… ..
O gün ilk derse müfettiş sınıfımız geldi.
Bilirsin, ben öyle çok heyecanlı değilimdir ama, nedense o gün çok heyecanlandım. Titriyordum heyecandan. Belki de öğretmenin heyecanı bana geçmişti. Çünkü onun ellerinin titrediğini gördüm.
Müfettiş,
-Öğrencilerinize bir şiir yazdırınız… dedi.
Bunun üzerine öğretmenimiz bize,
-Yazın! dedi
Daha önce defterlerimize yazdırdığı şiiri okumaya başladı. Şiir, önceden defterlerimizde yazılıydı. Arkadaşların çoğu şiiri bile yazmıyor, yazıyormuş gibi yapıyordu.
Öğretmenimiz şiir okumasını bitirdi. Müfettiş, teker teker defterlerimize baktı. Hiçbirimizinde imla yanlışı bulamadı. Öğretmenimize,
-Teşekkür ederim, öğrencilerinizi iyi yetiştirmişsiniz, dedi.
Solumdaki sırada oturan Cengiz’in defterine bakmamıştı.
-Bakayım defterine… dedi.
Cengiz defterini uzattı.
Müfettiş,
-Bu ne ? dedi.
-Şiir efendim.
Müfettiş,
Bu nasıl şiir diye bağırınca, başımı uzatıp yan gözle baktım.
Cengiz yanlışlıkla, şiir yazılı diye, önceden matematik probleminin yazılı olduğu sayfayı açmış.
-Nerde yazdığın şiir?
Azkaldı, Cengiz şiir yazılı öbür sayfayı açacaktı. Müfettişin arkasından gelen öğretmenimiz, eliyle, gözüyle işaretler yapmaya başlayınca, Cengiz durumu anladı.
-Şiiri yazamadım efendim… dedi.
Öğretmenimiz hâlâ eliyle Cengiz’e işaretler yaparken, Müfettiş birden bire geriye döndü
-Bir de matematik problemi yazdırın da çözümlesinler… dedi.
Öğretmenimizin yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Müfettişin önce problem yazdıracağını, sonra şiir yazdıracağını sanıyorduk. Bize öyle söylemişlerdi. Müfettiş soru sırasını değiştirince Cengiz de şaşırmıştı.
Cengiz’in defteri müfettişin elindeydi. Onun için öğretmenimiz eskisinden başka bir problem yazdırdı. Matematikten hep pekiyi alırım, bilirsin. Artık öyle şaşırmışız ki, problemi ben bile çözümleyemedim. Defterlerimize bakan müfettiş suratını buruşturdu. Öğretmenimiz çok utanmıştı. İçimden, “Müfettiş, ah, beni kaldırıp sorsa da makine gibi cevaplar versem, “diyordum. Öğretmenimizin yüzünü ağartmak istiyordum. Kendi kendime boyuna: “1492. Babam. Fatih Sultan Mehmet. Mimar Sinan. 1492…” diye mırıldanıp duruyordum.
Sanki içimden geçenleri okumuş gibi, müfettiş bana,
-Sen kalk! dedi.
Sevinçle fırladım. Sonradan bana arkadaşlarının söylediğine göre, müfettiş,
-Kaç yaşındasın? diye sormuş.
Ben heyecandan soruyu anlamadığım için, Amerika’nın keşfini soruyor sandım.
-1492 efendim… diye bağırdım.
Şaşkınlıktan gözleri büyüyen müfettiş,
-Nee? Kaç yaşındasın? diye bir daha sordu.
Ben de, doğru cevap verdiğimi sanarak,
-1492 efendim… diye daha yüksek sesle bağırdım.
Müfettiş,
İstanbul’u kim keşfetti? diye sormuş.
Ben ezberlediğim cevap sırasına göre,
-Babam… dedim.
Müfettişin, soruların sırasını değiştireceğini önceden hiç düşünmemiştim.
Müfettiş ayağını yere vurup bağırdı:
-İstanbul’u kim fethetti, diye soruyorum.
-Babam efendim.
-Senin baban kim?...
-Mimar Sinan.
-Ağzından çıkanı duymuyor musun oğlum. Babanı soruyorum, Mimar Sinan diyorsun.
İşte o zaman kırdığım potu anlayabildim. Ama heyecandan müfettişin de bağırmasından öyle şaşırmıştım ki bir türlü kendimi toparlayamıyordum.
-Pek Mimar Sinan ne yaptı.
Artık büsbütün şaşırmıştım. O şaşkınlıkla,
-İstanbul'u fethetti efendim … diye bağırdım.
-Kim?
Sözde yanlışımı düzeltmek için,
-Mimar Süleyman… dedim.
-Süleymaniye Camisini kim yaptı öyleyse?
-Sultan Sinan Fatih.
Kelimeleri birbirine karıştırdığımı sezinliyordum ama artık toparlanamıyordum.
Müfettiş öylem kızmıştı ki, kızgınlıkla o da şaşırıp,
-Oğlum, dedi. Amerika’yı yapan Mimar Sultan Mehmet’tir, Süleymaniye Camisini de keşfeden Fatih Sinan’dır.
Çocuklar kendini tutamayıp kıkırdayarak gülüşmeye başlayınca, müfettiş yanlış söylediğini anladı. Yanlışını düzeltmek istedi:
-Yani Sinaniye Camisini Mimar Süleyman yaptı, Fatih’i Mimar Sultan Mehmet fethetti demek istiyorum…
Yine yanlış söylediğini anlayıp,
-Beni de şaşırttın be çocuk!.. dedi.
Kızgınlıkla başını sallaya sallaya, kapıyı hızla çarpıp dershaneden çıktı.
Dershanede çıt yoktu. Bisüre sonra öğretmenimiz,
-Yazıklar olsun! .. dedi.
Bu sözü, bana mı, müfettişe mi, yoksa kendisi için mi söylediğini anlayamadım.
… ..
... ..
Şimdiki Çocuklar Harika & Aziz Nesin
Nesin Yayıncılık
İlk basım : 1967l
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder