığeler terimi yanında Rusça resmî adlarının uyarlama çevirisi olan Çerkesler

(шэрджэсхэр Şercesḫer, черкесхэр Çerkesḫer) terimini de kullanırlar. 27 Temmuz 1922 tarihinde kurulan Krasnodar başkentli Çerkes (Adıgey) Özerk Bölgesi Çerkes milliyetli iken 24 Ağustos 1922 tarihinde Adıgey (Çerkes) Özerk Bölgesi adını alarak Adıgey milliyetli yapılmış ve 3 Ağustos 1928 - 5 Ekim 1990 tarihlerinde Adigey Cumhuriyeti olarak yeniden yapılandırılırken adından da Çerkes nitelemesi çıkarılmış ve 1990 yılında da Maykop başkentli günümüzdeki Adigey Cumhuriyetine dönüşmüştür.


Türkiye ve Türkçedeki kullanımı: Kendilerini kendi dillerinde ifade ederken Adığeler/Adıgeler/Adigeler/Adiğeler terimini kullanan bu halk

için Türkçede yaygın biçimde Çerkesler/Çerkezler terimi kullanılır. Çerkes adı Türkçede ayrıca bu Çerkeslere komşu olan ve kültürel

olarak da yakınlaşan farklı dilleri konuşan (Abazalar ile Abhazlar, İrani dilli Osetler, Türk dilli Karaçaylar ve Balkarlar) gibi halkları da kapsayacak kadar geniş tutulur. Kimilerine göre son yıllarda Çerkes ifadesinin kullanılması bir

şekilde Adığelerle sınırlandırılmıştır.[33][34] Fakat bu sınırlama Türkiye'deki Çerkes kelimesinin içerdiği geniş anlamı yansıtmaz. Zira, günümüzde Rusya

Federasyonunda Çerkes/Adığe (Rusça aдыги «Adığeler») terimi her biri ayrı halklar olarak kabul edilen üç Adığe

halkını (hepsi de resmî olarak ayrı halklar kabul edilir: aдыгейцы «Adıgeyliler», черкесы «Çerkesler», кабардинцы

«Kabardeyler») topluca ifade etmek için kullanılırken, diasporada ise genellikle Çerkes adının kapsamı daha geniştir.

Bir kesimin görüşüne göre, Çerkes bütün Kuzey Kafkas halklarının ortak siyasi adıdır ve o yüzden "Çerkes kelimesi ve

ulusu tek etniğe (Adığe) indirgenemez ve Çerkesya sadece Adığelerin ülkesi değildir; olmamıştır"[35] Türk Dil Kurumu Çerkez yazımını tercih ederken[36], literatürde daha çok Çerkes yazımını yaygındır.


Rusya'da sınıflandırma:  Rusça'da önceleri Çerkes adı altında bütün Çerkes grupları tanımlanırken, Sovyetler Birliği’nin ilk yıllarında

terminoloji değişime uğradı ve kurulan idari birimlere göre adlandırma yapıldı. Adığey’de yaşayan Çerkesler Adıge/Adıgeyli,[37] Karaçay-Çerkesya'da yaşayanlar Çerkes,[38][39] Kabardey-Balkarya'da yaşayanlar Kabardey,[38][39] Şapsığ Ulusal Bölgesinde Şapsığ adlarıyla Çerkesler dörde bölündü. Rusçada bugün de kullanılmaya devam eden bu terminolojiye göre

Çerkes aslında etnik değil, sadece Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’ndeki Çerkesleri belirten coğrafi bir tanımdır.

Dolayısıyla Rusça'da 1920’lerden önceki ve sonraki Çerkes terimi farklı anlamlara gelmektedir. Son yıllarda

buna karşı eleştiriler artmakta ve tarihi/etnik adlandırmaya dönme eğilimleri artmaktadır.


Etimoloji:


Boylar:

Dil temelinde iki ana gruba ayrılırlar ve her iki grup da kendilerini Adığe (aдыгэ) olarak tanımlar:

  • Batı Çerkesleri (Rusya'daki resmî adlandırmaya göre Adıgeyliler ve Şapsığlar)

    • Abazalar[40] (Абази́ны ya da Аба́за):Abazalar, çoğunluğu Karaçay-Çerkesya,

    • Adigey ve Abhazya'da yaşayan Kuzey Kafkas halkı. Abazinler olarak da bilinir.

    • Abzehler (абдзэхэхэр): Diasporadaki en büyük nüfusa sahip olan Çerkes boyudur.

    • Kafkasya’da ise Abzeh ağzı konuşan tek köy Adigey Cumhuriyeti’nde bulunan

    • Hakurine Hable/Хьакурнэ Хьаблэ (Şovgenovski)’dir.[41]

    • Şapsığlar (шапсыгъхэр): Diasporada Şapsığların sayısı da Abzehlere yakındır.

    • Hemen hemen aynı bölgelerde, birçok köyde de karışık olarak yaşamaktadırlar.

    • Şapsığların tarihi topraklarının büyük bölümü bugünkü Adigey Cumhuriyeti’nin

    • sınırları dışında kalmıştır. Adıgey’deki küçük bir grup dışında Şapsığlar bugün

    • Krasnodar Krayı’nın Tuapse ve Lazarevsk ilçelerine bağlı köylerde yaşıyorlar

    • (yaklaşık 10 bin). 1924-1945 yıllarında feshedilene kadar Şapsığ Ulusal Rayonu

    • döneminde Şapsığcanın gelişimi için adımlar atılsa da, Adigey Cumhuriyeti’nin dışında kaldıklarından günümüzde anadillerinde eğitim ve yayın hakkından yararlanamamaktadırlar.[41]

      • Kuzey Şapsığları, Büyük Şapsığlar, Kuban Şapsığları (шапсыгъэ шху)

      • Güney Şapsığları, Küçük Şapsığlar, Kıyı Şapsığları, Karadeniz Şapsığları,

      • (шапсыгъэ-цIыкIу)

      • Çemguy-Şapsığlar, Pseuşko Şapsığları (кIэмгуе-шапсыгъ)

      • Hakuçlar (хьакӀуцухэр)

    • Bjeduğlar (бжъэдыгъухэр): Nüfusları Kafkasya'da fazla, diasporada azdır.[41]

    • Çemguylar ya da Temirgoylar (кӀэмыгуейхэр, кӀэмыгуехэр, чIэмгуй): Nüfusları

    • Kafkasya'da fazla iken diasporadaki en küçük Çerkes topluluğudur.[41]

    • Natuhaylar ya da Natıkuaceler (натыхъуэджэхэр): dillerinin soyu tükenmiştir.

