Esrarlı Kadın
Üstü örtülü bir kağnı, gecenin karanlığı içinde ağır ağır ilerliyordu. 1403 yılının sonlarıydı ve dondurucu bir rüzgâr ortalığı kasıp kavuruyordu.. Genç ve gürbüz bir atlı, kağnının önünden, ardından, yanına giderek , öküzleri idare ediyor, ardından, yanından giderek, öküzleri idare ediyor, arada sırada kırbacını şaklatıyordu.
Kuşkulu bir hali vardı, ikide bir arkasına bakarak gözlerini zifiri karanlığa dikmesi bir şeyden çekindiğini gösteriyordu.
Yol bir karış çamurdu ve sulu kar yağıyordu.
Kalın kepeneğine sarılmış olan atlı, buağır gidişten huyalnıyordu.At üstünde her zaman hızlı gitmeğe alışmış, diz boyu karda bile, çabuk yürümenin yolunu bulmuş bir insan olarak böyle yavaş gidişten bunaldığı belliydi. Fakat onu asıl bunaltan, gidişin yavaşlığı, gecenin karanlığı ve soğuğu değildi, ömründe ilk defa kağnıyı götürüşteki acemiliği değildi. Geriden gelecek birilerinden çekindiği anlaşılıyordu. Kepeneğine sarınmasında kendisini korumaktan çok, aralıosız yağan sulusepken altında yay kirişinin gevşemesine çalışan bir mânâ vardı. Sadağını ve yayını, kepenek altında dikkatle tutuyordu.
Bir aralık ,geriden sesler işitir gibi oldu. Kağnı tekerleklerinin gıcırtısı iyi dinlemeğe engel olmasın diye arabayı durdurdu. Gerileri dinledi. Ses yoktu. Geniş bir soluk aldı. Aynı zamanda kağnının içinden bir
kadının sesi duyuldu.“-”Çakır Ağa!”
Atlı büyük bir saygı ile karşılık verdi:
-”Buyur Sultanım!”
-”Neden durduk?”
Çakır bir saniye düşündü. “Ses duyar gibi oldum” demedi. Tehlkike ihtimalinden bahsetmek istemediği anlaşılıyordu. Gür sesiyle:
-”Atımın üzengi kayışını düzelttim sultanım.” diye cevap verd..
Arada bir susma oldu. Sonra içerden tekrar kadının sesi geldi:
-”Daha çok gidecek miyiz?”
Çakır, gözlerini gökyüzünde dolaştırarak şunları söyledi:
-”Gecenin yarısını geçtik. Gün doğmadan varırız sultanım!”
Kağnıdaki kadının çok düzgün bir konuşması ve ahenkli bir sesi vardı. Çakır, birkaş saniye bekledi. Yeniden ses gelmeyince kağnıyı yürüttü; fakat bir defa daha arkasına bakmadan da kendini alamadı…
***
… …
… ..
Balâ Hatun
Çakır’ın gizlice evine getirdiği genç kadın , bir tehlikeyi önlemek için böyle saklanıyordu. Amasya Beği Şedgeldi Paşa’nın yeğeni olan Balâ Hatun, Yıldırım Bayazıd’ın oğullarından İsa Beğ’in haremiydi. Sel gibi kahraman kanının aktığı, Türkün Tüğrkü kırdığı o korkunç Ankara Meydan savaşındanm sonra Yıldırım Bayazıd tutsak düşüp kendi canına kıyınca, oığlları , Osmnaoğullarının göreneğine uyarak beğlik dâvasına kalkışmışlar, birbirlerine karşı gelmişlerdi. Büyük şehzade Süleyman Beğ Edirne'de , nortanca şehzade İsa Beğ Bursa’daydı.
Osmanlı ülkesinde Bursa ve Edirne; iki başkent olduğu için devletin başına ancak bu şehirleri elde etmekle geçilebi
lirdi. Ancak şu var ki kendisi, ağasını tanımadığı için küçük kardeşleri de kendisini tanımamışlardı. Çaresiz vuruşacaklardı.
… ..
… ..
Gönül, kader adında
Bir tuzağa atılmış.
Gönül birçok duygudan
Ve oddan yaratılmış
Yasa neymiş, anlamaz;
Tasa çöker, inlemez,
Gönül ferman dinlemez,
Çünkü aşka satılmış.
Gönül için acı ne?
Her söz gider gücüne
Gönüllerin içine
Biraz ağu katılmış.
… ..
… …
Varna Savaşı
… ..