    • Sayıları 1864 sürgününden önce 240 bin olan Natuhaylar Anapa dolayında

    • yaşıyorlardı. Sürgünden sonra Natuhaylar’dan Anapa yakınındaki Hatramtuk köyü

    • kalmıştır. 1864 yılı sonrasında kurulan Hatramtuk köyü 1924 yılında yerinden

    • kaldırılarak, Adigey’in Tahtamukay rayonuna taşınmış ve şimdiki küçük Natuhay

    • köyünü oluşturmuştur.[42]

    • Hatukaylar (хьатикъуай, хьатикъоехэр): Kafkasya’da kalmadığı için Çerkes

    • diyalektolojisinde adları geçmez ve birkaç köy dışında Kayseri-Pınarbaşı’nda

    • yaşarlar

    • (18 köy).[41]

    • Mamheğler (мамхэгъхэр, мамхыгъ): Diğer topluluklara karışmışlardır..

    • Mahoşlar (мэхъош, мыхъошэхэр). Diğer topluluklara karışmışlardır.

  • Doğu Çerkesleri (Rusya'daki resmî adları Çerkesler ve Kabardeyler)

    • Besleneyler (беслъэнейхэр): Türkiye'de ve Rusya Federasyonunda Karaçay-

    • Çerkesya'daki iki köy ile Krasnodar Krayındaki iki köyde yaşarlar.

    • Kabardeyler (къэбэрдейхэр) (Rusçada Kabardin) : Türkiye’deki Çerkesler içinde

    • dillerini en iyi koruyan grup olup en yoğun yaşadığı bölge, esas olarak Kayseri ve

    • Sivas’a bağlı köylerin bulunduğu Uzunyayla ile Maraş-Göksun ilçesidir.[41


Çerkes Sürgünü:


Kabileler

Savaş ve Sürgünden Önce

Savaş ve Sürgünden Sonra

Hayatta kalan oranı

Öldürülen veya sürgün edilen oranı

Toplam

1.235.240‬

86.655

7.015%

92,985%

Kabartaylar

350.000

50.000

14.28%

93.000%

Şapsığlar

300.000

1.983

0.661%

99.339%

Abzehler

260.000

14.660

5.648%

94.362%

Natuhaylar

240.000

175

0.073%

99.927%

Çemguylar

80.000

3.140

3.925%

96.075%

Bjeduğlar

60.000

15.263

25.438%

74.561%

Memhığlar

8.000

1.204

15.050%

84.950%

Ademıylar

3.000

230

7.667%

92.333%

Ubıhlar

74.000

0

0.000%

100.000%

Janeler ve Hatıkuaylar

100.000

0

0.000%

100.000%





*ADIGELERİN TARİHİ İSİMLERİ… | (wordpress.com)
*Çerkes Memluk Devleti kronolojisi | (wordpress.com)

*Meotlar - Vikipedi (wikipedia.org)

*Meotlar   antik çağda " Meot Gölü " olarak bilinen Azak Denizi civarında yaşayan[2] pek çok devlet kurmuş ve günümüz Çerkeslerinin oluşumunda yer almış antik halk.Cambridge Antik Tarihi, Meotları ya Kimmerlerin soyundan gelen bir halk ya da Kafkas yerlileri olarak sınıflandırır.Fakat araştırmacılar arasında birinci görüş daha çok kabul görmektedir.



*Anapa - Vikipedi (wikipedia.org)

*Anapa (Rusça: Ана́па; Batı Çerkesçesi: Bığurkal/Быгъуркъал), Rusya Federasyonu'na bağlı Krasnodar Krayı'nın Karadeniz kıyısında bulunan kentsel alan ve bu alanın merkezi olan önemli turizm ve liman kenti. Nüfusu 2002 sayımına göre 53.493'tür.

Tarihçe: 

Anapa yöreleri bugünkü Adıgelerin (Çerkeslerin) ataları sayılan Meotların (Мыутӏэ) güçlü bir topluluğu olan Sindlerin bir yerleşim alanıydı. MÖ 7.-6. yüzyıllarda Sind-Meot toplulukları ile Greklerin ticari ilişkileri kurulmuş, 6-5. yüzyıllarda Kerç Boğazı, Karadeniz ve Azak Denizi kıyılarında Grek kolonileri (kentleri) doğmaya başlamıştı.





*
Kuban - Vikipedi (wikipedia.org)

*Kuban (Rusça: Кубань; Batı Çerkesçesi: Пшызэ; Ukraynaca: Кубань; Karaçay-Balkarca: Къобан), Güney Rusya'da Kuban Nehri çevresinde, Karadeniz kıyısında Don Stepleri, Volga Deltası ve Kafkasya arasında ve Kırım Yarımadası'ndan Kerç Boğazı ile ayrılmış olan bir coğrafî bölgedir. Krasnodar Krayı hem resmen hem gayriresmî olarak sıkça Kuban olarak belirtilse de, Kuban sadece burayı içermez, ayrıca Adıge, Karaçay-Çerkesya Cumhuriyetlerini ve kısmen Stavropol Krayını da içerir.
 


*ÇERKES KRALLAR/HÜKÜMDARLAR | (wordpress.com)




*Rededey - Vikipedi (wikipedia.org)

*Rededey veya Ridad (Ridade olarak da bilinir; Batı Çerkesçesi: Рэдэдэй, Ридэд; Rusça: Редедя), Orta Çağ Çerkes kralı ve Kasog boyunun lideri. Fiziksel kuvveti ile öne çıkmış[1] ve "Dev Rededey" lakabını almıştır.[2] Rus Prensi Mstislav ile olan duellosu ile bilinir.[3]

Biyografi :

Erken hayat :

Çerkesya Baş Prensi :

Çerkesya'nın etkili prenslikleri, periyodik aralıklarla bir Baş Prens (Пщышхо) seçmek üzere bir araya gelirlerdi. Yabancı gözlemcilerin gözünde, Baş Prens Çerkes halkının kralı olarak kabul edilirdi.[6] Bununla birlikte, prenslikler büyük ölçüde özerkti ve unvan çoğunlukla sembolikti. Rededey etkisini tüm Çerkes boyları üzerinde kurarak her Çerkes prensinden bağlılık yemini aldı[3] ve Çerkesya Baş Prensi (Zih-Kasog Baş Prensi) seçildi.[7] Çerkes sözlü kaynaklarında önemli yer oynayan Rededey,[8] bu kaynaklara göre "vatanını kendi canından daha fazla seviyor" idi.[9] Aynı kaynaklara göre "Rededey'den daha güçlü hiç bir Çerkes yoktu".[1]


Mstislav ile duello :

Ölümünden sonra :

Mirası :

Çerkes destanları, şarkıları ve halk hikâyeleri sık sık Rededey'den bahseder.[8] Çerkes şarkılarındaki "worayda, ridayda" şeklindeki nakaratlar Rededey'in isminden türetilmiştir.

*Çerkesce Şarkı ♬ Seriday - YouTube















































*Alanlar - Vikipedi (wikipedia.org)

*Alanlar İskit-Sarmat kökenli göçebe halk.[1][2][3][4] MÖ dönemlerde bugünkü Kazakistan topraklarında yaşamaktaydılar. Miladi dönemin başlangıç yıllarında ise Alanların büyük bir bölümü Volga ırmağını geçerek Don ırmağı civarlarına, Kırım ve Kuzey Kafkasya topraklarına gelerek bu bölgelerde uzun yıllar hakimiyet kurmuşlardır.[5]

Alan isminin İrani diller kökenli Aryan sözcüğünün bir varyasyonundan türediği iddia edilmektedir.[6][7]

Bazı tarihçiler tarafından ise Alanların Türk kökenli bir halk olduğu iddia edilmektedir.[8][9][10][11][12][13][14]

13. Yüzyılda Said el Magribi'nin “Kitab-el Coğrafya” adlı kitabında ise Alanların kökeni hakkında şöyle yazar:

“Gürcistan’ın doğusunda Alan ülkesi bulunur. Bunlar Hıristiyanlaşan Türklerdendir”.[15]



*Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkeslerin hikayesi I Dünyada en fazla Çerkes Türkiye'de yaşıyor- DW Türkçe - YouTube


*ÇERKESLER KİMDİR ( Çerkeslerin Kökeni Çerkes Tarihi | Türkçe Belgesel ) - YouTube


*ÇERKEZLER Hakkında Merak Ettiğiniz Her Şey - YouTube



*İnal (Çerkesya kralı) - Vikipedi (wikipedia.org)

*İnal Nexw (Batı Çerkesçesi: Инал Нэф; Doğu Çerkesçesi: Инал Нэху) veya Büyük İnal, 1427-1453 yılları arasında Çerkesya kralı. Tüm Çerkes prensliklerini tek devlet altında birleştirmiştir.[1][2][3] Çeşitli seferler düzenledi ve devlet sınırlarını tüm yönlerde genişletti.[4] İnanışa göre İnal, Kabardey, Besleney, Çemguy ve Hatukay boylarının atasıdır.

İnal'ın lakabının (Nef/Nexu) kaynağı kesin olarak bilinmese de, bazıları tek gözünün kör olduğu, bu sebeple Doğu Çerkesçesinde "kör" anlamına gelen Nef kelimesinden geldiğini, bazıları ise Batı Çerkesçesinde "aydın" anlamına gelen kelimeden geldiğini iddia etmiştir.[5]




*
Altın Orda Devleti - Vikipedi (wikipedia.org)

*Altın Orda, Altın Ordu Devleti, Uluğ Ulus veya Kıpçak Hanlığı    bir Türk hanlığıdır.[3][4] Cengiz Han ölmeden önce topraklarını oğulları arasında paylaştırmış ve Seyhun Irmağı ile Balkaş Gölü'nün batısındaki yerleri büyük oğlu Cuci Han'a vermişti. Cuci Han'ın küçük oğlu Batu Han, batıya doğru giriştiği seferlerle bu toprakları genişletti. Cuci'nin toprakları sonradan Batu Han ile ağabeyi Orda Han arasında paylaşıldı. Balkaş ile Aral gölleri arasındaki ve Seyhun Irmağı'nın güneyindeki yerler Orda'ya verildi. Harezm ve yeni alınan topraklarsa Batu'nun yönetimine bırakıldı. Orda'nın yönetimindeki doğu bölgesine Ak Orda, Batu'un yönetimindeki batı bölgesine de Gök Orda adı verildi. Gök Orda sonradan Altın Orda olarak adlandırıldı.