*Deli Kurt & Atsız
Ötügen Neşriyat
1.Basım: 1958
*Nihal Atsız - Vikipedi (wikipedia.org)
*Hüseyin Nihâl Atsız (12 Ocak 1905, Kadıköy, İstanbul - 11 Aralık 1975, İstanbul), Türk yazar, Türkolog, şair, düşünür ve öğretmendir. Türklerin tarihini konu edindiği edebî eserleri ve tarih araştırmaları olan Atsız,[4] Türkçü-Turancı ve ırkçı[5][6][7] dünya görüşüne sahiptir.[8][9][10] Yaşamının son yıllarında İslam'ı "Araplar tarafından Araplar için kurulmuş bir din" olarak nitelendirerek eleştirdi.
Ailesi:
Yaşamı:
Üniversite Yılları:
Memurluğu:
1955 Irkçılık-Turancılık Davası:
Dava Sonrası:
Ölümü:
Görüşleri:
Siyasi:
Dini:
Eserleri:
*I. Bayezid - Vikipedi (wikipedia.org)
*I. Bayezid veya Yıldırım Bayezid (Osmalıca: بايزيد اوّل y. 1360, Edirne – 8 Mart 1403, Akşehir), dördüncü Osmanlı padişahı. 1389'dan 1402 yılına kadar hükümdarlık yapmıştır.[1][2] Babası Sultan I. Murad, annesi ise Gülçiçek Hatun'dur.
Babası Sultan I. Murad, annesi Rum[3] asıllı olan Gülçiçek Hatun'du.[4][5] Adı babaannesinin babası Türkmenlerin Şeyh Edebali diye andığı Ebâ Yezîd'in adından gelir. Küçük yaştan itibaren zamanın seçkin âlimlerinden genel İslam eğitimi ve değerli kumandanlardan askerlik, sevk ve idare dersleri aldı. Osmanlı tarihlerinde kendisinden ilk olarak söz edilmesi, 1381'de Germiyanoğulları Beyi Süleyman Şah'ın kızı Devlet Sultan/Hatun'la evlenişi nedeniyledir. Bu evlilik babası I. Murat'ın Germiyan topraklarının neredeyse tamamını "gelin çeyizi" olarak sınırlarına katmak politikasının sonucuydu. 1381 yılında evlenişinin takip eden yıllarda devlet idaresinde yetişmesi için Sultanönü, Eskişehir ve sonra Germiyan ili Kütahya sancakları beyliğine atandı. Sancaklarının askeriyle Anadolu ve Rumeli yakalarında savaşlarda babasının safında yer aldı. 1385'te kardeşi Şehzade Savcı Bey'in, Bizans veliahdı Andronikos Paleologos ile birlikte hareket ederek ayaklanmasının bastırılışı ve Şehzade Savcı'nın gözlerine mil çekilmesi sonucu öldürülmesi olayları ile de Osmanlı tarihlerinde bahsi geçmektedir. 1389'da Sırpların çoğunluğunu oluşturduğu Haçlı ordusu ile yapılan Birinci Kosova Muharebesi'ne katıldı. Osmanlı ordusunun sağ kanadının komutanlığını yaptı; savaşta büyük kahramanlık gösterdi ve savaşın Osmanlılar tarafından kazanılmasında komutası altında bulunan Osmanlı sağ kanadının Sırplara bir karşı taarruz ile Sırp ordusunu çökertmesi çok önemli katkı sağladı. Babası Sultan Murad, bu savaş sonunda bir Sırp soylusu olan Milos Obilic tarafından öldürülünce, devlet ileri gelenlerinin müşterek kararı ile Osmanlı tahtına geçti.[6]
Saltanatı:
Yakup Bey'in Öldürülmesi:
Rumeli Sorunları ve Seferleri:
Anadolu Sorunları ve Seferleri:
Bizans Sorunları ve İstanbul’un Kuşatılması:
Niğbolu Muharebesi:
Timur ve Ankara Muharebesi:
Ölüm:
Yıldırım Lakabı:
Ailesi:
Eşleri:
Erkek Çocukları:
Kız Çocukları:
Batı Avrupa Kültürel Alanında Beyazıd:
*II. Murad - Vikipedi (wikipedia.org)
*II. Murad veya Koca Murat ( Divan Edebiyatı'ndaki adıyla Muradî; 1404; Amasya – 3 Şubat 1451; Edirne), 6. Osmanlı padişahı, I. Mehmed'in oğlu, Fatih Sultan Mehmed'in babası.
Annesi:
Şehzadeliği:
Saltanatı:
İlk Yılları:
Venedik’le Savaş ve Selani’in Fethi:
Anadolu’da ve Rumeli’de Tekrar Savaş:
Sırbistan’ın İlhakı:
Janos Hunyadi’nin Balkanlar’ı ilk İstilası:
Segedin Antlaşması ve Yenişehir Sevgendnamesi, tahttan çekilmesi, 1444 buhranı ve Varna Muharebesi:
Tahta dönüşü, Mora Seferi, İkinci Kosova Muharebesi ve ölümü:
*Varna Muharebesi - Vikipedi (wikipedia.org)
Bir solukta okunmalı, okunabilir.
YanıtlaSil