Egemenlik alanı :

Siyasi tarih :

Dini Hayat : 

Cuci ulusunun soyağacı :





























*Çerkes Memluk Devleti kronolojisi | (wordpress.com)

*Çerkeslerin Suriye ve Mısır’da etkinliği ve nüfuzu Eyyubi devleti döneminde artmaya başladı. Timur’un zaferi ile Altın Ordu Devleti’nin yıkılması ve Kıpçak topraklarında nüfusun azalması sonucu 14.yüzyıl ortalarından başlayarak Türk Memlukların asker kaynakları kurumaya başladı. Dolayısıyla Memluk ordusunda sayısal denge Kıpçaklardan Çerkeslere kaymış ve Çerkesler daha Türk Memluklar zamanından önce Mısır’a girmeye başlamışlardı.Yani Memluklar ve Mısır’da Çerkes varlığı aslında sadece 1382 Berkuk’un iktidarı döneminde değil ondan önceleri Eyyubi ve Türk Memlukları döneminde de vardı.O kadar ki 1280 Kalavun döneminde Memluk ordusu bahri(Türk soylu) ve Burci(Çerkes soylu) olarak ikiye ayrılmış ve devleti 1382’ye kadar beraber yönetmişlerdi (Yani sultanlık Çerkesler ve Türkler arasında gidip geliyordu). Bu dönemde başa geçen ve Memluk tarihinde ilk Çerkes sultan olarak anılan kişi sultan II.Baybars’dı. 1382’de iktidar tamamen Çerkeslerin eline geçti ve Çerkesler 1517 Osmanlı yenilgisine kadar ülkeyi Hilafet sahibi-bağımsız  bir İslam devleti olarak yönettiler.Daha sonraları “yarı-bağımsız” Osmanlıya bağlı Emirlik-Beylik yönetimi ile 1871’e kadar ülkeyi yönetmeye devam ettiler.

… ..

ÇERKES MEMLUK DEVLETİ -(1257-1517)

Selâhaddîn Eyyubî, 1193’te vefat etti. Öldüğünde, arkasında İran sınırından Doğu Akdeniz kıyılarına, Kürdistan coğrafyasından Yemen’e kadar uzanan geniş bir imparatorluk bırakmıştı,Eyyubi İmparatorluğu.Eyyubî ordusunun komuta kademesi, Kürtler’den ve Çerkesler’den oluşuyordu. Orduyu yönetenler Kürt ve Çerkes komutanlardı. Bu komutanların emrindeki askerler ise Araplar’dan ve “köle askerler” olan Kıpçak kölemenlerden oluşuyordu. Eyyubî Devletine karşı ilk darbe teşebbüsü Çerkeslerin başını çektiği bir grup tarafından yapılsa da, bu başarısız olmuştur. Nihayetinde sayıları artan ve orduda paralı askerlik yapan Türk kölemenler tarafından 1250 yılında yıkıldı. Türk kölemenler, Eyyubî Devleti’ni yıktıkları aynı yıl, hükümdarları Türk olan Memluklu Devleti’ni kurdular.(Selâhaddîn Eyyubî’nin vefatından 57 yıl sonra) Çerkesler, 1257 yılında (Eyyubî Devleti yıkıldıktan 7 sene sonra) toparlanmayı ve Mısır’ın başkenti Kahire’de Çerkes(burci) Mamluklar adıyla adlarını tarihe geçirmeyi başardılar.Diğer yandan da Türk Mamluk sultanlığı mevcudiyetini koruyordu ve ülke bu iki sultanlık/hanedan arasında yönetiliyordu.Bu dönemlerde başa geçen en önemli Çerkes sultan II.Baybars’dı ve Çerkes Mamluklardan çıkma ilk sultandı. 1382’de ise Sultanlık tamamen Çerkeslerin eline geçmiş, Türk Mamluk sultanlığı dönemi bitmiştir.Sultan Berkuk başa geçmiş ve sultanlığın adı Çerkes(Burci) Memlukları olarak anılmıştır. Sultanlarının tamamı ve ordunun çoğu Çerkes’dir. Moğol tehlikesinin bu dönemde geçmiş olması ve Timur Devletinin Çerkes Memluklar ile savaşmaktan kaçınması nedeniyle 135 yıl tek başlarına Mısır,Suriye,Filistin ve çevresine egemen olmuşlardır. Osmanlı yenilgisi ve yıkılışına kadar bölgede zamanın en zengin ve gelişmiş ülkesi konumuna gelmişlerdi.Daha sonraları ise sadece yönetici sınıf olarak 1800 lere kadar bölgeyi Osmanlı himayesinde yarı bağımsız olarak “Emir” sıfatıyla yönetmeye devam ettiler.



*Xase

*çerkesce konsey, kurul, dernek anlamına gelen kelime.



*. - Asetinler (tr.gg)




*ASETİN VE OSET.LER | ADIGE JİLE.adıge jıle , kültür ve tarih (adigejile.blogspot.com)


*Kendi dillerinde İr, Digor (kabile isimleri) Rusça’da Osetini, Digori, İroni, İri diye anılırlar. Osetyalıların çoğu orta Kafkasya’da ana sıradağın her iki tarafında yaşarlar.


Bir dağ sırtı bölgeyi iki ana bölüme ayırır. Kuzey Bölümü Kuzey Osetya Cumhuriyeti, güney ve küçük olan bölümü Güney Osetya Özerk Cumhuriyeti’ni oluşturur. Ayrıca Kabardino-Balkarya’da da Asetinler yaşamaktadır. Asetinler İran asıllı bir Kafkas kavmidir. Kökenleri konusunda çeşitli teoriler ortaya atıldı ancak en fazla kabul gören görüş, onların İskit ve Sarmatyan kabileleri ve özelliklede yerli Kafkas kavimleriyle kaynaşan Alanların neslinden gelmiş oldukları şeklindedir. 1888’de 941 yılına ait ve üzerinde Yunan karakterleri bulunan bir mezar taşı bulundu. Bulunduğu yerin ismi ile anılan ve Zelençuk yazısı denilen bu taşın üzerindeki yazıda kullanılan dil Alancadır ve modern Asetin dilinin kayda geçmiş en eski aşamasını temsil ettiği kabul edilmektedir.


Alanların asıl yaşam bölgesi Güney Rusya ile orta Asya arasında bir yerdi. Ancak 6.yüzyıl ortalarında Kafkasya’ya

yerleşmiş bulunuyorlardı. Yaklaşık yine bu dönemde Hıristiyanlığa girdiler. (Belki de Bizans etkisiyle ya da ilişki

içinde oldukları Gürcülerin etkisiyle) ve 10.yüzyılda da kendi Piskoposlarına sahiptiler.


Osetler devlet olarak 10 ve 12.yüzyılda da zirvede bulunuyorlardı. Moğol istilasının baskısı altında tekrar

dağlara sürüldüler ve hızlı bir şekilde dağılmağa başladılar. Yerli kabilelerle kaynaştılar ve kendi kimliklerini

kaybetmeğe başladılar.16.yüzyıla gelindiğinde Alan ismi tarihi kaynaklarda geçmez oldu.


Şimdiki Kuzey ve Güney Osetya’ya yerleşenler Oset olarak isimlendirildiler.16.yüzyılda Osetler, Kırım Hanlığı’na bağlı bulunan Kabardeylerin yönetimindeydiler. Kaberdeyler 16.yüzyılda Rus egemenliğine

girince Osetlerde aynı sonucu paylaştılar. Kabardeylerin etkisi ile Osetlerin bir bölümü islama girdi. Ancak Rus

misyonerleri 18. ve 19. yüzyılda oldukça faal idiler ve Osetlerin büyük çoğunluğunu yine Hıristiyanlaştırıldılar.

… ..

Kuzey Osetya bu gün Rusya Federasyonu içerisinde Kafkasya’nın orta bölgesinde bulunur. Doğusunda Dağıstan,

güneyinde ise eski Gürcistan SSR sınırları içerisinde kalan Güney Osetya ve Kabardey-Balkar Cumhuriyeti

bulunur.

… ..



*Rus-Çerkes Savaşı - Vikipedi (wikipedia.org)

*Rus-Çerkes Savaşı 17 Temmuz 1763'te (E.U.) Rusya'nın Çerkesya'da hak iddia etmesi ve Çerkeslerin bunu reddetmesi ile başlayan,[19][20] 21 Mayıs 1864'de (E.U.) son Çerkes ordusunun mağlup edilmesiyle sona eren askerî mücadele.[21] Savaş 101 yıl sürmesi sebebiyle hem Rusya hem de Çerkesya tarihindeki en uzun savaştı.[22][23]

Savaş sırasında ve sonrasında Rus İmparatorluğu, sistematik olarak sivilleri katletme stratejisi uyguladı ve bu 1.500.000'e kadar Çerkes'in (toplam nüfusun %85-97'si) ya öldürüldüğü ya da Osmanlı İmparatorluğu'na sürüldüğü Çerkes Soykırımına sebep oldu.[24][25][26][27] Savaş başlangıçta münferit bir çatışma iken, Rusya'nın tüm bölgeye yayılması kısa süre sonra Kafkasya'daki bir dizi başka ulusu çatışmanın içine çekti. Bu nedenle savaş genellikle Kafkas Savaşı'nın batı yakası olarak incelenir.


Savaş sırasında Rus İmparatorluğu, Çerkesya'yı bağımsız bir bölge olarak tanımadı. Bölge hiçbir zaman Rus kontrolünde olmamış olmasına rağmen, Çerkesler Rus toprağında isyan çıkaran bir grup asi olarak görüldü[17] ve Rus generaller Çerkesleri milli isimleriyle değil, "dağlılar", "haydutlar" ve "dağ pisliği" olarak adlandırdı.


Savaş, Çarlık ve Sovyetler döneminde tarihsel revizyonizme maruz kalmış ve daha sonraki Rus kaynakları tarafından çoğunlukla görmezden gelinmiş veya küçümsenmiştir. Bazı Rus devlet medyası ve yetkilileri, çatışmanın "hiç yaşanmadığını" ve Çerkesya'nın "16. yüzyılda gönüllü olarak Rusya'ya katıldığını" iddia ettiler.


Savaştan Önce:

5. ve 6. yüzyıllar arasında Bizans etkisiyle Hristiyanlaşan Çerkesler, Müslüman komşularından korunmak için Ruslarla iyi ilişkiler sürdürmek istemişlerdir.[29] 1557'de Doğu Çerkesya'dan Temruk Idar, Rus Çarı İvan ile ittifak kurdu ve olası düşmanlara karşı bir savunma kurdu.[30] Çerkesler bu dönemde Hristiyandı ve İslamiyet yayılmaya başlamamıştı.[31] 1561'de İvan, Temruk'un kızı Goşenay ile evlendi ve ona Mariya adını verdi.[32] Temruk, Rusya ile ittifakı nedeniyle daha sonradan bazı Çerkesler tarafından eleştirildi.

1578'de Müslüman komşularla kurulan ilişkiler neticesinde Doğu Çerkesya'da İslam yayılmaya başladı. Ardından Hatukay, Jane, Bolakay ve Besleney Çerkesleri Müslüman oldu.[34] Ancak Batı Çerkesya'da İslam 1700'lere kadar zayıftı. Daha sonra mutasavvıf ve imamların gayretleriyle hızla yayılmaya başladı.[34] Buna rağmen Çerkes halkı arasında hâlâ Paganlar ve Hristiyanlar vardı. Çerkeslerin İslam'ı kabul etmesi ve daha Osmanlı yanlısı bir politika benimsemesiyle Rusya Çerkeslere karşı agresif bir tavır takınmaya başladı.[35] Çerkes-Rus saldırmazlık dönemi, 13 Mayıs 1711'de Çar I. Petro'nun Astrahan Valisi Araksin'e Çerkesya'yı yağmalaması ve "cezalandırması" emrini vermesiyle sona erdi. Araksin 26 Ağustos 1711'de 30.000 adamıyla Çerkeslerin topraklarına girdi ve Kopyl kasabasını (şimdi Slavianski) ele geçirdi. Oradan Karadeniz'e doğru ilerleyerek Kuban'daki limanları ele geçirdi ve onları yağmaladı. Ardından, köyleri yağmalayarak Kuban Nehri boyunca ilerledi.[36] Rusya, 1711'den 1763'e kadar olan süreçte Çerkesya'ya karşı bu tür savaşları sürdürdü, ancak bu tür operasyonlar Çerkesya'yı ilhak etmek için değildi. Amaç, artık bir Osmanlı müttefiki olarak algıladıkları Çerkesya'yı zayıflatmaktı.

1739 Belgrad Antlaşması gereğince Doğu Çerkesya'daki Kabardey bölgesi, Osmanlı ve Rus etki alanları arasında tarafsız bölgeler olarak kabul edildi. 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması sonucu ise Osmanlı İmparatorluğu Kabardey bölgesinin Rus etki alanında olduğunu tanıdı

Savaşın Siyasi Sebepleri:

Çerkesya konumu itibarıyla Rusya, İngiltere, Fransa ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki güç mücadelesinin ortasında kilit bir stratejik bölgeydi.[24] Rusya gözünü Karadeniz boyunca genişleyerek sıcak denizlere inmeyi hedefliyordu. İngiltere ise Rusya'yı engellemek istiyordu. Rusya, İran'ın düşüşünü kolaylaştırmak için Karadeniz'de tersanelere ihtiyaç duyacaktı, bu da kıyı şeridiyle Çerkesya'yı hedef haline getirdi. Çerkes toprakları, verimli vadileri nedeniyle Ruslar için özellikle cazipti. Ancak artık Müslüman olan Çerkeslerin Ruslara karşı Osmanlıları tercih etmeleri Rus İmparatorluğu'nu rahatsız ediyordu. Çerkesya'nın stratejik önemi o kadar büyüktü ki, 1853'te Karadeniz Rus ticareti için çok önemli hale geldi ve ihracatının üçte birinden sorumluydu


Savaşın başlangıç tarihi

Savaş dönemi

İlk dönem: 1763-1817

Mozdok krizi

Kırım-Çerkes ittifağı

Doğu Çerkesya'da çatışmalar

Batı Çerkesya'da ilk çatışmalar

İkinci dönem: 1817-1856

Doğu Çerkesya'nın düşüşü

Batı Çerkesya'nın işgali

Gerilimin yükselmesi

Edirne antlaşması

Natuhay boyunun yok edilişi

Grigori Zass'ın operasyonları

Vixen krizi ve diplomatik görüşmeler

Deniz ve kıyı savaşları

Naibler döneminin başlangıcı

Üçüncü Naib Muhammed Emin

Paris antlaşması

Üçüncü dönem: 1856-1864

Son direnişler

Çerkes meclisi

Dilekçe

Qbaade muharebesi

Savaştan sonra

Sürgün





*ANAPA - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)

*Adı Eski Grekçe’de “burun” mânasına gelen “Ana-pa”dan gelir. Tarihî kayıtlara göre XIII ve XIV. yüzyıllarda önce Gorkipaya adlı Bizans kolonisi iken bu tarihten sonra Cenevizliler’in ticaret iskelesi ve kalesi oldu. Ceneviz ve Venedikliler’in Napa olarak adlandırdıkları bu şehre, Fâtih Sultan Mehmed döneminde Gedik Ahmed Paşa’nın Kırım’a düzenlediği sefer neticesinde Osmanlı ilgisi giderek artmaya başladı. Kırım Hanlığı’nın Osmanlı himayesi altına girmesinin ardından Anapa’nın da yer aldığı Kuzey Kafkasya kesimi Kırım hanlarının nüfuz alanı haline geldi. XVIII. yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde bölgede askerî ve siyasî şartlar değişti; Ruslar’ın Kırım Hanlığı’nı ilhakı, Osmanlılar’ın Kuzey Kafkasya sahillerinin stratejik önemini farketmelerine yol açtı. Kırım’ın Ruslar’ın elinden kurtarılması için Kuzey Kafkasya’da yeni askerî istihkâmlar oluşturuldu. Ruslar’ın Kuban yöresine asker yığmaları ve Osmanlı idaresi altındaki Çerkezler’le Abazalar üzerinde baskı uygulamaları üzerine Osmanlılar, Kuzey Kafkasya savunma hattını kuvvetlendirme planını devreye soktular. Kuban nehrinin Azak denizine döküldüğü yerde, hem Kızıltaş Boğazı’na hem de önemli bir askerî üs haline getirilmiş olan Soğucak Kalesi’ne yakın mesafede Karadeniz sahilindeki Anapa burnuna tıpkı Soğucak Kalesi gibi bir kale yapılmasına karar verdiler. Soğucak muhafızı olarak bölgede bulunan Ferah Ali Paşa’ya kalenin yapılacağı yerin incelenmesi emri yollandı. Anapa burnuna giden Ferah Ali Paşa, Taman’la sınır olması sebebiyle Rusya sınırına da yakın olan bölgenin Ruslar tarafından zaptedilmesi halinde Soğucak, Gelincik ve Sohum kalelerinin tehlike altına gireceği kanaatine vardı. Ayrıca burası Ruslar’a karşı korunma talebinde bulunan bölge kabilelerinin merkezi konumundaydı.

 … ..

1768-1774 Osmanlı-Rus savaşında Kili, İsmâil, Tulça, Babadağı, Bazarcık ve Kozluca gibi yerlerde Ruslar’a büyük kayıplar verdiren, sayıları 40.000’i bulan Bucak Tatarları da Kuban nehrini geçip Osmanlı Devleti’ne sığındıklarında Anapa civarında kabilelerin yaşadığı bölgelere sevkedilmişlerdi. Böylece bölge nüfus ve askerî bakımdan da güçlendirilmiş oldu.

… …

.Ruslar tarafından üç defa kuşatılan Anapa üçüncü kuşatma sonunda 26 Temmuz 1791’de işgal edildi. Ancak Yaş Antlaşması ile (10 Ocak 1792) Kafkasya’da eski sınırlar kabul edildiğinden Osmanlı Devleti’ne geri verildi.

… ..

Neticede Osman Paşa 24 Haziran 1828’de Ruslar’a teslim oldu. Ruslar, Kafkaslar’la birlikte Anadolu’yu Erzurum’a kadar işgal ettiler. 1829 Edirne Antlaşması ile de Anapa ve Kafkasya Osmanlı hâkimiyetinden çıktı. 1853-1856 Kırım savaşı esnasında kale müttefikler (Türkiye, İngiltere, Fransa) tarafından yıkıldı. Anapa günümüzde Rusya Federasyonu’nda Krasnodar oblastına (idarî birim) bağlı, Karadeniz’in kuzeydoğu sahilinde yer alan bir turizm şehridir. 2010 yılı nüfus sayımına göre şehirde 147.184 kişi yaşamaktaydı. Nüfusu Rus, Abhaz, Tatar, Başkırt, Rum ve Ukraynalılar’dan meydana gelmektedir.



*EDİRNE ANTLAŞMASI - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)

*Edirne Antlaşması ile sonuçlanan Osmanlı-Rus savaşının başlangıcı, 1821 Mora ayaklanması sonrası meydana gelen olaylarla yakından ilgilidir. Rumlar’ın ilân ettikleri bağımsızlığı destekleyen İngiltere, Fransa ve Rusya’nın müdahaleleri neticesinde bir Avrupa meselesi haline dönüşen bu ayaklanmanın ardından Rusya, Akkirman Antlaşması ile (7 Ekim 1826) Eflak-Boğdan ve Sırbistan imtiyazlarının genişletilmesini Osmanlılar’a kabul ettirmişti. Ayrıca bu üç devlet Bâbıâli’ye bir nota vererek Yunanistan’ın Osmanlılar’a tâbi fakat iç işlerinde bağımsız bir devlet olmasını istemişler, teklifleri reddedilince ortak donanmalarıyla Navarin’deki Osmanlı gemilerini batırmışlardı (20 Ekim 1827). Kendilerinden tazminat istenince de İstanbul’daki elçilerini geri çekmişler, Rusya ise Bâbıâli’nin yayımladığı bildiriyi bahane ederek savaş açmıştı (26 Nisan 1828).

Balkanlar’da ve Kafkaslar’da saldırıya geçen Ruslar Boğdan’a girdikleri gibi Anapa Kalesi’ni de kuşattılar. … ..

… ..

Rusya yeniden harekâta girişmiş, Silistre’yi ele geçiren General Diebitch Edirne’ye doğru ilerlemeye başlamış, doğuda Erzurum’u ve Faş’ı (Poti) alan Rus birlikleri Bayburt önlerine kadar gelmişlerdi. Fakat bu ilerleyiş iki cephede savaşan Rusya için kolay olmamış, arkalarının kesilmesinden korkan ve salgın hastalıklarda büyük kayıplara uğrayan Ruslar barış isteme gereğini duymuşlardı. Çar Nikola’nın arabuluculuğunu istediği Prusya Kralı Friedrich Wilhelm’in gönderdiği General Müffling’le yapılan görüşmelerden sonra toplanan “umumi meşveret”te Reîsülküttâb Pertev Efendi’nin aleyhte bulunmasına rağmen Şeyhülislâm Kadızâde Mehmed Tâhir Efendi’nin teklifiyle barış yapılmasına karar verildi. Bu arada İngiltere ile Fransa da devreye girmişlerdi.

… ..

Bu sırada Edirne önündeki Rus kuvvetleri herhangi bir mukavemetle karşılaşmadan şehre girmişler (22 Ağustos 1829), Kırklareli ile Lüleburgaz’ı da işgal etmişlerdi. Rus gemileri İstanbul Boğazı’na saldırırken Ege’deki bir filo da Çanakkale Boğazı’nı abluka etmişti. Bu durumda İstanbul’un savunulması için bazı tedbirler alınmaya çalışılmış, barış görüşmelerinin başlayabilmesi için Başdefterdar Mehmed Sâdık ile Anadolu Kazaskeri Abdülkadir efendiler temsilci olarak seçilmişlerdi. … ..

… ..



*Borodino Muharebesi - Vikipedi (wikipedia.org)

*Borodino Muharebesi, Napolyon Savaşları sırasında Fransız ordularına Moskova yolunu açan muharebedir.

7 Eylül 1812 günü gerçekleşen Borodino Savaşı, Moskova’nın yaklaşık 110 km. batısında, Moskova nehri üstündeki köprübaşında yapılmıştır. Napolyon ordusu 130 bin kişilik bir kuvvet ve 500 top desteğinde, 120 bin asker ve 600 top ile savunulan Rus cephesine saldırmıştır. Sabahın ilk ışıklarıyla Napolyon orduları direkt bir taarruza kalkışmışlar, öğlene kadar süren çatışmalarda 5 km.lik cephe hattında belirgin bir ilerleme sağlayamamışlardır. Savaş, öğleden sonraki safhasında karşılıklı top salvolarıyla sürmüştür. Fransız topçusunun etkili atışı ardından yeniden taarruza geçen Fransız birlikleri yine etkili bir sonuç alamamışlardır. Napolyon, 30 bin kişilik yedek birliklerini savaşa sürmezken General Kutuzov tüm güçleriyle Fransız saldırılarını karşılamaktaydı. Bununla birlikte Fransız taarruzlarının durdurulmasında 2. Rus Ordusu komutanı Prens Pyotr İvanoviç Bagration’un çabaları etkili olmuştur. Prens Bagration savaş alanında yaralandıktan 17 gün sonra ölmüştür.



*Taman Yarımadası - Vikipedi (wikipedia.org)

*Taman Yarımadası (Adigece: Темэн; Темэнык1э), Rusya'da Krasnodar Kray'da bataklıklı yarımada. Azak Denizi'nin (Adigece: Хы Мыут1э) güneydoğusunu kapatır. Karşısındaki Kerç Yarımadasından Kerç Boğazı (Adigece: Хы Т1уалэ) ile ayrılır.

Taman Yarımadası bir Adige bölgesi iken Kırım Hanlığı'na bağlanmış, 1783'te Kırım Hanlığı'nın Rusya'ya ilhak edilmesi üzerine, Ruslar tarafından etnik temizlik yoluyla Adige ve Nogaylar'dan temizlenmiştir.





9 yorum:

  1. Tarihin derinliklerine inildiğinde etnik kökenlerin tek başına millet olmaya yetmediğini, etnik kökeni aynı olan toplulukların yaşadıkları dönemde ortaya çıkan; iklim ve coğrafi şartlar, kendilerinden daha gelişmiş ve güçlü komşu ülkeler başta olmak üzere güvenlik ihtiyaçlarının zorladığı işbirliğ, akrabalık taesis ederek yakınlaşma, ya da ittifaklar kurma vb.nedenlerle bir araya gelebildikleri, yine süreç içinde değişen şartlara uyum sağlayarak taraf değiştirdikleri, bu süreçler içinde çok yakın aile bağları olanların bile rakip taraflarda karşı karşıya kalabildikleri, hatta birbirlerine karşı düşman taraflarda yer aldıkları görülmektedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarihi süreçte büyük imparatorluklar, büyük devletler, güçlü ittifaklar kurmuş ortak aidiyetleri olan toplumların hiçbiri; yaşamın ilk başladığı tarih öncesi çağlardan beri, saf bir etnik kökene sahip değillerdi…. değişen şartlar insan topluluklarının birbirleriyle kurdukları iletişim sonrasında yeni aidiyetlerin ortaya çıkması; sürekli yeni birlikteliklerin doğmasını beraberinde getirir hale dönüşmektedir …

      Sil
    2. Bu nedenle dünya sahnesinde yer alan ülke toplumlarının ya da ittifakların; o anki gelişmişlikleri, sahip oldukları ortak değerlerin kalitesi ve aralarındaki güven bağının seviyesi, toplumun kalitesini belirleyen kriterler olarak ifade edilebilir… Bu anlamda en üst sırada olan topluluğun; konu kapsamındaki yeri, süreç içinde değişime açık bir kavramdır.

      Sil
    3. Bu durum derinlemesine analiz edildiğinde ulus ve millet kelimelerinin anlamlarındaki farklılığın da anlaşılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Millet, sadece etnik kimlikle açıklanabilecek bir kavram olmanın üstünde yer almaktadır…
      Milleti etnik gruptan ayıran şey, daha politik bir bakış açısıyla, ortak hedefleri olan ve birarada yaşama iradesinin gösterilmesi ile öne çıkmaktadır.

      Sil
    4. Yine tarihe bakıldığında; günümüz Avrupa ülkelerinin isimlerinin henüz ortada olmadığı yüzyıllar öncesinde; başka isimlerle anılan ülke topluluklarının birbirleri arasında; en tepedeki ülke başkanlarının (krallar, kraliçeler, padişahlar, sultanlar, çarlar, çariçeler, cumhurbaşkanları, başbakanların vb.) süreç içinde yabancı eşlerle aileler ve hanedanlıklar kurmaları sıradanlaşmış durumda….

      Sil
    5. Bu bilgileri aklımızda tuttuğumuzda; yine tarihi süreçlerde Hitler ve benzeri etnik köken, yada kendi aidiyetinin bulunduğu etnisite veya dini topluluğun; sadece bu vb. nedenlerle üstünlüğünün savunulması fantastik beklentiler olarak tarihin karanlık sayfalarına gömdükleri acılarla birlikte anılmaktadır.

      Sil
    6. Aynı amaçlar doğrultusunda aynı ülkede, genel kabul görmüş değerlerin ortaklaşa belirlenmesi ve paylaşılması ve ortak değerlerler sınırları içinde beraber yaşama iradesini gösterebilmek; toplulukların tarih sahnesinde “millet” sıfatını hak ettiklerini ifade edebiliriz.

      Sil
    7. Sonuç olarak Çerkesler de; tarihte yer kalıcı izler bırakmış, ancak genel kabul gören gelişmiş toplum olma başarısında, üst sıralara çıkma seviyesi uzağında kalmış görünseler de, tarihten silinen eski birçok toplulukların aksine; hâlâ daha kimliklerini koruma, yeniden kalıcı yer edinme ümidi ile varlıklarını sürdürmektedirler.

      Sil
  2. Yazarın; eseri elbette büyük bir emeğin eseri. Ancak tarihi olayların kaynakları hakkında “Kaynakça” belirtilmemesi verilen bilgilerin ne kadar sağlıklı olduğuna ilişkin tereddütleri de beraberinde getirmekte. Bu kadar önemli bir eksikliğin bulunduğu eserde yazım hatalarından bahsetmeye gerek kalmıyor….

    YanıtlaSil